Mevlana’nın yazılı eseri
“MESNEVİ” nin, bazı baskılarında, tam isim olarak: ‘Mevlana Celalettin Rumi’
yazılıdır.
Konyalı olunca, oradaki
- Rum’i – ekinden, bazen ‘Rum’ olabilir!
Diye düşünürdük. Mevlana’nın doğum yeri, Afganistan – Belh şehridir.
Tüm bunlar ile
birlikte, ‘Türk’ olduğu da söylenirdi.
Ben de bunun böyle
olduğunu düşünür, öyle söylerdim. Buna ‘delil’ olacakta, Mevlana’ya ait bir şiir
ya da dörtlük idi.
Mevlana’nın etnik
geçmişinin ‘Ermeni olduğunu, bazı çevreler iddia edince, o dörtlüğü nerede? Hangi
kaynaktan okuduğumu bulmaya alıştım.
Müslüman Ermeni -
Tercüman Gazetesi, Türkler için; 1000 Temel eser yayınlamıştı. Orada değilmiş.
Yine Müslüman Ermeni – Türkiye Gazetesi de, Türkler için, 100 Temel eser yayınlamıştı.
O serideki ‘Mevlana’ isimli kitapta imiş. Sonradan yazılma, -ona ait olduğu
iddia edilen - uydurma bir şiir – dörtlük olabilirmiş!
BURADAN ŞU SONUÇ ÇIKIYOR.
Piyasadaki bazı eserlerdeki anlatı metinler ve şiirler, o yazara ait
olmayabiliyor.
MEVLANA, Konya’da, Rumlar
ile birlikte yaşamış bir kişidir.
Bu durumda, Ermeniler
itmişler, o da, Rumlarla birlikte yaşamıştır.
Kayseri’de, eski
Muhsin İlyas Subaşı’ya göre de, komik iddialar vardır.
Baştan, Mevlana’ya
çok karşı idi, son dönemlerinde, onların dergilerinde bir ılımlı makalesini
görmüştüm.
Yine son dönemlerdeki
iddialar; o dönem şairlerinden, Yunus Emre’nin, etnik geçmişinin, ‘Türkmen’ olduğunun kesinleşmesi.
BU KONULAR BİLE, DAHA
YENİ TARTIŞILIP, AÇIKÇA, YAZILIP – KONUŞULABİLİYOR.
Bu iyi gelişmenin şu
sonuçları da olacaktır.
Eski dönem düşünce
düzenleyicilerinin, etnik geçmişleri açık bilinince, değerlendirmeler de ona
göre olacaktır.
Var ise, gerçek
olmayan bazı metinler ve sözlerde ortaya çıkacaktır.
…
AYNI ANLATI, AYNI
ŞİİR, Yazarın etnik geçmişi, hayatı, doğru olarak bilinir ise, daha objektif ve
doğru değerlendirilir. Doğru anlaşılır.
…
Bu yaklaşımda, eski
dönem, yakın dönem yazar ve şairleri bir listelenip, doğuş yerleri, hayata
başlangıcı – koşulları, ortam, anne – babasının etnik geçmişleri, eş seçimi, - bekâr
kalmış, çok eşli ya da çok çocuklu vb. – biraz ayrıntılar olur ise, anlatılar, paragraflar,
satırlar, mesajlar daha iyi anlaşılır. AMACI, DAHA İYİ ANLAŞILIR!!!
…..
BUNDAN SONRAKİ
YAZARLARDA, ŞAİRLERDE, SANATÇILARDA, ZATEN BU BİLGİLER OLACAKTIR.
Yeni basılan – Basılacak
kitaplarda da, bunun zorunlu hale getirilmesinden bahsediyoruz.
Her ülkede de, belki
Kültür Bakanlıkları ya da o ülkenin Milli Kütüphaneleri - Bu iş için resmi olarak görevlendirilmiş bir
üniversitesi tarafından da olabilir. Ortak bir form – tanımın yapılması. Özgeçmiş
düzenlemesi.
(Günümüz politikacıları, diplomatları, bürokratları,
bu formlardan korkuyorlar ama… Dünya değişti. Sıra sizlere de gelecek! )
Yeni baskı kitaplarda
da, resmi – bilinen bir merkezce doğrulanmış, bu bilgilerin bulunması.
27.11.2018 13:38
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder