Almanya, Avrupa’nın en gelişmiş
ülkesidir.
Sanayi, yetişmiş insan kaynakları, AB
içindeki ‘karar alıcı’ konumu, bölgesel politikanın büyük düzenleyicisi diye de
özetlenebilir.
Geçmişi, çelik kontruksiyonu, ABD den
sonra en gelişmiş ülkedir.
Havada asılı – sanıyorum – ilk treni
yapan, estetiği ve sağlamlığı mükemmel bir sanayi ülkesidir.
Türkiye’de, haber alma kaynakları
sınırlıdır.
Tek etnik gruptur.
Onların verdikleri bilgilere tam
güvenmek doğru değildir.
Etnik olarak Almanların içinde olduğu
basın, güçlü bir basındır. Yaratıcıdırlar.
Türkiye’deki aynı etnik grubu, oradaki
yayın organlarında da görmek, düşündürücüdür.
Günümüz Almanyasında ne olduğunu tam
bilmiyoruz.
Haber aldığımız kaynaklar objektif
değil gibi…
Almanya, çok güçlü bir ülkedir.
Doğu Batı Almanya birleşmesi, hem
Rusya’nın milli – etnik devlete dönüşümüne katkı açısından ve hem de
Almanya’nın geleceği için, iyi olmuştur.
Mevcut yapı ve anlayışta gider ise,
Amerika, Rusya ve Türkiye için tehlikedir.
Bunun olumlu şekle dönüştürülmesi ve
Almanyanın anlayış, hedef, niyet ve politika değiştirmesi için, ilk akla gelen
yol; mevcut politikacılar (ya da politikacıları belirleyen kapalı güç
merkezleri) dışında, yeni politikacıların, -Almanya ve Alman halkı lehine de
-yeni bir anlayışın oluşmasına katkıda bulunmaktır.
Bu katkıyı kimler yapacaklar?
Önümüzdeki dönem de, her durumda
Rusya, Almanya’ya karşı dikkatli olacaktır.
Türkiye, bundan böyle, Almanya ile
çoğu irtibat ve ilişkisinde, ABD nin gözüne bakacak ve tedbiren, ABD ile
birlikte karar verecektir. Türkiye, Almanya ile, ABD den kapalı ya da ABD ye
kapalı bir ilişki yürütemeyecektir. Bununla birlikte, Türk Halkı, Almanlara
yakındır. Bu yakınlık, bu düzeyde tutularak, I. Dünya Savaşı dönemi ve sonrası,
Türk – Alman ilişkilerinin çok boyutu, gerçekçi bir şekilde masaya yatırılacak
ve detaylar bilinecektir. Bu bilgilerin açıklığı, gelecek dönem Türk – Alman
ilişkilerini olumlu yönde etkiler!!!
O dönemin şartlarındaki çok olayın –bugüne
dek bilinmeyen, konuşulmayan- çok olayın ayrıntısı, devletlerarası ilişkiler de, biraz daha
dikkat gösterme sonucunu ortaya çıkarabilir ama karşılıklı güven artışını da,
beraberinde getirebilir.
ÖNEMLİ BİR KONU: ÖĞRENCİ DEĞİŞİMİNDE,
ta baştan beri, ALMANLARIN ETNİK TERCİHLERİNİ ÖĞRENDİKÇE, ŞAŞKINLIKTAN
HARMANDALI OYNUYORUZ. Bunu açık yazıp, söylüyoruz. İyi bir başlangıç.
Üç bayraklı, (ABD, Türk, Rus) örgenci
merkezini de açıyoruz.
Önümüzdeki 30 yılda, bu açığı
kapatabiliriz.
BU YENİ
YOLA NASIL GİRİLİR?
Olabilir mi acaba?
ABD de,
uzun yıllardır ikamet eden, ABD vatandaşı olmayan, Yeşil Kartlı Almanlar var.
Diğer bir
deyim ile, halen Almanya vatandaşıdırlar. Almanya’da, ŞANSÖLYE olmalarına bir
engel yoktur.
ABD – ALMANYA ilişkilerinin geleceği açısından
da, etnik olarak tam Alman bir Amerikalının, Almanya’ya Başbakan yapılması…
Seçeneklerden birisinin bu olması ve
bu konu üzerinde ciddi olarak çalışılması.
Almanya’daki Almanlar, Almanlıktan
çıkmış gibiler!
Ana Kararları, ABD yi de iyi bilen, o Alman
lider verecek.
Varılmak istenen sonuç; Alman Halkının
ekonomik, sosyal ve ülke güvenliğinin iyi olması ama bu arada, son yüz elli
yıldaki, bazı fazlalıklarının törpülenmesi… (Başka bölge ve ülkeler bizi
ilgilendirmez. Türkler hakkındaki -J ler. )
Türkiye hakkında da, Almanya’nın
niyeti –uygulanan mevcut politikayı, anlayışı değiştirmesi - değiştirilmesi.
İyi bildiği Rusya’da, Türklerin de var olduğunu unutmadan, insan kaybı
ağırlıklı bir çatışmada – savaşta, dikkatli olması dileği.
……
Türk Milleti, Almanya – Alman
gerçeğini biliyor. Bilgi arttıkça, bazı uygulamaların farkına vardıkça,
Almanya’dan korkuluyor.
“Karadeniz üçlüsü + ABD” nin,
Karadeniz üçlüsü bölümündeki, Rusya grubundaki ülkelerde, Türkiye; Rusya’nın
gözüne bakacaktır. Yeni Almanya’nın bunu bilmesi ve kabullenmesi de gerekiyor.
YENİ DÖNEMDE, BUNA BENZER TEMEL
ESASLARIN, ORTAYA KONULMASI – ÖNCEDEN BİLİNMESİ GEREKİYOR. Ondan sonra, ABD
gözetim ve kontrolünde, (açık bilgisi dâhilinde, denetimli) Türk - Alman
ilişkileri, uzun dönemli, istikrarlı iyi bir sisteme dönüşebilir. Buna da, Türk
halkı sevinir. Beklenti de budur.
Almanya’da, politikacılar ve sistem
yenilenmedikçe, bu sonuca gidilmesi de kolay gözükmüyor. …gibi…
Yine de, iyi dilekler ile bu yazıyı
kapatalım.
….
19.02.2018 11:44
Yeni yazı -
mesajlardan kaçınmak istiyorum. Yazmamaya çalışıyorum.
Gece uykum kaçtı,
ben de bunları düşündüm. Öyle bir not…
........
EK :
EK :
RUSYA, MİLLİ - ETNİK DEVLET OLUR
İSE…
Türkiye örneği: - ilk akla gelenler -
Türkiye’de, sanıyorum, sadece iki bakanlık adı başında ‘milli’ kelimesi
vardır.
Bunlar; Milli Savunma Bakanlığı,
Milli Eğitim Bakanlığı.
Bu bakanlar; anne – baba, eşi, etnik olarak Türk olmak zorundadır.
Rusya’da, başına ‘milli’ kelimesi eklenir ise, Rusya, Milli Savunma Bakanı,
etnik olarak Rus olmak zorundadır.
…….
Kurum ve kuruluşlar :
Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT).
Türkiye’nin, tüm emlak – arazi konularından sorumlu, hepsini kapsamı içine
alan, Maliye Bakanlığına bağlı, Milli Emlak (ME) Genel Müdürlüğü.
Maliye Bakanı, başka etnik gruptan, Müslüman Ermeni olabilir. ( Açık etnik
kimlik ile)
ME Genel Müdürü ise, başında ‘Milli’ kelimesi olduğu için, Genel Müdür,
etnik olarak Türk olmak zorundadır.
MİT Başbakana bağlıdır. Türkiye’de, sadece iki etnik grup vardır.
Başbakan, ‘Müslüman Ermeni’ olsa bile, başbakanlığa bağlı, önceden
tanımlanmış, belirlenmiş, BAZI kurum
ve kuruluşların yöneticilerinin, etnik olarak ‘Türk’ olması zorunluluğu
vardır.
Türkiye’de ordunun tanımı, başında ‘Türk’ deyimi vardır.
Türk Silahlı Kuvvetleri. (TSK). Genel Kurmay Başkanı, etnik olarak Türk
atanacaktır.
TBMM (Türkiye Büyük Millet Meclisi) – başında, ‘Türk’ değil, ‘Türkiye’
yazılıdır. Bu durumda, TBMM Başkanı, Müslüman Ermeni olabilir.
Rusya, yeniden düzenlenir ise; başında ‘Rusya’ deyimi olan kurum ve
kuruluşlara, herkes atanabilir. Seçim ile de, herkes o göreve gelebilir.
Başına ‘Rus’ deyimi konulan kurum ve kuruluşlara yönetici olanların, anne –
baba ve eşlerinin etnik geçmişleri, ‘Rus’ olmak zorundadır.
…
Lütfen, buradan buyurunuz -J !
Düzen böyle sağlanır.
….
20.02.2018 09:51
Bu yaklaşım, bu uygulama doğrultusunda, Mesleki kurum ve Kuruluşlar ya da Sivil Toplum Örgütlenmelerinde, başında - Türkiye - var ise, kapsamı geneldir.
O Mesleki kurum - kuruluş ya da derneğin adı başında 'Türk' ya da 'Milli' deyimi eklenmiş ise, kapsamı daha dardır.
Bu yaklaşım, bu uygulama doğrultusunda, Mesleki kurum ve Kuruluşlar ya da Sivil Toplum Örgütlenmelerinde, başında - Türkiye - var ise, kapsamı geneldir.
O Mesleki kurum - kuruluş ya da derneğin adı başında 'Türk' ya da 'Milli' deyimi eklenmiş ise, kapsamı daha dardır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder