Translate

30 Ağustos 2017 Çarşamba

BAŞLIKSIZ BİR YAZI


Sözlü anlatımları dinler iken, zaman içerisinde, anlatan – aktaran kişilerin sosyal konumları ve bilgi birikimleri, değişen güncel bilgileri, kelime dağarcıklarının da dikkate alınması gerektiği söylenilir. Elbette biz buna, geçen zaman sürecinde, yeni konumda anlayış değişimlerini de eklemeliyiz.

Yakın geçmişte, Osmanlı İmparatorluğu döneminde, Karadeniz’e kıyısı olan ülkelerin çoğunluğu, yaklaşık 400 yıl, Osmanlı hükümeti denetiminde ve yönetiminde idiler. Bu son süreçte, bazı Vakıf Sistemleri ve sosyal – toplumsal dayanışma modellerinden bahsedilen bir anlatı dinlemiştim. Yerel halk tarafından çok iyi anlaşılan bu modeller, o bölgede olan Rusların katılımları ile de, çok iyi çalışmaya başlar.  Sistemler, İmparatorluğun diğer bölgelerinden çok daha iyi işlemektedir.
…… 
Türkler de kadın anlayışını, çocukluk dönemimde eserlerinin çoğunu severek okuduğum, aile geçmişinin Müslüman Ermeni olduğunu yeni öğrendiğim, Yazar Aziz Nesin, direk değil ama endirekt olarak şöyle özetler: ‘Sadece -elini tuttuğu kadının- kızın- bile, tüm geleceğinden kendisini sorumlu hisseder.’

Bu anlayıştaki, Karadeniz Bölgesindeki Türk Beylerine, Kafkasya kökenli kızlar hediye edilir.  Onları da, bu beyler, bir süre sonra, boşluğa bırakamazlar. Karadeniz sahillerinde, bazı şehirlerde, o kızların ailelerinin de gelip yerleşmelerine izin verirler.  Bunu, sonucu düşünülmeden – sonucu görülmeden yapılan büyük hata olarak anlatırlardı.

Kendi bölgelerinde ya da başka bölgelerde olmayan –değer verme-  eşit olma – eşit kabul edilme – sonrası, bir – kaç aileye verilen imkân genişler. Yeni aileler gelirler. İşte, Karadeniz bölgesinde, sistemin bozulmasını sağlayan hata bu idi. Bunlar dışında o bölge halkları, o bölgede yaşayan yerel halk, o sistemlerin açıklarını hiç bulamadılar! -J) 300 – 350 yıl çok iyi işleyen çok iyi sistemler,  Kafkasya’dan gelen o insanlar, o sistem içine girince, birden bozulduğunu anlatırlardı. !!!????

Belki de, Avrupa’daki bazı merkezler de, Karadeniz sahilindeki bazı bölgelerden, ilk kez onlar sayesinde bilgi toplayıp, !… ya da, öyle bir şey olmadan, , bazı yeni haklara – imkanlara sahip olunca ‘birden -her şeye sahip olma- hepsine sahip olma - anlayışı ile, o sistemleri de bozmuş olabilirler mi?..  O tarihten sonra da, Osmanlı İmparatorluğundan, o ülkeler – bölgeler ayrıldılar.
……..

Eski anlatıların bir kısmını, yeni bilgiler ile, yeniden değerlendirmeye alınca, -yaşam tarzı- gelenek farkları çok ayrı olan insanlar, bir yeni bölgeye girince, -onlar gibi olma rolü- yapsalar bile, açtıkları yaraları, içine girdikleri toplumların kapatmaları çok güç oluyor!

Bir de buna, bir-kaç nesil sonra, özellikle -kapalı etnik kimliği- ilave edince, koskoca imparatorluğu batırılabiliyorlar. 
………
Hâlbuki o imparatorlukta, çok geniş bir alanda, çok farklı etnik gruplardan olan insanlar, çok farklı inanç sistemlerinden insanlar, farklı yaşam tarzında olanlar, kendi mahallelerinde, kendi bölgelerinde, bağımsız - özgür ama ortak yaşam alanlarında, toplumun temel – ortak yaşama kurallarına, gönüllü olarak uyan insanlar idiler.  Birbirlerini sever sayarlardı. Birbirlerine güvenirlerdi.

Bir kapalı etnik kimlik, nelere mal olmuş?
Bazı yakın tanıdıklarımın, bazı olaylarını – konularını, onların sonuçları ile değerlendirince, öyle acılara da neden olmuşlar ki!  Kendi vatanlarında, kendi evlerinde, kendi işyerlerinde, kendi okullarında ….  ….   ….
…… 

Başka açılardan düşünüyorum.
Açık etnik kimlik olsa, çok dal ve konuda var olan sorunların % 90 ‘ı oluşmazdı. Evet, bu oran doğrudur.  Bazı riskler olmazdı – oluşmazdı. 

Onları da, kapalı etnik kimlikte olmaya zorlayanlar, bunun hesabını yapmalı idiler. Bundan sonrası için, dileğimiz – bu sorunlar olmasın!

Bizler ile hiç ilgileri yok. Cumhuriyet ilanından sonra, 1923 ten sonra, gelenlerin sayıları, -bir kısmının - görevleri ve konumları da bu acıları – sıkıntıları artıran bir başka önemli etken.

……
Etnik kimlik açık olunca, -kendi etnik kimliğinin- insan karakteri ve yaşam tarzını oluşturmak, başkalarını gibi gözüküp, rol yapıp, onu taklit etmekten daha kolaydır. Kendi etnik kimliğinin sorumluluğunu taşımak, daha kolay ve daha iyi olandır. O etnik kimlikte, dıştan görülen -ortak yaşama bilinci- eksikleri de, böylece giderilmiş olur.

İçinde yaşadığınız toplumun çok yönlü güvenliği için de, bu zorunludur.
Arkadaşlıkta, dostlukta, komşulukta, evlilikte, siyasette, yönetimde, vb.
…….
Bir diğer önemli konu:

Çin ‘de başlatılan, yazılı eserlerdeki yazar ve araştırmacıların, şairlerin, ülkesi altına, etnik kimliğini – bölgesini yazma zorunluluğu, yeni baskısı yapılan eski eserlerde, çeviri kitaplarda kullanılması da, yaygınlaştırılmalıdır. Hatta mesleki, yazılı eserlerde de… Bu uygulama, YAKIN ASYA TOPLUMLARINDA, ilk karşılaşma e ilk tanışmada, bir kültürel gelenekmiş. 
………………………
30.08.2017 03:53


-------------------------------  

YAKIN ASYA’DA, KASABA ve KÜÇÜK ŞEHİRLERDE,
-yeni dönem- TÜRK EVLERİ modelleri hk. Bir hatırlatma.

Türkmenistan’da, -sanıyorum- Kayseri Esenyurt Modeli evlerin, uygulama plan ve projeleri vardır. (şimdi,  o bölge, şehir içinde kalınca, eski evler yıkılıp, bahçeyi de içine alan apartmanlar yapıldı!  Yeni yapılardan çoğu, çok pişman.) Türkmenistan da yok ise, Moskova, Mimar Mühendisler odasında da olabilir.  Kayseri Mimarlar odasından da istenebilir.

Bölge ve konuma uygun olarak, evin önü – arkası ya da yan tarafında, küçük bir meyve ağaçlarının gölgesinden etkilenmeyen sebze – meyve bahçesi. Dışarıdan işçi almadan, o evde oturacakların –hanım, çocuk- ve babanın iş dışı saatlerde, bakım yapabileceği büyüklükte, evin ihtiyaçlarını karşılayacak, küçük bir bahçe.

Ev planı.

Ortalama 150 m2. 4 oda, ( Anne – baba yatak odası, Erkek – kız çocuklarının küçük odaları, gündelik oturma, yatılı misafir gelince, misafir yatak odası. (Genellikle, mutfağa bitişik, salona ara duvarı olan, holdeki – lavabo,  tuvaleti, diğer bölümde bağımsız. ) ve  Salon.

Önce bir bodrum kat yapıyorsunuz. Pencereleri seviyesinden aşağısı –bahçe seviyesi altında. Toprağa gömülü. Bağımsız giriş kapısı var.

Burayı yaptırırken değil, siz yaparken, devletten alınacak destek:
O bölgenin genel planını çıkarıp, ihtiyacı olanlara - isteyenlere, parselli olarak, bu arsaları veriyor. Alt yapı ve kanalizasyonunu yapıyor. Genel planı- projeyi veriyor.

Ve sizlere, demir - çimento – kum, daha sonra da, en ekonomik, tuvalet – lavabo, mutfak malzemesi. Elektrik tesisat malzemesi. Boya.

(Gelecekte, - Halk İşletmeciliği ile bağlantılı - Arazi Ofisi, Türkiye’de kurulduktan sonra,  uygun olan yerlerde, evi olmayanlara – mülkiyeti kendilerine ait olacak şekilde, benzeri uygulamalar yapılacaktır.) 

İşçilik bedelini ucuza getirmek için, başka birisinin evi yapılırken, siz ya da oğlunuz, o inşaatta çalışıyor.  Sizin inşaat başlayınca, size yardıma geliyorlar.
Bazen, bodrum katta bir iç oda iptal edilip, dış duvardan, giriş kapısı yapılıyor. Orası – bahçe malzemeleri, alet-edevat, kışlık odun – kömür, yakacak odası olarak yapılıyor - kullanılıyor. 

Yine, hükümet size, bir inşaat teknikeri, denetleme elemanı veriyor. Günün değişik saatlerinde gelip, demir, kiriş bağlama yerleri, beton kontrol gibi işlemleri denetliyor ve fikir veriyor. Yardımcı oluyor. İmkân olur ise, her inşaata sürekli bir kişi de verilebilir.

Bodrum kat yapılıyor. İçine oturuyorsunuz. Bu size yeterli ise, o bodrumda üç-beş yıl oturuyorsunuz.
….. 

Çocuklar büyüyorlar. “Orta – giriş katı yaptıralım.” Diye size ısrar ediyorlar.
Elinizdeki projeye uygun, yandan, üç-beş ya da yedi merdiven çıkışı ile, giriş kapısına ulaşılan, orta katı yapıyorsunuz. Yine, malzemeler ve inşaat beton –demir kontrol, devlet, hükümet yardımı.  İşçilik sizden.

Artık, yerden yüksek balkonlu evinize çıktınız.
Bodrum katı, ister oğlunuz kullansın. İster se, bir yakınınıza veriniz. Bekâr bir kız öğretmene, memura da verebilirsiniz. Yeni evlilere de kiraya verebilirsiniz. Yalnız, bahçede çalışacaklar. Sebze – meyve yetiştirme ve bakımına yardımcı olabilecek yakınlıktakilere. Ya da, gelen misafirleriniz, akşam sizin katta yemek ve sohbetten sonra, ayrı dış kapıdan girerek, bağımsız ev de kalırlar. Onlar da, siz de rahat edersiniz.  Misafirleriniz, kendi evlerine inerler.

Aradan yıllar geçti ve oğlunuz büyüdü. Evlenecek.
Aynı model ve sistem ile, elinizdeki eski plan-proje ile, başka bir merdivenli çıkıştan, üçüncü – son katı yapıyorsunuz. Çatı üstüne kiremit kaplanacak. Kiremit altına da, küçük pencereli bir küçük oda koyabilirsiniz.
Bodrumda, damadınız – kızınız.  Üst katta, oğlunuz – gelininiz oturur.

Burası sizin tapulu malınız.
İnşaat teknikeri kontrollü, Eviniz sağlam yapıldı.  Gelecek dönemlerde, torunlarınızın çocukları bile oturur. Canları ister ise, ekonomik güçleri yeter ise, ucuz lavaboyu yenilerler. Duş banyosuna küvet korlar. Yeniden boyatırlar vb.
……….

Bahçe küçük ama temel sebze ihtiyacınız oradan karşılanır. Hanım – çocuk, iş saati dışında, hafta sonu birlikte çalışırsınız. Daha başlangıçta, MEYVE AĞACI diker iken, güneşin doğuş – batış yeri, ağacın büyüme - sebze karıklarına gölge düşme, komşu ile ortak duvarda,  onların bahçe – sebze karıkları hesabını iyi yapınız.

…………………… 

30.08.2017 06:00
.....


İhtiyaç nedeni ile, farklı bir model.
Ekstra EK: Kırsal kesimlerde, Kuzey Afganistan, Moğolistan gibi yerlerde, bu bahçeli evlere, ahır ve samanlık ilavesi.

Kırsal kesimlerde, kasabalarda bile, bazılarının, evlerinin hemen yanında, üç-beş inek, 8-10 koyun için, ahır ihtiyaçları vardır. Böylece, süt – peynir, et ihtiyaçlarını oradan karşılayan, bir geçim modeli.

Her gün sabah, bu hayvanları toplanma yerine götürürler. Çoban bunları, gün boyu, koyunları daha uzun süre açık alanlarda, gezdirir – hava aldırır,  yayar, akşam da,  kasabaya gelince, bu hayvanlar, dağılma yerinden, kendi içgüdüleri ile, kendi evlerine gelirler.  

Bu tür bir seçeneğe ihtiyacı olanlar, biraz daha büyük bahçede, bahçenin bir köşesine, evi yaparlar. Diğer köşesine, küçük bir ahır-samanlık.

Ahırdan çıkış, yola – caddeye olur. Bahçeden de, ahıra giriş kapısı. 

Böyle olunca, sadece iki bahçeli ev yan yana, onların arasında bir sokak, geçiş yeri –yolu olması gerekir.  Kendi başlarına gelen hayvanların evleri karıştırmaması için de, bazı küçük özel işaretler!
………………..
BAZI BÖLGELERDE, BUNA İZİN VERİLMEZ, böyle bir –yeni- düzenleme yapılmaz ise, bu yeni sisteme geçiş zor olur. Bu modeli isteyenler, bir bölgede toplanabilirler.  O evlerin modelleri de böyle olur. DİĞER EVLERİN ARASINDA, BU OLMAZ!
…………………………
Bunlar, hayvan besicileri değildirler. Temel, kendi ihtiyaçları için, bir-kaç hayvan.
HAYvan   GÜBRELERİ NEDENİ İLE, diğer evlerin arasında, bu ahırlar olmaz. Bununla birlikte, aynı tür ihtiyacı olanlar için, bir bölgede, bu tür, bu model evler. Bunların bir kısmı,  ahır-samanlıksız evlerde oturmayı - ihtiyaç, alışkanlıkları nedeni ile de istemezler. 

......
Sanıyorum bu ihtiyaç MOLDOVA da da olabilir.  Küçük şehirlerde bile, aile geçmiş alışkanlıkları.  Hem de, taze süt satarak geçinebilirler. Bir bölgede olunca, sıhhi – devlet kontrolü de mümkün olur.  Başka şehirlerde de… 
........

30.08.2017 14:02
................
Yan sutun anonsu


Ahır- Samanlık ilavesi.

Aklıma sonradan geldi.
Yan sutun - son yazı altına bir ilave yaptım.
Bazı bölgelerde, bu çok gereklidir.

----------------------

RUS KIZINDAN BİR ÖNERİ…

“Bodrum kat” alt yapı ve kanalizasyon seviyesi, aynen sizin önerdiğiniz gibi yapılsın. Kısaca, BODRUM KAT, Beton kirişler ve sütun araları boş bırakılsın. Ben evleneceğim zaman, nişanlımın babasının böyle bir evi yok ise, ya da çok kardeşli ise, nişanlım ile birlikte, bodrum duvarlarını yaparız. Bodrum, gelecekte bizim evimiz olur.

Ara duvarları yapılmamış, bodrum katı sütunları üstüne, siz, ORTA KATI YAPINIZ.  Ben ortaokulu bitirdim. Liseye yeni başlayacağım. Orta kat yapılır iken, inşaatta ben de çalışırım.
Ağabeyim üniversitede okuyor. O da para kazanıp, evlenirken de, üst katı yapar.  Şimdilik, bodrum kattaki boşlukta, hem araba garajı ve hem de, çok başka amaçlı ihtiyaçlar için kullanılır. Hatta ben liseyi bitirince, banyo – mutfak, bir odasının duvarlarını, kendimde yaparım. Benim evim olur.

Kısaca, o model evler ve yapım sistemi, Karadeniz Üçlüsü ülkeler için olur ise, üç beş model farklı seçenek plan – projesini de, devletlerimiz, mimarlarımıza yaptırıp, bölgelere göre, yeni düzenlemeler yapabilirler. BİZLERİN DE, YENİ DÖNEME UYGUN, GERÇEK, KALICI, EVLERİMİZ OLUR.  Bu evlerden, çok iyi politikacılar, subaylar, halk işletmeciliği- iş ortakları, akademisyenler, eş olacak kızlar çıkar.”
……
31.08.2017 14:09


 Bir Türkmen de, şöyle diyor:  üst kat, iki daire olsun!

Orta kat, anne ve babanın. Misafir kabul edilecek salon, yemek masası – mutfak, büyük olsun. Her akşam, o evin kızı ve gelinler, akşam yemeklerini ortak hazırlasınlar.  Yemekler, birlikte yenilsin.

Üst kat, tek merdiven ile çıkınlan, balkondan girişli, iki daire olsun.
İki kardeş, ya da çocuklar, bazen balkonda otururlar.  Birlikte, akşam yemeği.
Genel genişlik, belki 160 m2. olursa, tek daire, 80 m2.
Bir, yatak odası. İki, kız-erkek, çocuk odası. Hem salon, hem de gündelik oda olarak kullanılacak oturma odası. Dört – yedi seyyar sandalyeli, küçük mutfakta yemek masası. Toplam, yine 4 oda.  

Anne – babanın evi, orta kat, ortak kullanılacak.  
Kayınpeder – kayınvalide gibi çok yakınlar dışındaki konuklar, oturmaya gelenler, orta katta oturacaklar. Gerektiği an, orada yatacaklar.
İş’e gitmeyen hanım ya da babaanne, evde kalan çocuklara bakacaklar.

Bodrum da, aynı şekilde, 80 m2 si, 4 oda – banyo – mutfak.
Kalan 80 m2. 2-3 araba oto garajı ve bir malzeme – odun kömür odası.
Böylece, toplam 4 daire.
…. 
1.09.2017 10:28

YAPIMCI: O bölgede, inşaat işinden anlayanlar ya da bu alanda çalışmak isteyenler, toplansınlar. İşi bilmeyenlere kurs verilsin.
Bu amaçlı, -geçici - Halk İşletmeciliği Grubu oluşturulsun. O grup, bu işi  –hükümetten, belediyeden- kabala (*) alsın. En ekonomik şekilde kullanılacak malzeme ve yapım anında, yapı denetimi,  hükümetten.

Böylece, Karadeniz Üçlüsü ülkelerde, her bölgede, geleceğe yönelik, inşaat elemanları alt yapısını oluşturmaya da başlanılmış olur.  İyi olanlar, gelecekte, başka yerlere, iş ortağı olarak davet edilirler.

Evet, bodrum, yarım yapılabilir. Orta kat yapılır. Üst kat ve çatı, geleceğe bırakılabilir.
…………………………….
Not : Bu notlarda unutulan, MARANGÖZ İŞLERİ!....
Belki, Sabit Mobilya, dolaplar, kapı ve pencereler.  
bununda, başlangıçta, mimari projede dikkate alınması gerekir.

------
(*) Kabala, başlangıçta işin tümü ya da bazı bölümleri için, toplu fiyat. İşçilik. Ya da m2. hesabı yapım- işçilik.
------
GENEL TAVSİYE:

Sadece bu durumlarda değil, evinizi boyatırken bile, MALZEMEYİ siz alınız. 
.....


SABİT MOBİLYA STANDART’I için, ev modellerinin, m2 si.

Sabit Mobilya’nın, Halk İşletmeciliğinde, önemli bir yeri olacaktır. Mimarların verecekleri, diyelim 5 çeşit ölçü. KARADENİZ ÜÇLÜSÜ – Geniş Aile Ev Modellerinde, bu ölçünün standartlaşması iyi olur.
(150 – 75 m2 olması! Daha iyi olabilir mi? Orta kat: 150, diğerleri 75 m2. ) (Sonradan ilave, İTİRAZ VAR! Tamam. Tamam. O seçenekte, 5 m2 çok önemli imiş. Küçük dairelerde, standart 80 m2olsun.)
ABD Standart ölçülerine geçişte, Rusya – ABD arasında, bu bölge için, önce ikili olarak konuşmaları.

Rusya’yı tam bilmiyorum. ABD de; Gömlek, takım elbise, giysi numaralarında, (kol – bacak uzunlukları, bel genişliğinde, 3-5 çeşidi vardır.) Ayakkabı ölçülerinde, farklar vardır. Avrupa ölçüleri de, gerçekçi ve düzgün değildir. Ayrıca, örneğin inch – cm, fahrenhayt – celcius, mil – km. Bunlarda –Karadeniz üçlüsünde, ana karar verici, Rusya olacaktır. Sabit mobilyadaki ölçülerde de öyle… Bu konuların detaylarını ben bilmiyorum. İKİLİ GÖRÜŞME –ön hazırlık- YAPILMASI GEREKİYOR.

