İSTANBUL BOĞAZININ, BİR
YÜKSEK TEPESİNDE, ÜÇ BAYRAK DALGALANACAKTIR.
KOCAMAN, TÜRK - AMERİKAN – RUS BAYRAKLARI YANYANA. ŞU GÜZELLİĞE
BAK!
(O
tepenin bir bölümünde, Amerikan, Rus, Özel tanıtım ve kültür reyonları. Hemen
onun arkasında, büyük bir “KARA DENİZ ÜÇLÜSÜ + ABD” , HALK İŞLETMECİLİĞİ – SATIŞ
MAĞAZASI. )
BU
BAYRAKLARIN ALTINDA, TÜRK – AMERİKAN – RUS, HALK İŞLETMECİLİĞİ – İŞ ORTAKLARI
ÇALIŞACAKLAR, ÜRETECEKLER…
ŞU
İYİLİĞE BAK.
İSTANBUL
BOĞAZININ, HER TEPESİNİN YENİ ADI, KARA DENİZ ÜÇLÜSÜ ÜLKELERİNİN, BİRİSİNİN ADI
OLACAK. ADI OLAN TEPEDE, O ÜLKENİN BAYRAĞI.
KAPTANLAR
TELSİZLERDE, TAKSİ ŞOFÖRLERİ SEMT TANIMLARINDA; TÜRKMENİSTAN TEPESİNDEYİM.
KAZAKİSTAN KOYUNDAYIM. MOLDAVA TEPECİĞİ ÖNÜNDEYİM. BUNA BENZER CÜMLELER
SÖYLEYECEKLER. BEYAZ RUSYA’DA, HAKİKİ
RUS ÇOK İMİŞ. EN GÜZEL, TATLI EĞİMLİ, NARİN TEPENİN ADI DA; “BEYAZ
RUSYA TEPESİ” OLSUN.
İSTANBUL
BOĞAZININ KIYI ŞERİDİNDE, BELLİ METRELER DÂHİLİNDE, ÖZEL MÜLKİYET OLMAYACAKTIR.
VAR OLAN YALILAR, KÖŞKLER, GEÇMİŞ VE TAPU KAYITLARINA BAKILIP, YIKILACAKLARDIR.
(Geçmişte,
bu blogda yazılmıştı.) POSTA KODU, HER SEMT DIŞINDA, SOKAKLARI KAPSAYAN
YENİ İLAVELER İLE, YENİ ŞEKİL TANIMLANDIKTAN SONRA, SEMT ADLARI, SOKAK ADLARI,
TÜRK TARİHİ GEÇMİŞİNE UYGUN, YENİLECEKTİR. CAMİ ADLARI, (olabildiği kadar –
geleneklere uygun olarak ) O SEMT ve SOKAK ADI İLE ANILACAKTIR. (Bazı semtler
yıkılır iken, belki bazı camiler de yıkılacaktır. Son 30-40 yılda dedikodusu
yapılan, Kur’an-ı Kerim’de de – o tür
amaçlı camiler yapanlar olabileceği- sözü, bahsi geçen, bazı camiler de!)
(Eski
Tapu kayıt sistemine uygun, hak sahipleri belirlendikten sonra, aynı yerde
yapılacak binalar, -ana bazı semtlerde- hak sahiplerine verilecektir. Plan –
Proje, İstanbul Mimarlar Kurulu, planları ile tam uyumlu olacaktır.
Sirkeci’den
– Beyoğlu’na çıkar iken, İstanbul Kerhanesinin bulunduğu semtte, o binaların
bir kısmını kullananlar, o binaların sahipleri değillermiş. Tapu kaydı var ama
ölmüş ya da kayıp kişiler! Arayan – soran yok. 5-7 nesildir kullanılan, sahibi
bilinmeyen!, bir kısmı da, belki de, vakıf binası iken, kayıtları kasıtlı kaybedilen,
çok evler, bina ve apartmanlar varmış. Durum böyle olunca, eski İstanbul’u
yenilemek kolaydır. Oralar, toplu olarak yıkılıp, yasal hak sahibi dışındaki, arsa-
mekân sahibi belirsiz –ama birileri tarafından kullanılan, tapu kaydı olmayan, İş
hanı ve apartman, HALK İŞLETMECİLİĞİ YÖNETİMİ KONTROLÜNE GEÇECEKTİR. (Halk
İşletmeciliği içinde değil ama onların yönetim sistemini, Halk İşletmeciliği
belirleyip, alt dal olarak, oluşturacağı başka bir yönetim, o kurallara uygun
çalışacaktır.)
–Kerhaneye karışmayız. Mimarlar, eski yeri,
yeşil alan yapsınlar! Yeni Kerhanede, eski Sulu Kule semtinde bir yere yapılır.
Veya daha uygun bir yere. O işten
anlayanlara, mülkiyet hakkı olmadan, işletme amacı net tanımlı arsa – alan,
kiraya verilir. Önerecekleri bina mimari yapısı, çevre ile uyumlu olacaktır. İçişleri
ve Sağlık Bakanlığı, bunun yönetmeliğini hazırlarlar.)
BU SEMT –İSTANBUL’UN KİMLİĞİ ÖZELLİKLİ, ÇOK GÜZEL YAPILABİLİR. İstanbul’un, en merkezi yeri. Eski Tünel girişinden başlayarak, yukarı doğru çıkan yokuş, -Kerhane tarafına uğramadan- inişi de güzel, çıkışı da… Beyoğlu’na yürüyerek çıkmak ya da inmek.
BU SEMT –İSTANBUL’UN KİMLİĞİ ÖZELLİKLİ, ÇOK GÜZEL YAPILABİLİR. İstanbul’un, en merkezi yeri. Eski Tünel girişinden başlayarak, yukarı doğru çıkan yokuş, -Kerhane tarafına uğramadan- inişi de güzel, çıkışı da… Beyoğlu’na yürüyerek çıkmak ya da inmek.
Akşam- gece,, Beyoğlu’ndan çıkıp, bir-kaç
kez, Cağaloğlu’na kadar, yürüdüğümü hatırlıyorum. Yaya gidip – yaya geldiğimi.
Bu
çalışmanın başlangıç yılı: 2025
(Deprem, bina sağlamlaştırma – yıkma zorunluluğu
olanlar dışında, daha büyük çaplı bir iyileştirme, yeni göz boyama ya da yeni
rant kapısı olmasının önlenmesi. Bu tarih öne alınmamalıdır. )
…………………
14.09.2017 09:03
EK: Belki eski İstanbul Kerhanesi yerine de
olabilir. Cami avluları dışında, parklar ve uygun yerlerde, Şehir içi, uygun
yerlerde, HALK TUVALETİ - WC – LER.
Bunlara, o bölge belediyesi, sigortalı,
sözleşmeli, belediye işçisi, (süreli 3-5 yıllığına, hizmet temiz ise, sözleşme
yenileme) sağlık bakanlığı kontrollü. –
bilinen – personel koyması çok daha uygundur. Hatta geçmişi o semtten, yakın
semtlerden olan, temiz bir aile grubuna da, işletme hakkı verilebilir. Tuvalet
işletmeciliği İHALESİ YAPMAK YANLIŞTIR. Çocuklarınız, kızlarınız, eşleriniz,
bu tuvaletlere gidiyor! İstanbul’u
gezmeye gelen yabancılarda.
Farklı Tuvalet Tarifesi olmaz. İsteyen, bozuk
parası olan, 10 - 25 kuruş atar. İlan Levhasında belirtilir. Parası olmayanlara
da ücretsiz. Bölgeyi rahatsız eden olur
ise de, emniyet tedbir alır. KISACA,
TUVALETLER ÖZELLEŞTİRİLEMEZ. Ankara Parklarında, çarşı da bu sıkıntı vardır. Moskova’da
durum nedir? Bilmiyorum.
(Turgut Özal dönemi, Tuvaletlerin bile
özelleştirmesi yanlıştı!)
Abdest alanlar için, üst kat, park
seviyesinden biraz yüksek. Bu durumda, Kerhanenin yerine, OTO PARK daha
iyi olur. O bölgede, çok ihtiyaçtır. O bölgede, bina üstüne bina yerine, bu
rahatlık olsun.
OTOPARKLAR da, BELEDİYE İŞLETMECİLİĞİNDE
–GÜVENİLİR - BİLİNEN _ KİŞİLERDE
OLMALIDIR. (Geçmişleri, o semtten olanlara. ) Bu da çok önemli bir konudur.
……………………….
14.09.2017 10:04
==============================
==============================
İSTANBUL’DA,
SEVGİLİLERİN SARILIP, ÜÇ SAAT
KIMILDAMADAN, DURACAKLARI YERLERİ YOK!
Sirkeci’den,
dolaşan otobüs güzergâhı ile Sultan Ahmet Meydanı, oradan da Beyazıt Meydanına
giderken, ya da kestirme yoldan, Kapalı Çarşıya çıkarken, bazı otellerin
yanında, lokantaların yanında, küçük küçük ada – parseller de, ( belki,
şimdi onlar da kayboldu!!! ) Eski, Osmanlı – Türk Mezar Taşları
görürsünüz. Araya bir bina yapılmış! İşte bu binaların Tapu kayıtlarına –
yapılış tarihlerine bakılacak.
Kadınları
– Kızları, cinsel obje olarak görürseniz, 15 dakika ile bir saat arasında,
kimseye görünmeden, baş başa kalacağınız yer ararsınız.
Kadını
– Kızı severseniz, çok güzel bir yerde, edepli
- giyinik, çevre de insan var – yok! ona aldırmadan, başkalarını görmeden,
yeşil bir alanda saatlerce birlikte yuvarlanmak, bazen de, kımıldamadan,
sarılıp yatmak istersiniz. Ara sıra dudaktan, yanaktan, boyundan öpüşme de
olabilir.
BUNU
TOPLUM İÇİNDE YAPMAK, GERÇEK SEVENLER İÇİN, “SEN BENİM SEVGİLİMSİN.” EŞİMSİN. EVLENMEYE
– BİRLİKTE GELECEĞE NİYETLİYİZ. KARARLIYIZ ‘ın, tüm insanlara – insanlığa AÇIK,
GURUR ve SEVİNÇ İLE, DEKLARASYONU ya da
belki, başka bir duygunun oluşmasından BAHSEDİYORUM.
Hani,
birleşme öncesi, Hayvan oyunları var ya…. Onlara benzer bir şeyler. Ya da, Kuşların, birbirleri ile hafif kanat çırpma oyunları...
İşte bunları, seven insanlar da yaparlar.
Normal,
evlilik amaçlı ilişkilerde, evlilikler de bunlar – bu oyunlar, evlerde de
yapılır. Oynaşılır. BUNLARIN, O ŞEHRİN BELLİ YERLERİNDE, AÇIKTAN YAPILMASININ
PSİKOLOJİSİNİ, İNSAN KİŞİLİĞİNE ve SEVDALARA KATKILARINI HEP GÖZLEMLEMİŞİMDİR. Üzerinde
düşünmüşümdür.
(bazen,
cinsel ilişki kadar, sosyal – toplumsal doyum, uyuma etkileri mi oluyor? Ya da,
o gün akşam – gece, daha iyi bir cinsel birliktelik mi oluyor? Tam bilmiyorum
ama iyi oluyor.)
Ortada,
açıktan yapılan bir edepsizlik yok. Sarılıp – yuvarlanırken, ya da giysili
vücutların, olabildiği kadar çok teması ile yapılan sarılmalar da, bazen de, kulaklara,
o an hissettiklerinizi fısıldamalarda, her
ne kadar çevrede olanların farkında değilseniz bile, toplum içinde olduğunuzun
bilinçaltı kontrolü de var.
-Belki- Aşırıya kaçanlar, çok dal da ve
çok yer de olduğu gibi, buralarda da olabilir. Bunda da, özenti ile bu işi
yapanlar, hemen belli olurlar. ONLARI GÖRMEYECEKSİNİZ. ONLARI HESABA KATMAYACAKSINIZ. BAZILARI,
SEVGİLİLER DE DEĞİLDİRLER.
Aşırıya kaçanları, birden ortaya çıkan,
uyaran – resmi görevliler de olur. Ayıklanırlar. Bu sistemler de, bu da vardır!
Bazen de gereklidir.
Yukarı da tanımlanan bölgede, işte o boşluklarda – aralardaki,
Mezar Taşları çevresinde, olmayacak – yapılmayacak binalar, iş hanları, oteller
yıkılınca, sevgililer, evlenecek
olanlar, evliler için, belirlenmiş –
tanımlanmış üç – beş yerde, bu amaçlı, açıkta, oynaşma ve sarılma yerleri
olacak.
BU
TÜR İŞLER, HER YER DE YAPILMAZ!
SAKARYA
7 Göller, UKRAYNA KONAKLAMA TESİSLERİ ile BURSA arasındaki, üç-beş tanımlı –
belirli yerler de de yapılacak olan, Sevgililer için, açık oynaşma – sarılma
yerlerinin, İstanbul’ da da, bu bölgede yapılması.
…….
15.09.2017
08:55
.
PARK – YEŞİL ALANLARA, uygun olan yerlerde, Manzarayı çok
kapatmadan, (Ölçülü – hesaplı) SELVİ AĞAÇLARI,
ya da İstanbul’daki diğer ağaç çeşitleri de, -sanıyorum- bir kısmı Gülhane
Parkı’nda olan, İstanbul’a özel bazı ağaç çeşitlerinin de, dünkü öneri yazı da
bahsi geçen Beyoğlu yokuşu – deniz tarafında -
yamacında, yıkılacak binalardan, aralarda boşalacak boşluklara
dikilmeleri.
(Ben tam ifade edemedim. Şehir Mimarları anlarlar. Rus ve
Amerikan Mimarların, bu günde, bu konuyu bilen bir Türk Mimar ile İstanbul Ağaçlarını
inceleme gezisi ile, kafa dinlemeleri.)
Gelecekte, GENEL GÖRÜNTÜYÜ, çok iyi etkileyebilir. Bununda,
Parklarda ayrı bir değerlendirmeye alınması.
…
15.09.2017
09:05
================
================
TÜRKLERİN
TARİHİNDE, “KARA ÇARŞAF” GİYSİ –hiç- YOKTUR!
Ortaokul
yıllarım.
Kayseri,
Hunat Hatun Cami önünde, işlenmiş ya da üzerinde çalışılan, dikdörtgen, büyük
ebatlı, yumuşak, tadilat yonu taşları var.
Bir
erkek turist, o taşların değil, -dinlenmek üzere- o taşlar üzerinde oturan, 7-8
siyah çarşaf giymiş kadınların, fotoğraflarını çekiyor.
Turistin
yanında ise, okul dışı boş vakitlerimde halı sattığım, Halıcılar Çarşısına turist getirip, onlara
antika-halı sattıran, göz aşınası olduğum, uzaktan tanıdığım bir tercüman var.
Yanlarına
vardım. Konuşmalarına kulak misafiri oldum. Galiba, Fransızca konuşuyorlardı.
O
tercümana, söyle o kişiye; ‘Türk Kadını ve Türk Kadın Giysileri böyle değildir.
O fotoğrafı, böyle bir başlıkla, bir yerde yayınlamasın!” dedim.
Turiste
söyledi
Onun
cevabı da; Türk Kadınlarının çarşaf
giymediklerini biliriz. Bunlar başka! Demişti…
Şimdi,
düşünüyorum. Anladım ki; onlar Müslüman Ermeni Bayanlardı.
Yine,
güncel bilgiler ile geçmişe bakınca; sadece Kara Çarşaf değil, beyaz desenli, ince
– hafif, biraz özel kumaş, çarşıya çıkar iken, Kayseri’ye has, özel beyaz
çarşaf giyen kadınlar da Müslüman Ermeni idiler.
…
Müslüman
Türk Kadınlarının geçmişinde, saçları örten başlık vardır.
Halen
bunlar, Yakın Asya Türklerinde kullanılıyor.
Bu
konuda, Türkiye’de çalışan bayan akademisyenlerin bazılarını bilirim! -J) Onlar, Türkler – Türk
giysileri hakkında, eksik bilgilere
sahiptirler.
Sadece
bu konu değil, Osmanlı Ordusu Giysileri ve Başlıkları ile ilgili eser
yazanlarda da, eksik – yanlış bilgi çoktur.
…
YENİ DÖNEM DE; geçmişten günümüze izler
taşıyan, daha pratik ve kolay kullanımlı yeni bir giysi koleksiyonu için, Rusya
Türkleri, Yakın Asya Türkleri ve Rusların, bu konuda da ortak çalışmalarını
bekliyoruz. Hatırlatırız.
Bazı özel günlerde, bazı düğünlerde, bazı ortak toplantılarda,
akşam yemeklerinde, Selçuklu dönemi, Osmanlı dönemi ve analiz güncel, Kadın –
Erkek Türk Giysilerini, Halk İşletmeciliği - Satış Mağazalarında bulacaksınız. Avrupalılara
– Amerikalılara da satacağız.
Analiz – Güncel, Bazı Modeller; okulda, iş yerinde, günlük
hayatta, gündelik olarak ta giyilebilecektir.
……..
15.09.2017
17:55
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder