Translate

4 Ekim 2018 Perşembe

TÜRK HAVA KUVVETLERİ KOMUTANINA, AÇIK MEKTUP


Orgeneral Hasan KÜÇÜKAKYÜZ


Komutanım,

Son senelerde, Fetullah Kutusu açıldı.
Ben onların iç yüzünü bilmiyorum.
Çok daha önceki yıllarda, Alman Milli Görüş Teşkilatı var idi.
Onların bir kısmını tanırdım. Sanıyorum, o dönem, onlardan bir zarar gelmedi.

Bununla birlikte, aşağıda açıklayacağım nedenler ile, topluma açık internet yazı - bildiri dönemimde, Başbakanlığa gitsem, atama-tayinimi hemen yatırırdım. O dönemin Başbakanı Necmettin Erbakan’ın Basın Baş Müşaviri Fikret Bey, benim eski çalışma arkadaşımdı. Bir diğer kişi, başbakanlık ikinci katta, - yerinde görünce, şaşırmıştım.- demir parmaklıklarla ayrılan, tüm koridor bölümü olan, Türk Cumhuriyetlerinden sorumlu –galiba – müsteşar pozisyonundaki bürokratta, New York’tan, Türk Denizcilik şirketinden tanıdığımdı. Ona da yaptırırdım.

Ortalık karışık, benim atama – tayin de gümbürtüye gidiyor.

SON ON’LU YILLARDA OLAN OLAYLAR HAKKINDA; BENİM BİLGİMDE YOKTUR. İLGİM DE YOKTUR.
Ülkemiz şartlarını, bölge ve dünya koşullarını değerlendirerek, bu blogda detayları olan projelere odaklanmıştım. Onları olgunlaştıracak, bilgiler ile uğraşıyordum.  

Sizlerin de bilgileri dâhilinde, benim konumun, sorunlarımın geçmiş özeti, başlangıcı, aynen şöyledir:

Ankara’da TAI, F-16 Uçaklarını yapıyordu.
O uçaklar, bizim Kayseri’de yaptığımız, Yardımcı Görev Teçhizatları olmasa, silah kullanamaz. Ateş gücü olmaz. Tek çözüm, uçağı kullanan pilotun, camı açıp, kolunu dışarı çıkararak, hedefe tabanca ile ateş etmesidir.

Biz Kayseri’de Hava İkmal de idik ama bu işi alt kontraktor olarak bize veren, Amerikan Hava Kuvvetleri idi. Kısaca, biz onlarla iş yaptık. Bu projede, benim dışımda, diğer bölüm yöneticileri hep subaydı. Onlar, kadro maaşlarını alıyorlardı. ABD ile yapılan sözleşmeye göre, benim maaşımın; bu proje için oluşturulacak döner sermayeden verilmesi gerekiyordu. TÜRKİYE STANDARTLARINDA ÇOK İYİ BİR MAAŞTI.
Bu nedenle, o projede işe başlamıştım.
Hem savunma sanayini öğrenecektim ve hem de, Kayseri’den evlenecektim.
Beni, oradaki düz işçi maaşı ile göreve başlattılar.
Sabrettim.
Teksas FW ‘den gelen, işimi, iş başında bana öğretecek arkadaş ile işe odaklandık.
Biraz da şans, hem bana işi öğreten, bu eğitimi veren hocam ve hem de Amerikan GD şirketi yönetimi, Savunma Bakanlığı, ABD Hava kuvvetleri tarafı, konum hakkında bilgi edinmemde, bonkör davrandılar. Eğitim sürem bitti. Eksik personellerimi tamamladım.

PROJE BAŞLADI.
Assy. detay imalat öncesi, ilk dönemini, başarı ile bitirdik.
Teçhizatlarımızı, Türk Hava Kuvvetleri kullanmaya başladı.
Proje başlangıcından o döneme kadar olan, yaptığımız işler, yönetim modelimiz, Proje Program Yönetim (PMR) denetimi oldu.

BU DENETİMDE, BENİM BİRİMİM; PROJEDEKİ 5 BİRİM ARASINDA, EN AZ EKSİĞİ OLAN VE EN İYİ YÖNETİLEN BÖLÜM SEÇİLDİ.

ERTESİ GÜN, HADİ BAKALIM! BEN EVLENECEĞİM. KONTRATTA YAZILI KADRO MAAŞIMI, HAK ETTİĞİMİ DE İSPATLADIM.  
MAAŞ SÖZLEŞMEMİ, YENİ, YASAL ŞEKLE UYGUN, YENİLEMEK İSTEDİM.
KAVGA BURADAN ÇIKTI.

Projedeki o görevden, karargâhta, aldığım eğitim ile hiç ilgisi olmayan, Teknik Geliştirme bölümüne alındım. İstifa etmemi sağlayacak, bazı uygulamalar da oldu.
Bununla birlikte, o yıllarda, Türk Ordusu, haklı ve doğrudan yana idi. 
Kadın – kız, arazi sahipleri ile irtibat ve ilişkiler yoktu. 
Belki Fetullahçı dalışlar olabilir ama benim ilgi - bilgi alanım değildi. Kısaca ordumuz personeli, subaylarımız ve generallerimiz, sonraki yıllarda olanlar kadar alengirli değillerdi.

Ya istifa edeceğim ya da,
Maliye Bakanlığında olanlar,
TRT de başıma gelenler,
Sağlık Bakanlığındaki kadro yazısının, başbakanlıkta 8 ay bekletilmesi
ve son F-16 YGT projesinde, eksik maaş verilmesi…
BUNLARIN NEDENLERİNİ BULACAĞIM.
O kadro maaşı ile F- 16 projesine geri döneceğim.
O DÖNEMİN KOMUTANLARININ HEPSİNE KONUYU AKTARDIM.

Sonuç alamayınca, bildiğiniz bildirileri, önce hava kuvvetlerine gönderdim. Jandarma karargâhlarına, nizamiyelerine elden götürüp verdim.
Hava İkmal de SSK sözleşmeli idim. Anayol hükümeti sonrası, seçimler bitince, en kötü ihtimal; “TRT de eski memuriyetime döner, orada gazeteciliği bırakır, iyi bir yönetici pozisyona gelirim ya da başka bakanlığa naklen geçerim.” Hesabında idim.

İş hayatımda, Bildiri dağıtma, TBMM de Yazı yazma döneminde, BİREYSEL, hiçbir SUBAY ve GENERALİMİZLE SORUNUM OLMADI.

Kayseri’den ayrılmadan, iş sözleşmemi fesheden Generalimiz ile, bir vesile, bizim köye gittik. Silahım belimde, namlusu dışarıda, çok güzel bir kabı vardı. Normal oturduk. Sohbet ettik. Yemek yedik. O gün, Komando Tugay komutanımız Fikri Paşa’da orada idi. Daha sonra, Anayasa Mahkemesi üyesi olan Valimiz Mustafa Yıldırım da orada idi.

Ankara’ya geldim. F-16 Projesinde, beni görevden, karargâha aldığı dönemde, düello’ya davet ettiğim Ergün Paşayı aradım. ‘Elinizi öpmeye geleceğim.’ Dedim.
Özel, ev-ofisinde, nezaket – büyüklük gösterdi. Çay servisini de kendisi yaptı.
Benim tabancamdan, Ergün Paşa korkmazdı.
Sanıyorum, Ergün PAŞA ‘da; CUMHURBAŞKANIMIZ RECEP TAYYİP ERDOĞAN’I ARAYIP, BELKİ DE YANINA GELİP, - o dönem – HAKLI OLDUĞUMU, İŞ – TAYİNİMİ YAPMASI GEREKTİĞİNİ, BİZZAT SÖYLEMİŞTİR.

Seçim oldu. Ak Parti İktidar oldu.
Çok kısa özet.
“TRT de tayin atamasını geciktirelim. Biraz sıkıntı yasasın.
(O yıllarda, Türkiye’de alengirlilik başlamıştı.) Bizim çevreden bir kız ile de evlenir ise,  iyi bir yerde de çalışma süresini tamamlar.”
Hesap bu idi.
BEN KIZLARDAN KAÇTIM.
Atama – tayinim yapılmadı.
Hazıra dağ dayanmaz. Param bitti.
SİLAHIMI İSTEDİLER.

"TÜRK MİLLETİ ADINA" , diye mahkeme kararı çıkarıp, SİLAHIMA EL KOYDULAR.

Madem öyle, işte böyle... dedim.
Bu blogdaki alt mesajlarda olan bulgular ortaya çıktı.

Sormayın daha ötesini…
………

Normal süreçte sonuç alamayınca, BU YAZI işleri ile de, günümüz politikacılarının politikaları ile de uğraşmayıp, tam kenara çekilmek istediğimi, o yıllarda, Almanya’nın Ankara Büyükelçiliğine aktarmıştım. O yıllarda gâvurluk ettiler.
Daha sonraki yıllarda da; ‘tıpış, tıpış’ yine bize, tükenmiş olarak gelecek!” sandılar. Buna göre düzenleme yapmışta olabilirler.
Benim, çok sıradan bir görev için, yaptığım samimi başvuruyu, Alman İstihbaratı, “Tüketilecek adam” olarak görmüşte olabilir. Ben, istihbarat işlerinden anlamam.

O anlayışın neden olduğu nedenler de olabilir… Eski dönem başbakanının korumalarının bazı işgüzarlıkları ya da, belki, savcılara, siyasi baskı - müdahale…
Hiç tahmin etmediğim, gecikmeler ortaya çıktı.



Komutanım, talebim şudur:

Uygun olur ise, TBMM Başkanımız Binali Yıldırım ile bir görüşme yapıp, durumumu aktarmanız.
Dış bir güç müdahalesi olmadan, TBMM de çalışarak, ‘İŞ BAŞI EĞİTİMİ’ aldığım dönemden bu güne, ( Yıl kayıplarımı ödeyemezler.) maddi kayıplarımda dikkate alınarak, uygun görecekleri toplu tazminat parası öderler ise, etnik olarak, bir Rus Kızı ile evlenmek istiyorum. Konu geçmişini bilen konumda olan, Hava Kuvvetleri Komutanımızca, bu mesajımın TBMM Başkanımız Binali Yıldırım’a iletilmesi, sorunumu çözebilir. Bu yardımlarınızı, umar ve beklerim.

TBMM den sonuç alınamaz ise, Yunanistan Ankara Büyükelçiliği ( onlara da çözüm yolunu, yazılı olarak aktardım.) ya da, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile bir görüşme yapmanız da, işimi kolaylaştırabilir.

Durumumu bilgilerinize sunar, Yardımlarınızı beklerim.

Saygılarımla arz ederim.

4.10.2018 13:44

Hiç yorum yok:

Katkıda bulunanlar

Share it