Translate

21 Ağustos 2019 Çarşamba

ULUSLAR ARASI, SPOR – OLİMPİYAT OYUNLARI NORMALLEŞİYOR!


Geçmiş dönemin beyin yıkama, yanılma – yanıltma noktalarından birisi de, spor, olimpiyat oyunları idi. Ayrıca, bu alan, ticari bir sektördü. Bütçeden bu alana ayrılan paraları, çoğu ülkede, bir grup ele geçiriyordu. Spor Tesisleri Yatırımları, ihaleler, hep aynı grupların, değişik isimli şirketlerine veriliyordu. 

KARADENİZ ÜÇLÜSÜ ÜLKELERDE, HALK İŞLETMECİLİĞİ, SPOR TESİSLERİ İNŞAAT BİRİMİ, ÇOK DEDİKODUYU ÖNLEYECEK.

SPOR GİYİM ve ürün imalatında, yeni bir bölgesel düzenleme ile, MARKA değil, işe yarar, ihtiyacı karşılayan, spor malzeme üretimi.

Futbol karşılaşmalarında, Brezilya, her dört yılda bir ‘Dünya Şampiyonu’ olunca,  Brezilya halkının gelir ve aile düzeni daha iyi mi oluyordu?

Almanya’nın, Bayanlar Buz Hokeyi dalında, Ekvatordan getirdiği bir kız yarışıyordu. Enteresan olan, dereceye de giriyordu. Buz hokeyi geri çekimindeki, Alman kalçası ile ilgisi olmayan bir görüntü, izleyicileri güldürüyordu. Görüntü – fizik olarak ta, Ekvator’dan bu spor dalında, birkaç dönem Almanya adına yarışmak için getirtilen bu kız, Almanya’nın ‘Buz Hokeyi’ dalında, ne kadar geliştiğini mi gösteriyordu?

Bu konuda da bir sadeleşme, o ülke temsilcilerinin, yarıştığı ülkelerden olması…
İNSAN VÜCUDUNU, BEDENİNİ ZORLAYAN ÖLÇÜLERDE BİR YARIŞ YERİNE, MİLLETLERİN, ÜLKELERİN BİR ARAYA GELMELERİ, kısaca, biraz anlayış, yaklaşım değişimi…

BU KONU DA İYİ ŞEYLER OLACAK. 

20.08.2019 21:42

=================

ESKİ BİR BAYRAM TEBRİK MESAJIM.

O yıllarda, Kayseri’den bu mesajı, bazı etkili kişilere göndermişim.
TBMM de de, kopyasını, yine o yıllarda, aynen, yayınlamış olabilirim.
………………..

Sadece AA’yı değil, Enerji Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı ve daha başka nereleri idare ediyorsun sen bilirsin. Güçlüsün ne yapalım... Sadece bizim elimizden gelen; “Allah gücünü kırsın.” Demektir.

Eğer bir gün Azrail kapını çalar ise; ki her yaratılmışın bir sonu vardır,  ….. ….tam “başardım” dediğin gün bir bela verirse, Yunus’un şu dizelerini hatırlamanı dilerim:

SANA İBRET GEREK İSE

Sana ibret gerek ise, gel göresin bu sin(Mezar)leri.
Ger taş isen eriyesin, bakıp göricek bunları.

Şunlar ki çoktur malları, gör nice oldu halleri.
Sonucu bir gömlek giymiş, onun da yoktur yenleri.

Hani mülke benim diyen, köşkü saray beğenmeyen.
Şimdi bir evde yatarlar, taşlar olmuş üstünleri.

Bunlar eve girmeyeler, zühd ü taat kılmayalar.
Bu beyliği bulmayalar, zira geçti devranları.

Hani o şirin sözlüler, hani o güneş yüzlüler.
Şöyle gaib olmuş bunlar, hiç belirmez nişanları.

Bunlar bir vakit beğler idi, kapıcılar korlar idi.
Gel şimdi gör bilmeyesin, beğ hangidir ya kulları.

Ne kapı vardır giresi, ne yemek vardır yiyesi.
Ne ışık vardır göresi, dün olmuştur gündüzleri.

Bir gün senin dahi Yunus, benim dediklerin kala.
Seni dahi böyle ede,  nitekim etti bunları!...

…….. 
Benim yoluma gelince:

Menzili ırak bu yolun bu yola kim varası
Müşkili çok bu yolun bunu kim başarası

Bu yola yarağ gerek çok eksik kezek gerek
Key demir yürek gerek bu sarp yola varası

İnce sırat köprüsü sıfat imiş bu yolda
Dosta giden kişinin doğruluktur çaresi

Kimde kim toğruluk var Hak Çalap anı sever
İki cihana yarar ol erün sermayesi

Toğruluk mancınığı istiğfar taşıyıla
Toğru vardı atıldı yıkıldı nefs kal’ası.


yine Yunus’dan:

“Yavuzluk eyleme sakın, ecel sana senden yakın
Nicelerin aslın kökin yurd eyleyüp boza durur.”

Cümleleri dışında, başka ne yazabilirim ki....

Yine de hepinize, sağlık, başarı (ama bu toplum için) mutluluk dileklerimi yollarım. Belki de
Sayın Mesut Yılmaz dışında bir başka güç bu işi engelliyordur. Ama Sayın Mesut Yılmaz bu işin siyasi sorumlusudur. 

Sevgi ve saygılarımla,

Cafer Tanrıverdi
Kayseri.
=============

TBMM de göreve başladığı gün, sevinçten zıplayınca, yer çöktü. Adam çukura düştü. Öldü.

Bu olay, Ankara’da, aynen yaşanmıştır.
O dönem, TBMM Başkanı Bülent Arınç’ın peşindeyim. Haftada bir gün, TBMM ye gidiyorum. Göreve başlamak istiyorum.
Soranlara da; ‘HAYIRLI İSE OLSUN!’ diyorum.
Bana, evlenecek Rus Kızı getirmeyecekse, TBMM yi ne yapayım?
O yıllarda, Tv de seyrediyordum. Evimde internet bağlantım da vardı.
…..
BİRİSİ EVİME GİRİP, çok gelişmiş, KABLO Tv, müzik, Tv, İnternet bağlantı modemimi de daha almamıştı!
AK Parti dönemi, Ankara’ya geldiğim yıllarda, cep telefonu, internete giriş – bağlantı kablomu da aldılar. 
….
TBMM den eve gelince öğrendim. Galiba, fotoğrafı yayınlanmamıştı. Kişi hakkında bilgim de yoktur.

TBMM de tayin – ataması yapılıyor.  
Sessizce TBMM den çıkıyor. Personel dairesinde karşılaştığı bir kişinin de arkadan geldiğini görünce, akıllı, uslu yürüyor.
Türk Hava Kuvvetleri binası önüne gelince, ana cadde, arkasındaki kişinin başka yola döndüğünü anlayınca, ertelediği sevinç gösterisini yapmak için, hafif bir şeyler söyleyip, havaya sıçrıyor.

Ayağı, yere değer değmez, yer çöküyor.
Çöken çukura düşüp, adam ölüyor.
İNSAN HAYATI BUDUR!

Ankara’nın en iyi, en sağlam caddesi.
Avrupa Birliği, Ankara’ya, en sağlıklı gelişen, örnek şehir madalyası verdi. Bu madalyon, Kızılay Metro girişinde sergilendi.
Madalyonlu şehir. Ana cadde, düz asfalt yol, adam zıplayınca çöktü! Avrupa, zıplama testi yapmamış!
………
AVRUPA BİRLİĞİ KURULMADAN ÖNCE, TÜRKİYE’DE, TÜRKMENLERİN EVİNE, İSTİHBARAT AMAÇLI, KİMSE GİREMEZDİ. (Bir eşya, elzem malzemeleri alamazdı.) GİREN TESPİT EDİLİR İSE, VURULURDU.

İNGİLTERE’DE DE AYNI SİSTEM VARMIŞ.

Günaydın Gazetesinde, Sabri isimli, Polis – Adliye Muhabiri, yakın tanımayanlar biraz mesafeli olsalar da, bizlerin sevdiği bir arkadaşımız vardı. İneklerin de, bu arkadaşımızı sevdiği, onu dinlediği dış bilgilerine de sahiptik. Başkaları anlatmıştı.
Halen, Ankara Siyasal Bilgiler, Basın – Yayın öğrencisi idi.
Onların, yılda bir gün, İNEK BAYRAMI olurdu.
Bazı inekler de, inatçı oluyorlar. Yol da, nizami yürümüyorlar.
Sabri, ineğin yanına varıp, birkaç kelime söyleyince, ya da Sabri Bey, inek önünde yürüyünce, o kutlama da sorun yaşanmıyor.
İngiltere hakkında, ondan bazı bilgiler almıştım.

İngiltere’nin istihbarat örgütü varmış.
Etnik olarak İngilizlerin, İngiltere’de de olsalar, suç işleme hak ve özgürlükleri yokmuş. Suç – konu somutlaşınca, savcılar soruşturma açarlar, (Sanıyorum, İngiliz olanlar hakkında soruşturma açabilecek savcıların da, etnik olarak İngiliz olma zorunluluğu, kapalı olarak var. ) gereği yapılırmış.
Eğer kişi, etnik olarak İngiliz değil ise, ülke güvenliği, İngilizlerin güvenliğini etkileyecek bir şüpheli durum da, İngiliz İstihbaratı (Bana söylediğine göre, galiba MI5 ‘ti.) o kişiyi vururlar ve sonra, o şüphe ya da söylentinin doğru olup – olmadığını araştırırlarmış.
Savcıya dosya, bu işlemlerden sonra gönderilirmiş.

Her ülkenin, kendisine has, o ülkenin temelinde harcı olan insanları, aileleri (açık – kapalı, yasal) koruma sistemleri vardır.
Avrupa’da, millet esasına dayanan, milli – modern devletlerin, yeni dönem de, bu konuları da, bir sisteme bağlama, görüş alış – verişi, kapalı da olsa, yeni yasa hazırlamalarda ortak çalışmaları gereken bir konudur.

Tamamen tesadüfî, Ankara’dan İstanbul’a, bir otobüs yolculuğumda, yanımda oturan kişi, İngilizlerin; istihbarat amaçlı evlerine giren kişilerin, dış casus olarak adlandırılma, suçlanma ve cezalandırma yöntemlerini anlatmıştı.   

TÜRKİYE’DE, ASKERİ YÖNETİM DÖNEMLERİ DÂHİL, -ÖZAL dönemine kadar- TÜRKMENLERİN EVİNE, kendisinden habersiz, İSTİHBARAT AMAÇLI GİRİLMEMİŞTİ. GİREN, takibe alınıp, ÖLDÜRÜLÜYORMUŞ.
……………. 

İNSANLARIN EVLERİ; VATANLARIDIR. VATANIDIR.

İnsanlar, bunu güvenceye almak için savaşırlar.
Eş ve evlatlarınız için, güvenli bir alandır.

Bu mesajın başına döner isek, spor karşılaşmalarında, okulların birbirleri ile yarışmaları gibi, aynı mahalle çocukları, başka bir mahalle ile maç ve kardeşçe, spor karşılaşmaları yapmalıdırlar. Aynı ülkenin şehirleri de….

Ülkelere arası, spor karşılaşmaları ve olimpiyatlarda yarışanlar da, o ülkeye ait olmalıdır. YABANCI SPORCU OYNATMA, tanım ve düzenlemeleri de, yeniden yapılmalıdır. SPOR DA KAZANMAK KADAR, BİR ARADA OLMAK; BİRAZ GÜLMEK, EĞLENMEK, HOŞ VAKİT GEÇİRMEK, İYİ ŞEYLER SÖYLEYEREK BAĞIRMAK TA ÇOK ÖNEMLİDİR.

Günü gelince, bunu da konuşalım.

…..
21.08.2019 11:23

Hiç yorum yok:

Katkıda bulunanlar

Share it