UYARI: Bu yazı,
okunduktan sonra, kendi arkadaş çevrenizde bile tartışılmayacaktır. Okuyup,
geçeceksiniz. Değerlendirmeyi kendi kendinize, yıllar sonra bir kez daha
okuyarak yapacaksınız. Yazılanlar, bireysel deneyim ve gözlemlerim sonucu,
benim vardığım sonuçlardır.
Kutsal kitaplara göre; insan canı ve vücudu, kendisine emanettir.
Birey; bedenini, aklını, bilgisini, iyi işlerde kullanmak ile
yükümlüdür.
Ve sağlığını, aklını korumak; vatanını, eşini, çocuklarını,
evini, geniş anlamda insanlığı korumak kadar önemlidir. Sağlığınızı ve aklınızı
korumak durumundasınız.
Ben şu anda, bu satırları yazar iken, sigara içiyorum.
Ve bu beni rahatlatıyor. Bilinçaltımda ise, evlenince, günlük
sigara içim sayımı çok azaltma gerek ve zorunluluğunu düşünüyor ve gereğini
yapmayı diliyorum.
Alkol, içimden kısa süre sonra kan’a karışıyor. Bedeninizi biraz
rahatlatıyor.
Biraz fazla alınınca da, bilinç kaybı yaratıyor. Ne yaptığınızı
bilemez hale geliyorsunuz.
Uzun dönemli çok alkol kullanınca da, vücudun nikotin ihtiyacı
gibi, kan da, sıvı alkole ihtiyaç duyuyor. Ondan sonra alkolik oluyorsunuz.
Ortaokul son sınıf ya da lise birinci sınıf olabilir.
Kayseri’de, bir akşam, ev düğün davetine gitmiştim. Yanımda,
benden büyük, çocukluk arkadaşım da var. Bizleri, ana davetli masasına
oturttular. Yemek servisi var. Yemek yanında da, Türk Rakısının orijinali
olabilir! Bir köyde, ev yapımı ‘Boğma Rakı’ var.
Yanımdaki arkadaşım, “İmam-Hatip Okulu” öğrencisi idi. O
yıllarda, Müslüman Ermeni olduğunu bilmiyorum. Türkmen sanıyorum. Düğüne
gittiğimiz evdeki insanları iyi tanırım ama onları da, Alevi – Türkmen olarak
biliyorum. Hâlbuki onlarda Ermeni imişler. Türkmen’in Alevisi olmazmış!
Önüme konan, rakı bardağından, bir yudum, rakı içtim. Ev yapımı, rakı’nın
tadı, lezzeti çok iyi ve içimi çok kolay. Yemek süresince, iki – üç bardak
rakıyı, çok kolay içtim. Hiçbir şey olmuyor. Güzel sohbetlerin bitimine yakın,
oyun oynanan odaya geçmek için, yemek masasından kalkınca, öyle bir baş dönmesi ile sarsıldım ki, hemen,
sandalye ye geri oturdum. Birlikte gittiğimiz, yanımdaki arkadaş, kebap ve
mezeler yedi ve teşekkür edip, içki almamıştı. O sağlam. Ona durumu aktardım.
Bir an önce, oradan ayrılmamız gerektiğini de söylediğimi hatırlıyorum. Ayağa
kalkınca, başım dönüyor.
Dışarı çıkmışız ki, yağmur yağıyor. Su birikintilerinde, yüzmeye
çalışmışım. Detayları hatırlamıyorum.
…
Acaba, Türk Rakısı, gerçekte Ermeni içkisi midir? Zaman zaman
bunu hep düşünmüşümdür. Aynı aile, şarapta yapıyordu.
Erken yaşlarda, yeterli
deneyim ve bilgi sahibi olmadan, dışarıda içki içme ortam ve durumu olur
ise, yanınızda da, güvendiğiniz, içki
içmeyen bir arkadaşınız yok ise, siz de; alkollü içki içmeyiniz.
Türk Rakısı, Rus Votkası gibi, insanı aniden çarpıyor. ve
içimleri zordur. Her ikisin de de, iki bardaktan fazla almamak gerekiyor.
Bir toplantıda, yemekte, kokteylde, şarap ya da içimi daha rahat
içkilerden servis var ise, onlarda da,
iki bardaktan fazla, içki almayınız.
Bazı kutlamalardaki Şampanyalar, alkollü içki içmeyenler
tarafından da, rahatlıkla bir bardak alınıp-içilebilir. Gazozun biraz farklı
tadındadır. Bilgi ve bilinç kaybına neden olmaz. Bireyi de sarhoş etmez.
Sarhoş iken, Kiliseye gidilmez. Sarhoş iken, namaz da kılınmaz.
Türkler, bu konuyu şöyle çözüyorlar: Akşam yemeğinde, birkaç bardak, rakı – şarap içmiş
olabilirsiniz. Ya da kız arkadaşınız, eşiniz ile, çok seyrek, bir akşam baş
başa yemek yer iken, hafif alkolde alabilirsiniz.
Sabah uyanınca, alkolün etkisi geçiyor. Duş almak gerekiyor. Duş
alınca, kalan uyuşuklukta tamamen bitiyor. İsteyen, sabah namazını bu şartlar
da kılabiliyor.
Hafif alkol de olsa, uyumak, uyandıktan sonra da duş almak
zorunluluğu vardır.
Günümüzde insanlar eğitimlidirler.
Alkolün, ne olup – olmadığını herkes bilir.
Bu konuda bile, dini boyutta tartışma yaratanlar, kişilik, sosyal
bozukluğu olan, kötü niyetli insanlardır. Onları hiç dinlemeyiniz. Hiç tepki
vermeyiniz. Karşı görüş sunmayınız. Konuşmayınız.
En önemli toplantılarda, en önemli yemeklerde, alkollü içki
servisi yerine, meyve suyu, soda talep edenler, o yemekte, o toplantıda, alkol
almamış olurlar. Bu durum, ne bir eksiklik ve ne de bir fazlalıktır. Bu bir
tercihtir.
Bekâr iseniz, evinize gelenlere de, hafif bir içki ikram edecek
iseniz, bir kez söyleyiniz. Bu konuda, zorlama ısrarlardan kaçınınız. İkramınız
da iki bardağı geçmesin.
Bir başka anlatım ile, alkollü içkilerin, alışkanlık yaratacak
oranda, düzenli – sürekli kullanımı kötüdür. Size, ailenize, çevrenize zarar
verir.
Çok seyrek, ortam olunca, eviniz de de olsa, hanıma rezil olmamak
için, üst sınır, iki bardak yeterli olmalıdır. Bunu geçmeyiniz.
.
4.09.2019 11:06
.
Ek
not: Kurban kesilip, dua edilen bir açılış ve toplantı da da, bana göre;
şampanya bile içilmez. Yakışan yapılmalıdır. Her şeyin bir yeri vardır.
4.09.2019 11:53
.
Yan sutun notu:
MİLLİ EĞİTİM BAKANIMIZIN DİKKATLERİNE,
Biraz önce, bahçedeki masada, ilkokul çağında bir çocuğun, bir kitabını gördüm.
“NİL HANIMIN, MUMYA YAPMA ÖĞRETİSİ”
Kısa bir göz atınca, resimli, çok farklı bir kitap!
BUNLAR ÖZEL AMAÇLI OLABİLİRLER Mİ?
Bir inceletmeniz dileği
(çocuk masaya gelince, hemen bıraktım. Aldı ve gitti.
Kitap hakkında hiç fikrim yoktur.)
….
Bakanlığın, bu tür yayınları takip eden, Talim Terbiye Kurulu vardı.
Kitap tavsiyeleri olurdu. Yasaklanan kitaplar da.
O sistem yeniden bir ele alınıp, günümüz uygun şekle dönüştürülebilir mi?
Bilgilerinize,
Saygılarımla.
4.09.2019 14:30
.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder