Translate

16 Ağustos 2019 Cuma

SELÇUKLU DEVLETİ’NE AİT, FRANSA’DAKİ ‘KONAR – GÖÇER’ BELGESİNİN ANALİZİ.


Ortaokul yıllarım.
Özel konulu, özel ‘küçük bir grup’ un, seminerine katılmıştım. O toplantıda olanların hepsinin ‘Türkmen’ olduklarını sanıyordum. Emin değilim ama küçük toplantıdakilerden bir kaçı ve konuşmacı, Ankara ya da İstanbul’dan gelen kişilerdi. Bugünden geriye bakınca, onların hepsi de, Türk Milliyetçisi olan, Ermenilerdi.

Konu anlatımında, el çizimi ve oklu haritada, göç yollarına görünce, ilkokul tarih kitabımızdaki; ‘Türklerin Göç Yolları’ haritası ile büyük benzerliği vardı. O an onu düşünmüştüm.

ARA NOT: İlkokul Tarih Kitabımızın yazarı, Emin Oktay’dı. Ad-soyadından anlaşıldığına göre, bir Ermenidir. Acaba? Günümüzde, gerçek Türkleri yok ederek, onların yerine geçip; Adriyatik’ten – Çin Seddi’ne kadar, Sahte Türk İmparatorluğu kurmak isteyenler, geçmişteki, Ermeni Göç Yolları ve Göç şekillerini, tarih kitaplarına, “Türklerin Göç Yolları” diye mi yazdılar?  

Belge konusu, kısaca şöyle idi:
Selçuklu Devleti sınırlarına gelip, belirlenen sürelerde, belirli yerlerde, geçici konaklama yapan, Konar – Göçerlerin, uyacakları kurallar, bir sonraki konaklama yerleri ve Bizans Topraklarındaki Rum yerleşim yerlerindeki yetkililere de bilgilendirme notları. O ekipte olanların,  net sayıları, ortalama yaşları, cinsiyetleri, deri işi, kalbur – gözer, kundura, dişçi, süs takıları vb. uğraş, ticaret tanımları. Yine o katardaki, serbest cinsellikteki kızların, yerleşim yerlerinde, bu işleri yapamayacakları,  ticaret malları dışında, halkın bu konuyu bilmeyeceği, haberdar olanların da, konaklama yeri yakınında, halktan gizli, bu tür şeylerin yapılabileceği. Benzeri, bazı tavsiye notları.

Konuları tam bilmediğim için, aklımda kalanlara göre; bugün Avrupa’da ülkelerinde olan Ermenilerin - bir kısmı – nın geçmişleri, bu tür, Asya’dan gelen konar-göçerlerdir. Asya’dan Avrupa’ya giden bu grupların, Asya’ öncesi geçmişleri de, Afrika – Mısır, Orta Asya, Hindistan eksenidir.   

Adı geçen belge, Almanya’da bir ailede bulunur. Onların geçmişleri, geliş yerleri bu şekildedir. O aileden, Fransız bir Ermeni araştırmacıya geçer.

Günümüz bilgileri ile geriye bakınca, o dönemlerde, dışarıdan gelenlerin, Selçuklu ve Bizans topraklarında, sürekli – kalıcı olma şansları yok. Kurallara uyanların, Avrupa ülkelerine “geçiş serbestliği” diyebilir miyiz? Bilmiyorum.  Bu belge, bu geçişi mi düzenliyor?

***
Bir başkasından da, Selçukluların, bu tür gruplarla ilk karşılaşmalarında, (özellikle Rus Topraklarından gelenlerin ) paralı, serbest cinselliği görünce şaşkınlıklarını dinlemiştim. İki-üç geçmiş bilginin ortalaması, yakıştırma anlatımı şöyledir:

Günümüzdeki sınır karakol birlikteliklerine benzer, yeni kurulan askeri bir merkez, uzaktan gelen, tenteli 15 at arabasını takip ve karşılamak için, atlı askerlerden bir grup hazırlanır. Boşluktan canı sıkılan, o kışlanın en üst komutanı da, bir ata biner. Onları durdurma - kontrol noktasına gelirler.

Belirli aralıklarla, gelen arabalar durur ve göçerlerin yetkilisi, nereden gelip, ne yapmak istediklerini, nereye gideceklerini anlatır.
Sıra ile arabaları kontrol ederler. İçindeki, iş aletlerini ve malları incelerler.
Arkadaki üçüncü arabadan, kışla komutanını bir bayanın istediği, komutanın kulağına söylenir. Bayan daveti olunca, üç atlı ile komutan oraya yönelir. Diğer askerler, araba incelemelerine devam ederler.

Arabanın yanına varınca, hafif şişman, orta yaşlı bir bayan; attan inip, tek başına, arabanın içine bakmasını söyler.

Komutan attan inip,  arabaya bakınca, yüzünde bir gülümseme oluşur.
Gülerek ; “Ben evliyim, bunların arasında bu iş olmaz. Gider, hanıma söylerler!” der. Yanındaki üç atlıdan, Rus olan gence dönüp; ‘Biz dolaşalım! Sen bir bak!’ der. Diğerleri ile, arkadaki arabalar geçerler.
Rus asker, arabada ne olduğunu merak edip, atını araba tekerine bağlayıp, araba tentesini arkadan açar. İçeri bakar ki; iki kız yan yana yatıyor. Bir tanesi, diz kapağında olan eteğini de, biraz aşağıya indirince, bacağında donu olmadığını da görür.

Biraz seyreder. Düşünür. Tenteyi kapatıp, atını bağlı olduğu yerden çözüp, atına atlar ve arkadaki arabayı inceleyen komutanın olduğu bölüme gider.
Komutan, ne oldu? Diye kafayı sallayınca, ‘Araba yaylı.’ Çok güzel yapmışlar. Sizler burada, diğer arabaları inceler iken, o arabayı yaylandırmak olmaz! İstemiyorum.

Komutan, ‘HiHi’ nerede? der.
HiHi, ne zaman zor bir iş olsa, öyle bir işe gönüllü istense, ‘HiHi’; kendisine özel gülüşü ile ortaya çıkar, görevi anlayınca da; Hi Hi diye gülerek, gider. ve o görevi başarı ile bitirip, gelip, yine ‘Hi Hi’ der.

Bu arada, kızlardan birisinin, arabanın arkasına çıktığı ve saçlarını eli ile geriye doğru taradığı görülür. Çok güzel bir kız.
Kontrol işlemi bittiği için, komutan ekibi ve diğer askerler, konar - göçer ekip yetkilileri ile birlikte, kenarda bir yerde oturmaya giderlerken, komutan talimatı da, karşı tepede olan HiHi, yakına çağırılıp, iletilir. Oradan herkes uzaklaştığı için de, ortam rahattır. İlerleyen dakikalarda, HiHi’nin atının, yakın arkadaşı tarafından, kendi at eğerine bağlandığı görülür.
İşte orada, ilk şaşkınlık geçtikten sonra, bu tür bir olayda, paralı ya da özel amaçlı, - kısmen rüşvet – cinsellikte,  bazı resmi ilke – kurallar konulur. Bu tür işler nedeni ile de, konaklama yeri, yerleşim yerlerinden biraz uzak olacak. Satılacak ürünler ile yerleşim yerlerine gelecek olanlar da, bu tür görüntü ve tavırlardan uzak olacaklar.

BU TÜR DENEYİMLERDEN SONRA, SELÇUKLU BÖLGESİNDE KONULAN KURALLARIN, AVRUPA’DA BAŞKA üLKELERE GİDERLER İKEN; Yol güzergâhındaki, BİZANS BÖLGESİ RUMLARINA;  o belgede, “BİLGİLENDİRME NOTU” OLARAK KONULMASI…  ndan söz edilmişti.

…….. 

Bu şekilde, ta o yıllarda Avrupa ülkelerine gidenlerin bir kısmı, yasal göç mü yaptılar? Bir kısmı, geri döndüler mi? Avrupa’da hangi bölgeler ve hangi ülkelere yerleştiler?

Bu durum, şu açılardan önemlidir.

Ermenilerin bir kısmı, normal yaşam değerlerine, hayat ilkelerine, ‘Heavenly Religion’ hayat tarzına bağlı insanlar.  Bunların çoğunu, çoğumuz tanıyor ve biliyoruz. İçinde yaşadıkları ülke ve toplumlar ile de uyumludurlar. Sorun bunlar ile değildir.

GENETİK OLARAK TA, KONAR – GÖÇER MANTIĞINDA OLANLARI İLE, MİLLİ DEVLETİ OLAN MİLLETLERİN bazı sıkıntıları olması doğaldır.  
O kişiler, din eğitimi veren kurum ve kuruluşları ele geçirirler ise, o konuda da ….

….. bazı uzmanlarca, konuların bu enlemde tartışılması, ‘YÖNETİM KONSEYİ’ sisteminin, zorunluluğunu ortaya çıkarıyor. Mu?

16.08.2019 17:50

.......
'Heavenly Religion' = Kutsal Kitabı olan dinler. 
.

Hiç yorum yok:

Katkıda bulunanlar

Share it