Translate

26 Aralık 2017 Salı

ABD de, yeni BÜTÇE SİSTEMİ. Acaba!

1945 te, ABD Başkanı kim idi?

(Bu satırlar, internet bağlantısı olmayan yerde, varsayım – faraziye olarak yazılıyor. Gerçek, somut bilgilere dayansa, internet olan bir yerden, bazı bilgiler hemen bulunur. Ya da, ev de ansiklopediye bakılırdı. Bu yazıyı, bu ölçütlerde değerlendirmeye almanız dileği.
II. Dünya savaşı detaylarını da bilmiyorum.)

II. Dünya Savaşı öncesi, Almanya’nın büyük bir planı vardı.
ABD de, 1930 lar daki ekonomik kriz sonrası, Almanya, O dönem Pentagon’unu  ele geçirdi. Rusya ve Türkiye’de, yönetimde Ermeni hâkimiyetini tamamladı.  Savaşırken, içeriden sağlam bilgiler alabilecekti. Nihai amacına ulaşmak için, ortam yarattı.

İngiltere’nin burnu koku aldı. Durumu anlamaya çalıştı.
Savaş sonrası, Azerbaycan petrolünü ve Kafkasya’yı, İngiltere’ye bırakma umudu verdi. Çünkü Kafkasya’da, İngiliz geçmişi çok eski ise de, Almanya, Doğu Karadeniz ve o bölgede iyi örgütlenmişti. Savaş sonrası, orayı yine İngilizlerden alırdı.

1936 mı idi? Türkiye’de, nüfus kayıt yenilemesi ve soyadı kanunu döneminde, İngilizler ile bazen ortak çalışmışlardı. Orta Asya için, İngilizler büyük rakiplerdi. Bunu hiç unutmamışlardı. Türkler,  kapalı etnik kimlikli olanların önemli kısmını hiç bilmiyorlardı. Son 15 – 20 yıl, elbirliği ile ortak amaçlar için çalışan Türkiye halkı, etnik konulardan uzaklaşmıştı. Yanıltıcı bilgiler, yerlerine oturmuştu.

Türkiye, (II. Dünya Savaşına katılsa) Kafkaslardan Orta Asya’ya girse, orayı “Türk Cumhuriyetleri Topluluğu” yapacak – sanacak - bilgi yoksunluğu seviyesine getirilmişti. Bu yapılır iken, Savaş içerisinde olan Rusya ve Rus halkı ile de, kalıcı kopukluk yaratılacaktı. Zaten onlarda, ayrı ekonomik sistem de ve komünist idiler. ABD nin, ekonomik sistemi düşmanı idiler!
Konuyu bilenler, varılmak isten sonucu görenler, görme ihtimali olanlar; ya yok edilmişler, pasifize edilmişler, başkaları ile evlendirilmişler, geçim sıkıntısı içerisinde bırakılmışlar ya da – o süreçte - yok edileceklerdi.

Savaşın ilerleyen aşamasında, ABD de başka güç merkezleri, ABD Başkanını uyarıp, politika değişimi ya da savaşa müdahalenin önemini anlatmaya çalıştılar. İlk uyarılarından sonuç alamadılar. ‘Almanya’nın ne yaptığını, ne yapmaya çalıştığını, sonucu biliyoruz. ‘ yanıtını aldılar.

İstenen sonuç oluşur ise, Amerika – Amerikan halkı aleyhine gelişmeler olacağını hissedenler, süreci – savaşı yakın takibe aldılar. 
Bu savaşın, sadece Rusları ve Türkleri yok etmek değil, onların yerine, Sahte Rus, Sahte Türk var etmek değil, ABD nin gücünü yalnız Asya’da yok etmek değil; ABD nin Dünyada, Avrupa Ülkelerinden sonra gelecek bir düzeyde tutulmak istendiğini, anladılar. 1930 lardaki ekonomik kriz, bunu öngörüyordu. ABD Yönetim kontrolü de böyle sağlanmıştı. ABD Yönetiminde olanlar dışındaki – Amerikalı- merkezler, konuya müdahil olunmasını istiyorlardı. Sonuçta, bunlar kazandılar ve ABD Silahlı Kuvvetleri, Avrupa’daki büyük savaşa müdahale etti. Savaşı bitirdi.

Savaş sonrası 10 yıl,  bu bölgesel sersemlik sürdü. 1957 de ABD Başkanı kim idi? Sanki o dönem, yeniden PENTAGON ve ABD Yönetimi, Avrupa Merkezli, bazı yerlerin kontrolüne geçirme çalışmaları, yeniden başlamış gibi… Avrupa’daki o merkezler; ‘Boynuz, kulağı geçti!’ misali, ABD nin, kendilerinden güçlü olmasını kabul edemiyorlardı.

(Bu varsayımda, Amerika’da somut olarak, Ermeni etnik kökenli Amerikalıların, ABD İş Hayatında ve şirketlerinde, bürokraside, o tarihten sonra çok büyümeleri, etkili konuma getirilmeleri gerekiyor. Böyle bir durum var mıdır? Çünkü, iç örgütlenmede, oradan Türkiye’ye para gelmiş gibi… Belki Rusya’ya da… Daha sonra, bu beklenmeyen gelişme, Avrupa ülkeleri demokrasileri ve yönetimlerini de yozlaştıran bir boyuta ulaşınca, Avrupa ülke yönetimleri için de bir tehlike oluşmaya başladı! Bazıları daha bunun bilincinde değiller gibi…   )

Şimdi yaşadıklarımız, o tarihte başlatılan yeni bir projenin sonuçları gibi. Sadece ABD değil, Rusya ve Türkiye’de de, yönetim örgütlenmesinin tamamlandığını düşünüp, ABD – Rusya Savaşı çıkarılacak düzeye gelindiği, Başkan Trump Yönetimi öncesi sağlanmış mı idi? Akış normal giderken, ABD de yönetim değişimi, ABD nin, Amerikan Halkının, ekonomik geleceğini de kurtardı mı?

BU DURUMDA, ABD NE YAPACAK?

(Artık ben Rus Kızına sarılma krizindeyim. Sabır taşı, patladı, çatladı. Göreve başlayınca da, bu blogu – yazıları kapatıp, özel hayatımı düzenleme uğraşına gireceğim.
Türkiye normalleşince de, bu blogta yazılan önerilerimden, uygun olan bir – ikisinde görev alacağım.

Amerikan Generallerine aktaracağım bu konu, onlara son önerimdir. )

Konu: ABD Devlet Bütçesi, yapılanma şekli.
Normal yaklaşım; General – Amerikan da olsa -, devlet bütçesini bilmez.
Amerikan Devlet Bütçesini, kimlerin yaptığını bilir.
Bütçeleri, insanlar yaparlar. ABD de de bu böyledir.
Farklı, devlet bütçe yapım ve harcama modelleri de vardır. Denetleme sistemleri de…
Bu çarkın dışında olan, ekonomist beyinler, akademisyenler, ABD de vardır.
İşte, Savunma Bakanlığından birkaç Generalin, bu çarkın, bu yapılanmanın dışında olan Amerikan Bütçe uzmanları ile, bir süre, farklı seçenekler ve mevcut durum incelemesi yapmaları, Avrupa’daki o merkezlerin, Amerika da Yönetim – Yatırım Kontrolünü kaybetmeleri anlamına gelebilir!

Saygılarımla,
….. 
26.12.2017 13:53


22 Aralık 2017 Cuma

FRANSA’NIN, ÜLKE ADINA DEVLET NİŞAN – MADALYA VERME KOMİTESİNDE, FRANSIZ VAR MIDIR?

Bu sabah, saat 06.00 civarı, yüzümde ılık bir sıvı…
Merak ettim. Işığı yaktım. Burnum kanıyor. Ayağa kalkınca da, kanamaya devam etti. Kâğıt mendili burnuma tampon yapmaya çalışırken, düşünüyorum. “Bu sene kaloriferler, neden az yanıyor?” Dün akşam bunu, bir komşu ile birlikte, yönetime de ilettik. Herkesi hasta mı etmek istiyorlar? Acaba, soğuktan mı kanadı?

Aklıma, CHP nin eski Genel Başkanı, Deniz Baykal geldi.
Geçen ay, onunda kanı, burnuna değil, beynine yürümüştü. Beyni bakıma alınmıştı.
Ben de, burnumu, kendi kendime bakıma alayım.
Belki, kanama sonrası pıhtılaşmayı kolaylaştırmak için, K1 ‘e ihtiyaç olabilir. 
Rus kızı olsa, K1 ‘e de gerek yok. Sıkıntı, gerilim yaşatacak düşüncelerden, yazı, blok, internetten uzak kalınca, gerilimden kaynaklanan burun kanaması ise, ‘kanama nedeni’ de kaybolur. Diye düşünerek radyoyu açtım.

NTV Radyo – TV patronu, şu anda baba – oğul isimlerini hatırlayamıyorum. Galiba Ayhan, Ayhan Şahenk, Fransa’nın EN BÜYÜK NİŞANINI ALMIŞ. Müslüman Ermeni aile geçmişinden gelen bir Türk İşadamının bu ödülü alması elbette iyidir.  (Biraz daha uyudum. Bu saate kadarda, halen radyoyu açmadım.)

Kanayan burna gelen kanın, dikkatini başka yere çekmek, dikkatini dağıtıp, pıhtılaşmayı kolaylaştırmak için, “Fransa, etnik olarak bir Türk’e, en son ne zaman, hangi yüzyılda bir Devlet nişan ya da Fransız Devlet Madalyası verdi?” konusunu düşündüm. Benim, son 30 - 40 yıl da hatırladığım – belki, tam takip etmediğim için, bilmiyorum. – Türkiye’den, etnik olarak hiçbir Türk’e, nişan ve madalya vermedi. Bu dönmede, Türkiye’de çok kişiye nişan – madalya verdi.  Hepsinin de etnik geçmişi, Müslüman Ermeni diye hatırlıyorum.

Hata – eksik; Türkiye Türklerinde midir? Fransız Madalya Komitesinde mi? Bu komitede de hiç Fransa Fransızı var mıdır? Dünya, milletler, ülkeler, ne hale geldiler!
Yeni dönem de, Fransa’da dâhil, çoğu dal ve alan da, bir sürü yeniliğe ihtiyaç vardır.
Fransa’nın bu konusunu tam değil, hiç bilmiyorum. Belki de, geçen karmaşık dönem de, Fransa’da, Fransızlara en büyük kötülükler yapan bir kişiye de bu ödül verilmiş olabilir. Eğer, komitede olanlar yanlış ve o komitede Fransız eksik ise… Fransızların gerçek dostları, o ödülü geçmişte alan o kişinin ismini orada görünce, - ilan edilse bile – o ödülü almayabilir. Kabul etmeyebilirler. Bu satırlar ve durumun, Sayın Şahenk Ailesi ile hiç ilgisi yoktur. Onlara bu ödülün verilmesine sevindim.  ESKİYEN, YENİLENMESİ GEREKEN, yeni tanımlara ihtiyacı olan, ülkeler adına verilen nişan ve madalyaların, veriliş şekillerinin, yenide bir düzenlenmesinden bahsediyorum. Birlikte çalışacağımız arkadaşlara, kapalı bir mesaj gönderiyorum. Bu dalda, bazı eski çalışmalar bulur isek, bir yerde saklayalım. ‘Karadeniz Üçlüsü + ABD’ ödül, nişan, madalya yönetmeliğinde, kurul oluşturulmasında, kaynak olarak inceleyelim. 

NTV Radyo – TV haber kanalı, benim hatırladığım, Türkiye’de şöyle kurulmuştu: (Eksik, yanlış bilgi olabilir. -Benim hatırladığım- diyorum. )
Dönemin başbakanı Süleyman Demirel, geçmişte TRT, Radyo -  Tv’i çok iyi kullanırdı. Bir özel durum olsa, muhalefet bir şey söylese, parti yönetiminin bile haberi olmadan, kendisinin de haberi olmadan, karşı cevabı TRT de yazıp, onun adına söyleyen, açıklama yapan, bazı gazeteciler de, TRT Haber dairesi yöneticileri de vardı. Bunların arasında, eski bazı olayları, gülerek bana anlatan, yakın oldum kişiler de vardı.

Şartlar değişince, İstanbul’da İş adamı Cavit Çağlar’ı yanına çağırır ve bir yeni radyo – Tv ister.

O yıllarda, Rusya’da, Rusya Ermenisi iş adamlarının, NTV haber kanalı olduğunu da duymuştuk. Türkiye’deki kuruluşta ise, aynı isim kullanıldı ama Sayın Çağlar’ın, kızının ismi, Nergis TV şeklinde kurulup, sonra NTV ye dönüştüğü söylenilir. ÇAĞLAR AİLESİ çok bilinmezdi. Bu kanaldan sonra genel kanaat, temiz bir Milli – Müslüman Ermeni. Türkiye’de, Tren yollarının düzetilmesi ya da Hızlı Tren yapılması taraftarı, iyi niyetli bir kişidir. Etnik olarak Türk olanlar ile, problem yaşamayı bırakınız, Türklere yakın, kötü yerler ile bağlantısı olmayan bir insan. İşte bu nedenle, - o dönem – bu haber kanalında, etnik olarak Türk olan Gazeteciler de çalışabilir ‘iyimserliği’ oluşmuştu.

Sonra bu haber kanalı, Ayhan Şahenk grubuna geçti. Her iki dönem de de, idari görevlerde bile, hiçbir Türk’e iş verildi mi? Verilmedi mi? Bilmiyorum. Şahenk grubuna, bu durum iletilir ise, etnik olarak Türk olan Genç Gazetecilerinde, belki NTV de işe başlama ve kendilerini geliştirme şansları olabilir.  Piyasa da, etnik olarak Türk Gazeteci de olur. 

TRT de, Radyo Haberciliği kursunda, bir konuya çok şaşırmıştım. Ankara, Sıhhıye, Radyo Binasında, yayın odasını bulmak için, bulmaca çözmeniz gerekiyor!... O yıllarda, kapıda, nöbetçi asker olurdu. Birileri ‘askeri yönetim’ yapmak ister ve radyo binasına gelirler ise, YAYIN ODASI nı bulmalarını önlemek için, koridorlar, merdivenler, bölmeler hep değiştirilmiş, dışarıdan gelen kimse, o odayı, yayın odasını bulamazdı.

Kardeşlerim, etnik konuları – ortak ve iyi bir gelecek için- açık konuşalım. Kapalı etnik kimlik olmasın.

Sovyetler Birliği dağıldığınca, Rusya Federasyonunda, korkulan konulardan birisi de, Rusya’da Askeri Yönetime geçilmesi idi. Genel Kurmay Başkanı ve üst Generaller; Fransa’da etnik olarak Fransız, Rusya’da, etnik olarak Rus, Türkiye’de, etnik olarak Türk olurlar ise, Askeri yönetim olmaz!  Politikacılar da, farklı seçeneklerde, sonuçta bir çözüm bulurlar. Şimdilerde, gelecekte, Fransa, Rusya, Türkiye ya da bu bölge ülkelerinde, ‘Yönetim Konseyi’ olacağı için de, askerin görevi dışına çıkması mümkün olmaz.

O yıllarda, etnik konuları tam bilmediğim için, Rusya hakkında söylenen bir riski anlayamamıştım. Şöyle denilmişti. Çoğu kişi de duymuştur.
“Rusya’da, Ruslar arasında, Rus sanılan Ermeniler var. Ruslar, bunu bilmiyorlar. Bu tür General ve subaylar, çoğunlukta ise, Rusya için de, Rus Milleti için de, askeri yönetimin çok kötü sonuçları olabilir!!! Şu an Rusya İçişleri bakanlığı ve istihbaratta öyle.“  (*) O yıllarda, Rusya’da askeri yönetimde, bunlardan korkulmuştu.  

Türkiye’deki Türkler, daha yeni öğreniyoruz ki; Rusya’daki Türkler arasında da, bizim Türk sandığımız Ermeniler varmış.

Bu sistem bitmelidir. Türkiye’de de; yenilenecek formlarda, yanlış etnik kimlik yazmanın, bir yaptırımı olmalıdır.

Bu konu, etnik konu kapalı olan ülkelerde, ülkelerin – milletlerin verdikleri nişan, madalya ve ödüllerin sulandırılması, anlam kaybetmesi, anlamsızlaşmasında da kullanılıyor. Türkiye’de, Atatürk Ödülünde olduğu gibi… Kurulda Türk olmaz ise, ödül verdiğiniz kişi, ödülü reddediyor!!!  O ödülün artık anlamı kalmıyor.

Bu anlayış ile, “Karadeniz Üçlüsü + ABD” Ülkelerinde, her ülkenin kendi düzenlenmesi şekli ile, eski bazı ödüllerin, nişanların yerine, yeni döneme uygun, yeni tanımlar ile, YENİDEN YAPILANDIRILMASININ önemini anlatmaya çalışıyorum.

Saygılarımla,
….
22.12.2017 12:14

(*) Daha geçen haftalarda, Cumhurbaşkanımız Tayyip Erdoğan, bir konuşmasında, Türkiye’deki etnik grupları saydı. Toplam 7- 8 tane. ‘Müslüman Ermeni’den hiç bahsetmedi. Saydığı etnik gruplar arasında, ‘Türk’ dışında, diğerlerinin hepsi ‘Müslüman Ermeniler’ di. Bu uygulama ve anlayış, söylem, yanıltma, inşallah önünüzdeki dönemde değişir. Aynı durum, Rusya’da da mı var ki? Ruslar, kendi içlerinde, başka isimle anılan bazı etnik grupları, Rus ya da Türk sanıyorlar? Bu konu da, karşılıklı yardımlaşma ve bilgilenme  - bilgilendirme de olmalıdır.  Ortak çalışmalarda, toplantılarda, evlilikte, kimin ne olduğu – etnik geçmişler -  açık bilinmelidir.

Daha pratik çözüm ise;
Karadeniz Üçlüsü + ABD ülkelerinde, ana etnik grup yazılır. Onun altına, başka isim ile bilinen, çağrılan, söylenen, etnik isimler sıralanır.
Örneğin:. Ruslar grubu altında, başka isim ile anılan, Rus 15 grup,
Türk grubu altında, başka isim ile anılan, Türk 5 grup,
Fransız grubu altında, başka isim ile anılan, Fransız 17 grup,
Ermeni ismi altında, başka isim ile anılan, Ermeni 25 grup gibi…
Bu liste çıkarılır, açıktan dağıtılır. Herkeste bilir. 

Bu listede, ülkelere göre, bölgelere göre isim almışlar, gibi kısa açıklamalarda olur.
Örneğin, Selçuklu Rusları deseniz, çoğu kişi tam anlayamaz. Kısa tanım, açıklama.

…..

19 Aralık 2017 Salı

GENEL BAKIŞ…

Dünyada, ülkelerde, belli dönemlerde, anlayış ve düzen bozulunca, yenilemeler gerekiyor. Yönetim ve anlayış yenilemesi. Bununla birlikte, yaşam tarzı, imkânları, geçmişi, görgü ve bilgisi farklı olan insanlar, farklı arayışlara girerler.

Devlet deneyimi ve devleti olan milletler, bu yenileme döneminde, kutsal kitaplara da başvururlar. Kimseye söylemeden, gizli olarak, İncil ve Kur’an-ı Kerim okurlar.
Bu işin, dinin – dinlerin siyasetini yapanlar ise, o gün orada gördükleri bir paragraf ya da satırı, ne olduğunu tan anlamadan - bilmeden, toplum önünde, açıktan okuyup, oradan siyasi pirim toplamaya çalışırlar.  Gerçekte, kutsal kitaplar ile birlikte, geçmişte gelmiş, bilinmeyen 25 bin peygamber öğretilerinin bir bütünlüğünü algılayan insanlar ise, dini söylemler ve dini konularda konuşmaktan ve tartışmaktan kaçınırlar. Biraz da korkarlar.

Çevrenizdeki insanları,  ağaçları, suları, olayları biraz inceleyince, gözleyince, dini konularda çok daha da dikkatli olup, insan’a ve insan ihtiyaçlarına yönelirler. Doğanın da ayrıntılarına inerler. Bu durum, Tanrıyı başka şekilde okumaktır. Yine, dini söylemlerden uzak durulur.

Lise yıllarımda, arkadaş ile birlikte gezerken, şunlara bir uğrayıp – bakalım. Dedi.
Şehir merkezinde, bir dükkâna girdik. Üç – beş makine, tavuk yavrusu, civ-civ çıkarıyor.
Bunlar, anaç tavuk arkasında, hiç gezemeyecekler. Annesiz – babasız, bir dükkânda satılacaklar. Genetik bilgiler ile, bazı şeyleri yapacaklar. Üç – beş nesil sonra da, genetik değişime de uğrayacaklar.
İnsanın, bunu yapmaya hakkı var mıdır?
Hiç konuşmadan, tartışmadan, aşağıdaki yazı da olan model ile, küçüklerin birleşip,  büyüdükleri, civ-civlerin cinsiyetlerinin görüleceği döneme kadar, - bilmiyorum. Belki üç ay!.. – anaç tavuk arkasında gezdikten sonra, büyük şehirlerdeki yumurta ya da et tavukçularına satışta, sadece para kazanmak değil, aynı zamanda, bir konudaki kötü gidişi, o yöntemle geriye çevirmeye yönelik bir gayrette olabilir. O küçük işletmede çalışanlarında, biraz artı gelir sahibi olmaları. Kuzular, danaların da, bir başka şekilde değerlendirilmesi.

Rusya’nın bir uzak bölgesinde ya da Türkmenistan’da, doğal yöntem kullanan, böyle küçük işletmeler, gelecekte, İngiltere ya da Almanya da oluşacak bir krizde, başvuru merkezi olabilir. NEDEN? HER ÜLKEDE, HER ŞEYİ AYNI YAPMAK İSTİYORLAR?  Oraya gidip, kocaman çiftlik, tesisler kuruyorlar. KİM BUNLAR???

Makine civcivleri, onlara Pazar payı bırakmasın! Kendi bölgenizde öyle olsun.
Bırakınız Rusya, Türkmenistan da, kendi ihtiyacını böyle karşılasın.
…………

(Başımda Rus kızı yok. Şimdi rahat yazayım. O yanıma gelince yazamam ve haklıdır!)

Rusya’da, bin haneli yerleşim yerlerinden, on bin haneli yerleşim yerlerine kadar.
Etnik olarak Rus nüfusun yoğunlukta olduğu yerleşim yerlerinde, hane sayısının yüzde 20 si kadar sayıda, Türk Evi yapılacak. HEDEF BUDUR.  Önümüzdeki beş yıl için.

(Yüzde 80, eski sistem, yine karışık oturacaklar. Yeni yapılan mahaller ise, etnik yerleşim mahallesi. )

Ruslar, Rusya’da bu rahatlığa kavuşmalıdırlar. Öncelik, o ülkeye ismini veren Rus Milletinindir. Sus payı, birkaç küçük yan mahalle dışında Türkler, ikinci beş yılı beklemelidirler. Her Oblast’ta, bu mahalleler olmalıdır. Orada yapılan her ev, sadece Rusya Türkleri değil, Rusya Türkleri ve Orta Asya Türklerinin de güvencesidir. İşin özeti budur.
Yeni sistem – düzen, böyle kurulmalıdır. Yeni döneme geçiş, böyle sağlanmalıdır. İşin başlangıç noktası burasıdır.   BU EVLER YAPILACAK.

Aşağıdaki yazıdaki örnekte, Kazakistan ya da Türkmenistan da, kırsal kesimde yaşayan, hayvancılıkla geçinen Türkler, ‘Türk Evi’ ve yerleşim yerleri yakınındaki ahır sistemi ile, aile fertleri, şehir yaşamı ile eski yaşamlarını birleştirecekler. Bir fert subay, bir diğeri akademisyen, bir başkası ise, ailecek o ahırlara, işe gidecekler.

HAYVANCILIK İLE UĞRAŞANIN ÇOCUKLARI, o Türk Evinde, o aile içinde, subay ve akademisyen çocukları ile büyüyüp, istediği alanda eğitim alacak. Bir sonraki nesil, o çocuklardan ahırda çalışacak bulunmaz ise, subay ve akademisyen olanın çocukları arasında da bu işe heves eden, isteyen olmaz ise, o ahır, o ailenin elinden alınıp, bir başka Türkmen aileye verilecek. ORADA, FİİLİ ÇALIŞAN, O İŞLETMENİN SAHİBİ OLACAK. Oranın yönetimi buna karar verecek.

…….. 
Benim, Kazakistan, Türkmenistan’a gelip – görmeme gerek yoktur. Şu anda, eskiden Türkiye’den gelenlerin, orada yaptıkları şöyledir:

Sanayi Sitesi, Toptancı Hali, Oto bakım tamirhaneleri diye bir sürü dükkân yaptırmışlardır.
Sizilerin etnik geçmişlerini bilmediğiniz, Türkmen rolündeki kişilere, işyeri olarak, bu yerleri vermişlerdir. BU CASUSLUKTUR. GELECEĞE CASUS HAZIRLAMAKTIR. Onlara ekonomik güvence vermektir. İki üç dükkân alıp, kiraya verenler de vardır.

BU SİSTEM BİTECEK. Özellikle, yanlış etnik kimlik, yanlış etnik geçmiş söyleyenlerin dükkânları ellerinden alınacaktır. SADECE O ÜLKE DEĞİL, BÖLGE GÜVENLİĞİ İÇİN, BU GEREKLİDİR. ZORUNLUDUR.
…..

Yine de, insanları fazla kırmadan, üzmeden, zor durumda bırakmadan, eski dönem yanlışlarını bitirip, onların arasındaki, iyi niyetli, temiz, çalışkan olanları da, AÇIK ETNİK KİMLİK ile, toplumun içinde, geleceğinde yer almalarını sağlamakta, Türklere yakışandır.  Bu da, bir zılgıttan sonra-J, başarılmalıdır.

…..

Yönetim ve anlayış yenilemeleri, ülke ve bölge şartlarına uygun yapılır.

ABD ve Avustralya’nın oluşma – oluşturulma şekli benzer ama iki farklı durumdur.
İngiltere, Almanya, Fransa gibi, milliyet – millet esaslı olanların bile, kendi içlerinde, detay farkları vardır.

Savaşta, Toprak alınır. Tapu kayıt oyunları değil, Savaş ile alınır. Alınan toprak, vatandır.
İki imparatorluk kurucuları için kurulan Türkiye Cumhuriyetinin topraklarında, o imparatorluklar bölgesinde olan Türkmenlerin hakkı vardır.  Rusların hakkı vardır.  Çin – Uygur Türkleri ve Moğol halkının da hakkı vardır.  Ev, bağ, bahçe, bölgelere göre tanımlı büyüklükte tarım alanı – tarla dışında, özel mülkiyet olmayacaktır. Diğer araziler, kullanım amaç tanımlı, kiralanacaktır. Arazi kullanımı, kolay ve ucuz olacaktır.

(Karadeniz Üçlüsü + ABD kuruluşu sonrası, bu kapsamdaki ülke vatandaşlarının mülkiyet hakları –özel- tanımları yapılacaktır. )

İmparatorluk sonrası, Misak – ı Milli Sınırlarının belirlenmesinde, buna yardımcı olan, katkıda bulunan, Türkler ile birlikte savaşan, -bu sınırlar içerisinde bulunan- Türkiye Müslüman Ermenileri dışında, başka Ermenilerin, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmaya hakları yoktur.

1923 ten sonra Türkiye’ye gelenlerin değerlendirmeye alınmasında, bu Müslüman Ermeni vatandaşlarımız tam yetkili, kurul üyesi olmalıdırlar. Bazı göçmenlerimizde iyi insanlar. Belki, bazıları kalmalıdırlar. (eski vatandaşlık statüsü devam yada geçici konaklamaya dönüşüm gibi…  )
Bunlar dışında, başkalarının mülkiyet hakkı da çok sınırlı olacaktır.  Bunların çoğu ile de bir bütünüz.   Somut suç işleyenler, bizim konumuz değildir. Devletimiz  - hükümetimiz gereğini yapıyor. Sap ile samanı, birbirine karıştırmayalım…

İster Libya, ister başka yer… Ötekiler gidecekler…
Buralarda kalma hakları da yoktur.
Değerlendirme kurulunda, açık etnik kimlik ile, eski Müslüman Ermeni vatandaşlarımızda olacaklardır.
…………

19.12.2017 19:20:38 

16 Aralık 2017 Cumartesi

RUSYA, TÜRKMENİSTAN, KAZAKİSTAN. ‘AHIRLI EV’ yerine, ŞÖYLE BİR ÇÖZÜM OLABİLİR Mİ?

Örneğin, bir küçük Rus Kenti ya da bir Rus Kasabası.   
Şehir yakınlarındaki köylerde, bazı Rus ve Türk ailelerde, iki inek, bir düve, 8-10 koyunları var. Bunlar, kendi ev ihtiyaçları, şehirdeki yakınları için, peynir yapıyorlar.  Gündüzleri, ineklerini çobana veriyorlar. Koyunları, mevsim dışı, ağıllarda yatıyorlar. Kuzu - süt dönemi, köy yakınına ya da akşamları ahırlara geliyorlar. Benzeri durumlar.

Bunlara ‘Türk Evi Modeli’, bodrum + 2 kat, bahçeli ev yapınca,  bu hayvanları koyacak yerleri yok! 

Evet, aynen şehirlerdeki, kasabalardaki gibi, Bahçeli Türk Evi, bunlara yapılıp verilecek.

HALEN, GELENEKSEL HAYVANCILIĞI, SÜRDÜRMEK İSTEYEN AİLELER TESPİT EDİLECEK. BİR KASABA KENARINDA; Bunlar, besi hayvancılığı değildir. Gündüzleri, ahırdan çıkarılıp, çobana, açık arazide yayması için verilip, akşamüzeri eve gelecekler. Koyun, keçi ise, belki ahırlar da yatacak. Onları sağmaya gidecekler. BUNLARIN, SÜT ve HAYVAN ÜRÜNLERİNİN TOPLU DEĞERLENDİRİLMESİ DE, AİLEDEN bir-kaç kişinin, BÜTÇE, GELİR KAYNAĞI OLACAK.

Üç köy ortası ya da her köyün kenarında, köye yakın bir yerde, bahçesiz, küçük ahır ve ağıllar.  Ahır,  Samanlık üstüne, ikinci kat, istendiği an, gece de kalınabilecek, iki oda, mutfak, banyo, çok küçük bir ev.

Diyelim, bir kasaba da, 200 haneli, bahçeli,  Türk Evi yapıldı.
Bunların 130 tanesi,  bir bölgede, Rus Mahallesi.
Bunların 70 Tanesi de, kasabanın bir başka bölgesinde, Türk Mahallesi. Ya da komşu mahalleler.
200 haneden 50 kişi, Rus – Türk, kasaba dışında, küçük ahırlarda, üç-beş inek ve 8-10 koyunları olur ise, belki nöbetleşe veya belki de, oğullarından birisi, hanımı ve kız kardeşi ile,  bu işi yürütmek istiyorlar. BÖYLECE, AİLEYE ya da SADECE KENDİLERİNE, Sürekli, güvenli gelir olacak. (böylece, geleneksel hayvancılıktaki bazı bilgilerde, geliştirilerek korunacak. Unutulmayacak. Sağlıklı ham malzeme, ürün üretimi de devam edecek.)

50 Aile de, bu tür işleri yapacak, bazı kişiler var. Bunlar, iki – üç kişi, kasabadaki bahçeli Türk evinde oturur iken, -  diğerleri başka iş yapar iken -  hayvanların, ahır bakım ve et-süt ürünlerini değerlendirmek için, kasaba kıyısındaki bu bölgeye - günün belli saatlerinde, geçici olarak – gidip, gelebilirler.
O sürede, üst kattaki, küçük, 2 oda, mutfak, banyolu evde kalabilirler. Bazı günler, istedikleri an, geceleri de… 

Akşam saatinde, inekler eve gelince de, sütünü alırlar. 50 evden gelen süt, bir merkezde toplanıp, steril edilip, şehirdeki fabrikaya gider ya da orada başka işleme tabi olur.

Burada, sadece, her aileye ait, az bir hayvanın, (en fazla, 3-4 inek, 15 koyun – keçi ) barınma ve bakımına yetecek büyüklükte, bir ahır – samanlık. İkinci kat, oraya gelince, geçici olarak kullanılacak, iki odalı, çok küçük ev.

AİLE BİREYLERİNDEN BU İŞ İLE UĞRAŞANLAR DA, BÖYLECE, düzenli, sürekli gelir ve iş sahibi olacaklar.

Yem Fabrikalarından gelen yemleri yiyen, ‘Büyük Hayvan Çiftlikleri’ yerine, doğal ot ile beslenen, çok kişinin – kendi hayvanlarını, geleneksel yöntemler ile HAYVAN YETİŞTİRME BİLGİLERİNİ de – geliştirerek, güncelleyerek, koruyup -, ürünlerini ortak değerlendirecekleri, bir model çeşidi. Ortak, çobanları da olacak.

.
16.12.2017 13:28

………….
AHIRIN YANINA, 15 PİNEKLEME YERİ OLAN, PİNNİK  ( = KÜÇÜK KÜMES )

Yan sütundaki model ahırların yanına, 15 pinekleme yeri (geceleri, tavukların uyuyacakları, zamanı gelince de, içine yumurta bırakacakları, kuş yuvasına benzer.)  + Horoz yatağı olan ( Horoz yatak yeri; sabah ötmeye başlamadan önce, uyanıp, ayağa kalkıp, genleşip, silkelenip, tüylerini – teleklerini açtıktan sonra, boyun eksersizi yaparken, kümes içindeki, tüm tavukları görebileceği bir yere yapılır. Birazcık daha büyük ve yüksek olur. ) bir küçük kümes.

15 ten fazlası, bu sistem de fazla olur. Sabah, dışarı çıkıp, gezme imkânları var.  Çevrede, zarar verecekleri sebze bahçesi yok. Özel fense gerek olmadan, gün batımına kadar gezerler ve sonrada, yemlerini yiyip, - genellikle arpa - kümese kendileri girerler. BUNLARIN YUMURTALARI DA, DOĞAL OLUR. İYİ OLUR.
Genel toplam, 700 – 750 tavuk.
200 Türk Evinde oturanların, günlük ihtiyaçları dışında, bir başka resmi kurum yemekhanesine de, - ihale olmadan, bu tür, Moskova’ca onaylanmış yerlerden, devlet kurumlarının günlük yumurta alış bedelinden -  satabilirler.

BU PROJEDEKİ BAZI KAZANIMLAR.

200 Türk Evinin inşaatı için, başka bir Oblast – şehir ya da Aşkabat’a, Moskova Halk İşletmecilinden, bu işlerin uzmanı bir mimar - mühendis gidecek. O bölge ya da Türkmenistan, İnşaat Halk İşletmeciliği çalışmasında yardımcı olacak.

Bu evlerin inşaat döneminde, seçilen bazı inşaat elemanları, Moskova, Halk İşletmeciliği İnşaat Bölümü arşivine, derecelendirilmiş olarak girecekler.  Amerikan – Rus – Türk, iş ortaklı halk işletmeciliği, Savaş sonrası Suriye’de, inşaat işi alırlar ise, oraya, sertifikalı – yeterli eleman – iş ortağı - olarak katılacaklar.

(Türkiye’de, Halk İşletmeciliği kurulması – kurumlaşması sonrası, İnşaat Bölümünü oluşturacak kişi – kişilerin, Türkmenistan da tespiti.)

Gerek ekonomik, gerekse model olarak bir yenilik var ise, bunlar; Moskova Halk İşletmeciliği, İnşaat bölümü arşivine girecek.
………………..

AVRUPA’DA – Bazı merkezlere - KARŞI ÖNLEM:

Şu anda çok ülkenin, elektronik kurumsal haberleşmeleri, özel raporlar, bireyler hakkındaki görüşler, Avrupa sisteminde mevcuttur. Özel programlar falan hikâyedir.  Onların çoğu, o programı yapanların – yaptığını sananların bilgisi dışında, bir yol ile onlardadır. (Askeri konuları ve haberleşmeyi bilmiyorum. Burada bahsedilen, diplomatik, ticari ya da iş hayatı ile ilgili konulardır. Telefon mesaj programları vb. )

ABD ile Halk İşletmeciliği ve personel haberleşmemizde, iş konularında, AMERİKAN DISA onaylı, özel programlar ve özel bilgisayar kullanılmasından yanayım. Rus Askeri kurumları ve sistemi, -onların güvenliği için de – bizim çalışmalarımızda hiç olmayacaktır.

Örneğin, Halk İşletmeciliği miz, Suriye’de bir inşaat işi alsa, proje, yazışma, haberleşme ve ekonomik konular, DISA onaylı ve kontrollü bir sistem ile yapılmalıdır. Mali konular dışında, özellikle personel konusu. Yoksa, bölüm başkanlarımız, takibe, denetim altına alınmaya çalışılabilir!!!  ….
..
17-Dec-17 00:57

….

13 Aralık 2017 Çarşamba

‘TÜRK EVİ’ MODELİ evlerin olduğu, ‘RUS MAHALLESİ’ nde, BİR AŞK HİKÂYESİ.

Geçmişte, o tip evlere; ‘TÜRKMEN EVİ’ denilirmiş. Daha sonra bu deyim kısaltılıp, ‘TÜRK EVİ MODELİ’ adı verilmiş.
Osmanlı İmparatorluğunda,  ekonomik ve sosyal gelişimi daha iyi Türkmenlerin, yaşam tarzı ve ev modellerinden esinlenilerek bu şekle dönüşmüş bir yerleşim, yapı, konut modeli. 

Uygun yer seçimi sonrası, arazi müsait ise, bahçe içinde, ya da bahçeler, yerleşim yerleri yakınlarında iken, avlu içinde, eğimli alan ise, çevre duvarı da olmadan, kendi eviniz dışında, ayrı girişi olan misafir evi de olmasının, daha gelişmiş hali.
….

Dedem, Türk Halk İşletmeciliğinin ilk kuruluş yıllarında, Amerikan – Rus – Türk ortaklığı bir Halk İşletmeciliğinde, iş ortağı olmuş. İstanbul ile ilk bağlantımız böyledir. O yıllarda da, bizim şehirde, bu evler yapılmış. Dedem’e de, aile adına, bu evlerden birisi verilmiş. Oradaki ev yerimizin bahçesi çok daha genişti.  Amcam, o evde kalmış. Küçük amcam da, ailecek buraya taşınmış. Dedemin yanında olan, küçük amcam da, buraya gelip evlenince, küçük amcam, büyük evde oturmuş. Ortanca evlat babam, Moskova’da bakanlıkta olduğu yıllarda, izin – tatil dönemleri memlekete gelince, daima boş tutulan, bazen de misafir olan, üst sağ köşedeki evde kalırdık. O yıllarda, Bursa’da, dedemin evi yoktu.  İstanbul’a gidince de, Rus Sitesindeki lojmanda kalırdık. İlk yurt dışı gezimde, ORAYI ÇOK SEVMİŞTİM.

Babam, emekli olmadan önceki yıllarda küçük amcam, oğlunun işi nedeni ile başka şehirden, normal ev satın almışlardı. O da bahçeli ama böyle bodrum + 2 kat değil. Bahçe içinde, ayrı bölümler yapmışlar.  Biz, buraya taşındık. Ablam, ağabeyimin tayini buraya yapılmış. 3 erkek, 2 kız, toplam 5 kardeşiz.

Annem hep söyler. “Bu ev olmasa, bizim hesabımız, 1 oğlan 1 kız ya da 2 oğlan 1 kız idi. En fazla, üç çocuk isterdik. Üçü de kız olur ise, başka çocuk yapmayacaktık.” Der ve gülerdi.  Ben, sondan ikinciyim. Baştan ikinci, tanıştırdığım büyük ablam da evli.  Onların ‘Türk Evi’ yok. Bizim, üç ev yanımızdaki ailenin iki çocuğu da küçük.  Üst dairenin birisini, ablamlara kiraya verdiler.  Yani, yalnız aynı mahallede değil, çok yakın bir dairede oturuyorlar. Komşuyuz. Bir çocuğu da, çoğu zaman, annemin yanındadır.  Ablam, bahçe işlerini sever. Her akşam iş dönüşü, ya da hafta sonra, bizim evdeler. Bahçede olurlar.

Liseyi bitirdiğim yıl, başka şehre göndermek istemediler. Burada, Muhasebe Meslek Yüksek okuluna gittim. Özel işyerlerine de göndermiyorlar. Halk İşletmeciliği ya da Maliye Bakanlığı, bu bölge  - şehirde bir iş olur ise, çalışma iznim var idi! Sen çıktın karşıma.  

….. 
Babam, Türkiye’yi baştan istemiş ama bizim bölgedeki halk işletmeliği daha iyi sonuç getirmiş. Oradan ayrılamamış.  Burada ihtiyaç olduğu için de, göndermek istememişler.
O yıllarda, Türk – Amerikan Lisesi açılıyor. İlk gidişimizde, bizlere; Türkçe – İngilizce, Dil Kursu denilmişti. Bir sene, bu amaçlı gitmiştik. Orada, liseye kaydolacağım, ailemin aklında yoktu. Ben de; ‘aileden ayrılamam.’ Diye düşünüyordum. O yaşta, her iki dili de çok iyi öğrendik. Öğrencilik hayatımın, en heyecanlı ve en unutulmaz yılı, o yıldır.  Dönem sonu, birbirimize, adreslerimizi verip, daha sonraki yıllarda,  yaz tatillerinde evlerimizde buluşup - görüşmeyi planlıyorduk. Son hafta, kendisi ya da ailesi, liseye devam etmeyi istemeyenler arasında idim. “Ev Hasreti’ ne dayanamayacakların sayısı fazla olunca, ailelerimiz ile yeniden görüşerek, beni de, seneye orada beklediklerini söylediler. Sakarya 7 Göller, Türk – Amerikan Lisesi öğrenciliği böyle başladı.

Moskova Üniversitesinde,  yönetim ve siyasal bilimler ağırlıklı eğitimde, yine tesadüfü oldu. Ben, ekonomi ağırlıklı bölüm ve dersleri almak istiyordum. O da var ama şimdi, Oblast, Object, şehir – bölge yönetim, yöneticilikleri, staj – kurs, tamamlayıcı eğitim amaçlı buraya geldim. Belki, üç aylığına ABD de de, tamamlayıcı kursa katılacağız. Ondan sonra, İçişleri Bakanlığı, nereye tayin yapar ise. Bizim, mesleki yan ödemelerimiz biraz yüksek. Eşiniz de, ekonomi – muhasebe biliyor ise! Tek maaş ile, ev geçimini sağlar, çocuklarımızı normal yetiştirebiliriz.

Aileden, ekonomik destek te olur ama görev yerleri nedeni ile, aynı şehirde kalamayız. Bizim de; ‘Türk Evi’ miz var.  İki erkek kardeşiz. Küçük kardeşim, daha ilkokulda.