Avrupa Birliği, (AB) ülkelerinin - sisteminin, bu bölge ülkelerinde gözü var!
Açıktan, farklı bir işgal yöntemi uyguluyorlar. PAZAR KONUSU, (Gümrük Birliği) ‘KARADENİZ ÜÇLÜSÜ + ABD’ Kuruluşundan sonra, gelecekte, yine ABD – Rusya’nın, Avrupa ile masaya oturacağı –önemli- bir konudur.
………….
TEMBELLİK ve HAZIRA KONMAKTAN KURTULALIM!
Rusya dâhil, bu bölge ülkeleri, hazır Avrupa Standart Yönergelerini, -ne olduğunu bilmeden – belki, tam çevirisini de yapmadan, anlamadan - kabul ediyorlardı.

RUSLARIN, TÜRKLERİN, ÜRETEN AMERİKALILARIN, temel alışkanlıklarına yeniden dönelim. Somut uygulamalar anında çıkarılan, iş yaparken oluşturulan, somut gerçekçi yönergeler. STANDART OLUŞTURMA da, bazı ölçü birimlerimiz, genel uygulama alışkanlığı, Avrupa ile aynı olsa bile, metin ve tanımlar; Karadeniz üçlüsüne ait olmalıdır. C.T.
……………….
1.09.2017 16:34

------------------

75 ya da 80 m2 mi? – Elektrik volt – amper konusu!

Karadeniz Üçlüsü, Büyük Aile - Ev Modellerinde, küçük dairelerin 75 değil, 80 m2olmasının, çok konuda iyi olacağı söyleniliyor. Öyle uygun ise, 80 m2 ‘ye uygun standartlar olsun.
New York’tan alınan bir TV, Türkiye’de çalışmıyor. Pal, Secam Ntsc konusu. Uyandırma için alınan, masa üstü radyo’nun priz fişini uygun yapsanız bile, amper farkı nedeni ile, saat geri kalıyor. Bu sorunu yaşadım. Elektronik aksamlar, tamamen yanlış çalışıyor. 110 – 220 volt sorunu, özel anahtarı ile değiştirince de –bilinmeyen- sorun var mıdır? Bilmiyorum. (Voltaj değiştirici, anahtar standart’ı.)
Türk - Amerikan - Rus, HALK İŞLETMECİLİĞİ – İş Ortaklığında, Türkiye Elektrik hatlarının, sürekli bakım ve yenilenmesinde, -belki- Amperin, galiba 60 tan – 75 ‘e çıkarılması gerekiyor. (Ya da, 45’ten 60 ‘a mı?) Çünkü, iş – makine aletleri ona uygun yapılmamış ise, kullanılır iken sorun oluyor.
Bunlara benzer, - daha bizlerin bilemedikleri - , ORTAK KULLANIM, uyum konularının, - şimdiden – konu başlıklarının not alınmasından bahsetmeye çalışıyorum.
Çok eski dönemde, bu fark, başka amaçlı var edilmiş ama şimdi o nedenler kayboldu. Gerek kalmadı.
……
1.09.2017 22:11
.

28 Ağustos 2017 Pazartesi

Adı değiştirilecek, yeni NATO ‘ya, farklı bir yaklaşım. - BRAIN STORM –

Seçenek önerilerinden birisidir.
Bu konuda, ‘KARADENİZ ÜÇLÜSÜ + ABD” oluşumu kadar, ısrarlı –bazı maddelerde- katı değiliz.
Birey olarak ta, NATO’nun, adı değiştirilerek, yeni oluşum dönemi çalışmaları içinde de olmayacağım.
Bu notun, bu ölçülerde değerlendirmeye alınması dileği.  

Örneğin, Türkiye ve Karadeniz üçlüsü ülkelerin konumları,  NATO nun yerini alacak, dünyanın yeni ortak güvenlik örgütü yapılanmasında, nasıl olmalıdır? 

Türkiye, ABD ile müttefik olmaya devam edecektir.
Toplantılara, ABD Grubunda katılacaktır.
ABD böyle bir grup oluşturmayı ister – istemez, elbette biz bunu bilmiyoruz.
O gün, o dönem bu anlaşılır. Acelesi yoktur. 

NATO ‘u  yerini alacak, Yeni Ortak Güvenlik Teşkilatı yapılanmasında, Rusya’nın şu anda – bana göre – grubunda olan Karadeniz Üçlüsü ülkeler şunlardır.  Türkiye hariç, Ukrayna, Moldova, Gürcistan,  Belarus,  Kazakistan, Azerbaycan, Tacikistan, Özbekistan, Kırgızistan, Türkmenistan, toplam 10 ülkedir.

Yeni, Ortak Güvenlik Teşkilatında, Moğolistan, bağımsız ve tek başına kendisini temsil edecektir. (*)

 ABD ‘ ye hangi Avrupa ülkesi katılır – katılmaz, bunu biz bilemeyiz.  Türkiye, Avrupa grubu içinde olmayacaktır.

Bu temel yaklaşım ile, ülke gruplarının oluşması, az-çok ortak değerler taşıyan bu ülke gruplarının, bir arada belli dönemlerde toplanmaları, bazı ortak karar almaları. Bu sistem, Birleşmiş Milletler Sistemi ya da mevcut NATO sisteminden biraz daha farklı oluyor.

Yeni Ortak Güvenlik Teşkilatı kuruluşundan, daha sonraki yıllar, Türkiye’nin ABD den, tek talebi: Türkiye Cumhuriyeti Ordusunun,  bu yeni yapılanmada – her durum ve koşulda, Rusya’ya karşı kullanılmayacağını, bir madde olarak, anlaşmaya koydurmaya çalışmaktır.

Bu bir, geleceğe yönelik öneriler arasına konacak bir nottur.  Başka bir amaç yoktur.

Kapanış yazısında, bu paragrafta olacaktı.
…………
(*) Moğolistan şu anda, bölgesel başka güvenlik  gruplarına üyedir. Burada bahsi geçen, NATO yerine kurulacak olan, yeni Ortak Güvenlik Teşkilatındaki konumudur. 
.......

28.08.2017 14:47

TÜRKİYE YÖNETİM KONSEYİ, DANIŞMA KURULUNA BİR AMERİKALI!

TÜRKİYE YÖNETİM KONSEYİ, DANIŞMA KURULUNA BİR AMERİKALI!

Bu konuyu, göreve başladıktan sonra ki, kapanış yazısında iki-üç paragraf olarak yazmayı planlıyordum. Gece yarısı uyandım. Düşündüm. Uzun bir kapanış yazısına ihtiyaç yok. O halde, bunu şimdi yazıp kurtulayım.

Önce, Muhafız Alayı mensuplarının, görev dönemlerinde, uzun eğitimden sonra İllerde, İl Savunma Müdürü ve o müdürlükte görevlendirilecek olanların, merkez bağlantıları Muhafız Alay Komutanı emrindeki ofis ve çalışanları bölümünde, Amerikan ve Ruslara ait, iki küçük bölüm olacak.

Burası, İstihbarat Merkezi değildir.  Olmayacaktır. Orada çalışanlar da, istihbaratçı olmayacaklardır.  Bununla birlikte, gerektiği an, Cumhurbaşkanı görev verince, -çok çok az konuda- bilgi toplama yetkileri olacaktır. Bu nedenle, orada Amerikan Ofisini yöneten kişi ve çok az sürekli personeli, Ankara Elçiliğinden bağımsız, direk Beyaz Saray da, Güvenlik Dairesine bağlı bir –kaç eleman. Bunlar, sessiz – sakin, normal memur, Beyaz Saray ya da Kremlin’den gelecek – çok çok az konuda- özel çalışma yapacaklardır. Bunun dışında, her sabah yapılacak değerlendirme toplantılarında, gözlemci ve önerici olacaklardır. Bunları, görevleri ve açık kimlikleri ile herkes bilecek. 

Ailecek te, Cumhurbaşkanı binası yakınındaki, Çiftlik arazisinde mevcut olan eski lojmanları, ev olarak ta kullanabileceklerdir.  Kısaca bunlar çok önemli adamlar! Olmayacaklar. Klasik Memur.  Sıradan – sade devlet memurları. Elçilikler ile irtibatları asgari de olup, direk Kremlin ve Beyaz Saray Güvenlik Dairesine bağlı, orta düzey personel.

&&&&&&&&&

Türkiye Yönetim Konseyine, gerektiği an, görüş ve öneri sunacak ekip ve yönetim, Sakarya 7 Göller, Türk- Amerikan Lisesi’nde, 15 ülkeden oluşturulacak, 15 ya da 17 kişilik ekibin oluşturulma şekli.
BUNLAR 6 (ALTI) AYDA BİR TOPLANACAK, O ÜLKELERDEN, GELECEK TÜRKLERDİR.
Bunlara ilave, bir Rus ve bir Amerikan.

Bu Komite, Türk – Amerikan Lisesinin, klasik kuruluş – yönetim sistemlerinden ayrı olacaktır. Bu kişiler, kendi ülkelerinde, normal bir aile babası – annesi, toplum içinde yaşayan, belki orta gelirli esnaf, belki bürokrat, diplomat, akademisyen, belki, asker – general, belki büyük iş adamı, eğitimci, ya da mesleğinde söz sahibi olmuş,  çevresinde, birazcık özel yaşamı ve kişiliği ile de, saygın ve sevilen insanlar.

Bu komiteye Rusya'dan, bir Rusya Rus’u ve bir de Rusya Türk’ü, iki kişi gönderecekler. Diğer ülkelerden den de bir’er kişi.  Kendi ülkelerinde de, birbirlerine konuk olabilecekler, -gerektiği an- ziyaretlerine gidebileceklerdir. O ülkelerde, ihtiyaç olur ise, devlet konuk evleri imkânları vb. Bazı kolaylıkları da o ülke sağlayacaktır.  BUNLAR, ELBETTE, HEP GEZEN İNSANLAR OLMAYACAKLARDIR. Kendi işleri ile uğraşırlar iken, seyrekte olsa, seyahat edebileceklerdir.  Kendi ülkelerinde, Halkın içinde yaşayanlar.

Örneğin Moldova, Ukrayna ya da Gürcistan’da da, öğrenci - eğitimci seçimlerinde, o ülke adı ile anılan, örneğin Gürcüler gelecekler iken bu komitedeki kişi, Gürcistan Türk’ü olacaktır.  Böyle bir etniklik, bu ekipte olacaktır.  Yılda iki kez, geliş – gidişlerinde, ilgili ülke masraflarını karşılayacaktır. Kısaca, Devlet Desteği.  Düşünce kuruluşları, vakıflar vb. yerlerden, destek almayacaklardır.

Altı ay da bir, Sakarya 7 Göller, Türk Amerikan – Lisesi, yapılınca Konaklama Tesisleri gibi yerlerde, toplantı yapıp, küçük öneri ve görüşler sunacaklardır.  Bunlardan büyük bir beklenti olmayacak.  Olgun insanlar.

İşte bu ekip; -isterler ise- yılda, üç yılda, beş yıl da bir, Türkiye Yönetim Konseyi’ne, yazılı, öneri – tavsiyelerde bulunabileceklerdir.  Birlikte toplanabileceklerdir.

Sistemli bir iyi niyet ve danışma kurulu özelliği de olacaktır.
Bir yılda, iki kez, birer hafta, bir araya gelip, birlerini tanıyıp, konuşacaklar. Sohbet edecekler.
……………. 
Ohhh be… bunu da yazdım. Kurtuldum.
Bunu nasıl anlatsam? Diye ….   
Eksikleri, sizlerin tamamlamaları dileği.
……………………………………..

28.08.2017

25 Ağustos 2017 Cuma

SAYIN CUMHURBAŞKANIM, RAHMİ KOÇ, KURTARICIM MI OLMAK İSTİYOR?

Sabancı Grubu, biraz cahilce – Kayserlice, ticaret ve arazi (devlet – hazine arazisi) dışında, çok şey bilmezler. sanırdım. Biraz da, 'Generallerden bir grupları vardı. ' diye bilinir. Benim onlara, yıllar önce yazdığım mektuplardan, bunlar anlaşılır.
Ya Emniyet ya da Güler Sabancı’dan bunları temin edebilirsiniz.
Onların bankalarında, öğrenci iken çalışıp okuyan sevdiğim birkaç kişi vardı. O yönleri ile takdir ederdim. Yakın dönem önce öğrendim ki, hepsi de Müslüman Ermeni imişler. Alış – veriş merkezleri Fransa’dan. İngiltere’de bir şeyler yapmaya çalıştılar. Onların eksenleri Avrupa.

Tüm bunlarla birlikte, Güler Hanım TUSIAD Başkanı iken, irtibatım olup- olmadığını tam bilmiyorum. Ondan sonraki bayan başkanlar ile irtibatım vardı. En samimi davrandığım da, Gazetelerin Patronu Aydın Doğan’ın kızı idi.  Yaktı beni. O yıllarda, son çare kurtulabilirdim. Babasına da okutacağı satırlar vardı. Yine de,  ŞARTIM, TUSiAD ANKARA OFİSİ idi.  İstanbul’dan uzak duracaktım.

İşte Türkiye Cumhuriyetinin en seçkin İş adamları ve Onların Kuruluşu TUSIAD böyle… Ötesini siz hesap ediniz. Hepsi Müslüman Ermeni, (etnik olarak) Türk iseniz!...  İşiniz zor. Hiçbir dayanışma yok.

KOÇ Grubu ile yazışmalarım, biraz daha bilimsel, biraz daha sade, içinde özel mesajlar da vardı. O yıllarda, ABD İstanbul Büyükelçiliğinin, onların kopyalarını alma taleplerimde…

BİR ANLAM DA, NE YAPIYORSUNUZ? NEREYE GİDİYORUZ? ‘un, - İşadamlarımıza - SORUMLULUK HATIRLATMA – nın, çok sade, basit, durum tanımları orada vardı.
KOÇ GRUBUNdan korkum, sadece ABD de bazı merkezler değil, Avrupa’da bazı merkezler ile bağlantıların olduğu, - yönetimlerinin başkalarına geçeceği – güleceksiniz ama onlara yardımcı olup, onları millileştirme, gerçek anlamda, Ermeni etnik geçmişlerini açık söyletip, Türkiye’nin en iyi şirketine dönüştürme.  …. İşte böyle boş işler ile uğraştım.  Kısaca itme değil, ‘ARÇELİK’ diye bir marka var etmişlerdi. Onu korumaya alma, bu ülke de herkesin şirketi olmasını sağlama falan filan… Geçmişte verilen emeklere saygı. Aynı zamanda, Bürokrasi de etnik örgütleme vb. hatalarını da yumuşatma, bu toplum ve ülke ile –açık- uyumlu hale getirme….  Bu sonuca ulaşsa idi. Bizim Halk İşletmeciliklerinin Mağazalarında – belki – Arçelik ürünlerini de satabilirdik.  Türk Özel Sektörü ürünleri standında.

Tam o yıllarda, tayin – atama yapılacaktı. Belki, Sayın Rahmi Koç’u, yanlış bilgiler ile kışkırttılar. Birden, Mesut Yılmaz’a sahip çıktı. O dönem, o’na yönelik bazı şeyleri önledi gibi… Koç grubuna bir mektup yazmıştım.  Evde oturuyordum. Gözümün içine bakarak, TV ‘den bana ‘bu dans daha bitmez!’ dedi.  Ben de, dansa devam dedim. O dönem, Sayın Koç’u, yanımıza çekip – kazanabilirdik. Bu kazanma da, onlara sahip çıkma da vardı ama Türkiye’de devleti, etnik yapılanmayı bilmiyordum!..  (Şimdi, Koç’ta umurumda değil, başka şeyler de.)  O buluşma ve görüşme sağlanamadı. Tav’ı geçmişti. Şimdi o da, daha çok yaşlandı. Evlat kaybetti. Çok şeyin anlamı da değişti.
……  

Geçen hafta, Rahmi Koç’u rüyam da gördüm. Son 20 yılda, sanıyorum-  ikinci kez.
Eli telefona uzandı. Uzanacak. Beni arayacak. Psikolojiyi ve ortamı biraz öğrenmek istedi. Rüya burada bitti.
Tahminim, Garanti Bankası yönetiminde bir yakınından bir şeyler sormuş olabilir. Onlar da, Ankara’da, -belki- üç beş bekâr kızdan müteşekkil, Hukuk Ofisine beni getirebileceklerini söylemiş olabilirler. Oradan, telefon ile görüşmem planlanmış olabilir mi?

Nazik bir bayan aradı. Ne olacak senin borcun?
“Koç grubu, Başbakanımızı iyi tanırlar.  Durumumu anlatıp, aracı olmalarını talep ettim.” Başka şeyler söyledi.

Bugün yine aradı.
-         Ya arabamı satınız. Ya da süre veriniz. Dedim.
Durumumu anlamıştır. Fazla konuşmak istemedim.
……..
Bu olaylar şunu gösteriyor.
Acaba, Hükümet ya da Cumhurbaşkanı ile tartışmam mı isteniyor?
İyi de, bu bana Rus Kızı ile evlilik, ve sakin bir hayatı kazandırmaz ki!...
Bana ödenecek; ‘Devlet Kusur Tazminatı’nın, ödenmesini geciktirir.

HER ŞEYE RAĞMEN, BAZI KONULAR NETLEŞTİKTEN SONRA, HALK İŞLETMECİLİĞİ üST YÖNETİMİ oluşturulduktan sonra, TUSIAD Yönetim Kuruluna da, HALK İŞLETMECİLİĞİ ’ni anlatmak istiyorum.

Orada bir-kaç gerçek sanayici de vardır. -J))

“Siz yolunuza, mevcut sistem de, aynen devam ediniz.” Diyeceğiz.  
Bazı alan ve iş dallarında, % 10 – 40 arasında, etnik olarak Türk olanlara da, üretim ve pazar payını sağlayacak, bir modeli, kuşkuları giderecek şekilde anlatmak istiyoruz. KARADENİZ ÜÇLÜSÜ + ABD ülkeleri dışında, başka yerlere,  dış satımı yine onlar yapacaklar. Onları etkileyecek alan-konularda, daha gerilerde olacağız. Bunun ana hatlarını, Rus ve Amerikan Arkadaşlar ile birlikte çıkaracağız. Anlatacağız.  Kapalı bir çalışmamız hiç olmayacak.

…  
Sayın Cumhurbaşkanım.

İnsan ömrü kaç gün?
Bu kadar da olmaz.
Yabancı ülke olur ise, Ruslar ile çalışmak istiyorum.
Halk İşletmeciliğinde de, Amerikalılar ile.
Bunlar da olmayacak ise, Maliye Bakanlığında, - eski Ankara Oteli’nin, bitişik binası. Vergi Dairesi üstü. Rus kızları gelince, kimse görmezler.
Az-çok vereceğiniz tazminat ile, hayatımı düzenlerim.
Dedikodu – o sürede çalışmış gibi, Memur Emeklilik işlemim de yapılmış. O zaman da, sizlere çifte teşekkür ederim.
Ortam oluşunca da, yazdığım projelerde, birlikte çalışırız.
BENİM, BAŞKA KURTARICIYA İHTİYACIM YOKTUR.
……..

Benimle, irtibat kurulacak yer aranıyormuş.
Başbakanımızın yanında, sizin yanınızda herkes ile görüşürüm.
İşime başlamayınca, şimdi, kimse ile, bir ofiste görüşmem.
Ruslar ile beraber çalışma dönemimizde de, görüşmelerde, yanımda bir Rus mutlaka olacak.
Diğer durumlar risklidir. 
..........................
Şimdi, oraya gitsem, 
Ben onunla görüşür iken, o ofisteki kızların birisinin çorabı kaçar ise…
Biz sohbet eder eken, yan aynadan, ipi kopan bölüme ruj ile operasyon yapılışını görürsem, ben ne yapacağım?

……..  
Makul olanı düşünmeniz ve konumu – konumumu netleştirmeniz dilekler ile.

Saygılarımla,
Arz ederim.
…..
25.08.2017 13:02
(Bu yazıyı, hızla bir çırpıda yazım Okumadan, yayınlamak istiyorum.)

………..

23 Ağustos 2017 Çarşamba

KUZEY AVRUPA NE OLACAK? Oradakiler kimdir? – kimlerdir?

Amerika Birleşik Devletlerinden, Sakarya 7 Göller, Türk - Amerikan Lisesi, Coğrafya kitabı için, Kuzey Avrupa’da, yeni – yerinde incelenmiş ve güncellenmiş, şehir şehir, eski yerleşimciler, yerli, etnik nüfus oranları. 

(Sahte etnik kimlik -Kapalı etnik kimlik- bilgileri yok edilerek. Gerçek durum.)
Sonradan gelenlerin, geliş nedenleri – tarihlerini de kapsayan, sosyal – kültürel etki ve değişimlerin özeti.

Türkiye’de, tüm Türk Liselerinde de okutulacak Coğrafya Kitabının, Amerikalı uzmanlarca, - o bölge için - ön hazırlık çalışmaları dileği. ABD Liselerindeki Coğrafya Kitabı da güncellenmiş olur.

Kuzey Avrupa’da, yerinde – somut böyle bir çalışma, şu anki Türkiye eğitimcilerinin çapını aşar.  Bizim ilgi alanımız, bölgemiz içinde de değildir. Amerika’nın vereceği bilgilere güveniriz.

Kuzey Avrupa’da, böyle bir çalışmayı, ABD ve Rusya’nın birlikte yapıp-yapamayacaklarını da, Türkiye bilemez.  Abartılı mıdır?  - Doğru mudur?  Yanlış mıdır?  Bilemediğimiz, o bölge ülkelerinde, bazı Avrupa ülkelerinin, bazı silahlarının gizlendiği konusu da, bizi – Anadolu Türklerini ilgilendirmez!

Nihayetinde, daha çok harita ve sosyolojik nüfus dağılımlarını gösteren, birazcık kültürel ayrıntı veren, YENİ BİR ANLAYIŞLA, YENİ TANIMLA HAZIRLANACAK,  Lise Coğrafya Kitabı.

----------------  

Evet…

Bu da bitti. Başka da bir şey yok.
Telefonun başında, haber bekliyorum.
Kader de, nasip te, Rus Kızlarına kavuşmak var ise, ararlar.
Kader de yok ise de, onu kabulleneceksin. Kader böyle imiş!
Bunun ortası, belki, bu ‘gecikmede de bir hayır vardır. ‘ diye sabırla bekleyeceğim.

Yazacak başka şey kalmadı!...
Düşünüyorum, düşünüyorum.
Yazacak başka şey bulamıyorum.
Hasretlik zor iş. İnsan da kafa- beyin bırakmıyor. 

…..
23.08.2017 16:30

21 Ağustos 2017 Pazartesi

TÜRK - RUS - AMERİKAN MİMARLAR BİRLİĞİ, İSTANBUL ve BURSA - ön hazırlık notu -

AMERİKA ve RUSYA’DAN, BİR DİLEK DAHA… 

1900 lü yılların başından itibaren, Osmanlı İmparatorluğu’nun bitişi, üç kıtada, çok geniş bir alanda, Selçuklu ve Osmanlı İmparatorluğunu kuran Türklerin –bölge konuları dışına çekilip, kendileri için kalıcı vatan Türkiye Cumhuriyetinin kuruluşu.
 Dünya tarihinde, en uzun süre yaşayan imparatorluk, Osmanlı İmparatorluğunu bitirme kararı ve 1880 de, ‘Misak-ı Milli’ diye tanımladıkları sınırlarını güvenceye alma mücadelesi – süreci – döneminde, Anadolu’da olanları kapsayan, Amerikan ve Rus Elçilik Raporlarının  - dokümanlarının, bir eserde yayınlanması mümkün müdür?

Çünkü, Türkiye cumhuriyeti kurulduktan sonra da, Türk Milleti’nin hayatını idame ettirebilmesi, geçinebilmesi ve yaşayabilmesi, var olması için, Amerika Birleşik Devletleri, -dünyada başka yere yapmadığı, son derece modern, Demir- Çelik Fabrikası, Petro – Kimya,  Tesisleri ve Rusların, istihdam ve TEMEL İHTİYAÇLAR ağırlıklı yatırımları. Yaptıkları fabrikalar.

Amerikan ve Rus Milletlerinin, o dönem yaptıkları işler, Türk Milleti için, unutulamaz değerdedir. BUNLAR UNUTTURULDU…

Bu konularda, düzenli bir çalışma yok.
O dönem Anadolu’da olan –iç olaylar- ile ilgili istihbarat, Savaş – çatışma raporlarından –sonra Türkiye verilenlerin -  de,  işlerine gelen bölümleri -kısmi- yayınlandı. Diğer kısımları kaybettirildi!... Çünkü, ABD den onları alanlar, o olayları yapanlardı! ABD Bilmiyordu!-J)

Ayrı iki kitap olarak ta olabilir.  
Ya da, bir Türk, bir Amerikan, bir Rus’un ortak yayını da olabilir.

(Bu işi, -kesin olarak- günümüz Almanya Yönetimi, şu an ki Alman kurum- kuruluşları, Alman vakıflarından  gizli yapmalıyız!!!!???? !!!  ABD vatandaşı Almanlar, bizim anladığımız Almanlar ile aynıdırlar. ABD tarafında, Amerikayı temsilen bir Alman'ın da olması, bizi memnun eder. )

Şimdi yapılması gereken, her iki ülkenin (ABD ve Rusya’nın ) Türkiye Elçiliklerinde, siyasi müsteşarlar denetiminde, bu bilgilerin bir dosyada toplanmasıdır.

Bunları değerlendirecek arkadaşlar, üç-beş yıl sonra, ortaya çıkarlar. 

..
21.08.2017 11:27

…….. 

EK KONU:  1840 tan sonra, İstanbul’da yapılmış olan SARAYLAR YIKILACAKTIR!...

TÜRK – RUS – AMERİKAN MİMARLARI BİRLİĞİNE,
Geleceğe yönelik, özel not.

Halk İşletmeciliğinde de kurumsal – kuruluş birliği. 
Üç ülke ve bölgeden, üst yapı ve Karadeniz üçlüsü ülkelerinden de seçilecek bir teknik değerlendirme yönetim kurulu.

İstanbul ve Bursa’da, şu anda yürütülen, devlet arazisine kaçak yapıların belirlenmesi, kanunsuz işlemler, İmar Çirkinlikleri…. Yıkımlar, Bunlar, normal seyirde devam ediyor ve edecektir.   

SARAYLAR KONUSU, Bunlardan ayrıdır.

O sarayların yerine,
yenilerinin yapılmasına başlangıç yılı: 2040 tır.
TÜRK – RUS – AMERİKAN MİMARLARI Birliği, kalıcı, özel, küçük bir grup olacaktır.

Masrafları – ödenekleri: Şimdi, Belediyeler ve Valiliklerce, gelecekte de, Halk İşletmecilikleri tarafından finanse edilecektir. KALICI, ÇALIŞMA OFİSLERİ ve ARŞİVLERİ OLACAKTIR.  Onlar korunacak, Türkiye’de çalıştıkları dönemlerde, ailecek gelmeleri için, imkân verilecek, yeni dönemi yapacak mimarları da onlar seçecekler – yetiştirileceklerdir.  

Şehirlerin tedavisi ve yenilenmesinde, ana politik, estetik, toplumsal mimari stratejiyi bu kurul belirleyecektir.  

İstanbul ve Bursa’nın, Türklerin, Rusların, Amerikalıların olduğu - açık olarak – şehir gezilir iken, yeni düzenlemelerden anlaşılacaktır.

(Bu konuda tehlike: Devlet dışı, yetkisiz bazı insanların, araya ajanlar sokarak, amaç, çalışma hedeflerini saptırma, yanlış insan seçme riskleridir. Çözümü; ABD – Rus kaynaklı –bilinen- bir merkezden, oluşumun, birlikte yapılmasıdır.  Çünkü, bu bir ABD, Rusya, Türkiye, üç ülke Mimarları Birliği yapısından daha farklı, özel, küçük bir grup olacaktır. Diğer büyük birliğin çalışma esaslarını, bu küçük grup belirleyecektir.)

Şu anda, yoğun bir gündem ardır. Yapılan işler çoktur. Bursa e İstanbul’da, tarihi binalara el atma dönemi değildir. Bir ön-hazıktan bahsediliyor.

….
21.08.2017 12:01


19 Ağustos 2017 Cumartesi

BAŞKA NE KALDI? – TÜRKİYE’DE SİYASİ PARTİLER…

 BUNLARI AÇIK KONUŞARAK, YASAL – KURUMSAL İNCELEMELER YAPARAK – YAPTIRARAK, KENDİ İÇ Düzenlemelerimizi kendimiz yapalım. İyi bir ortak gelecek, böyle mümkün olur.
-----
Bu konuda da, geçmişi bir yana bırakalım.

1980 Askeri Yönetim sonrası, Türkiye’de parlamentoya giren siyasi partileri ölçü alıp, yeni dönemi, o partilerdeki eksikleri inceleyerek oluşturalım.

Göreve başladıktan sonra, kendi özel hayatım ile uğraşacağım.
Nasip olur, Rus Kızından, Allah bir evlat verir ise, onunla uğraşacağız.
Kısaca, gelecek dönem, ana eksen budur.
Ankara’da, işyerimde, günlük rutin işlerim, YAZDIĞIM PROJELERDEKİ ORTAK ÇALIŞMALAR dışında, başka aktiviteye zaman ve zemin yoktur.

HİÇ BİR ZAMAN, SİYASİ PARTİLERDE OLMAYACAĞIM -  OLAMAYACAĞIM. SİYASİ BİR FAALİYETİM DE OLMAYACAKTIR.

Bu çalışmaları yapacak olanlara, bir zemin etüdü çalışması. Bireysel bulgu ve gözlemlerin, onlara aktarılmasıdır.

Bu mesajın da, bu ölçülerde değerlendirilmesi dileği.

1983 te, Turgut Özal, Siyasi partisi ANAP’ı kurar iken, aktif gazeteci olarak yanında idim.  Seçime katılan üç partiden, General Turgut Sunalp’in partisi ve şimdiki CHP nin yerine kurulan Necdet Calp’in partisindeki kuruluş ve diğer çalışmaları, çok yakın takip ettim. Liderleri de ziyaret eder, sohbet eder idim.

Şimdi, hepiniz gülümsediniz. İki ‘Turgut’, bir ‘Necdet’, üç siyasi parti liderleri de, isimlerine bakınca Müslüman Ermeni oldukları anlaşılıyor.  BU DURUMU, etnik olarak ‘Türk’ olanlar bilmiyorlardı.

Daha öncesi, Askeri Yönetim Dönemi, her il temsilcisi, atama ile oluşturulan 200 kişilik, KURUCU MECLİS, ihtilal Konseyi onamasından geçmişti. Hepsi Müslüman Ermeni. Kayseri’den gelen iki temsilciyi de tanırım. Birisi ile de çok yakındık. Halen birbirimizi severiz. O KİŞİLERİN, MÜSLÜMAN ERMENİ OLDUKLARINI, TÜRKLER BİLMEZLERDİ!  Ben de bilmezdim.

Askeri ihtilali yapan, yönetime el koyan 5 General’in, 5 i‘de Müslüman Ermeni çıktı.

Siyasi Partilerimizin bu hale gelmesindeki ana etken, ANA EKSİK, KAPALI ETNİK KİMLİKTİR.

İsim listeleri –isimden birbirlerini tanıma yöntemi- ortaya çıkınca, çok konu doğru anlaşıldı. Sıkıntıların nereden kaynaklandığı da ortaya çıktı.

Bu konudaki, hukuki – yasal durumu bilmiyorum.
-         ‘Etnik kimliğini gizleyerek, -Türk ya da başka etnik gruptan olduğunu söyleyerek-  bir grup insan, sadece o etnik gruptan oluşan yönetimler, belediye meclis üyeleri, belediye başkanları, il genel meclis üyeleri, milletvekilleri.’

Şu anda, TBMM de grubu bulunan siyasi partilerimiz dördü de aynı şekilde, kapalı etnik Müslüman Ermeni örgütlenmesi gibidir. Hâlbuki bunların bir tanesi, söylemleri ile Türk Milliyetçisi, bir diğeri de Kürt Milliyetçisi!  Kendileri Müslüman Ermeni.

Belediye seçimlerin de de, hangi siyasi parti kazanır ise kazansın, sonuçta, kapı arkasında, birbirlerini öpüp – kutluyorlar. Kapının önüne, halkın önüne çıkınca da,  sözlü atışma ve kavga ediyorlar.

ELİNDE AZ İŞ OLAN BİR SAVCIMIZ, ya da Yeni göreve başlayan bir savcımız, ilk iş olarak bunları aşağıdaki şekilde araştırınca, dört siyasi parti de, Müslüman Ermenilerin “bir kapalı örgütü” çıkar ise, şaşırmayız! Son analizler böyle…

Şimdi, TBMM de grubu olan, 4 siyasi partinin ilk kurucuları, sonraki dönemlerde de MKYK üyeleri. (Bunların etnik geçmiş olarak dökümü.) 
İllerde, il başkanları ve yönetim kurulu üyeleri.
Belediye Başkanları, Belediye Meclis üyeleri, İl Genel Meclis üyeleri, Milletvekilleri.  Tek bir etnik grup, Müslüman Ermeni.

Daha bitmedi.
İmkânsız gibi gözüküyor ama böyle imiş.
Genel Merkezleri dâhil, il başkanlıklarında çalışan, SSK Primi ödenen, ya da danışmanlık yapanların tamamı için de, bir tane bile, etnik olarak Türk yokmuş ve hepsi de Müslüman Ermeni imişler.  Maaş Bordolarının, ödemelerin incelenmesi.

Daha da bitmedi.
Bu 4 siyasi partiye,  “Karadeniz üçlüsü + ABD “ ülkelerinin, hayal edemeyecekleri oranda, holding yönetimi gibi, devlet para yardımı yapıyor. Binalarını yapıyorlar. Kiralarını veriyorlar. Seçim harcamalarında kullanıyorlar.

BUNLARIN FATURALARI incelenince, tek bir tane bile, etnik olarak Türk, esnaf ya da işyerinden alış- veriş yapılmıyormuş!
Devletin verdiği o paranın, tamamen bir etnik grubu zenginleştirmekte, faturalı olarak kullanılması.

BU KONUDAKİ ANLATILANLAR, SAVCILIK ARAŞTIRMASI GEREKTİRİYOR GİBİ…

-         YOKSA,  4 SİYASİ PARTİ DE, TEK ÖRGÜT MÜDÜR?  -

(ülke yönetimini,  tek bir etnik grubun, kapalı etnik kimlik ile ele geçirmesi amaçlı bir siyasi örgüt.)

Savcılarımızın bu araştırmaları, soruşturma dosyasına dönüşmese bile, yeni dönem siyasi partilerinin çalışma esaslarını belirleyecek, doğru tanımları yapacak, yeni bir dönemi başlatacaktır.

Memleketimiz için de, tüm vatandaşlarımız için de, “Kara Deniz Üçlüsü + ABD” ülkeleri için de,  hayırlı, uğurlu ve iyi olur.

.
19.08.2017 15:26

.

Katkıda bulunanlar

Share it