Türkiye’de
çocuklar, herhangi bir lisanı bilmeden doğuyorlar.
Ankara’da,
herhangi bir doğumevinde, yeni doğan bir çocuk, anne – baba Alman da olsa,
Almanca ya da Türkçeyi bilmeden doğuyorlar.
Aynı
kelimeyi, 80 – 100 defa duyunca, o kelimeye uygun işlem yapıldığını görünce,
önce ‘kavram’ olarak, kelimeyi kavrayıp, daha sonra o kelimeye bir anlam
yüklüyorlar. Bir anlam yükleyiş, o kelimenin sözlük anlamlarından her hangi
birisidir. Yer, konu - konum ve duruma göre, aynı kelimeye yüklenen anlamlar
değişiyor.
Türkiye’ye,
TV çok geç geldi.
Bebeklik,
çocukluk yıllarımızda, sözlü anlatım, hikâye ve masalları, çevremizdeki
insanlardan duyup – dinleme imkânımız vardı.
İlkokul
kitaplığımızdaki, - eğitim bakanlığı yayınları
- masallar, Dede Korkut ve diğer Türk hikâyelerini, okuma, geliştirme –
egzersiz kitapçıkları resimleme, düzenleme ve baskılarını inceleyen günümüz Rus
eğitimcilerinin de beğendiklerini duydum.
Öğretmen
kadroları ve ders kitapları tartışılabilir ama bazı eğitim materyalleri, o
günlere, o dönemlere uygun çok iyi idi.
Teknik konularda, laboratuar eğitim araçları da… Haritalar da, çok
yeterli idi. Sosyal iletişim, yerel sportif faaliyetler de yeterli idi.
Tüm
bunlar ile birlikte, Türk Alfabesini yazan Şakir Amca’yı, ben yakından tanırdım
ve sohbet ederdim. Onun kişiliği ve vermek istediği ilk mesajlar, imgeler,
kapalı etnik kimlik isimlerini, çok daha yeni değerlendirebiliyorum! Eski dönem
anlatıları, masal ve hikâyelerinde de, aynı, küçük ama önemli değişimlerin
yapıldığını da yeni görüyor ve anlıyoruz.
Kısaca,
Türk milletinin şu anda içinde bulunduğu durum, sadece ‘arazi işgali’ yapanlar
ile uğraşmak, Türkiye’ye, sahte beyan ya da hileli girişten sonra, vatandaş
bile olmadan, GENEL MÜDÜR, MİLLETVEKİLİ, GENERAL olmaktan öte, daha ciddi konuları
da var. Hem vatandaş değil, hem de düztaban, subay – astsubay olmuş! Özel –
Gizli toplantılar yapmışlar. O toplantılara katılmışlar.
Halen CHP
milletvekili bir üyesi olan ARIK Ailesi, yalnız Sarız Kazasında değil,
Kayseri’de de bilinen – saygın insanlardı. Etnik geçmişleri ‘Avşar’ olarak
bilinirdi. Avşarların ‘Türkmen’ oldukları söylenirdi. ‘Avşarlar’ın Etnik
geçmişlerinin ‘Ermeni’ olduğunu da yeni öğreniyoruz. Bununla birlikte, yaşam tarzları, adet – gelenekleri ‘Türkmen’ gibi idi. Evlerine, düğünlerine de
giderdim.
Bu
aileden, İmam Hatip lisesine başlayan Ahmet, ta o yıllarda, İmam – Hatip Okulu,
eğitim kadrosu ile ilgili bazı konuları anlatmış ve tam anlayamamıştım.
Kendilerini ‘Türk’ sandıkları için, bazı konular zoruna gitmiş! “O okuldan,
Kâfir de yetişir.” Derdi. Daha sonra,
İmam Hatip’ten ayrılıp, düz liseye geçmişti.
Buna
benzer, üç – beş somut kişi var. Aile düzeni sağlam, dini bilgileri sağlam, ekonomik
yeterliliği olanları, okuldan ayırmışlar. Tam ‘Muhtaç’ olanları özel eğiten
kişiler vardı ise, bu bir milli güvenlik sorunudur.
Buradan,
şuraya varmak istiyorum.
Bireyler
gibi, milletlerin de tasnifleri vardır.
Ruslar;
Tanrı’nın, inançlı olmayı nasip ettiği milletler grubundadır.
Onları da,
kutsal kitaplardan uzaklaştırma oyunları çok yapıldı.
Acaba, bu
konu da da, Türkiye ve Rusya’ya yönelik, ortak bir çalışmamı yapıldı!?
BURADA
BİR HAKSIZLIK YAPMAYALIM. Hepsi öyle
değildir.
Öyle
yapan bireyleri, dış destekçilerini, başka bir açıdan inceleme zorunluluğu
ortaya çıkıyor gibi!?.... bu ayrı bir
konu.
Öğretmen
yetiştirmek, din adamı yetiştirmek kadar önemlidir.
Okul
dışı, lise yıllarımda, hikâye, anı, anlatı, şiir ağırlıklı, iki dergiyi takip ederdim.
VARLIK
DERGİSİ. Diğeri de, ‘EKİN’ ya da ‘EKİM’ olabilir.
Aile,
çevre, öğretmen ve din adamı dışında bilgi kaynaklarına, günümüzde TV de
eklendi. Tüm bunlar; yaşam tarzımızı şekillendirip, bilgi düzenlemelerimizi de
yapıyorlar.
Bu
konudaki eksikliği gidermek için iki yol var gibi.
İlk’i; ÜÇ
SENE SONRA, ÇIKARILMAYA BAŞLANACAK DERGİNİN, ana yayın kadrosu, bir başka
yazıdaki, şu alıntı bölümden çıkarılabilir mi?
….
.
Eski dönem adamları anlatırlardı.
Çok kötülüklerin anası; arazi ve kadın meselesidir.
Buna benzer sözler, Türklere unutturuldu.
Geçen aylarda, ‘Türkçe deyimler ve Atasözleri’ diye bir kitapçık
almıştım. O kitapçığa bir göz atınca, başkalarına da tavsiye etmekle, büyük
hata ettiğimi anladım.
Gelecekte, aşağıdaki gençler, bu konularda ortak çalışmalar
yapacaklar.
---
Türkmenistan’da, ‘i’ harfi yerine ‘y’ yazıyorlar! Vb.
Ukrayna, Rusya, Kazakistan, Türkmenistan, Moğolistan, Çin – Uygur
Bölgesi Türklerinden, daha önce kendi ülkelerinde, dil ve edebiyat
alanında üniversite bitirmiş olanlardan, yeni gençlerin, Ankara – Türk
Dil Kurumunda, sözleşmeli olarak göreve başlatılmaları.
Toplam 7 – 10 ya da 15 kişi.
BU gençler, kendi ülkelerinde üniversite bitirmiş olmalarına
rağmen, Ankara – Dil, Tarih ve Coğrafya Fakültesine, regular, birinci sınıftan,
öğrenci olarak başlamaları.
Yer yakın, ders dışı saatlerde ve nöbetleşerek hafta sonları, Türk
Dil Kurumunda, iş saatlerinde bulunmaları.
İKİ – ÜÇ YIL SONRA, BUNLAR İLE BİR SOHBET EDEREK, ONLARI
DİNLEYEREK, ORTAK BİR TÜRKÇEYE NASIL GİDİLEBİLİR? Konusunu, üç
yıl sonra gündeme alalım mı?
İsterler ise, bu kişilerden, bir tanesi, etnik olarak Rus ve bir
diğeri de, etnik olarak Çin olabilir.
Bu fakülteyi de bitirince, liselerde öğretmen olma şansları
var. Veya yeterli olanlar, o fakültede öğretim üyesi olarak
kalabilirler.
31.08.2019 23:28
………
Ondan
sonraki seçenek: Dünya Güvenli Bölgesi, 7 ülke kaynaklı, anlatı, hikâye, anı,
şiir dergisi. Ortak bir yayın. Her ülke, aynı dergiyi, kendi dilinde
yayınlayacak.
Bazı,
Amerikan ve İngiliz şiirlerini, ben çok beğenirim. Keşke fırsat olsa da, bunlar
dilimize çevrilse derdim.
BU ÇOK PROFESYONEL
BİR ÇALIŞMA DEĞİL, orta yol, mevcutlar ve yenileri teşvik amaçlı bir çalışma
olacak.
Bunun
başlangıcı da, 2030 olabilir.
Üç sene
sonra, bizler ilk denemeyi yaparken, ABD, Rusya, İngiltere, Almanya, Fransa, Yunanistan’da
da, GELECEĞE HAZIRLIK, belki bir üniversitede, ilgili bölüm, belki bir lise,
bir grup çalışmasına başlanılması dileği.
25.09.2019
12:02
……………….
AMERİKANIN SESİ RADYOSU – ŞİİR, HİKÂYE, ANLATI Bölümü.
Amerikan İngilizcesi öğrenecek olanlar için, benim en çok tavsiye
ettiğim web sitesidir.
2030 dan sonra, 7 ülke, belki de, birbirleri ile bağlantılı, ortak
bir web de yapabiliriz.
….
Yan sütun notu:
CUMHURBAŞKANI SAYIN RECEP TAYYİP ERDOĞAN
Sayın Cumhurbaşkanım,
Bu konular bitti.
Yan sütundaki mesajda olan ekip ile birlikte, Türk Dil Kurumuna,
SSK sözleşmeli olarak başlayıp, web
sayfamdaki MESAJLARI DA, KAPATMAK İSTİYORUM.
Sağlık konusunda, bazı tedavilere – ACİL - ihtiyacım vardır.
Ondan sonra, geçici görev ile Rusya’ya gidip, evlenecek Rus Kızı
bulacağım.
Kimse ile çekişmek, tartışmak istemiyorum.
Sessizce, Ankara’da, bloğumda olan konularda çalışacağım.
Sizlere, başarılar dilerim.
Saygılarımla,
25.09.2019 13:17
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder