Yazacak
ne kaldı ki!
Bu
‘TELLALLAR’ın halka söyleyeceklerinden gayrı.
2
AMERİKAN, 2 RUS, 2 TÜRK’ün,
BOYUNLARINDA
DAVUL, ELLERİNDE TOKMAK,
AMERİKANCA,
RUSÇA ve TÜRKÇE…
SÖYLEYECEKLERİ
METİNLERİN KALEME ALINMASI.
TEK
BAŞINA OLMUYOR.
BİR
KAÇ AMERİKAN, RUS ve TÜRK’ün ORTAK ÇALIŞMALARI GEREKİYOR.
İSTANBUL
SOKAKLARINDA,
YENİ
DÖNEMİ DUYURSUNLAR.
TOPKAPI
SARAYI BAHÇESİNDE,
SEYRAN
YERİNDEN DE, DÜNYAYA SESLENSİNLER.
‘TOPRAK
– MÜLKİYET ALLAHINDIR!’
HER
HAYVANIN, HER İNSANIN, HER CANLININ,
BİR
YUVASI, İŞARETLİ BİR YAŞAM ALANI VARDIR.
(Burası,
‘özel mülkiyet’ diye tanımlanabilir.)
İNSANLARDA,
MİLLETLERDE,
BU
YAŞAM ALANI GÜVENLİĞİNİ ‘DEVLET’ SAĞLAR.
BUNUN
İÇİN SAVAŞILIR. (*)
DEVLETİ
OLMAYAN MİLLETLER DE,
EV,
YUVA, AİLE, EŞ ve ÇOCUKLARINIZIN GÜVENLİĞİ
YOKTUR.
TOPRAK
– VATAN GÜVENLİĞİ HİÇ YOKTUR.
BUNLAR
İLE OYNAYANLAR, GERÇEK DÜŞMANDIR.
…gibi
sözler ile, bazı temel ilkeleri duyuruyorlar.
İki Türk, İki Rus, İki Amerikan.
Biri
oğlan, biri kız.
Kalabalık
caddelerde, dar sokaklarda.
Bazen
yan yana altılı, bazen de ikişerle kol,
Dolaşıyorlar
İstanbul’u.
Vuruyorlar
tokmağı.
Türkçe,
Rusça ve İngilizce.
Yeni
dönemi anlatıyorlar.
Yanımda,
Rus Kızı eşim,
Elinden
tuttuğumuz çocuğumuz ile,
Onları
takip edenler arasındayız.
Daha,
benim yazdığım bölümü okumadılar.
Konu
bütünlüğünü bozmadan,
Çok
kişi, bir paragraf ekledi.
Benim
ki de, onlardan birisi.
Çokta
kalabalık oldu.
Boğaz
Köprüsü, insan yapısı.
Onun
üzerinden toplu geçiş olur ise,
Konvoydan
ayrılacağız.
Üç
Rus, üç Amerikan, üç Türk’ün
Ortak
hazırladıkları kitapta, o metin ve duyurular var.
Amerikan,
Türk, Rus Devletleri,
O
metinleri inceliyorlar.
O
kitap basılınca, orada görülür. Okunur.
……..
BU
ÇALIŞMA, TÜRKİYE’YE ÖZGÜDÜR.
BAŞKA
ÜLKELER İÇİN, ÖRNEK DEĞİLDİR.
MODELLERDEN
BİRİSİDİR.
HER
ÜLKE, KENDİSİNE UYGUN OLANI BULUR.
TOPRAK
DÜZENİNİ DE… YÖNETİM ŞEKLİNİ DE…
…..
İstanbul
yıkılmış.
Yeniden
yapılma dönemine kadar,
Boşluklara,
meyve ağaçları dikiliyor.
Şu
fide, dalları yere yakın Elma Ağacı.
Gevrek
ve tatlı olur.
Yanımdaki
Rus kızı eşimin kulağına,
Çocuğumuz
duymadan, ‘senin gibi’ diyorum.
İstanbul’da
yürüyoruz.
……..
21.10.2017
09:06
…..
(*)
Türkiye gibi, küçük ve az arazili, çok nüfuslu ülkelerde, ‘özel mülkiyet’,
eviniz, (evleriniz) bahçeniz, tarım ile uğraşıyor iseniz, bölgelere göre
değişecek büyülükte ve tanımda, tarlalarınızda
‘özel mülkiyet’ var. Bunun dışında,
arazi ihtiyacı, kullanım amaç tanımlı, -süreli- olarak kiralanacaktır.
Bu
imkândan da, herkes eşit olarak yararlanacaktır.
Türkiye’de,
Şehir İmar Planları, kendi kültürel,
ekonomik, sosyal geçmişlerine uygun, devlet tarafından, ilke ve tanımları
belirlenip – bu ilkelere kesin uyulacak- , merkezi plan olacaktır. Türkiye,
küçük bir ülkedir. Tüm arazisi, yerleşim alanı, Amerika ve Rusya’nın bir eyaleti
– oblastı kadar bile yoktur. Elbette,
aynı anlayışta olan ülkelerin ortak dayanışma ve çalışmaları olacaktır.
İstanbul’da, Bursa’da, Ankara’da,
(benzeri, büyük şehirlerde) olduğu – olacağı gibi…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder