Translate

27 Aralık 2018 Perşembe

DÜNYA GÜVENLİ BÖLGESİ - ön hazırlık notu


Geçen süreçten sonra, şu anki değerlendirmeye göre: ABD, AVRUPA, KUZEY AVRUPA ve KARADENİZ ÜÇLÜSÜ.

Bu bir pakt değildir.
Diğer ülke gruplandırmaları ile ilgisi – bağlantısı ve benzerliği olmayacaktır.
ABD, İNGİLTERE, ALMANYA, FRANSA, RUSYA, YUNANİSTAN, TÜRKİYE, toplam 7 (yedi) ülkenin, hem kendi ülkeleri ve hem de, yukarıdaki bölgelerde adı geçen ülkelerin konum ve durumlarının gözden geçirileceği, daha çok bürokrat ağırlıklı, yılda bir ya da iki kez, BASINA KAPALI toplantı yapacak olan ülkelerdir.
Çok önemli bir özellik, gelecekte, bu ülkelerin yönetim konseyinde görev alan kişilerden, ilgili – istekli olanların da katılımları olacak bir çalışma grubudur. Bu nedenle de, ABD hariç, diğer ülkelerin temsilcileri, o ülke adı anılan etnik gruptan olacaklardır. ABD Temsilcisi de, Amerikan olacaktır.

BU ülkelerin alacakları kapalı kararlar, “BÖLGE DIŞI” BAŞKA üLKELER HAKKINDA OLMAYACAKTIR. Kısaca, başka ülkelerin bu oluşumu, dıştan kuşku ile izlemelerine gerek te olmayacaktır.

İstenirse ve gerek görülürse, bu yedi ülke Yönetim Konseyi üyelerine, sonuç raporlarından bazıları verilebilecektir. Bu raporlar, basına kapalı olacak ve o ülkeyi bağlayıcı bir yanı da olmayacaktır. Daha çok ‘Bilgilendirme’ amaçlı diye özetlenebilir. Bunun dışında, dış yazışma, görüşme, dışarıya bilgi verilmesi olmayacaktır.

Ana nüve ve Yönetim ülke sayısı değişmeyecektir.
Bu ülkelerin özel toplantıları sonuçlandıktan sonra, istenirse – gerek görülür ise, bu bölgelerdeki, bu kapsam içindeki ülke temsilcilerine açık - yine basına kapalı -, ikinci bir toplantı yapılabilecektir.

KISACA, ÇOK SESİ ÇIKMAYAN, ÇOK TANINIP – BİLİNMEYEN, bu bölgede, bu kapsamdaki ülkelerde, daha iyi bir yönetim ve iletişim olması için sessizce çalışan, iyi bir çalışma grubu olacaktır.

Dünya Güvenli Bölgesi, Kuruluş Başlangıcı: 2023
Dünya Güvenli Bölgesi, Kuruluşu: 2030

Kuruluş belgesi ya da tüzüğünde, hiçbir bağlayıcı cümle olmayacaktır. Kısa bir tanım. Bununla yetinilecektir.
.
26.12.2018 19:28
….

21 Aralık 2018 Cuma

EV - SALON – TAVERNA - DİNLETİ MÜZİKLERİ.


Fi tarihinde, Abdullah Gül ile temas sağlayamıyorum. TBMM de tayin – atamamı yaptırtamıyorum. Geçici sandığım kriz geçene kadar, - geçici – bir işe bakıyorum.

Bir kaynaktan, ya da yazışmadan olabilir. Misak-ı Milli Sınır belirleme savaşları döneminin, en önemli komutanlarından Kazım Karabekir Paşa’nın, Ankara Keçiören’deki bağ evinin, yeni sahibinin, İşadamı Vehbi Koç olduğunu öğrenmiştim. Kütüphanesini -Kitaplarını kimin satın aldığını da geçmişte yazmıştım. Bunları geçmişten de biliyordum.
Yeni haber, o ev de, Ankara – Taverna Müzik örnekleri, katalogu ve sözleri olduğunu da öğrenmiştim. Sevindim. Çünkü, TBMM de göreve başlar isem, TBMM Bilgi Merkezinde, “Türk Müziği” bölümü de olacaktı.  

O evin Koç Vakfı’nda olduğunu ve orada bir bayanın görevli olduğunu öğrenmiştim.
O bayan ile yazıştım.  Aşka bir sosyal aktivitede, Ankara Merkezde, başka bir sosyal aktivite de, o bayan ile görüşüp, sohbet ettim.  O ev de, genellikle, sadece tek çalışan bu bayan varmış. Durumumu anlatım. Oluşan geçici boşlukta, o müzikleri kasetlerini ve sözlerini inceleme talebim ilettim.
Hanımefendi, onların dağınık olduğunu, düzenlemenin zor olduğundan söz etti. İpe un serdi.

Daha başkasından biraz detay öğrenmeye çalışınca, o kişi de şunları söyledi:
O konuya, Rahmetli Vehbi Koç destek vermişti. Bir kaçını dinleyince, - sanıyoruz – fazla açık – saçık buldu. Daha ileri bir çalışma yaptırmadı.
Yine bir başkası da, o müziği dinleyen kızların, etek yırtmaçlarının boylarının büyüyeceğini, hatta ileri aşama da, donlarını çıkarıp, sallayanlar olabileceğini söyledi. ‘Senin bildiğin, Rum Taverna Müziği değil onlar!’

Çok sonraki yıllar ve şimdi anlıyorum ki, o müzik, Ermeni Taverna Müziği…

Taverna Müziği, baştan çıkarıcı değil, dinlendiricidir.
Oyun, oynak havalar da da, iki sevgilinin bir birlerine aşk ve duygularını anlatır.
1960 tan sonra,  bazı eski taverna müziklerinin, SÖZLERİ DEĞİŞTİRİLMİŞ.

ŞİMDİ, YAPILMASI GEREKEN:

Eski, Türk – Rum Taverna Müzik parçalarının bulunup, gerek olanlarda, sözlerinin, günümüz koşullarına uydurulması. Değiştirilen bölümlerin de, orijinaline döndürülmesi.

Türkmenistan, Kazakistan, Türkiye – Yunanistan – Kıbrıs Rumları ile ortak bir çalışmadan söz ediyorum. Öncelikle, müzik sözlerinde, yeni bir düzenleme. Daha sonra bu çalışmaya, Rusya’da ilave edilebilir.

Çünkü, Akdeniz Sahili, Türk – Rus Tatil Köyleri, ortak kullanım alanında, RUM TAVERNASI olacak. Orada icra edilecek müzik parçalarının, oyun havalarının, şimdiden düzenlenmesi ön hazırlığı.
Çin – Uygur Türkleri, dinleti müzikleri hakkında da yeterli bilgimiz yoktur. Orası ile de koordinasyon. Bu işi de Ruslara değil, onlar ile koordineli, Türkmenistan’a verelim.

..
21.12.2018 14:02
Yan sutun notu :



Şu uzun gecesi olsam. BUnu meşhur eden, eski sanatçı Mustafa Geceyatmaz idi. Youtube'da bulamadım. Birazda farklı müzik.
.

3 Aralık 2018 Pazartesi

ABD & TURKIYE, İLAÇ SEKTÖRÜ, yakın gelecekte, SOMUT İŞBİRLİĞİ NASIL OLACAK?


Türkiye, yakın çevre ülkelerine bakınca, iyi durumdadır. Avrupa standart ve düzeyindedir.  
Son yıllarda, ilaç şirketleri dışında, bazı gıda ürünleri gibi bu dalda da, çeşitli –geçici- spekülasyonlar vardır. Hükümet, gerekli önlemleri alıyordur.

Bu sektörde, üreticilerin hepsi – istisnasız – Ermeni’dirler. Bunların önemli kısmı: Milli Ermenidir. Bu ülkede geçmişleri vardır. Güven problemi yoktur. Teknik üstünlük, tercih edilenler vardır.  Örneğin; geçen aylarda bir antibiyotik ihtiyacım oldu. Doktora, Eczacıbaşı şirketinin, ROVAMYCINE adlı ilacını istedim.

Özel sektör dışında, Sosyal Güvenlik Kurumu (SSK) ve Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) nın, kamusal ilaç üretimi vardı. O yöntemlerinde bir incelenmesi gerekir.

Proje Başlangıç yılı: 2020
Ön koşul; Türk Halk İşletmeciliği sisteminin başlaması ve Amerikan Savunma Bakanlığı, İstanbul İş Atölyelerinin – plan üzerinde - yerlerinin netleşmesi.
Çünkü, aşağıda açıklanan yöntemlerle üretim yapılacak ilaç fabrikası, Amerikan Savunma Bakanlığı ve Amerikan Sağlık Bakanlığı, denetim ve kontrollerinde olacaktır. İlaç paketleri, kutular üzerinde de, bunu belirten bir cümle yazılacaktır.

ÖN HAZIRLIK:

ABD Sağlık Bakanlığında, bu konu ilgili birim – bireyin belirlenmesi.
Bu dalda faaliyette bulunan Türk Özel Sektörü, mevcut sistem, aynen üretime devam edecektir. O sektör fabrikalarını ve yetkililerini ziyaret. Türkiye Sağlık Bakanlığından istatistik i bilgiler vb. ön hazırlık çalışmaları.

(Bu kişi ya da bu kişinin belirleyeceği bir kişi, gelecekte; Türk – Amerikan Halk İşletmeciği, İlaç sektörünün Türkiye’de, yönetim müdürü olacaktır.
Bu sektörde, Diğer Amerikan Yönetici,  Savunma Bakanlığından Halk İşletmeciliği sistem yöneticisidir. )

ÇALIŞANLAR; Yüzde 20 AMERİKAN, Yüzde 10 etnik olarak RUS, % 70 TÜRKMEN. Hepsi de, ABD Savunma Bakanlığı’nın belirleyeceği sistemle, Halk İşletmeciği modelinde, İŞ ORTAĞI olacaklar.  Kısaca, bu fabrika da İşçi olmayacak!

ÜRETİM SİSTEMİ, çok basit anlatım ile şöyle olacak.
Kullanıma hazır – mamul hammaddeler, ABD den gemiye yüklenip, bu fabrikaya gelecek. Burada, tablet, şırınga,  karışım ve paketleme işlemi yapılacak.

Türkiye’deki sağlık sistemine, burada üretilen ilaçlar da dâhil olacaklar.
Türklerin. AR-GE yapmalarına ihtiyaç yoktur. Tüketici güveni – güvenliği açısından, ABD Savunma Bakanlığı, Türkiye işletmesinde, ABD – Türkiye Sağlık Bakanlığı denetiminde bu ilacın hazırlandığı belirtilecek.

Bu kadar.
3.12.2018 16:00
.


2 Aralık 2018 Pazar

AMERİKAN ZEYTİNİ - İNCİR.



Bu yazının muhatabı, Amerika Tarım Bakanlığıdır.
Amerikan Eyaletlerinde, zeytin ağacı ve incir fidelerinin yetişebilirlik yerlerinin – durumunun belirlenmesi çalışmalarını başlatma amaçlıdır.

New York – Concordia College yemekhanesi yöneticisi ve mutfakta kullanılan malzeme tedarikçisi, orta yaşlı, cana yakın, öğrencilerin çoğunu iyi tanıyan, mutfak yemekhanesi servis sırası yanında, daima açık kapı, camekânlı odası olan bir bayandı.

Bir gün, tabldot yemek sırasına girdiğimde, “Cafer, senin için, hoşuna gidecek bir şey aldım.” Diye seslendi. Sonra yanıma gelip;
Zeytini özledin mi? Sever misin? Dedi.
İsteğe bağlı yiyeceklerin bulunduğu bölümdeki, kapların arasında, iri, çekirdeği, özel bir yöntemle çıkarılmış, siyah zeytin taneciklerini gördüm.
Zeytin, Akdeniz orijinli olan Amerikalılar dışında, diğerleri tarafından çok bilinmiyordu. Bu zeytin, Yunanistan orijinli idi. Sofralık işlem görmüş, etli, tadı-lezzeti tam kıvamında, tuzsuz, çekirdeği çok iyi çıkarılmış, iriliği XL büyüklüğünde idi.

ABD Sağlık Bakanlığı, kahvaltılık zeytin dışında, sıvı yağ üretiminde de, ZEYTİN SEÇENEĞİNİ DE kullanmak ister ise, iklim özellikleri farklı olan eyaletlerinde, ZEYTİN AĞACI YETİŞTİRMEK, HİÇ DENENDİ Mİ?

Dün gece, aklıma bu konu geldi.
Sanıyorum üç-beş yılda, bu deneme sonucu ortaya çıkar. Ancak o tarihten sonra ABD ye bazı öneriler olabilir.
…….

İNCİR KONUSU.

ABD de, Kuruyemiş, yaş yemiş gibidir. Bu işi çok iyi yapıyorlar, çeşitleri de çok fazladır. Yanlış tespit olabilir. Benim tanık olduğum ya da bulunduğum bölgede, kuruyemiş yeme alışkanlığı çok yoktu!...

O bölgede bir markette, çok çeşit vardı. Ara sıra, onlardan alır yerdim.
“ABD de, KURU YEMİŞ – YAŞ YEMİŞ gibi.’nin anlamı:  Örneğin Ceviz ya da adını bilmediğim, 3-5 çeşit ceviz türevi yiyecek, kabuğu kırılmış, ince zarı bile alınmış, daha tap-taze halde satışa sunuluyor.

Gelecekte, Türk Halk İşletmeciliği Marketlerinde, o çeşitler Türkiye’ye gelince, çok tutulacağından eminim. Bizden de, bu dalda çalışacak olanların, o yıllarda, ABD ye, bu işi öğrenmeye gitmelerini isteriz.

Türkiye’den ABD ye, - Kuru İncir satmak - amaçlı değil de,  çeşitlerini artırmak amaçlı, ABD Sağlık Bakanlığı’nın incir’i incelemesi sonucu, yararlı görürler ise;
İNCİR ve ZEYTİN’i, nereler de, nasıl kullanacaklar? Bunu da takip etmeyi diliyoruz.

Nihai amaç, birbirlerimize, yiyecek, kuru yemiş satmak değildir.
Türkiye’nin kendi ihtiyacı ve Karadeniz üçlüsü için, ürettiği – üreteceği kuruyemişi, AMERİKAN YÖNTEMİ ile, NASIL DAHA İYİ HALE DÖNÜŞTÜREBİLİRİZ.

Bu dalda da, Türk Halk İşletmeciliği kurulunca, tarladan – bahçeden – topraktan satışa sunulma aşamasında, Amerikan Bilgisine ihtiyacımız var.

Bunu, - geleceğe yönelik - şimdiden bir tarafa not almanız dileği.
.
2.12.2018 10:58

30 Kasım 2018 Cuma

TÜRK EVİNDE BİR DÜĞÜN.


Düğün konvoyu geliyor.
Öndeki gelin arabası.
Beşinci araba Rus At-ı.
Üstünde Büyük Çelenk Var.
Damat okulu armalı
Amerikan Rus Türk ekip.
Otomobilden atlayıp,
Rum folklor ekibine.
Yol açtılar. Yol açtılar.
Rum, davulu akort yaptı.
Başladı çalmaya, güm, güm.
Güm de de güm güm. Güümmm.

Vur Davulcu Vur. Güm Güm Güm.
Daha sıkı vur davulcu.
Güm de de Güm Güm. Güümmm.

Kalabalık toplanıyor.
Halay başlıyor. Halay.
Türklerin eski bir halayı.
Rumlardan öğrendikleri.

Amerikalılar Ruslar,
Bu halayı sevdiler.
Rus estetik ilaveli.
Bu düzeneği  sevdiler.

Vur Davulcu Vur. Güm Güm Güm.
Daha sıkı vur davulcu.
Güm de de Güm Güm. Güümmm.

Amerikan Özgürlüğü
Türk Bağımsızlık Öyküsü.
Rus Saygınlığı ile süslü.

Bu oyun üç milletindir. 
Düğünlerinde oynanır.

Vur Davulcu Vur. Güm Güm Güm.
Daha sıkı vur davulcu.
Güm de de Güm Güm. Güümmm.
30.11.2018 11:51

Notalama kolaylığı: 8 Hecelidir.

27 Kasım 2018 Salı

MEVLANA’NIN, ETNİK GEÇMİŞİ NEDİR?


Mevlana’nın yazılı eseri “MESNEVİ” nin, bazı baskılarında, tam isim olarak: ‘Mevlana Celalettin Rumi’ yazılıdır.
Konyalı olunca, oradaki  - Rum’i – ekinden, bazen ‘Rum’ olabilir! Diye düşünürdük. Mevlana’nın doğum yeri, Afganistan – Belh şehridir.

Tüm bunlar ile birlikte, ‘Türk’ olduğu da söylenirdi.
Ben de bunun böyle olduğunu düşünür, öyle söylerdim. Buna ‘delil’ olacakta, Mevlana’ya ait bir şiir ya da dörtlük idi.
Mevlana’nın etnik geçmişinin ‘Ermeni olduğunu, bazı çevreler iddia edince, o dörtlüğü nerede? Hangi kaynaktan okuduğumu bulmaya alıştım.
Müslüman Ermeni - Tercüman Gazetesi, Türkler için; 1000 Temel eser yayınlamıştı. Orada değilmiş. Yine Müslüman Ermeni – Türkiye Gazetesi de, Türkler için, 100 Temel eser yayınlamıştı. O serideki ‘Mevlana’ isimli kitapta imiş. Sonradan yazılma, -ona ait olduğu iddia edilen - uydurma bir şiir – dörtlük olabilirmiş!

BURADAN ŞU SONUÇ ÇIKIYOR. Piyasadaki bazı eserlerdeki anlatı metinler ve şiirler, o yazara ait olmayabiliyor.

MEVLANA, Konya’da, Rumlar ile birlikte yaşamış bir kişidir.
Bu durumda, Ermeniler itmişler, o da, Rumlarla birlikte yaşamıştır.
Kayseri’de, eski Muhsin İlyas Subaşı’ya göre de, komik iddialar vardır.
Baştan, Mevlana’ya çok karşı idi, son dönemlerinde, onların dergilerinde bir ılımlı makalesini görmüştüm.

Yine son dönemlerdeki iddialar; o dönem şairlerinden, Yunus Emre’nin,  etnik geçmişinin, ‘Türkmen’ olduğunun kesinleşmesi.

BU KONULAR BİLE, DAHA YENİ TARTIŞILIP, AÇIKÇA, YAZILIP – KONUŞULABİLİYOR.

Bu iyi gelişmenin şu sonuçları da olacaktır.
Eski dönem düşünce düzenleyicilerinin, etnik geçmişleri açık bilinince, değerlendirmeler de ona göre olacaktır.
Var ise, gerçek olmayan bazı metinler ve sözlerde ortaya çıkacaktır.
AYNI ANLATI, AYNI ŞİİR, Yazarın etnik geçmişi, hayatı, doğru olarak bilinir ise, daha objektif ve doğru değerlendirilir. Doğru anlaşılır.
Bu yaklaşımda, eski dönem, yakın dönem yazar ve şairleri bir listelenip, doğuş yerleri, hayata başlangıcı – koşulları, ortam, anne – babasının etnik geçmişleri, eş seçimi, - bekâr kalmış, çok eşli ya da çok çocuklu vb. – biraz ayrıntılar olur ise, anlatılar, paragraflar, satırlar, mesajlar daha iyi anlaşılır. AMACI, DAHA İYİ ANLAŞILIR!!!
…..
BUNDAN SONRAKİ YAZARLARDA, ŞAİRLERDE, SANATÇILARDA, ZATEN BU BİLGİLER OLACAKTIR.

Yeni basılan – Basılacak kitaplarda da, bunun zorunlu hale getirilmesinden bahsediyoruz.
Her ülkede de, belki Kültür Bakanlıkları ya da o ülkenin Milli Kütüphaneleri  - Bu iş için resmi olarak görevlendirilmiş bir üniversitesi tarafından da olabilir. Ortak bir form – tanımın yapılması. Özgeçmiş düzenlemesi.

(Günümüz politikacıları, diplomatları, bürokratları, bu formlardan korkuyorlar ama… Dünya değişti. Sıra sizlere de gelecek! )

Yeni baskı kitaplarda da, resmi – bilinen bir merkezce doğrulanmış,  bu bilgilerin bulunması.

27.11.2018 13:38


17 Kasım 2018 Cumartesi

BAZI NOTLAR


Amerika Birleşik Devletlerinde tanık olduğum, Christmas (=Yılbaşı) Tatili dışında, ‘Thanksgiving Day’ (=Tanrıya Şükran – Allaha Şükür)  ve “Easter” (=Paskalya benzeri) Tatili var.

Bu iki tatilde, dini hüviyet taşır. O günlerde, ABD içinde, aynı eyalet ya da başka eyaletlerde olan, 0ğul – Kız, Gelin – Damat, anne – baba ile birlikte olmak için, ailecek baba evine gelmeye gayret ederler.  ve o günün yemeği olur.

Başka zamanlarda, ailecek ortak yemeklerde, yemek başlangıcında dua etmeyen kişiler bile, o güne özel, yemeğe başlar iken, kendilerine özel, ellerine birleştirip, içlerinden kısa bir dua okur, yemeğe öyle başlarlar.

(Dini bilgileri yeterli olmayan, görüntü ile buna özeni, bir araya gelen bazı kişilerin, bu duayı, ‘dilek dilemek’ olarak algılayıp, öyle anladıklarını bir yerde okuyunca gülmüştüm. Bazen, bu dua için de, dilekte olabilir. ANA FİKİR, TANRIYA ŞÜKÜRDÜR.)

Günümüzde, ülkemizde, bölgemizde, Avrupa’da olan güncel konulara, olaylara bakınca, Tüm aile bireylerinin, çocukların, hep bir arada olmaları, “BU SENE DE, BUNU NASİP ETTİĞİ İÇİN, TANRIYA ŞÜKÜR ETMEYİ... “

Bu iki önemli günün, ANLAM ve ÖNEMİNİ, DAHA İYİ ANLAMAMIZI SAĞLIYOR.

Türkiye’de, benzeri adet – dini gelenek, yılda bir ay tutulan oruç sonrası ‘Oruç Bayramı’ ve iki ay sonrası, ‘Kurban Bayramı’.
Bu bayramların her ikisinde de, aynı şekilde, ülke içinde olan tüm evlatlar, hatta yakın akrabalar, bu iki bayramın ilk günü, bir araya gelip, yemek yerler. Bazen, yakın komşular da, evlerinde yaptıkları iki çeşit yemeği alıp, gelip, bu yemeğe katılırlar.  Yemek sonrası, konuyu bilen bir kişi, yüksek ses ile, kısa bir yemek duası eder. Diğer katılımcılar, ellerini açar, sadece ‘âmin’ derler. Sonunda da, içlerinde, çok kısa sure okurlar. Sofradan bir lokma daha alıp, sofradan kalkarlar.

Bu da, aynı anlamda, “ BU SENEDE, HEP BİR ARADA OLDUKLARI İÇİN, TANRIYA ŞÜKÜRDÜR. “

(Kurban Bayramında, kurban kesmek, ZORUNLU DEĞİLDİR. – Şartlar elverişli ise, olsa iyi olur! – Kurban kesme olmasa da, yine aile bireyleri, seyahat gerektirse de, o gün bir araya gelir ve bu –ailecek- toplu yemeği yerler. )

Amerika’da da, Türkiye’de de, bu yemeklerde giyilen kıyafet, resmi, elde olanların en iyilerinden birisi olur. Çocuklara da, giysi – ayakkabı ihtiyaçları, bu bayram öncesi alındığı için, onlar, yeni alınanları giyerler. Yemek sonrası, sofradan kalkıp, koltuklara oturunca, çocuklar, el öpünce de; aile büyüklerinden, bayram harçlığı, para alırlar.

Bir Rum, Rus, Amerikan, Alman, İngiliz…. Bu tür önemli günleri, bazen küçük ayrıntı farkları da vardır. Bu da normaldir. Bunların bilinmesi gerekiyor.

Easter yemeğinde, Alman – Amerikan aile ile birlikte idim. Thanksgiving yemeğinde, Amerikalıların davetlisi idim. Bu davete gider iken bir şey bilmiyordum.

Ankara – Devlet Lisan okulunda, yeni Amerikan ve Rus öğrenciler geliyorlar.  Dil öğretiminde, kısa – öz ve DOĞRU ŞEKİLDE, bu bilgilerin, Kitap değil,  Kitapçık halinde hazırlanıp, o yeni öğrencilere verilmesi gerekiyor.  Sadece Amerikan, Rus değil, bunlara ilave, Avrupa ülkeleri, Çin, inanç ya da toplumsal geleneklerinin de içinde yer aldığı, küçük bir kitapçığın hazırlanması. 

ÖN ÇALIŞMA YAPILIR ise, BASKI ÖNCESİ, ( Ankara’da, nerede, hangi görevde olur isem olayım. ) görüş sunmayı da çok isterim.
…..
17.11.2018 05:20
………..

DIŞ ALGILANMA BAŞKA, OLAYLARIN, KONULARIN, ÇALIŞMALARIN ARKASINDA BAŞKA AMAÇLAR DA OLABİLİR!...

Bundan, tam 17 yıl önce; TBMM Bilgi Merkezi’ni kurmak ister iken, kapalı, bilinmeyen amacım da vardı. O merkezi, ABD ve Rusya’dan, sürekli kalıcı çalışan ve dönem dönem gelip – gidecek arkadaşlar ile birlikte kuracaktık. Bu iş ortaklarımın arasında bekâr kızlar da olacaktı. İşin özeti, bu kızlardan uygun olanlar ile, önce sadece arkadaşlık kuracaktım. Kısaca, evlenecek Rus kızı bulacaktım.

O dönemin, Ak Parti yöneticileri ve TBMM Başkanı, ‘Kül yutmazlar!’ bu durumu anlamışta olabilirler. Belki, onun için de izin vermemiş, istememiş olabilirler.

Bilgi Merkezimiz olsa idi, 3-5 yılda ulaşacağım olgunluk düzeyine, ancak son 15 yılda gelebildim. O yıllarda, 1071 Malazgirt Meydan Muharebesi hakkında, ön – ortak çalışmalar yapıp, bir Büyük Kutlama Senaryosu oluşturacaktım. Az sayıda bazı Ruslara da, Yörük Kıyafetleri giydirecektim. Bu gösteri için gelen kızlardan da, evlilik amaçlı, kız seçme şans ve imkânım olacaktı.
BU KONUDA, ŞU ANKİ GELDİĞİM AŞAMA – OLGUNLUK ise, çok çeşitli nedenler ile, o bölgede, o kadar büyük kutlama yapmanın, BAZI SAKINCALARI da vardır.  O dönemin, yazılmayan - bilinmeyen! Bazı durumlarının ortaya çıkmasını sağlamak yanlıştı!!!  Bilgi arttıkça, konuları, tarafları, çok yönlü düşünmeniz gerekiyor. Bu sorumluluk ve saygı ölçülerini aşmadan, Abartıya, çok detaya girmeden, olabilecek ölçülerde, bu kutlamanın yapılması gerekiyor.  Siyasi iktidar ve onun taraftarlarının da, konu dışı kalmaları gerekiyor. Sadece ’vatandaş’ olarak oraya gelmeleri gerekiyor. BUNA BENZER NEDENLER İLE, MUŞ – MALAZGİRT MEYDANINDAKİ kutlamaların, daha geriye çekilmesi gerekiyor. Belki zamanla, bu konuda, ilgisiz adamlar,  mesaj da yayınlayamayacaklar.
İstanbul Fetih Kutlamalarını da, daha edepli, abartısız, Rus ve Amerikan arkadaşlar ile, bu konularda, biraz görüş alış –verişinde bulunduktan sonrada, biraz daha geriye çekilecek. Osmanlı İmparatorluğu, kuruluş toplantılarına da bir ölçü getirilecek.

Gelecekteki ‘TÜRK OTAĞI’ nı da, Muş – Malazgirt Bölgesine değil, Sakarya – Bursa arasındaki güzergâhta, uygun bir yere – kalıcı olarak - kuracağız.
Moğolistan’ın, Rusya’nın depolarında olan, eski –orijinal - savaş malzemeleri satış, sergi ve genel savaş bilgi odaları olacak. 
İsteyen Avrupa ülkelerine de, geçici sergi imkânı vereceğiz.
.
17.11.2018 12:03
.

KIZLARIN İŞ HAYATINA GİRİŞ DÖNEMİ VE ORANLARI.
(Bu not, daha çok Rusya ve Türk – Rus ülkelerinedir. )

ABD de, evliliklerde, kadınlar eğitimli ama erkeğin geliri yeterli ise, çalışan eş oranı düşüktür. Ya da bazı meslek gruplarında daha yoğundur. Bu bilgileri son dönem Amerikan Filmleri ve kitaplarında bulamazsınız.

Bizdeki; ‘Türk Halk İşletmeciliği – İş Ortaklığı” Modelinde, kızların – kadınların, iş hayatında olmaları sorunlarını asgariye düşürecektir. Bu nedenle, bu konu, kadının iş hayatı ve yönetimde olmasına karşı çıkmak değil, işin normali ve yakışanını bulmaktır. Kızlardan – kadınlardan İsteyenlerin,  eş’lik, annelik, evci özelliklerine saygı – sevgi göstermektir.  İş hayatında da, buna uygun düzenleme ve oran ayarlamaktır.

Yönetim, nasıl karar verir, bilmiyorum! Belki, Sakarya 7 Göller, Türk – Rus – Amerikan Lisesi, ilk dönem örgencileri hep erkek olacaktır. Ailesi Türkiye’de olan kızlara ya da çok isteyenlere bir küçük oran da verilebilir. 

Savaş, erkek işidir. Duyum: Rusya’da, kadın subay sayısında, ya da onların çalışma yerlerinde, bazı sınırlamalar getirilip, oran – sayı azaltılmış. Dış görevlerde de, bazı yeni ölçütler getiriliyor.

Bazen de, konulara böyle bakılması amaçlı, bu not yazılmıştır.
Hastaneye gidince, eşinizi, kızınızı, bir bayan doktora götürmek daha rahatlatıcıdır. Bir bayan mimarın, çizim ve düzenlemelerini, belki erkekler yapamazlar! Bu gerçekleri de göz önüne almalıyız. Meslek kısıtlamaları değil de, toplumsal dokuyu, ilgili ülke şartlarını gözeterek, daha samimi – gerçekçi bir yaklaşımı yakalama amaçlı, çocuklara meslek seçme karar aşamasında olan ailelere ve bireylere, düşünce rahatlığı vermek amaçlı, bu notlar düşülmüştür.
Bir kız, gelişme – yetişme döneminde, kendisi istiyor ise, isteğine uygun, lise ve kısa yoldan meslek yüksek okulu seçeneklerini bulabilmeli, O OKULLARDA DA, BU ÖLÇÜTLERE UYGUN DÜZENLEMELERİ GÖREBİLMELİDİRLER.
DEVLETLERİN, BİR GÖREVLERİ DE BUDUR.
.
17.11.2018 12:47
.

13 Kasım 2018 Salı

İNGİLİZLER: HAZIRMISINIZ?


Biliyorsunuz, bizim bilgi merkezimiz yok!
Durum böyle olunca, dağarcığımızda kalan geleneksel bilgileri devreye sokuyoruz.
Bu geleneksel bilgilerde olan konuları, check etme imkânımızda yok.
Bazen de, sonuçtan başa gidiyoruz. Nedenleri üç beş sonuçtan inceleyip,  başa giderek bulmaya çalışıyoruz. Bazı konularda bu yöntem çok yeterli de olmuyor.

Geleneksel bilgilerin hepsinin, doğru olup – olmadığını da tam bilmiyoruz.
Örneğin; İngiliz Kraliyet Ailesi.
İngiliz Kraliyet Ailesi mensuplarının, mutlaka İngiliz ile evlenmeleri…
Bu kurala uymayan bireylerin, yeni kurulacak ‘İngiltere Yönetim Konseyi’nde bulunma durumları olmuyor. mu? .  Konu tartışmalı mıdır? Bu durumun tek istisnasının; ‘eğer o İngiliz bir Rum Kızı ile evlenmiş ise’, hafif esnekliği olduğunu sanırız.

Üstteki paragrafı, şunun için yazdım.
Aşağıda, İngilizlerin de içinde olmasını arzu ettiğimiz iki konu var.  Bu konularda çalışacak bireylerin – uzmanların, etnik olarak, tam İngiliz olmalarını arzu ediyoruz. Ancak böylece, çarpıtılmamış, doğru sonuca gideceğimize inanıyoruz.

Birinci Konu: Osmanlı İmparatorluğu bitiminde, Türkiye Cumhuriyeti kurulur iken, ortaya çıkan DUYUN-U UMUMİYE diye adlandırılan, DIŞ BORÇLAR KONUSU.

Bu çalışma da, günümüz maliyelerinde de aktif olarak çalışan, tam olarak Alman, tam olarak Fransız, mali uzmanlardan, ihtiyaç olur ise, Amerikan İstihbarat Örgütü CIA Mali uzmanlarından da yardımlar alınması.
1850 den başlayarak, (Osmanlı İmparatorluğunun ilk dış borç alma tarihi, sanıyorum 1855) 1920 ‘ ye kadar olan dış borçlanma yerleri ve kişileri. (Bireysel ve kurumsal) Bu borçları talep şekli, TALEP EDENLER, o paraların –gerçekte- gelip-gelmediği, gelen paraların da, kimin kontrolünde, nerelerde ve nasıl harcandığı?

BU DOSYA TAMAMLANINCA; elde edilen bilgiler, AMERİKAYA GİDECEK. Bir kopyasının da, -uygun görürseniz- Rusya’ya verilmesi.

BU ÇALIŞMAYI, NE İÇİN YAPACAKSINIZ?
Çok geçmişte sınırlarını tanımladığımız, ‘DÜNYA GÜVENLİ BÖLGESİ’ vardı.
O bölgelerde olan ülkeler, gerektiği an birbirleri ile de savaşabilecekler. Bununla birlikte, bu ülkelerin devletleri içinde görev alanlar, içinde görev aldıkları devletin maliyesini, sosyal yapısını bozma çalışmalarına katılamayacaklar.
Böyle faaliyetlerde bulunanlar, aradan yıllar geçse bile, başka bir ülkede, toplumda, ya da o ülke içerisinde barınamayacaklar.
Kısaca, İngiliz Halkına, İngiliz Devletine,  İngiliz Toplumuna, İngiliz Milletine kötülük yapan bir maliyeci ya da onun arkasındakiler, bu durumu anlaşılınca, başka bir ülkede barınamayacaklar. Bu durum, Alman Maliyesi, Rusya Maliyesi, Amerikan Maliyesi, Türkiye ve Fransa Maliyesi – Devleti için de geçerli olacaktır.

Çünkü, özellikle son 10 – 20 – 30 yılda, Osmanlı Devlet borçlanmalarının hileli alacak şeklinde olduğu! Bu alacak karşılığı ödemelerin, İngiltere, Fransa ve Amerika’da yaşayan Ermenilerin eline geçtiği iddiaları. Şüpheleri.

Geçmişten ders alınan bu durum; ABD, İngiltere, Almanya, Fransa, Rusya, Türkiye arasında, bundan böyle, bu tür çalışan kurum, kuruluş ve bireylerin, bu ülkelerde de barınamayacakları anlaşması. Aradan çok uzun süre geçmiş olsa bile, bu işi yapanlardan geri tahsili ya da cezalandırma yapılacağının, somut olarak ifadesi – tanımı.

DÜNYAMIZDA YENİ DÖNEM; DAHA TEMİZ, DAHA TANIMLI OLSUN.

…..

İkinci Konu: PEYGAMBERLER ve SEMAVİ DİNLER TARİHİ.

Bu talep, bundan 30 ya da 40 yıl sonrası içindir.
– O tarihe kadar, Türkiye İlahiyat Fakültelerinde de, yeni Türkmen akademisyenler yetişir. –
Üstteki ülkelerin dışında, birkaç tane de, Suudi Arabistan’dan, Arapça bilen -J etnik olarak tam Arap kökenli akademisyenlerin, yetişme – yetiştirilme programlarının belirlenmesi.

Türkiye’de, çok ciltli, bir İslam Tarihi Ansiklopedisi var.
Bir konu olunca, etnik geçmişlerini yeni öğrendiğimiz! kişiler, o ansiklopediye bakılmasını tavsiye ederler. Bunun kısa anlamı: O ansiklopedi hazırlayanları bilmiyoruz!
Buna benzer, üç beş farklı merkez ve yerler de, Hıristiyan Tarihi ansiklopedileri, Yahudi Tarihi ansiklopedileri vardır.

Öncelikle, adı geçen ülkelerde, direk muhatap alınacak, 40 yıl sonrası için, ortak çalışılacak, yer, kurum – kuruluşların belirlenmesi. - tartışmasız, iyi çözüm, - adı geçen her ülkede, bir ilahiyat fakültesinde, iletişim kurulacak bireylerin tespiti ( Önümüzdeki yıllarda, 40 yıl sonrası için, ortak çalışılacak ilahiyatçıların, yetişme-yetiştirilme takvim ve yerlerinin – şeklinin tespiti.)  ve o kaynakların, fihristinin hazırlanması. İstendiği an, o kaynaklara ulaşılması olabilir.

VARILMAK İSTENEN SONUÇ:

Yine, mevcut ansiklopediler bir kenarda dursunlar.
Zaman içerisinde, onlarda olan eksikler ya da yanlışlar da, istenirse ortaya çıkarılır. Elbette, yararlı, doğru bilgilerde vardır. Bir ön fikir verir.
40 yıl sonra, yeni bir ortak çalışma ürünü:
PEYGAMBERLER ve SEMAVİ DİNLER TARİHİ ANSİKLOPEDİSİ.
Hazırlanmaya başlanacak.
….
Saygı ve sevgilerimle,
.
13.11.2018 14:42
.

Not : Gelecekte, bu çalışmada, ortak iletişim adresinin, Sakarya 7 Göller, Türk - Rus - Amerikan Lisesi, Kitalık kolu'nun olması dilegi.

15 Ekim 2018 Pazartesi

AMERİKA – RUSYA, Bir konu daha…


3 -5 yıl sonrası için. Bir konu daha…

Bundan önceki aşama, “Yönetim Konseyi” deneyiminden sonraki yıllar.

Yönetim Konsey Sistemi, -Yönetim Konseyi Danışma Kurulu- uygulamaları sonucu ortaya çıkabilecek durum değerlendirmelerinden sonra,
ABD ve RUSYA ‘da, BAŞKAN ADAY ADAYLARI, partilerinde başkan aday-adaylıkları açıklanmadan önce, Yönetim Konseyi Danışma Kurulu, ön inceleme ve ön onaylarından geçecekler. BU değerlendirme, yazılı olarak, Yönetim Konseyine sunulacak. İkinci aşama, Yönetim Konseyi de, gerek görür ise, aday – adaylarından ikinci bir eleme yapacak ve ondan sonra, SİYASİ PARTİLER, DEVLET BAŞKAN ADAY ADAYLARINI AÇIKLAYABİLECEKLER.

Bunun bir diğer anlamı: Yönetim Konseyi Danışma Kurulu’na, o ülkeye Başkan Adayı olacağını, birey; kendisi – kapalı -  başvuru da bildirecek. Gizli yapılacak değerlendirme sonucundan sonra, o partiden, başkan aday adayı olabilecek.  ve Yönetim Konseyi değerlendirmesine, ondan sonra o aday, aday adayı olarak girebilecek. 

Bir başka deyiş ile, delege seçimlerinden önce, diyelim Demokrat Partiden, Başkan Adayı olmak isteyen 7 kişi var. Bunun ikisi, daha aday olmadan, Yönetim Konseyi Danışma Kurulundan, - kapalı - , topluma açıklanmayan gerekçe ve nedenler ile “Kırmızı Kart’ görebilecek. Bununla birlikte, o kişinin iş hayatı, aile hayatı, geleceği, ‘Kırmızı Kart’ gördü! Diye etkilenmeyecek.

Rusya’da, Başkan ve Başkan Yardımcılığı sistemi değil, Devlet Başkanı ve Başbakan modeli var. Ona uygun olan sistem de olgunlaştırılmalıdır.

Türkiye’de, her durum ve şartta, tüm Siyasi Partiler, Cumhurbaşkanı adaylarını, Belediye Başkanlıkları adaylarında olduğu gibi, aile geçmişi Müslüman Ermeni olanlardan gösteriyorlar. Adaylardan birisinin Müslüman Ermeni diğerinin etnik olarak Türk olması da, bu dönemlerde çok hoş olmaz. Normal döneme geçişte kolay olmaz.

İktidar, Muhalefet, ya da dışarıdan aday gösterilecek, ( Bazı durum ve bölgelerde) adaylık için seçim yarışına girecek kişilerin, aile geçmişlerinin Türk olması da, Yönetim Konseyi onayı modelinde garantiye alınabilir. (Bu öneriler; gelecek 5 – 7 yıl sonrası içindir.)  

2-3 dönem sonrası için, bu seçenekler geliştirilebilir.
Yönetim Konseyi üyesi bir kişinin Cumhurbaşkanı ya da Devlet Başkanı Aday Adayı olmasının ise, sakıncaları vardır. Onun dışındaki seçeneklerden bahsediyorum.

PİYASADA OLAN, BASINA ÇIKAN ENTELEKTÜELLER DIŞINDAKİ KİŞİLER TARAFINDAN, YÖNETİM KONSEYİ ve BU KONUNUN, ara sıra sohbetlerde kullanılması.

Demokrasiyi daha yeni öğreniyoruz. Aksaklıkları, daha yeni giderebiliyoruz.
.
15.10.2018 16:38
.


11 Ekim 2018 Perşembe

AMERİKA – RUSYA. unutmadan, bunu da yazayım. ŞEKER, YAĞ, UN. SABUN (Temizlik malzemeleri)


Diyelim ki, Rus Mahallesi tamamlandı.
Ya da, Amerika’da, bazı bölgelerde, Amerikan Devlet Mahallesi.

Rus Mahallesinde oturanların, sebze ve kısmen meyve ihtiyaçları, Türk Evi Tipi bahçelerden karşılanıyor. Et, süt ve yumurta ihtiyaçları, şehir, yerleşim yerleri yakınında, o evlerde oturup, bu işler ile uğraşmak isteyenler tarafından, Ahırlar Bölgesinden karşılanıyor. Üretim oran ve miktarı; sadece o bölge ya da bu imkân olmayan yakın çevre, kurum ve kuruluşlara, yöresel halk ihtiyaçlarına yetecek oran ile sınırlıdır.

HER EYALET İÇİN KURULACAK, Amerikan Devlet Mahallesinde ise, - sanıyorum – Amerikan sebze – meyve ve hayvansal ürün, üretim alışkanlığı – geleneği nedeni ile, devlet denetimli,  her eyalette, bir-kaç büyük çiftlikten karşılanıyor.

Üst kısımda anlaştık mı? Tamam mı?

Bu ürünlerden sonra, dış alım yapılacak malzeme kalemleri:
ŞEKER, YAĞ, UN. SABUN (Temizlik malzemeleri)
…….

Amerika ve Rusya arasında, (Kara Deniz üçlüsü ülkelerin, bu malzeme kalemlerinde,  genel ihtiyaçları, bu konuda mevcut üretimler – gerekiyor ise, onların analizleri – BİLGİ DEĞİŞİMİ ve YARDIMLAŞMADAN BAHSEDİYORUM. Yine her ülke, kendi ihtiyacını kendisi yapacak.
Özel – Stratejik ürünler olduğu için, bu malzemelerin, bazı bölgelerdeki üretim alanlarına başkaları girmeyecekler! – Giremeyecekler. Bununla birlikte, son ürün değerlendirme ve analizlerinde, SOMUT, bilinen şahıs ya da kurumlarca, BİLGİ DEĞİŞİMİ.

……..

Örneğin: YAĞ.
Bizim kendi evimizde, marketten alının, margarin – bitkisel yağ, sıvı zeytinyağı dışında, koyun kuyruk yağı kullanılırdı.
Kıkırdak’mı deniliyordu? Onlar, acil, hızlı atıştırma da, ekmek arasına konulup, yenilirdi. Ya da, belki bazı yemeklerde…
Kuşbaşı et’de, yine hayvansal yağ ile kavurma yapılır, ihtiyaç oldukça, yemeklerde kullanılırdı.
Gıda uzmanları, buna karşı çıkabilirler.
Babamın, 85 yaşına kadar, doktora gitmediğini biliyorum. Kilolu da değildi.
Bize söylenenlerin, gıda konusunda bize anlatılanların, bazıları yanlış mıdır?
 ………..

Türkiye’de şeker üretimi çok çeşitlendi. Ham Malzeme: Pancar.  
Amerika’da, Mısır mıdır? ( Bu konuda detay bilgim yok. Hangisi daha sağlıklıdır? Bilmiyorum.)
Ayçiçeği sıvı yağı üretimini, özel fabrikalar yapıyorlar. Hangisini, tercih etmeliyiz?

Sadece AMERİKAN ve RUS kontrollü,  SAĞLIKLI ÜRÜN – üRETİM DERGİSİ 
Bu dergide işlenecek konular; ŞEKER, YAĞ, UN. SABUN (Temizlik malzemeleri) ile sınırlı olacaktır.

Avrupa ülkelerini, bu işe katmayacağız. ORADA BİR PAZARLAMA TEKELİ vAR. Biz; devlet destekli bu dergiyi çıkaracağız. Yayın periyodu: 3 ya da 4 ay da bir. 6 ayda bir, özel ekli.
Avrupa, kendi bölgesi, kendi ihtiyacı için, bizden bağımsız, dergi çıkarsınlar. GIDA da tek merkez, tek görüş, tek pazar, çok tehlikelidir. Bizim bölgemiz bağımsız olacak.

……..
YAYIN DİLİ: AMERİKANCA, RUSÇA ve TÜRKİYE TÜRKÇESİ.
…….

11.10.2018 17:21
.
Özel not: Bu dergiye özel ilavede; ‘Normal hayat akışından, bu kadar süre uzak tutulduktan sonra, bu çocukları yapmak için, günlük rutin işlerimden nasıl uzaklaştım?
Bu konuya nasıl odaklandım?
Çok gerekli olmadıkça, çevre ile irtibatları nasıl kopardım? Türü, bir uzun makale yazıp, değerlendirilmesi için, yayın kuruluna gönderme özlem ve dilekleri ile…

O dergide, ara – sıra, bu tür yazı ve röportajlar da yayınlanırsa iyi olur. Sizler bilirsiniz!...

11.10.2018 17:28

.....................
Yan sutun notu :

FRANSA’DA, ELLERİ – AYAKLARI EKSİK DOĞAN ÇOCUKLAR!

Geçtiğimiz günlerde, CNN – Türk Radyosunda, bir haber okundu.
Fransa’da bir bölgede, elleri – ayakları eksik doğan çocuklar varmış. Ve bu doğum oranlarında artış gözlenmiş!
( Haber geçiş, haber saatini bekleme ara müzikleri daha iyi olduğunu keşfettiğim, Yerli CNN Radyosunu daha çok dinliyorum. )
Fransa’da bu konunun, yerel toprak, nükleer çalışma ile ilgisi de olabilir. Ya da bu konu, BESİN – GIDA ile ilgili ise, her ülkeyi ilgilendirir.
Konuya, dikkat çekmek istedim.
İLAÇ, ÖZEL SEKTÖRDE OLUR İSE!
Fabrika sahibinin haberi olmadan, fabrika çalışanlarından bazı kişileri ele geçirerek, ilaç karışım oranları ya da gizli ilaveler ile…
Böyle gider isek, yakın gelecekte, besin – gıda, ilaç işyerleri – HASSAS, DEVLET KONTROLLÜ, KURUM – KURULUŞLARA DÖNÜŞMESİ GEREKECEK.
….
İlgisiz gibi gözüken, ilgili bir not: Çok geçmişte, Ankara Bira Fabrikasından emekli, ameliyattan yeni çıkmış bir işçi ile, parkta yaptığımız bir sohbeti yayınlamıştım. Ona söylemedim ama… İşçinin ruhsal ve düşünsel güvenliği de çok önemli oldu! Bizimkiler, aklıselim, temiz, İŞ ORTAĞI OLACAKLAR.
.
11.10.2018 11:42
.

4 Ekim 2018 Perşembe

TÜRK HAVA KUVVETLERİ KOMUTANINA, AÇIK MEKTUP


Orgeneral Hasan KÜÇÜKAKYÜZ


Komutanım,

Son senelerde, Fetullah Kutusu açıldı.
Ben onların iç yüzünü bilmiyorum.
Çok daha önceki yıllarda, Alman Milli Görüş Teşkilatı var idi.
Onların bir kısmını tanırdım. Sanıyorum, o dönem, onlardan bir zarar gelmedi.

Bununla birlikte, aşağıda açıklayacağım nedenler ile, topluma açık internet yazı - bildiri dönemimde, Başbakanlığa gitsem, atama-tayinimi hemen yatırırdım. O dönemin Başbakanı Necmettin Erbakan’ın Basın Baş Müşaviri Fikret Bey, benim eski çalışma arkadaşımdı. Bir diğer kişi, başbakanlık ikinci katta, - yerinde görünce, şaşırmıştım.- demir parmaklıklarla ayrılan, tüm koridor bölümü olan, Türk Cumhuriyetlerinden sorumlu –galiba – müsteşar pozisyonundaki bürokratta, New York’tan, Türk Denizcilik şirketinden tanıdığımdı. Ona da yaptırırdım.

Ortalık karışık, benim atama – tayin de gümbürtüye gidiyor.

SON ON’LU YILLARDA OLAN OLAYLAR HAKKINDA; BENİM BİLGİMDE YOKTUR. İLGİM DE YOKTUR.
Ülkemiz şartlarını, bölge ve dünya koşullarını değerlendirerek, bu blogda detayları olan projelere odaklanmıştım. Onları olgunlaştıracak, bilgiler ile uğraşıyordum.  

Sizlerin de bilgileri dâhilinde, benim konumun, sorunlarımın geçmiş özeti, başlangıcı, aynen şöyledir:

Ankara’da TAI, F-16 Uçaklarını yapıyordu.
O uçaklar, bizim Kayseri’de yaptığımız, Yardımcı Görev Teçhizatları olmasa, silah kullanamaz. Ateş gücü olmaz. Tek çözüm, uçağı kullanan pilotun, camı açıp, kolunu dışarı çıkararak, hedefe tabanca ile ateş etmesidir.

Biz Kayseri’de Hava İkmal de idik ama bu işi alt kontraktor olarak bize veren, Amerikan Hava Kuvvetleri idi. Kısaca, biz onlarla iş yaptık. Bu projede, benim dışımda, diğer bölüm yöneticileri hep subaydı. Onlar, kadro maaşlarını alıyorlardı. ABD ile yapılan sözleşmeye göre, benim maaşımın; bu proje için oluşturulacak döner sermayeden verilmesi gerekiyordu. TÜRKİYE STANDARTLARINDA ÇOK İYİ BİR MAAŞTI.
Bu nedenle, o projede işe başlamıştım.
Hem savunma sanayini öğrenecektim ve hem de, Kayseri’den evlenecektim.
Beni, oradaki düz işçi maaşı ile göreve başlattılar.
Sabrettim.
Teksas FW ‘den gelen, işimi, iş başında bana öğretecek arkadaş ile işe odaklandık.
Biraz da şans, hem bana işi öğreten, bu eğitimi veren hocam ve hem de Amerikan GD şirketi yönetimi, Savunma Bakanlığı, ABD Hava kuvvetleri tarafı, konum hakkında bilgi edinmemde, bonkör davrandılar. Eğitim sürem bitti. Eksik personellerimi tamamladım.

PROJE BAŞLADI.
Assy. detay imalat öncesi, ilk dönemini, başarı ile bitirdik.
Teçhizatlarımızı, Türk Hava Kuvvetleri kullanmaya başladı.
Proje başlangıcından o döneme kadar olan, yaptığımız işler, yönetim modelimiz, Proje Program Yönetim (PMR) denetimi oldu.

BU DENETİMDE, BENİM BİRİMİM; PROJEDEKİ 5 BİRİM ARASINDA, EN AZ EKSİĞİ OLAN VE EN İYİ YÖNETİLEN BÖLÜM SEÇİLDİ.

ERTESİ GÜN, HADİ BAKALIM! BEN EVLENECEĞİM. KONTRATTA YAZILI KADRO MAAŞIMI, HAK ETTİĞİMİ DE İSPATLADIM.  
MAAŞ SÖZLEŞMEMİ, YENİ, YASAL ŞEKLE UYGUN, YENİLEMEK İSTEDİM.
KAVGA BURADAN ÇIKTI.

Projedeki o görevden, karargâhta, aldığım eğitim ile hiç ilgisi olmayan, Teknik Geliştirme bölümüne alındım. İstifa etmemi sağlayacak, bazı uygulamalar da oldu.
Bununla birlikte, o yıllarda, Türk Ordusu, haklı ve doğrudan yana idi. 
Kadın – kız, arazi sahipleri ile irtibat ve ilişkiler yoktu. 
Belki Fetullahçı dalışlar olabilir ama benim ilgi - bilgi alanım değildi. Kısaca ordumuz personeli, subaylarımız ve generallerimiz, sonraki yıllarda olanlar kadar alengirli değillerdi.

Ya istifa edeceğim ya da,
Maliye Bakanlığında olanlar,
TRT de başıma gelenler,
Sağlık Bakanlığındaki kadro yazısının, başbakanlıkta 8 ay bekletilmesi
ve son F-16 YGT projesinde, eksik maaş verilmesi…
BUNLARIN NEDENLERİNİ BULACAĞIM.
O kadro maaşı ile F- 16 projesine geri döneceğim.
O DÖNEMİN KOMUTANLARININ HEPSİNE KONUYU AKTARDIM.

Sonuç alamayınca, bildiğiniz bildirileri, önce hava kuvvetlerine gönderdim. Jandarma karargâhlarına, nizamiyelerine elden götürüp verdim.
Hava İkmal de SSK sözleşmeli idim. Anayol hükümeti sonrası, seçimler bitince, en kötü ihtimal; “TRT de eski memuriyetime döner, orada gazeteciliği bırakır, iyi bir yönetici pozisyona gelirim ya da başka bakanlığa naklen geçerim.” Hesabında idim.

İş hayatımda, Bildiri dağıtma, TBMM de Yazı yazma döneminde, BİREYSEL, hiçbir SUBAY ve GENERALİMİZLE SORUNUM OLMADI.

Kayseri’den ayrılmadan, iş sözleşmemi fesheden Generalimiz ile, bir vesile, bizim köye gittik. Silahım belimde, namlusu dışarıda, çok güzel bir kabı vardı. Normal oturduk. Sohbet ettik. Yemek yedik. O gün, Komando Tugay komutanımız Fikri Paşa’da orada idi. Daha sonra, Anayasa Mahkemesi üyesi olan Valimiz Mustafa Yıldırım da orada idi.

Ankara’ya geldim. F-16 Projesinde, beni görevden, karargâha aldığı dönemde, düello’ya davet ettiğim Ergün Paşayı aradım. ‘Elinizi öpmeye geleceğim.’ Dedim.
Özel, ev-ofisinde, nezaket – büyüklük gösterdi. Çay servisini de kendisi yaptı.
Benim tabancamdan, Ergün Paşa korkmazdı.
Sanıyorum, Ergün PAŞA ‘da; CUMHURBAŞKANIMIZ RECEP TAYYİP ERDOĞAN’I ARAYIP, BELKİ DE YANINA GELİP, - o dönem – HAKLI OLDUĞUMU, İŞ – TAYİNİMİ YAPMASI GEREKTİĞİNİ, BİZZAT SÖYLEMİŞTİR.

Seçim oldu. Ak Parti İktidar oldu.
Çok kısa özet.
“TRT de tayin atamasını geciktirelim. Biraz sıkıntı yasasın.
(O yıllarda, Türkiye’de alengirlilik başlamıştı.) Bizim çevreden bir kız ile de evlenir ise,  iyi bir yerde de çalışma süresini tamamlar.”
Hesap bu idi.
BEN KIZLARDAN KAÇTIM.
Atama – tayinim yapılmadı.
Hazıra dağ dayanmaz. Param bitti.
SİLAHIMI İSTEDİLER.

"TÜRK MİLLETİ ADINA" , diye mahkeme kararı çıkarıp, SİLAHIMA EL KOYDULAR.

Madem öyle, işte böyle... dedim.
Bu blogdaki alt mesajlarda olan bulgular ortaya çıktı.

Sormayın daha ötesini…
………

Normal süreçte sonuç alamayınca, BU YAZI işleri ile de, günümüz politikacılarının politikaları ile de uğraşmayıp, tam kenara çekilmek istediğimi, o yıllarda, Almanya’nın Ankara Büyükelçiliğine aktarmıştım. O yıllarda gâvurluk ettiler.
Daha sonraki yıllarda da; ‘tıpış, tıpış’ yine bize, tükenmiş olarak gelecek!” sandılar. Buna göre düzenleme yapmışta olabilirler.
Benim, çok sıradan bir görev için, yaptığım samimi başvuruyu, Alman İstihbaratı, “Tüketilecek adam” olarak görmüşte olabilir. Ben, istihbarat işlerinden anlamam.

O anlayışın neden olduğu nedenler de olabilir… Eski dönem başbakanının korumalarının bazı işgüzarlıkları ya da, belki, savcılara, siyasi baskı - müdahale…
Hiç tahmin etmediğim, gecikmeler ortaya çıktı.



Komutanım, talebim şudur:

Uygun olur ise, TBMM Başkanımız Binali Yıldırım ile bir görüşme yapıp, durumumu aktarmanız.
Dış bir güç müdahalesi olmadan, TBMM de çalışarak, ‘İŞ BAŞI EĞİTİMİ’ aldığım dönemden bu güne, ( Yıl kayıplarımı ödeyemezler.) maddi kayıplarımda dikkate alınarak, uygun görecekleri toplu tazminat parası öderler ise, etnik olarak, bir Rus Kızı ile evlenmek istiyorum. Konu geçmişini bilen konumda olan, Hava Kuvvetleri Komutanımızca, bu mesajımın TBMM Başkanımız Binali Yıldırım’a iletilmesi, sorunumu çözebilir. Bu yardımlarınızı, umar ve beklerim.

TBMM den sonuç alınamaz ise, Yunanistan Ankara Büyükelçiliği ( onlara da çözüm yolunu, yazılı olarak aktardım.) ya da, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile bir görüşme yapmanız da, işimi kolaylaştırabilir.

Durumumu bilgilerinize sunar, Yardımlarınızı beklerim.

Saygılarımla arz ederim.

4.10.2018 13:44

23 Eylül 2018 Pazar

VATANINA ve KADININA GÖZ KOYMADIĞINIZ İNSANLARLA BİRLİKTE OLABİLMEK!


(Bu yazıyı, göreve başladıktan sonra yayınlamak özlem ve dilekleri ile… )

Hayatın tanımı çok zor değildir. Belki de; “Güven içerisinde yaşayabilmek.” diye özetlenebilir.
Bu güvenlik nedir? Milletlere, toplumlara, bireylerin kültür ve yaşam tarzlarına göre bu kavram değişse de, bunun; Türkler ve Ruslarda ortak tanımını yapmak kolaydır.
Ya birlikteler ya da ayrı vatanlarda yaşasalar bile, birbirlerinin vatanlarında gözleri yok.
Sahip oldukları, sevdikleri kadınlara da, arkaları dönülünce göz kırpılmıyor.

Bu basit kural, milletlerce de iyi analiz edildiği, yaşam tarzına – davranış ölçülerine dönüştürüldüğü durumlarda, insan ilişkileri daha rahat ve güven içerisinde oluyor.
Öncelikle, bunu bilen ve kabul eden bireyler ve milletler ile yakınlık, dostluk kurulduğunun anlaşılması!  

Arazi de, kuralsız ve tanımsız özel mülkiyet, vatanının elinden alınmasıdır.

Vatanında; ‘Benim’ diyebileceğin, Türk Evleri bölgeleri dışında, ortak kullanım alanlarında, o şehir ya da başka şehirlerde; ev, bağ, bahçe için tahsis edilmiş alanlarda, tapulu, özel mülkiyetinin de olması gerekir. Genellikle, çocuk sayınız kadar ya da onun iki katı ile sınırlı.
 
Rusya’da, Rus Mahallesi’nde, ya da Türkiye’de; ‘Türk Mahallesi’ndeki, “Türk Evi” tipi, küçük bahçeli evlerin, bir aileye devlet tarafından verilmesi, o ailenin; ebeveynde ve çeşitli meslek dallarındaki evlatlarında, “vatan” bilgi ve bilincini – sevincini artıran, somutlaştıran, bir göstergedir.  Bunda; ‘güven’ – ‘güvenlik’ te vardır. 

Bu güven içerisinde bir Rus ya da Türk, bir başka millet – milliyet ile irtibatlarında, ortak iş hayatında, aile ilişkilerinde, karşı tarafın; vatanına ve kadınına göz koymasını önleyici bir tedbir de vardır. Bu kurallara uymadığından şüphe duyduğunuz bir irtibatta, geriye çekilme, araya mesafe koyma güç ve fırsatınızda vardır.

Acaba? Bir başka açıdan, konuya yaklaşır isek, zaten bireyler, başka modelde de olsalar, bazı evlere ve ekonomik güç’e sahiptirler. Bazılarında, ilişkiler normal değil! Neden?

.
O dönem, en fazla satan günlük gazete ‘Günaydın’ da çalıştığım yıllarda, yine o dönemin, en etkili günlük gazetesi ‘Hürriyet’ Gazetesi çalışanları ile ortak yemekhanemiz vardı. 
Başkaları anlatmışlardı. O dönemki kız arkadaşım, -okul, kolej forma kıyafetli imiş- ile birlikte yemekhaneye girince, birileri, çatala takılı yiyeceklerini, ağız yerine, hayretle burnuna dayayanlar olmuş. O derece, Türkiye standartlarında güzel bir kız idi. İşveren, gazete sahipleri ile ilişki ve bağlantılarım da çok iyi idi.  Evim de var idi.
İşte o an, yemekhaneye giriş anım; o dönemki sıkıntılarımın başlangıcı olmuş!

İyi bir vatanınız ve güzel bir kadınınız var ise, sıkıntı ve sorunların, kimden – kimlerden, ne zaman ve nasıl geleceğini de, tam hesap edemiyorsunuz.
Vatan ve kadın güzeldir. Senin olursa…
Rusya’yı gezip – görenlerin bir kısmı, bazı object ya da şehirlerin, 1970 öncesi Türkiye’ye benzediğini, gelişmediğini söylüyorlar!
1985 ama özellikle son 15 – 20 yılda Türkiye’de, küçük kasabalar da bile, öylesine çok apartmanlar yapıldı ki, bunu “gelişmişlik” olarak görüyorlar. Hâlbuki tüm bunlar; arazi işgali, kanunsuz imar oyunları, vatanın da çirkinleştirilmesidir.
Şehir içlerinde de; tarihi eserlerin, eski camilerin bahçe duvarlarının bile yıkılıp, imar planlarında gözükmeyen, kaçak yapılan, sonra kılıf uydurulan, merkez ana caddelerde de, bulunan her boşluğa, devlet arsasına, kimsenin haberi olmadan! yapılan apartmanlardır!

Vatan; arazidir. Şehirdir, köydür, kasabadır. Mera, ova, orman, açık alan, dağ – tepedir.
Her isteyenin, her istediği yeri çevirip – sınır taşları koyup; “ben buraya, otel, iş hanı, iş yeri, ev – apartman yapıyorum. Diyebileceği yer değildir.
1978 Ecevit Hükümetinin, bir otel de, orman arazilerini paylaşmak amaçlı kişilerin istek ve destekleri ile de kurulduğu, açık olarak söylenirdi. Aynen, Ak Parti’nin, yasaklı iken, birden serbest bırakılıp,  seçime girmesi, seçim sonrası ilk çıkardığı kanunlardan birisinin,  orman arazilerine af ya da imara açmak amaçlı yeni düzenleme olduğu da…
AVRUPA’DA BAZI MERKEZLER, BİREYLER, VATANIMIZA GÖZKOYDULAR!
Bu nedenle de, bir den bire, arsa – arazi gaspları, kurum ve kuruluşların tek etnik gruba dönüşmesi sağlandı. Kanunlar göz ardı edildi. Bir kısmı da, haksız af - kılıf kanunları oldu.

ŞİMDİ, BUNLARI DÜZELTENLER, İYİ BİR İŞ YAPIYORLAR.  
ÇOK ŞEY, NORMALE DÖNÜYOR.
SAĞ OLSUNLAR, VAR OLSUNLAR.
Rusya, çok daha geniş bir alandır.
Türkiye gibi, yol üstü, kıtalar arası geçiş noktalarında da değil.
Bizler, küçük bir alan olan Türkiye’de bile, yabancılara kapalı alanlar ve bölgeler yapacağız. Rusya, bu geçiş dönemini bizden daha akıllı ve iyi değerlendirmelidir. Yabancılara kapalı alan ve bölge sayıları – sınırları çoğalmalıdır.
Türk Evleri yapılan Rus Mahallelerini, herkes görememelidir.
Yakın dönemlerde, yer değiştirenler, o bölgelere gelenler, geldikleri yerlere yeniden gönderilmelidirler.

Kara Deniz Üçlüsü ülkelerde, eski dönem ‘Turizm Anlayışı’ bitti. Yeni döneme uygun, yeni şekle dönüştü ve dönüşüyor. Türkiye’deki Tatil Köyleri, Ukrayna’nın yapacağı yeni Konaklama Tesisleri ve blok sistemi gibi…
Bunların hepsi, yasal, mülkiyet hakkı verilmeyen, kullanım amaç tanımlı, kiraya verilmiş araziler olacaktır. Sanayi tesisleri ve atölyeler de bile… İmar planlarında, yerleri net, 500 yıl sonra bile, orada o iş yapılacak. O tesis, o an, o işi yapanların olacak.

Kızlarınız; “arazimiz var” diye kasılmayıp, kolay koca bulacaklar. Koca bulmak için de, belli bir ‘hayat tarzı’ düzenleri olacak.

VATANINIZ VE KADININIZ VAR İSE, PARA KAZANIRSINIZ.
PARA İLE, VATAN VE KADIN KAZANAMAZSINIZ.
Başkaları, başka düşünebilirler. Bizim doğrumuz budur.

23.09.2018 06:47


Ek, bir başka konu:

AMERİKAN KÜLTÜRÜNDE, ÖĞRENCİ’ nin ayrı bir yeri var!

New York itfaiyesinde, yaşadığım bu olayın kaydı da vardır. Sizler de hemen, öyle bir durumda itfaiyeye gitmeyiniz. Sanıyorum, asli görevleri arasında, böyle bir “görev tanımı” da yoktur. İyi bir insana denk geldim: “Türk, okulunu kaybetmiş.” Deyip, ismimi aldı. Görev kâğıdı yazıp, beni itfaiye aracı ile okuluma, Concodia’ya göndermişti.
Siren çalmadan, okula getirdi. Teşekkür ettim. Geri, itfaiye merkezine döndü. 

Okula gidişimin ikinci günü.

O çevreyi hiç bilmiyorum.
İlk gün, okul görevlisi Curtis ile birlikte, okulun arabası ile  (Türkiye’de, Alış – veriş Merkezi denilince, iş hanı benzeri, onun büyük şekli akla geliyor. New York’ta, Türkiye’deki AVM lere benzer yerlere ‘GALERIA’ deniliyor. Alış Veriş Merkezleri, şehir dışı, daha geniş alanda, tek katlı, farklı bölümleri var. ) yakın çevrede, bir alış – veriş merkezine gitmiştik. Orada, ihtiyacım olan bazı şeyleri görmüştüm. Her gün okuldan araba alamazsınız. İlkinde de denk gelmişti.

İkinci gün, ders çıkışı, o istikamete giden bir otobüse bindim. Yanımda, harita olup-olmadığını şimdi hatırlayamıyorum. Göz kararı ile, önce mi inmiştim. Sonraki duraklarda mı indim? Yürüyerek, bir yere doğru gidiyorum. O bölgede, yol kenarları orman gibi geniş ağaçlık. Dün gördüğüm yeri ve bölgeyi bulamadım. Evler, genellikle büyük bahçeli villalar. Önceden hiç düşünemediğim yerler.

Çok uzun süre dolaşmış olacağım ki, hava kararmak üzere… ve karardı.
İleride, itfaiye araçlarını gördüm. O istikamete yürüdüm.
İtfaiye merkezine vardım. Durumu özetlemeye çalıştım.
Onlara söylemedim ama benim niyetim; o bölgede – bilinen bir taksici ya da taksi durağı bulmak.
Durumu anlattığım kişi, beklemediğim bir şekilde güldü.
‘Türk, okulunu kaybetmiş.’ Diye, görev kağıdı imzalayıp, resmi itfaiye aracı ile, beni okula gönderdi. Öğrenci Merkezi önünde olan öğrenciler, bir yeni öğrencinin, itfaiye aracı ile okula bırakılmasının şaşkınlığını yaşıyorlardı.

Gerek ABD de ve gerekse F-16 Projesindeki iş arkadaşlarımızı düşününce, ABD nin YÖNETİM KONSEYİ olsa, başka bir anlatım ile, ana politikayı, ana ilkeleri, POLİTİKACILAR – SİYASETÇİLER dışında, önceden belirlenmiş açık – bilinen kurallara göre seçilmiş, AÇIK BİR MERKEZ BİREYLERİ tarafından belirlense, çok şey daha iyi olur gibi…

Demokratik seçim sistemi, parti – delege sistemi içine, orada da, normal insanlar, normal Amerikalılar, girmiyorlar ya da giremiyorlar gibi…

BU ÇOK ÖNEMLİ EKSİK, KİMLİKLERİ – GEÇMİŞLERİ AÇIK, belirlenme ilkeleri kurallı, YÖNETİM KONSEYİ ile çözümlenir. ABD de, örneklik özelliğini, yeniden kazanabilir. Yine, bir başka anlatım ile, ABD Yönetim Modeli, sadece ABD Güvenlik Konseyi ilkelerine göre değil, ‘AMERİKAN’ özelliği taşıyan bireylerden oluşan, Yönetim Konseyi kararları, ABD Senatosu ve Başkanını yönlendirmesi, çok daha doğru olur gibi…  Bana göre; ABD de ana sıkıntı buradadır. Ondan sonra, sorunlarının hepsini çözer, atar. Yeter ki, güvenilen –AÇIK- bir kurul tarafından, sorun iyi tanımlansın! Çözüm kapalı olabilir. Amerika, iyi bir toplum, iyi bir ülkedir. ABD Yönetiminde, siyasi partilerinde,  siyasi yapısında var olduğu söylenilen eksikleri giderme yolu da bu olabilir.

23.09.2018 10:38
.

Katkıda bulunanlar

Share it