Bizim Türk evi modellerinde, üst dairelerin girişi, yan taraflardan. Girişler, tamamen birbirlerinden ayrı. Ön cephede, üst dairelerin mutfak balkonları bitişik değil. Bununla birlikte, bağımsız mutfak balkonları var.  Çatılar, eğik, düz.  

En büyük fark, sizin bodrum garajlar da, diyafon yok! Bizdekilerde, hem her daire içi, hem de garaja gelince, tüm daireler ile irtibatlı diyafon sistemi var.  Yalnız, sistemi açık bırakınca,  birbirlerini dinleme -:))) özelliği hiç yok.  Çok basit, elektronik donanımı çok az ve çok ucuz maliyetli, babamın arkadaşının, özel bir buluşu. Her eve yapmış. Babam, Rus Mahallesi yönetim kurulunda. Bazı günler, bu işler ile uğraşıyorlar.

Annem bugün, üstteki misafir evini yeniden düzenliyor. “Mademki, durumları uygun, iki – üç gün konuğumuz olabilirler.” Dedi. 

-         Anneme, babama gerekenleri söyledim. Babam da, ailesi gelince, işyerinden gelip, akşam yemeklerine katılsın.  Üst katta da, ailesi ile kalabilir. Dedi.

-         İçim rahat, aradığımı buldum.  İyi bir düzenimizin olması için, elimden geleni yaparım.

ABD de kursa gitmen kesin ise, gitmeden nişan yapılmasını isterim. Kafam da, gönlümde rahat olur.
…. 

-         Tamam.

Annemin gönlünün rahat olması da gerekiyor. Onun da, seni seveceğinden eminim. Başlangıçta, biraz dikkatli ol! Demeyeceğim.  Bu halinle iyisin.

Nişan dönemi, ya da düğün sonrası, Akdeniz Sahili, Türk – Rus Tatil köyünde yer ayırtma. dağ da, Toroslar da, küçük evler var. Yeni evlilere öncelik veriyorlar. Okuldan, gerek sahilde, gerek se, dağ da bir ev ayarlayabilir isem, Türk - Amerikan Lisesi kontenjanı yok ama irtibatları sağlam. Yardımcı oluyorlar. – İki, üç hafta, evliliğe hazırlık, ya da iyi bir balayı olur.
…..


13.12.2017 14:00

8 Aralık 2017 Cuma

AMERİKAN & TÜRKMEN İŞBİRLİĞİ: AVRUPA KAVİMLERİ ve MİLLETLERİNİ – yeniden – TANIMLAYACAK ORTAK PROJE.

Türkiye Cumhuriyeti, Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayını, yeni düzenlemeler yapılacak.  5 yıllık sürekli eğitim döneminde, burada ders verecek, İngiltere’yi ve İngiliz’i anlatacak İngiliz. Fransa ve Fransız’ı anlatacak Fransız. Almanya ve Alman’ı anlatacak Alman hoca – öğretim üyesi ya da Devlet Adamı bulmak için, başlangıçta bu üç ülkeye, Türkiye’den, Türkmen Ajan gönderileceği, bu sütunlarda açıklanmıştı.  

Bu ajanlar, adı geçen ülkelerde, Rus ve Amerikan elçilikleri ile de irtibatlı olacaklardır. Buldukları adamları, onlar ile de tanıştıracaklar.

Bulunmuş adamlar, Ankara’ya gelip, Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayında ders verecekler. Konuşmalarında, özgür ve bağımsız olacaklar. Kapalı anlatılan bazı konular olur ise, dışarıya, söz ve bilgi sızmayacak. Kendi milletleri dışında, yakın komşuları ve diğer kavimler, milletler hakkında da bildiklerini anlatacaklar.
…ama görev burada bitmiyor.

Burada anlatılanlar ve söylenilenler, İngiliz’in anlattıkları, Amerika’daki İngiliz kökenli Amerikan birkaç uzmana, ya da Alman’ın anlattığı, Fransız’ın anlattıkları, o milliyetten Amerikan vatandaşı olmuş, seçilen birkaç kişiye dinletilecek.
Daha kısa anlatım ile, burada ders veren İngiliz Hoca, bu konularda seçilmiş, yeterli bilgilere sahip, Amerikan İngiliz’i ile buluşturulacaklar. Fransız, Fransız Amerikan ile, Alman, Alman Amerikan ile…

Bu buluşma sonrası, bunların denetim ve gözetimlerinde, genç bir ya da birkaç öğretim üyesi, (İngiliz için birisi İngiltere’de, diğeri Amerika’da İngiliz kökenli… Alman ve İngiliz için de, benzeri bir durum. ) Sakarya 7 Göller, Türk – Amerikan Lisesi sponsorluğunda birer kitap yazacaklar.  İngiliz’i; saf kan İngiliz’den, Fransız’ı; orijinal Fransız’dan, Alman’ı; orijinal Alman’dan okuyup, öğreneceğiz.

Kitaptaki son bölüm de, üç konu ilavesi olacak.

1 – Onların görüşü ile Amerika nedir? Amerika’daki İngilizlerin, onlara göre tarihi, oraya gidiş nedenleri. ABD de, Yerleşim bölgeleri, sayıları. Amerikan Yönetiminde, oluşumunda, etkili olan İngilizler.  O insanlar hakkında, kısa bilgiler. Tanımlar. Diğer kitaplarda da; Fransızlar, Almanlar.

2 – İngiliz, Rus İlişkileri tarihi ve bu konuda dönem dönem gelişmeler, o gelişmeler de etkili olan kişiler. Almanlar, Fransızlar da aynı şekilde, kendilerini anlattıkları kitapta, son bölümde, bunu özetleyecekler.

3 – İngiliz – Türk ilişkileri. İngilizlere göre; Türkler kimlerdir? Nerelerde yaşarlar? Ne yer ve ne içerler? Tarihi geçmiş kronolojisi ve sadece savaşlar değil, hangi dönemlerde de iyi işbirlikleri vardır. Bu işbirliklerinin özetleri. Geleceğe yönelik iyi dilekler. Beklentiler. Elbette, Almanlar ve Fransızlar da, kendi kitaplarında aynı yaklaşım ile konuları anlatacaklar.

Bu model; İtalya, İspanya, Yunanistan gibi, benzeri Avrupa ülkelerini oluşturan milletler ve kavimler için de, genişletilecektir. Amerika’daki, KUZEY AVRUPA KÖKENLİ AMERİKALILAR kadar, Türkmenya (= Anadolu) Türklerinin de merak konusu olan, o bölge insanlarının geçmiş dönem tarihleri. O bölgedeki milletler, kavimler, onların oralara geliş dönem ve nedenleri ve şu anda ki son durum. O bölgede yaşayanlar ile Amerika’da, o bölgeden olanların ortak çalışması. HERKES KENDİSİNİ ANLATACAK. Yakın ya da uzak gördükleri – kendi seçecekleri - birkaç millet ya da kavimlere de bakış özetleri.

(Bu kadar.)
Allah nasip eder ise, bunları ortak yaparız.
Sakarya, 7 Göller, Türk – Amerikan Lisesi, araştırma, kültür ve eğitim fonu da,  böyle yararlı ve kalıcı işlerde kullanılmış olur.
…..
8.12.2017 12:13
.


2 Aralık 2017 Cumartesi

SÖZ, MECLİSTEN İÇERİ !..

SÖZ, MECLİSTEN İÇERİ !..

Türkçede bir deyim var : ‘Söz, meclisten dışarı…”

Bir toplantıda, bir bölge, bir şehir insanı ya da bir millet – milliyetten, ülkeden bahsedilir iken, kötü bir örnek anlatılacak ise; o toplantıda olan, o bölge, o ülke, o millet – milliyet ya da o etnik gruptan olanları kapsamayacak şekilde, bu olayın anlatıldığını vurgulamak için bu deyim kullanılır. Bir konu - olay anlatımı, durum tanımı için, örnekleme için, kısmi olarak – bazılarını – kapsar.

Böylece de, o toplantıda olan, o anlatıyı dinleyenden, o yazıyı okuyandan gelecek tepkiler de yok edilir. J İşin gerçeği de, buna uygundur. Her millette, her milliyette, her ülkede ve her etnik grupta da, iyiler de vardır. Kötüler de… Geneli, hepsini – o gruptan herkesi kapsayacak şekilde konuşmakta, yanlıştır.

New York’ta, Fransız kökenli Amerikalılar, çok eskiden ya da birkaç kuşak önce de Amerikalı olmuşlar ise bile, sizin Türk olduğunuzu öğrenince; ‘Akdeniz Sıcaklığı’nı, dürüstlüğü, samimiyeti, yakınlığı görürsünüz.

Çok daha sonraki yıllarda anladığıma göre, o Fransızların bir kısmı Ermeni – Fransız Ermenisi ve kendilerini Fransız olarak tanıtıyorlar! Yine de bunların bir kısmı, - insan tanımayı sağlayan – özel durumlar da, tam Fransız gibi davranıyorlar. Ermeni aile geçmişinden olmalarının, bir sıkıntısı, sakıncası olmuyor. Küçük bir gruptan, Kaliforniya Bölgesinden, Türklere ön yargı ile yetişen ve belki kendilerini karşı gruptan sayan, New York Türk Elçiliğinden birileri ile, ( ya da kendisini Türk gösterenler ile ) kapalı – açık bağlantı ihtimali var ise, hiç beklenmediğiniz ve tam ihtiyacınız olan yer de… … …

Sovyetler Birliği’nin dağılması sonrası, Orta Asya Türk Cumhuriyetlerinden Türkiye’ye öğrenciler getirildiler. Dönemin Başbakanı Tansu Çiller, bunu sistemli hale dönüştürdü. Yüksek öğrenim bursu ile, o ülkelerden 1000 öğrenci getirtti. Bu durum, iyi ve sevindirici bir haberdi.

Doğru – Yanlış, bilmiyorum. Daha sonraki yıllarda duyum; o bölgede Fransız iş çevresinden olan ve bu organizasyonda – dolaylı - görev alan, Fransız Ermenisi kişiler, o gelen öğrencilerin, o ülkelerin - kapalı etnik kimlik – Müslüman Ermeni aile çocukları olmalarını sağlamış!!! O yıllarda, Fransız Ermenileri, oralarda etkili imişler.

Bize göre ise, doğru olan, o 1 000 kişi arasında, 50 – 100 kişinin de, açık etnik kimlikli, Müslüman Ermeni olması olabilir. Doğaldır. Hepsinin Ermeni olması yanlıştır.

FRANSIZ AMİRALLER, bu bilgiler sizleri ilgilendirir.

Gelecekte, Avrupa Ülkeleri, Avrupa Milletleri arasında bir savaş olur ise, o savaşların balistik silahlar ile yapılmasından sorumlu ülke - millet te Türkler olur ise, Fransızlara karşı Atom Bombası ya da Nükleer Silah kullanan Avrupa Ülkesine karşı, biz de savaş ilan edeceğiz. Sizler ile birlikte, o ülkeye karşı savaşacağız. (*)

GEÇEN SON 30 – 40 YILDA BÖLGEMİZDE OLANLARI, AÇIK OLARAK YAZIP – KONUŞMAMIZ, ORTAK GELECEĞE GİTMENİN TEK YOLUDUR.
…..

Allah nasip eder, Rus kızına bir sarılır isem, TAMAMEN BU KONULARIN DIŞINA KAÇACAĞIM. Bu sorunlar, çözüm bekliyor. Ortak çalışma gerektiriyor. Bu yazılar, Türkiye tarafından, o ortak çalışma zeminlerine, birkaç konu başlığı ilavesidir. Bu uğraş, beklentimden çok daha uzun süremi aldı.

Sizlere bir örnek anlatayım. Belki bu durum, Fransa da da vardır.
Almanya’da, Türkiye kökenli 3 – 4 Milyon kişi var.
Bunların okul çağındaki çocukları için, Türkiye’den öğretmenler gönderilir.
Resmi kanal ile, bakanlın gönderdiği öğretmenlerin tamamı, etnik olarak Müslüman Ermeni imişler. Bir başka yol ile Almanya’ya giden, etnik olarak Türk bir öğretmen, Lutzellinden Almanlarından da destek alarak, Türkiye’ye döner ve  o dönemin zor koşullarında, Bakanlıktan, Giessen Türk okuluna, Türk Öğretmen olarak, tayin  atamasını yaptırır. Bu durum, sıra dışı bir olaydır.

Görev dönemi, Alman Eğitimciler ile, iyi çalışmalar da yaparlar.  Birileri bu durumdan rahatsız olur! O bir Türk! Sıkıntılar aşılamaz. Başka şeyler…
Bu durum, Almanya’da var. Geçmişte, Türkiye’den Almanya’ya giden Türklere karşı, sistemli bir etnik ayrımı başlatan, Türk Elçilik görevlilerini, Almanlar sizlere, -sanıyorum- liste olarak verebilirler!!!  Belki bu kişilerin bir kısmı da, Türkiye’den giden, Alman eğitim sisteminde görevli olanlar da vardır.

Türkleri, (etnik olarak) dış görevlerden, dış irtibatlardan uzak tutmak isteyen, Avrupa ve Amerika’da Ermeniler var.

FRANSANIN DA, FRANSIZ HALKININ DA, GÜVENLİ GELECEĞİ İÇİN, BU KONUYU BİR İRDELEMENİZ DİLEĞİ…

Saygılarımla,

2.12.2017 13:15

(*)  Belki Almanya, belki İngiltere’ye karşı, ortak savaşımızdan bahsediyorum. Rusya, size Atom Bombası atamaz. Nükleer silahta kullanamaz. Çünkü, Avrupa’da olacak savaşlarda, kullanılabilecek silah sistemlerini – sıcak savaş, çatışma anı, silah denetleme kurallarını, ABD ile birlikte, Rusya hazırlayacak. Ortak koyacakları kuralları, ABD ve Rusya da çiğnemez. Bu iki ülkeden emin oluz. Onlar sizlere, balistik füze fırlatırlar. Ona denk gelen ölür. İnsanların, nesline, geleceğine, fiziki yapısına zarar vermezler.

ÇERNOBİL NÜKLEER KAZASI sonrası, Türkiye’ye de gelen çocukların akıbetleri ne oldu? Bilmiyorum. O çocuklardaki durum,  fiziksel değişim ile ilgili bir küçük belgesi, halka kapalı olarak, FRANSIZ GENERALLERE izletmeniz dileği.
O bölgedeki erkeklerin, tohumlarına - spermlerine etkilerinin de, yeniden bir incelemeye alınması.

.

Katkıda bulunanlar

Share it