Translate

19 Eylül 2017 Salı

ANADOLU TÜRKLERİ, İLKOKUL’DA, AMERİKADAN GELEN SÜT VE PASTA İLE BÜYÜDÜK!

ANADOLU TÜRKLERİ, İLKOKUL’DA, AMERİKADAN GELEN SÜT VE PASTA İLE BÜYÜDÜK!

Türk köy çocuklarının, yeterli besin almaları için, Amerikan kaynaklı, çok kaliteli süt tozu, sıvı yağ, Türkiye’de olmayan, kepeksiz beyaz un kolilerle, torbalarla, köy okullarına dağıtılırdı.

Yağ ve un –nöbetçi, bu işi iyi yapan- evlerde karıştırılır, çok güzel pastalar yapılır. O sabah ya da ertesi sabah için, okula gönderilirdi. HER GÜN, TÜM EĞİTİM DÖNEMİ.
Maaşlı bir görevli, öğretmen denetiminde, büyük kazan –kepçe ile sütü kaynatır, ilk ders zili sonrası, ara teneffüse bunlar hazır olurdu. Herkes, evinden getirdiği süt bardağı ile sütünü – pastasını alırdı. Süt – pasta, birazcık fazla olur, isteyen ikincisini de alırdı.

Bizim aile geçmişimiz, ev de kahvaltı, yeterli olurdu. Bununla birlikte, çok ailede, bu düzen ve tertip yok idi. Herkesin karnı doyar,  ikinci derse öyle girerlerdi.

Bu çok düzenli ve çok temiz, denetimli bir kahvaltı servisi idi.
…… 
Aynı Amerika’da bugün, bunu yapamayan insan sayısı artıyor ise, bazı bölgelere, Türkiye olarak biz bu yardımı gönderebilmeliyiz.
Ya da Amerika’ya, sen ne idin? Ne oldun? Bu fırçayı atabilmeliyiz.
Amerika’nın sosyal dengesinin düzenlenmesine, açık görüş arzı sunabilmeliyiz. Bu bizim borcumuzdur.

Önceleri, Türklere verdiğin imkânı, sonra, Bulgaristan Rusçuktan doğan bir Ermeniyi, ‘Türk’ diye okutup, başımıza neden General yaptın? Bunu sorabilmeliyiz.
……..
Hava İkmalde İstihbaratta olanlar ve Bulgaristan Göçmeni bazı yakın arkadaşlarım bilirler. Onlara, bunlar ‘C’ grubu derdim. Ne olduklarını, tam anlayamazdık. Etnik olarak farklarını da bilmezdim.
Göçmenlerin bir kısmı, çok çok iyiler. Anadolu’nun, eski Müslüman Ermeni vatandaşlarımızın çoğunluğu kadar temiz, iyi duygulara sahipler ama öncelik, Balkan Ermenilerine değil, CUMHURİYETİN KURULUŞUNDA, VATANDAŞIMIZ OLAN, kendi MÜSLÜMAN ERMENİLERİMİZE VERİLMELİ İDİ. Çok imkândan, onlardan daha fazla yararlanabilmeli idiler.

(Hiç kimsenin, suç işleme hakkı yoktur.
Bir toplumun, ülke halkı bütünlüğünü ve o ülke kurucularını tehdit eden boyutta, yasal olmayan toplantılara katılan, kötü amaçları olanlar, kötü işler yapanlar, toplumsal düzeni sarsanlar, arazileri; yasa dışı, başka amaçlı kullananlar, bunu kapalı etnik kimlik ile örgütleyenler, elbette bu tanım dışındadırlar. 
Bununla birlikte, hiç kimsenin, etnik geçmişi, inanç düzeni, yaşam tarzı vb. nedenler ile de, haksız – dayanaksız, suçlanması ya da zarar görmesi de kabul edilemez. Bu konuda da dikkat edilmesi gerekir.)  

Türkleri, karışık evlilikler ile modernleştireceklermiş!!!???
Sonunuza bir bakınız. Kendiniz çok modern oldunuz!

Bunların çözümü, açık konuşup – yazmaktır.
Ruslar, sanki kendi ülkeleri gibi, Anadolu Türklerine, çok iyi yatırımlar yaptılar. Cumhuriyetin kuruluşu, yeni döneme geçişlerinde, büyük yardımlarda bulundular.
Duyduk, son yıllarda, - konuyu tam bilmiyorum. Örneğin Ruslar: Kayseri ve Konya’ya yeni projeler sunmuşlar. Belki bilerek, belki bilmeyerek, Ermeni yatırımcıları geliştirmek ya da uluslar arası, fazla para harcama yöntemlerini burada kullanmak vb.
Fazla paran var ise, bu projeler yerine, büyük aile her Rus’a, Karadeniz üçlüsü evleri yap!  Şu anda, Anadolu Türkleri geride kaldılar. –özel politika, geride bırakıldılar.- Anadolu Türklerini geliştirmek için, yeni bir hamle yap! Diyebilmeliyiz.

Daha ilerisi,
-Şu anda, bu yatırımı, kendi vatanına - vatandaşına yapacaksın! 

Uluslararası o kural, kendi vatandaşının günlük aktivitesini kolaylaştırmasını önlüyor ise, Ruslar, Anadolu Türkleri ve Amerikan Halkı birleşip, o uluslar arası finans kuralını, doğru şekle çevirmeliyiz. 
DÜNYADA FİNANS KURUMLARI YÖNERGELERİNİN DE, AMERİKAN HALKI, RUS HALKI LEHİNE DÜZENLENMESİNE, BUNUN GEREKÇESİNİN HAZIRLANMASINA YARDIMCI OLMALIYIZ.
Dış ülkelere yatırım zorunluluğu, yeni bir kurala bağlanmalıdır.

- Yoksa çocukken yediğimiz Amerikan Pastası, gözümüze, dizimize durur. Giydiğimiz Rus Teknolojisi kumaş, yediğimiz şeker, bize haram olur.
…………..

İnsan ömrü bellidir.
Ben, Rus kızının koynuna girince, bunları düşünüp, yazamayacağım.
Sakarya 7 Göller, Türk – Amerikan Lisesi mantığını oluşturmakta, bu yaklaşıma uygun, görüş ve düşüncelerin, karşılıklı sorumlulukların temel nüveleri kullanılmalıdır.

Tuzu kuru, egemen güçler bunu yapmazlar!
Amerikan Halkı, Rus Halkı, Türk Halkı, bu konularda, barışçı, iyi öneriler, sunabilecek olgunluk ve bilinçtedirler.

“KARA DENİZ ÜÇLÜSÜ + ABD” ülkelerinde, İŞBİRLİĞİNİN BU BOYUTLARININ DA, ÇOK İYİ OLUŞTURULACAĞINA İNANIYORUM.
Avrupa merkezli – bazı merkezler. Amerikan düşünce kuruluşlarının bir kısmı, bunları istemezler!  Bu dalda işbirliğini istemeyebilirler ve bu konularda da düşünceleri kontrol etmeye çalışabilirler.

Kuzey Avrupa ülkeleri ile ilgili, Amerika’dan bir rapor gelsin - bakalım.  Bu konularda onların, Sosyal – Üretken, Çalışkan Amerikalılara yakın olabileceklerini tahmin ediyorum. İspanyolların da katılımları ile, o bölge ülkeleri ile de bu dalda ortak çalışmalar yapılabilir. Mi?  Batı - Orta Avrupa ülke yönetimleri, bu konularda bizleri yanıltırlar. DENEMEYE GEREK YOK. Onlara karşı dikkatli olmalıyız.

Tüm bu çalışmaların amacı, Amerika’da, Rusya’da ve Türkiye’de, insanların sevdikleri kız ile evlenebilmeleri ve bunun, ekonomik, sosyal, kültürel alt yapısının sağlanabilmesi – buna uygun, toplumsal yönetim yapısının oluşturulabilmesi içindir.
Bunu isteyenler, katılımda bulunacak olanlar dostlarımızdırlar. 
Bunu sarsmak ve bozmak isteyenler, ortak düşmanlarımızdır.
Başka bir amaç yoktur.

Bundan sonra da, Kapalı Etnik kimlik olmayacaktır.
Yakın Asya, Türk Ülkelerinde de….

…… 
19.09.2017 11:24

Biraz daha erken yaşlarda, bu bilinç ve bilgilere ulaşabilse idim, bu bölgede, bu konularda çalışırdım. Çok geç kaldım!
Bu çalışmaları yapacak olanların, zihinleri açık olsun, Tanrı yardımcıları olsun.

==================================

aynı gün, yan sutun notu .
...
ALMAN GENERALLERE ve ALMAN DİPLOMATLARA.

Yan ana sütun da, benim konumu, geçmişe yönelik incelemeniz talebim var.  İnceleyip, okuyup, bilgi sahibi olmuşunuzdur.
O gün, O DİPLOMAT, Goethe – Ankara ofisinde göreve başlatsa, ertesi gün, Başbakan arar, TRT ya da TBMM de tercihim sorulurdu. Normal seyirde tayinim yapılır, yasal hakkım verilirdi. Bunu, o Alman General de biliyordu.

(Kaç yıl oldu? Onun sonuçları ne oldu? Bunları da iyi bilirler.)

Bu konuyu somut yaşayınca, II. Dünya Savaşı’nda öldürülen Türk ve Ruslardan, bir gerçeği kavramamın işaretini gördüm. 
Günümüz Almanyası ile bir Savaş olur ise, düz hesap –sivil- 10 milyon Rus ve 10 Milyon Türk’ün, ‘can’ alacağı vardır.  Buna, uluslararası hiçbir kurum ve kuruluş ses çıkaramaz. Ondan sonra, verilen zarar kadar zarar.   Zayiat kadar zayiat. Bu bir Türk – Rus Savaş geleneğidir.

Rusya’nın, bundan sonra, bu bilinçle hareket edip, Rus Sanayinden, Japonlar gibi, Almanları da uzak tatmaları bir zorunluluktur. Yoksa, en az 100 milyon Rus ve Türk’ü kaybederler.
(Bunu bilmek – görmek, belki de Almanlar ve Ruslar için de hayırlı olacaktır. Bilinçli, tedbirli, sağlam ilişkilerinde, -bazen- böyle oluştuğu da bir gerçektir. Karşılıklı tedbirli olunca,  savaş olmasını önleyecek, iki ülkenin, sanayi sağlam kalacaktır.)

Gerçek düşünce ve beklentim, özlemim; bu bilinç ve tedbirin verdiği boyutta, Alman – Rus ilişkilerinin gelecekte barışçı olmasıdır.

Sivil Alman halkı, istedikleri kadar Yunanistan – Bulgaristan’da denize – tatile gitsinler, yine çoğunluğun tercihi, gelecekte, Türkiye, Konaklama Tesislerimiz olacaktır. İki halkın bir arada iken duydukları bu yakınlık ve güven de, istekte, aynen devam edecektir.  Böyle de bir somut yakınlığımız var.

VARMAK İSTEDİĞİM SONUÇ:

Başbakanınız Şansölye MERKEL, normal dünya ve Türkiye – Almanya ilişkilerini, çok sonra öğrendi. Çünkü; onun yetişme, ortam ve yeri çok farklı idi. ŞANSLI İDİ. Tavında iken, bekâr kalması dışında, başarılı da bir insandır.
KONUMU, ÇOK DETAYLARI İLE, ÖNCESİNDEN BERİ BİLİR.  Bayandır. Eleştiremezsiniz. Kızamazsınız.

ALMAN GENERALLER ve DİPLOMATLAR, (Türk – Alman ilişkilerinde) BÖYLE Mİ OLMALI İDİLER? Bu bölgede olan her olayın arkasında böyle devam etmenin, Büyük Alman Milletine maliyetini hesap edebiliyorlar mı?
Bir politika, anlayış, -somut- yaklaşım değiştirmeye, Alman Devletinin ihtiyacı var mıdır?

(Orta Asya - Yakın Asya Türk ülkelerinde, mevcut yöneticilerin etnik geçmişleri tercihlerinde, -gerçekten - Almanya'nın payını tam bilmiyorum. Beklentimiz, orada da normalleşmenizdir.) 

Bu sorunun cevabını, kendi-kendinize vermeniz dileği.

Saygılarımızla,
……
19.09.2017 17:30



....

Hiç yorum yok:

Katkıda bulunanlar

Share it