Translate

28 Ekim 2017 Cumartesi

AMERİKA, RUSYA İLE SAVAŞMAYINIZ. ORADA BENİM YÂRİM VAR!

Benim isteyip, özledim dünya şudur.

TÜRKİYE OLARAK, İSTEDİĞİNİZ AVRUPA ÜLKESİ İLE SAVAŞALIM.
AVRUPA ÜLKELERİ, BİRBİRLERİ İLE SAVAŞSINLAR.
İNGİLTERE, ALMANYA İLE…
FRANSA, HEM ALMANYA, HEM RUSYA İLE…
YUNANİSTAN, BULGARİSTAN İLE...

AVRUPA’DA, MACAR KIZLARIMI GÜZEL, ÇEK KIZLARI MI? 
İKİ ÜLKE SAVAŞSINLAR. KAZANIN ÜLKENİN KIZLARI DAHA GÜZEL.
BUNU, DÜNYA GÖRSÜN. DUYSUN.
SAVAŞI DA ‘CANLI YAYIN’ İZLESİNLER.

TEK ŞARTIMIZ VAR.
BU SAVAŞLARDA, SİLAH TANIM VE KISITLAMALARINI,
AMERİKA VE RUSYA YAPACAK.
AVRUPA ÜLKELERİNİN, BAŞKA SİLAHLARI DA OLSUN.
GİZLİ SİLAHLARI DA OLSUN.
BU BÖLGEDE, BİRBİRLERİNE KARŞI KULLANAMASINLAR.

FÜZELERİN EN UZUN MENZİLİ,
ALMANYA’DAN, İNGİLTERE’NİN HER YERİNİ VURMAK İÇİN,
500 KM. YETERLİ MİDİR?
BU SAVAŞLARDA KULLANILACAK FÜZELERİN,
EN UZUN MENZİLİ BU KADAR OLSUN.
FÜZE BAŞLIKLARINDA,
TAŞINANACAK PATLAYICILARIN TANIMLARI,
AÇIK VE NET OLSUN. ÜÇ - BEŞ ÇEŞİT. 

TÜRKİYE, BU SAVAŞLARDA,
TANIMLANAN SİLAHLARIN DIŞINDA,
BAŞKA SİLAH KULLANAN ÜLKEYE KARŞI SAVAŞSIN.
BEN DE BU SAVAŞTA GÖREV ALAYIM.
CEPHEDE, EN ÖN SAFLARDA,
AMERİKA VE RUSYA’NIN KOYDUĞU,
KURAL VE TANIMLARIN DIŞINDA SAVAŞAN,
AVRUPA ÜLKESİNE KARŞI.

YETERKİ, RUS KIZLARI RAHAT OLSUNLAR.
RAHAT UYUSUNLAR.
SEVDİKLERİ İLE EVLENEBİLECEK.
GELİR VE GELİR PAYLAŞIM SİSTEMİNE, SAHİP OLSUNLAR.
ERKEKLERİNE SAHİP OLDUKLARI GİBİ….  

RUSYA GÜVENDE OLUR İSE,
BENİM ÜLKEM, TÜRKİYE’DE GÜVENDE OLUR.
BENİM SEVDİĞİM, ÇOCUĞUMUN ANNESİ DE RUSYA’DADIR.
İŞTE BUNUN İÇİN DE, RUSYAYI, RUS KIZLARINI SEVİYORUM.
BUNUN İÇİN SAVAŞIRIM TÜM AVRUPA İLE.  

AMERİKA, RUSYA İLE SAVAŞMAYINIZ. ORADA BENİM YÂRİM VAR!

GEREKİYOR İSE,
RUSYA İÇİNDE, RUSLARA KARŞI OLANLAR İLE DE SAVAŞIRIM.
AVRUPA İÇİNDE,
BAZI ESKİ MERKEZLER İLE İŞBİRLİĞİ YAPANLARA KARŞI DA…
RUS KIZLARININ ‘EVLENEBİLİRLİK’ ÖZELLİKLERİNİ,
BOZMAK İSTEYENLERE KARŞI DA…
VAR OLUR İSE, RUSYA’YI KÖTÜ YÖNETENLERE KARŞI DA!

RUS HALKINI KORURUM. TANRININ TÜRKLERİ KORUDUĞU GİBİ.

AMERİKA, TEKRAR GÜÇLÜ OLMALIDIR.
BU DÜZEN VE SİSTEMİN SAĞLANMASI İÇİN.
İŞTE, BUNUN İÇİN DE SAVAŞIYORUM.    

‘KARADENİZ ÜÇLÜSÜ + ABD’ NİN KURULMASI İÇİN,
AVRUPA BİRLİĞİ’NİN,
AVRUPA FİZİKİ SINIRLARI İLE SINIRLI,
MADEN, HAM MADDE, ÜRETİM SONRASI DA,
YENİDEN, ORTAK PAZAR,
‘AVRUPA TİCARET BİRLİĞİ’NE DÖNÜŞMESİ İÇİN. 

EVİMDE Kİ YATAKTA UYUYAN RUS KIZINI DA,
ÇOK SEVİYORUM.
ÇOCUĞUMUN ANNESİ OLDUĞU İÇİN.

AVRUPA HALKLARINI DA SEVİYORUM.
ORTAK GEÇMİŞ VE BİRLİKTE GELECEĞİMİZ
OLDUĞU  - OLACAĞI İÇİN.

HALK İŞLETMECİLİĞİ - KONAKLAMA TESİSLERİMİZİN,
BAŞ MÜŞTERİLERİLERİ, AVRUPALI AİLELER OLACAKLAR.
ARA SIRA, GEREKİNCE SAVAŞMAK LAZIM,
BUNLARI SAĞLAMAK İÇİN.

EGE BÖLGEMİZDE, MERYEM ANA KİLİSESİNDE BULUŞALIM.
GECE VAKTİ. ELLERDE MEŞALELER,
‘KUTSAL GÜZERGÂH’ TA YÜRÜYÜŞ YAPAR İKEN,
BİRLİKTE DUA EDELİM. İLAHİLER SÖYLEYELİM.
CAMİ MİNARELERİNDE KANDİLLER DE YANSIN.
ORTAK GELECEĞİMİZ İÇİN.

AMERİKA, RUSYA İLE SAVAŞMAYINIZ. ORADA BENİM YÂRİM VAR!

….
Ankara, 28.10.2017 09:44

 ….
Ek not :  Bu tür bir yeni oluşumda, Türkiye'nin ABD ve Rusya'ya taahhütte bulunabileceği tek alan ve bölge, Avrupa'dır. 
Başka bir yakın - uzak bölgede, böyle bir taahhüde girmek, 
Türkiye'nin boyutunu aşacak riskler taşır. Avrupa milletleri , sözden anlarlar. 
.......

27 Ekim 2017 Cuma

ÜLKEMİZİN BU HALDE OLMASININ, ANA NEDENLERİNDEN BİRİSİ …

Kayseri’nin Bünyan ya da Sarıoğlan ilçeleri ve köylerinden, yakın tanıdıklarımdan, - aile geçmişi – ‘Müslüman Ermeni’ olduğunu yeni öğrendiğimiz çoğu kişiler; Sana göre de, ‘BİZ ERMENİ MİYİZ?’ diye düşünmüşlerdir.

Çünkü, bu kişilerin çoğunluğu ile, çok şeyimiz beraber ve birliktelimiz vardır.  Arkadaşlıklarımız, aile dostluklarımız var. Hiçbir gün, hiçbir zaman birbirlerimizi ayrı görmedik. İşin gerçeği de; Türkiye’deki, kapalı etnik kimlik ile ‘Müslüman Ermeni’ dayanışmalarından, çoğu da, yararlanıp, pay alamamışlardır.

Onlara göre, geleceğe yönelik, herhangi bir ayrım - ayrımcılık yapmadan,  -belki- bir atama tayin de küçük çıkarları olmuştur. Bu etnik dayanışmayı da, bu boyutta görüyorlardır. O bölge Türklerine karşı, her hangi bir kötü niyetleri olmaz – olamaz. O bölgede, bu boyutta bir arkadaşlık, yakınlık, akrabalık, birbirlerine güven vardır. O bölgede, yaşam tarzında da, aynılık, bir bütünlük vardır. Gelecekte de,  bu bölgede bir etnik ayrım ya da sorun olmaz.

Osmanlı imparatorluğunun son döneminde de, başka bazı bölgelerde,  -o dönem- ayrı mahallelerde yaşasalar bile, halk arasında bir ayrımcılık yoktur. 
İSTANBUL’DA İSE, BİR YÖNETİM ÇEKİŞMESİ VARDIR.

İstanbul Ermenilerinin, -o dönem - PADİŞAH  - SULTAN ABDÜLHAMİT’E yaptıkları suikastın nedenlerinden birisi de,  günümüzdeki – DİNCİ – siyasi, Ermeni hareketini yürütenlerin tespit edildiği ve onların öldürüleceği korkusudur.

DERGÂH, TEKKE ve ZAVİYE denilen, dini grupların toplandıkları yerlerin,  Ermeniler tarafından ele geçirildikleri, onların organizasyonu haline geldiği, cami vakıflarının tam onların kontrolünde olduğu şeklindeki bilgilerin, rapor halinde Sultan Aldülhamit’e ulaşması sonrası, ‘başka amaçlı organizasyonlara dönüştüğü’ gerekçesi ile, dergah, tekke ve zaviyeleri kapatma kararı verilir.
Ayrıca buraların, İstanbul dışından, Ermenilerin İstanbul’a göç ve iskânını sağlama yerlerine dönüştüğü de vurgulanır. İşte bu dönem de, Ermeniler, Abdülamit’e suikast düzenlerler. Suikastın gerekçesi ve yapan merkezin başkaları olduğu için, o konuya ağırlık verilir. Oralar dağıtılır. Bu arada, dergâh, tekke ve zaviyelerin kapatılma konusu unutulur – unutturulur. Buralar, devlet sosyal destek fonlarının çoğunu emmektedirler. Bu işlerden çıkarı olanlarda fazladır.  Kısaca, Türkiye Cumhuriyeti kurulmadan önce de, tekke, dergâh ve zaviyeler kapatılacaklardı.

…..
Günümüze gelelim.
O yıllarda, İstanbul’da ve ülkemizin bazı bölgelerinde, Ermeniler ile problemler vardır.  Kayseri’de ise, Hıristiyan Ermeniler bir mahallede otururlar. Kiliseleri var. Özgürce ibadetlerini yaparlar. Kimse ile de bir problem yaşamazlar. Kayseri Müslüman Ermenilerinde ise, -Bazı ilçe merkezleri hariç - Türkler; onların ‘Ermeni’ olduklarını bilmezler. Ama herhangi bir ayrımcılık, sıkıntıda yaşanmaz. Her şey normal, hayat akışı devam eder.

Kayseri bölgesinde, -benim bildiğim- bir çatışma ve bir ortak yaşama sıkıntısı geçmişte de yoktur. Bununla birlikte, imar oyunları ile arsa - arazi elde etmek, bakanlık temsilcisi il müdürlüklerine atanmak, görev almak konularında da, kapalı bir dayanışma varmış. Bu durumu Türkler bilmiyorlardı.  Çerkezler ile bir çekişme vardı.  Müslüman Ermenilerin bir kısmı da, Çerkezleri sevmezler. İstemezler. Bunu, vakıf senetlerine bile yazanlar vardır. Siyasi partilerdeki yapılanmaları da bilinmiyordu. Bunlardan yararlananların, toplam sayıları çok çok az.  Kısaca, halkın geçim - iş sıkıntısı, aynı oranda vardır. Açık etnik kimlik olunca da, herkes iş güç sahibi olmayacaktır. Sadece, birazcık denge gelecektir. Kayseri’de ana sıkıntı, etnik te değildir.  İstanbul – Ankara ayrı, Kayseri ayrıdır. Ülkemizin çoğu vilayeti böyledir. Bu ayrıntıyı iyi bilelim.

Ülkemizin genel problemlerini birlikte çözeceğiz.

Kayseri’de, Büyük Söğütlü önü Meydanı vardı.
(5 - 6 sokağın kesiştiği – iyi döşeme kaldırım taşları ile kaplanmış, büyük bir meydan.)
Geçmişte, o genişlikte, top oynardık.
Eski mahalleleri gezer iken, o meydanı aradım.  Bulamadım. Birisini sordum. “Durduğun yer!” dedi.

Koskocaman, geniş çok katlı, düzensiz bir binayı, o meydana yapmışlar.  Girişine de; ‘TACETTİN KIZ KURAN KURSU’ yazmışlar. Yatılı okulmuş!!!!
O meydana, öylesine anlamsız, şekilsiz bir yapıyı yapanların, gelecek arazi hesapları, Türkiye’nin ana sorunudur. O bina etnik bir grubundur. Yaptıranlar, gelecekte oraya hâkim olacaklardır. Ermenidirler. Sıkıntı yaratanlar bunlardır.
Kayseri Bünyan – Sarıoğlan Müslüman Ermenileri; ‘Ermeni değildirler’.
Kayseri’de o meydana, o binayı yapanlar! ise; Ermenidirler.
Siyasi partilerin bir kısmını bunlar idare ediyorlar. Belki, bazı Generalleri de…

Türkiye’nin bu halde olmasının ana nedenlerinden birisi de bunlardır.

ORAYA O BİNAYI NASIL YAPMIŞLAR?
ÇOK SORUNUN KAYNAĞI - MESELE BUDUR.

….

27.10.2017 16:01

21 Ekim 2017 Cumartesi

ELLERİNDE ZURNA YOK. BOYUNLARINDA DAVUL. 2 AMERİKAN, 2 RUS, 2 TÜRK GELİYOR!

Yazacak ne kaldı ki!
Bu ‘TELLALLAR’ın halka söyleyeceklerinden gayrı.

2 AMERİKAN, 2 RUS, 2 TÜRK’ün,
BOYUNLARINDA DAVUL, ELLERİNDE TOKMAK,
AMERİKANCA, RUSÇA ve TÜRKÇE…
SÖYLEYECEKLERİ METİNLERİN KALEME ALINMASI.
TEK BAŞINA OLMUYOR.

BİR KAÇ AMERİKAN, RUS ve TÜRK’ün ORTAK ÇALIŞMALARI GEREKİYOR.

İSTANBUL SOKAKLARINDA,
YENİ DÖNEMİ DUYURSUNLAR.

TOPKAPI SARAYI BAHÇESİNDE,
SEYRAN YERİNDEN DE, DÜNYAYA SESLENSİNLER.

‘TOPRAK – MÜLKİYET ALLAHINDIR!’

HER HAYVANIN, HER İNSANIN, HER CANLININ,
BİR YUVASI, İŞARETLİ BİR YAŞAM ALANI VARDIR. 
(Burası, ‘özel mülkiyet’ diye tanımlanabilir.)
İNSANLARDA, MİLLETLERDE,
BU YAŞAM ALANI GÜVENLİĞİNİ ‘DEVLET’ SAĞLAR.
BUNUN İÇİN SAVAŞILIR. (*)

DEVLETİ OLMAYAN MİLLETLER DE,
EV, YUVA, AİLE,  EŞ ve ÇOCUKLARINIZIN GÜVENLİĞİ YOKTUR.
TOPRAK – VATAN GÜVENLİĞİ HİÇ YOKTUR.
BUNLAR İLE OYNAYANLAR, GERÇEK DÜŞMANDIR.

…gibi sözler ile, bazı temel ilkeleri duyuruyorlar.
İki Türk, İki Rus, İki Amerikan.
Biri oğlan, biri kız.
Kalabalık caddelerde, dar sokaklarda. 
Bazen yan yana altılı, bazen de ikişerle kol,
Dolaşıyorlar İstanbul’u.
Vuruyorlar tokmağı.
Türkçe, Rusça ve İngilizce.
Yeni dönemi anlatıyorlar.

Yanımda, Rus Kızı eşim,
Elinden tuttuğumuz çocuğumuz ile,
Onları takip edenler arasındayız.
Daha, benim yazdığım bölümü okumadılar.
Konu bütünlüğünü bozmadan,
Çok kişi, bir paragraf ekledi.
Benim ki de, onlardan birisi.

Çokta kalabalık oldu.
Boğaz Köprüsü, insan yapısı.
Onun üzerinden toplu geçiş olur ise,
Konvoydan ayrılacağız.

Üç Rus, üç Amerikan, üç Türk’ün
Ortak hazırladıkları kitapta, o metin ve duyurular var.
Amerikan, Türk, Rus Devletleri,
O metinleri inceliyorlar.
O kitap basılınca, orada görülür. Okunur.
……..

BU ÇALIŞMA, TÜRKİYE’YE ÖZGÜDÜR.
BAŞKA ÜLKELER İÇİN, ÖRNEK DEĞİLDİR.
MODELLERDEN BİRİSİDİR.
HER ÜLKE, KENDİSİNE UYGUN OLANI BULUR.
TOPRAK DÜZENİNİ DE… YÖNETİM ŞEKLİNİ DE… 

….. 
İstanbul yıkılmış.
Yeniden yapılma dönemine kadar,
Boşluklara, meyve ağaçları dikiliyor.
Şu fide, dalları yere yakın Elma Ağacı.
Gevrek ve tatlı olur.
Yanımdaki Rus kızı eşimin kulağına,
Çocuğumuz duymadan, ‘senin gibi’ diyorum.
İstanbul’da yürüyoruz.
……..

21.10.2017 09:06

…..
(*) Türkiye gibi, küçük ve az arazili, çok nüfuslu ülkelerde, ‘özel mülkiyet’, eviniz, (evleriniz) bahçeniz, tarım ile uğraşıyor iseniz, bölgelere göre değişecek büyülükte ve tanımda,  tarlalarınızda ‘özel mülkiyet’ var.  Bunun dışında, arazi ihtiyacı, kullanım amaç tanımlı, -süreli- olarak kiralanacaktır.
Bu imkândan da, herkes eşit olarak yararlanacaktır.  


Türkiye’de, Şehir İmar Planları,  kendi kültürel, ekonomik, sosyal geçmişlerine uygun, devlet tarafından, ilke ve tanımları belirlenip – bu ilkelere kesin uyulacak- , merkezi plan olacaktır. Türkiye, küçük bir ülkedir. Tüm arazisi, yerleşim alanı, Amerika ve Rusya’nın bir eyaleti – oblastı kadar bile yoktur.  Elbette, aynı anlayışta olan ülkelerin ortak dayanışma ve çalışmaları olacaktır. İstanbul’da, Bursa’da,  Ankara’da, (benzeri, büyük şehirlerde) olduğu – olacağı gibi… 

9 Ekim 2017 Pazartesi

Son iki yazıyı kapatırken.

Dünkü, son yazıda;

“BU yazı, Pazar esprisidir. Diğer yazılardan ayrı, diğerleri ile bir bütünlüğü yoktur.
Yarın, internete girer isem, sadece bu yazı kapatılacaktır.”

Notu var idi. O’nu ve altındaki bir yazıyı daha kapattım. Diğer yazıların tamamını da, göreve başladıktan sonra kapatacağım.

Bir kısmı, Türkiye, Amerika, Rusya yönetimlerinin ortak kararları ile, yazdığım projelerden yapılmasına karar verilenler olur ise; ben de katkılarda bulunacağım.

O projelere başlamak zaman alabilir. Şimdilik, günlük rutin işlerimi yapar iken, fırsat oldukça, Rusya’yı, biraz  -yerinde- tanımaya - görmeye çalışacağım.

Geçmiş bir yazımda, (Yan sutun notu da olabilir.) Halk İşletmeciliği – Değirmen- örneği vardı. Devlet sistemin ve ülke güvenliğin sağlam olur ise, o tür bir ‘iş hayatı’ çok yönü ile, çok insan için daha iyi olandır.

Öyle bir ortam ve duruma gidilmesi için, yapılması gerekenleri anlatmaya çalıştım.

Benim ömrümde böyle geçti.

Dileğim;
Öyle bir değirmen kurulsun.
Dolaşırken, oraya hâkim bir tepeye çıkalım.
Un fabrikası ve lojmanlar görülsün. Onları uzaktan izleyelim.
“Karadeniz Üçlüsü + ABD” ülkelerinden gelmiş çalışanlar.
Yükleme – boşaltma tesisleri genişlemiş! Lojman parkında oynayan çocuklar.
Yanımda, artık orta yaşa gelmiş, güzel bir korumam, biraz aşağıda, iki çocukla oynayan eşim olsun.
Korumamı öpeyim. ‘Sen yanıma geldiğinde çok gençtin. O beni mi koruyacak, ben onu mu?’ Bunu düşünmüştüm. Seni sevebileceğimi de anlamıştım. Seni gerçekten sevdim. Eşimi de, Rusya’da beraber bulmuştuk. Seni dinledim, karlı çıktım.
Söyle bana mutlu musun? Deyince, gülümseyip, başını omzuma koysun. 

Tanrı, sizlere de; gönlünüzce yaşama imkân ve fırsatı versin.    

…….

9.10.2017 10:55  

Katkıda bulunanlar

Share it