(Bu yazıyı, göreve
başladıktan sonra yayınlamak özlem ve dilekleri ile… )
Hayatın tanımı çok
zor değildir. Belki de; “Güven içerisinde yaşayabilmek.” diye özetlenebilir.
Bu güvenlik nedir?
Milletlere, toplumlara, bireylerin kültür ve yaşam tarzlarına göre bu kavram
değişse de, bunun; Türkler ve Ruslarda ortak tanımını yapmak kolaydır.
Ya birlikteler ya da
ayrı vatanlarda yaşasalar bile, birbirlerinin vatanlarında gözleri yok.
Sahip oldukları,
sevdikleri kadınlara da, arkaları dönülünce göz kırpılmıyor.
Bu basit kural,
milletlerce de iyi analiz edildiği, yaşam tarzına – davranış ölçülerine
dönüştürüldüğü durumlarda, insan ilişkileri daha rahat ve güven içerisinde
oluyor.
Öncelikle, bunu
bilen ve kabul eden bireyler ve milletler ile yakınlık, dostluk kurulduğunun
anlaşılması!
Arazi de, kuralsız ve tanımsız özel mülkiyet, vatanının elinden
alınmasıdır.
Vatanında; ‘Benim’ diyebileceğin, Türk Evleri bölgeleri dışında, ortak
kullanım alanlarında, o şehir ya da başka şehirlerde; ev, bağ, bahçe için
tahsis edilmiş alanlarda, tapulu, özel mülkiyetinin de olması gerekir.
Genellikle, çocuk sayınız kadar ya da onun iki katı ile sınırlı.
Rusya’da, Rus Mahallesi’nde, ya da Türkiye’de; ‘Türk Mahallesi’ndeki,
“Türk Evi” tipi, küçük bahçeli evlerin, bir aileye devlet tarafından verilmesi,
o ailenin; ebeveynde ve çeşitli meslek dallarındaki evlatlarında, “vatan” bilgi
ve bilincini – sevincini artıran, somutlaştıran, bir göstergedir. Bunda; ‘güven’ – ‘güvenlik’ te vardır.
Bu güven içerisinde bir Rus ya da Türk, bir başka millet – milliyet ile
irtibatlarında, ortak iş hayatında, aile ilişkilerinde, karşı tarafın; vatanına
ve kadınına göz koymasını önleyici bir tedbir de vardır. Bu kurallara
uymadığından şüphe duyduğunuz bir irtibatta, geriye çekilme, araya mesafe koyma
güç ve fırsatınızda vardır.
Acaba? Bir başka
açıdan, konuya yaklaşır isek, zaten bireyler, başka modelde de olsalar, bazı
evlere ve ekonomik güç’e sahiptirler. Bazılarında, ilişkiler normal değil!
Neden?
.
O dönem, en fazla
satan günlük gazete ‘Günaydın’ da çalıştığım yıllarda, yine o dönemin, en
etkili günlük gazetesi ‘Hürriyet’ Gazetesi çalışanları ile ortak yemekhanemiz
vardı.
Başkaları
anlatmışlardı. O dönemki kız arkadaşım, -okul, kolej forma kıyafetli imiş- ile
birlikte yemekhaneye girince, birileri, çatala takılı yiyeceklerini, ağız
yerine, hayretle burnuna dayayanlar olmuş. O derece, Türkiye standartlarında
güzel bir kız idi. İşveren, gazete sahipleri ile ilişki ve bağlantılarım da çok
iyi idi. Evim de var idi.
İşte o an, yemekhaneye
giriş anım; o dönemki sıkıntılarımın başlangıcı olmuş!
İyi bir vatanınız ve
güzel bir kadınınız var ise, sıkıntı ve sorunların, kimden – kimlerden, ne
zaman ve nasıl geleceğini de, tam hesap edemiyorsunuz.
…
Vatan ve kadın
güzeldir. Senin olursa…
…
Rusya’yı gezip – görenlerin bir kısmı, bazı object ya da şehirlerin,
1970 öncesi Türkiye’ye benzediğini, gelişmediğini söylüyorlar!
1985 ama özellikle son 15 – 20 yılda Türkiye’de, küçük kasabalar da bile,
öylesine çok apartmanlar yapıldı ki, bunu “gelişmişlik” olarak görüyorlar.
Hâlbuki tüm bunlar; arazi işgali, kanunsuz imar oyunları, vatanın da
çirkinleştirilmesidir.
Şehir içlerinde de; tarihi eserlerin, eski camilerin bahçe duvarlarının
bile yıkılıp, imar planlarında gözükmeyen, kaçak yapılan, sonra kılıf
uydurulan, merkez ana caddelerde de, bulunan her boşluğa, devlet arsasına,
kimsenin haberi olmadan! yapılan apartmanlardır!
Vatan; arazidir.
Şehirdir, köydür, kasabadır. Mera, ova, orman, açık alan, dağ – tepedir.
Her isteyenin, her
istediği yeri çevirip – sınır taşları koyup; “ben buraya, otel, iş hanı, iş
yeri, ev – apartman yapıyorum. Diyebileceği yer değildir.
1978 Ecevit
Hükümetinin, bir otel de, orman arazilerini paylaşmak amaçlı kişilerin istek ve
destekleri ile de kurulduğu, açık olarak söylenirdi. Aynen, Ak Parti’nin,
yasaklı iken, birden serbest bırakılıp,
seçime girmesi, seçim sonrası ilk çıkardığı kanunlardan birisinin, orman arazilerine af ya da imara açmak amaçlı
yeni düzenleme olduğu da…
…
AVRUPA’DA BAZI
MERKEZLER, BİREYLER, VATANIMIZA GÖZKOYDULAR!
Bu nedenle de, bir
den bire, arsa – arazi gaspları, kurum ve kuruluşların tek etnik gruba
dönüşmesi sağlandı. Kanunlar göz ardı edildi. Bir kısmı da, haksız af - kılıf
kanunları oldu.
ŞİMDİ, BUNLARI
DÜZELTENLER, İYİ BİR İŞ YAPIYORLAR.
ÇOK ŞEY, NORMALE
DÖNÜYOR.
SAĞ OLSUNLAR, VAR
OLSUNLAR.
…
Rusya, çok daha geniş bir alandır.
Türkiye gibi, yol üstü, kıtalar arası geçiş noktalarında da değil.
Bizler, küçük bir alan olan Türkiye’de bile, yabancılara kapalı alanlar
ve bölgeler yapacağız. Rusya, bu geçiş dönemini bizden daha akıllı ve iyi
değerlendirmelidir. Yabancılara kapalı alan ve bölge sayıları – sınırları
çoğalmalıdır.
Türk Evleri yapılan Rus Mahallelerini, herkes görememelidir.
Yakın dönemlerde, yer değiştirenler, o bölgelere gelenler, geldikleri
yerlere yeniden gönderilmelidirler.
Kara Deniz Üçlüsü ülkelerde, eski dönem ‘Turizm Anlayışı’ bitti. Yeni
döneme uygun, yeni şekle dönüştü ve dönüşüyor. Türkiye’deki Tatil Köyleri,
Ukrayna’nın yapacağı yeni Konaklama Tesisleri ve blok sistemi gibi…
Bunların hepsi, yasal, mülkiyet hakkı verilmeyen, kullanım amaç tanımlı,
kiraya verilmiş araziler olacaktır. Sanayi tesisleri ve atölyeler de bile… İmar
planlarında, yerleri net, 500 yıl sonra bile, orada o iş yapılacak. O tesis, o
an, o işi yapanların olacak.
Kızlarınız; “arazimiz var” diye kasılmayıp, kolay koca bulacaklar. Koca
bulmak için de, belli bir ‘hayat tarzı’ düzenleri olacak.
VATANINIZ VE
KADININIZ VAR İSE, PARA KAZANIRSINIZ.
PARA İLE, VATAN VE
KADIN KAZANAMAZSINIZ.
Başkaları, başka
düşünebilirler. Bizim doğrumuz budur.
23.09.2018 06:47
Ek, bir başka
konu:
AMERİKAN
KÜLTÜRÜNDE, ÖĞRENCİ’ nin ayrı bir yeri var!
New York
itfaiyesinde, yaşadığım bu olayın kaydı da vardır. Sizler de hemen, öyle bir
durumda itfaiyeye gitmeyiniz. Sanıyorum, asli görevleri arasında, böyle bir “görev
tanımı” da yoktur. İyi bir insana denk geldim: “Türk, okulunu kaybetmiş.”
Deyip, ismimi aldı. Görev kâğıdı yazıp, beni itfaiye aracı ile okuluma,
Concodia’ya göndermişti.
Siren çalmadan,
okula getirdi. Teşekkür ettim. Geri, itfaiye merkezine döndü.
Okula gidişimin
ikinci günü.
O çevreyi hiç
bilmiyorum.
İlk gün, okul görevlisi Curtis ile birlikte, okulun arabası ile (Türkiye’de, Alış – veriş Merkezi denilince,
iş hanı benzeri, onun büyük şekli akla geliyor. New York’ta, Türkiye’deki AVM
lere benzer yerlere ‘GALERIA’ deniliyor. Alış Veriş Merkezleri, şehir dışı,
daha geniş alanda, tek katlı, farklı bölümleri var. ) yakın çevrede, bir alış –
veriş merkezine gitmiştik. Orada, ihtiyacım olan bazı şeyleri görmüştüm. Her
gün okuldan araba alamazsınız. İlkinde de denk gelmişti.
İkinci gün,
ders çıkışı, o istikamete giden bir otobüse bindim. Yanımda, harita
olup-olmadığını şimdi hatırlayamıyorum. Göz kararı ile, önce mi inmiştim.
Sonraki duraklarda mı indim? Yürüyerek, bir yere doğru gidiyorum. O bölgede, yol
kenarları orman gibi geniş ağaçlık. Dün gördüğüm yeri ve bölgeyi bulamadım.
Evler, genellikle büyük bahçeli villalar. Önceden hiç düşünemediğim yerler.
Çok uzun süre
dolaşmış olacağım ki, hava kararmak üzere… ve karardı.
İleride,
itfaiye araçlarını gördüm. O istikamete yürüdüm.
İtfaiye
merkezine vardım. Durumu özetlemeye çalıştım.
Onlara söylemedim
ama benim niyetim; o bölgede – bilinen bir taksici ya da taksi durağı bulmak.
Durumu
anlattığım kişi, beklemediğim bir şekilde güldü.
‘Türk, okulunu
kaybetmiş.’ Diye, görev kağıdı imzalayıp, resmi itfaiye aracı ile, beni okula
gönderdi. Öğrenci Merkezi önünde olan öğrenciler, bir yeni öğrencinin, itfaiye
aracı ile okula bırakılmasının şaşkınlığını yaşıyorlardı.
…
Gerek ABD de ve
gerekse F-16 Projesindeki iş arkadaşlarımızı düşününce, ABD nin YÖNETİM KONSEYİ
olsa, başka bir anlatım ile, ana politikayı, ana ilkeleri, POLİTİKACILAR –
SİYASETÇİLER dışında, önceden belirlenmiş açık – bilinen kurallara göre
seçilmiş, AÇIK BİR MERKEZ BİREYLERİ tarafından belirlense, çok şey daha iyi
olur gibi…
Demokratik
seçim sistemi, parti – delege sistemi içine, orada da, normal insanlar, normal
Amerikalılar, girmiyorlar ya da giremiyorlar gibi…
BU ÇOK ÖNEMLİ
EKSİK, KİMLİKLERİ – GEÇMİŞLERİ AÇIK, belirlenme ilkeleri kurallı, YÖNETİM
KONSEYİ ile çözümlenir. ABD de, örneklik özelliğini, yeniden kazanabilir. Yine,
bir başka anlatım ile, ABD Yönetim Modeli, sadece ABD Güvenlik Konseyi
ilkelerine göre değil, ‘AMERİKAN’ özelliği taşıyan bireylerden oluşan, Yönetim
Konseyi kararları, ABD Senatosu ve Başkanını yönlendirmesi, çok daha doğru olur
gibi… Bana göre; ABD de ana sıkıntı
buradadır. Ondan sonra, sorunlarının hepsini çözer, atar. Yeter ki, güvenilen –AÇIK-
bir kurul tarafından, sorun iyi tanımlansın! Çözüm kapalı olabilir. Amerika,
iyi bir toplum, iyi bir ülkedir. ABD Yönetiminde, siyasi partilerinde, siyasi yapısında var olduğu söylenilen eksikleri
giderme yolu da bu olabilir.
23.09.2018
10:38
.