Translate

30 Temmuz 2017 Pazar

A Ç I L I Y O R ! . .

Açılıyor.

Bu bölgenin en büyük Yaşam ve Alış – Veriş Merkezi.

- Bir günde bitmiyor. Tadına doyum olmuyor.
(Kulağına eğilerek, Ukraynalı kızları göstererek)
- Cenneti Ala (Büyük Cennet) burası olsa gerek.
(Hanımı ters ters bakıyor. )
- Çocuk arabası bükülüyor. Bagaja konuyordu. Onu yanımıza almalıydık. Çocuğu biraz da kucağında sen taşı da…  Cennet mi – Cehennem mi anlarsın. Yerinde duramıyor. Hep kımıldıyor. Sağa – sola bakıyor.

Neden se çömelip, oynayarak gelen bir yeni folklor grubu. Bunlar da Ukraynalı.
Ukrayna’nın değişik bölgelerinin, değişik etnik ya da sosyal geleneklerini gösteren oyunlar.

Bu Mağazaların ilk’i; Akdeniz Sahili, Türk – Rus Tatil Köyleri, Ortak Kullanım Alanında açılmıştı. Ta Karadeniz Sahilinden bile oraya alış- verişe gidenler vardı.
İkincisi, talep üzerine İstanbul’a açılmıştı. Üçüncüsü buraya (Sakarya - ana yol kenarı) açılıyor.

Orta Asya Türk Cumhuriyetlerinden, Rusya’dan, Çin, Uygur Bölgesinden ürünler, üretimler ve çeşitler. Amerikan Reyonu da burada çok büyük yapılıyor.  Amerika’da, buraya has çok farklı elektronik alet – edevat, ürün çeşitleri de var.  Fiyatlar normal, ürünler çok kaliteli ve sağlam. “Ben Amerikan Malıyım.” Diye bağırıyor. Bir şeyler almadan çıkamıyorsun. Çoraplarını bile yıllarca giy bozulmuyor. Her Amerikan firması, buraya mal gönderemiyormuş. Amerika’yı temsil edecek onaylı mallar geliyormuş.

-         Sana iki Amerikan Gömleği, üç-beş kravat iki pantolon, bir spor ve bir de,  iskarpin. Derisi çok güzel oluyor. Yıllarda giy.
-         O tabelayı gördün mü? Üç gün de, üç provada,  tüm aileye, el dikişi takım elbise, tayyör etek ya da çok seçenekli, çocuk elbiseleri de var.  Çok iyi kumaşlar var. Kesim – fiyat, terzilik üç-beş seçenek. Terzilik Malzemeleri Amerikan. Buraya, ana yola, 8-10 kilometre içeri de, Halk İşletmeciliği, Ukrayna Konaklama Tesisinde, 3-5 gün kalıp, çocuklar ile birlikte, kafa dinleyelim. ‘Ben Gürcistan’dan geliyorum.’ Diye indirimli tarife de yararlanır isek, fiyat çok iyi. Benin bir tanıdığım var.  O kızı arar ve rezervasyon yaptırırım.  Öyle bir seçenekte var. Çocuk arabasını da getirir isek, değişik seçenekli yürüyüş yol güzergâhlarından birisindeki akşam – gece festivaline de katılırız. Bursa istikametinde, konaklama tesisleri dolmuşları ile gidip, yürüyüş başlama yerini, farklı bir güzergâhtan da yapabiliriz.

Rus Lokantası önünde, yemek içerik ve listelerine, fiyatlarına bakıyorlar.
Yan taraflarda Rus reyonları var.  Yağlı boya tablolar da var.

Tablolar da dâhil, mobilya ve ağır malzemeler, ev – adres teslimi.
Halk İşletmeciliği, yurt içi taşıma servisi – en önemlisi – güvenli.

……. 
VARMAK İSTEDİĞİM SONUÇ, BUNA BENZER ŞEYLERDİR.

Beklediğim tek ödül de, aile geçmişi ve sosyal konumu, çocuk yetiştirmeye yeterli, sevdiğim üç-beş Rus Kızından, üç-beş çocuğum olsun! (Bu bir espridir.!) Tek hanım yeter. 

Çocukların daha –bunlara - aklı yetmez. Çocuk, bunları nereden bilsin. Eşim, oradaki hareketliliği ve kendi işyeri, halk işletmeciliğinde, iş ortağı insanların, güvenli ve özgür, mutlu hallerini görünce, bana bir gülümsesin.

Daha sonra, çalışma – faaliyet alanlarımızda, Halk İşletmeciliği iş ortaklarından, genç kadın – erkek bazı kişileri, İncil ve Kur’an da olan tanımlara uygun, birbirlerine sevdalı – bağlı birilerini de görür isem, uzaktan onları izler ve ben de gülümserim.

İster Uygur Türk’ü olsunlar. İster Polonyalı. Bu bölge insanları ile oralar dop – dolu olsun.

Ekonomik bağımsızlığı olan – kendi işyeri olan, (Ya bunları sen vereceksin. Ya da Halk İşletmeciliğinde bu güvenliği…) bir Rus kızı sever ise, yürüyüşü –gelişini seyretmek bile, Tanrının insanlara bir lutfudur.
Oraları gezer iken, yanımda, sevdiğim bir de Rus Kızı olsun.

Orası, çok yerin merkezidir. Çok hareketli olur. O güzergâhtan geçen araçlarda bulunan –ailecek- geziye çıkanların uğramaları dışında, çevre il – vilayet ve bölgelerden çok gelenlerin, bir günde bitiremeyecekleri, çok yeni tesisler olur. Çocuklarını alan buraya gelirler.

Ukrayna’yı da disipline eder. (bunun anlamı, emek erip çalışınca, iyi işler yapınca, yeterli kazanç – gelire ulaşılacağını da burada – daha iyi -  görürler.) Çok yeni şeyler öğrenirler.

Ömrümüzü de böylece, iyi işlerde sarf etmeye çalışalım.
Akşam da, Türk – Amerikan Lisesi Misafirhanesine gidip, yeni, iyi haberler alayım.

Allah’tan başka ne isteyeceğim? Bunlar yeter.

…… 
30.07.2017 14:30


29 Temmuz 2017 Cumartesi

Yeni Dönem de, TÜRKİYE CUMHURİYETİ, Nasıl olacak?

Türkiye’nin, tarihi, kültürel, etnik ve sosyal bağlarının güçlü olduğu alan, Doğu Karadeniz havzasıdır.

Türkiye Cumhuriyeti, kısaca, detayları daha önce notlar halinde anlatılmış; ‘KARADENİZ ÜÇLÜSÜ + ABD ‘ grubu içerisinde yer alacaktır.

KARADENİZ ÜÇLÜSÜ grubunda, hangi ülkeler vardır?
Sayıları ve modeli değişemeyecek ülkeler şunlardır:
Türkiye – Ukrayna, Gürcistan, Moldova, Rusya
(Rusya başlığının kapsamı biraz geniştir. Belarus, Azerbaycan, Kazakistan, Türkmenistan, Tacikistan, Özbekistan, Kırgızistan.)

KISACA, Toplam: 12 ülke + ABD

Bu grup, bir savunma grubu ya da yeni bir pakt değildir.  Bu bölgeye has, yeni bir işbirliği – dayanışma, kaynakları ortak değerlendirme ve Ortak Pazar amaçlı bir birlikteliktir. Bu nedenledir ki, Türkiye Cumhuriyeti, yine ABD Müttefiki olmaya devam edecektir. Ordu yapılanması, silah ve teçhizatları, sistemi, Amerikan Sistemine uygun olacaktır. Ancak ABD ‘nin bilgisi ve izni dâhilinde, başka kaynaklardan savunma araç – gereç ve e silah temini yapabilecektir. Normal akışta, fazla silah ve teçhizata da ihtiyacı yoktur. Klasik - modern, hareket kabiliyeti yüksek, daha çok Savunma ve iç güvenlik amaçlı yeni bir ordu yapılanması, ABD ile birlikte yapılacaktır. İçişleri Bakanlığına bağlı, kırsal alan güvenlik ihtiyacını karşılayan Jandarma’nın yeniden yapılandırılmasında, ABD ile birlikte, Rusya deneyimlerinden de yararlanılacaktır.

(BAŞKA BİR ANLATIM İLE, - SAVUNMA ve İŞBİRLİĞİ, konularında, DİĞER KARADENİZ ÜÇLÜSÜ ÜLKELERİ; Rusya ile öncelikleri, görüş alış – verişinde, dayanışmada bulunurlar iken, Türkiye Cumhuriyeti ABD ile bu işi yapacaktır. Türkiye, gelecekte de, ABD Müttefikidir.)

ABD Sistemine uygun, yeni silah alımları – mümkün olduğu oranda, yapılanma tamamlandığında- Devlet Malzeme Ofisi (DMO) tarafından yapılacaktır. ABD nin uygun gördüğü, izin verdiği - vereceği Rus ya da Ukrayna kaynaklı silah ve teçhizatlarda da, yine tedarikte etkili ve düzenleyici kurum – kuruluş, DMO olacaktır.  Bu konuda hiçbir tartışma yapılmayacaktır. Kapalı bir alım olmayacaktır.  Özlenen ve istenen ise, Türkiye’nin ihtiyaçlarından bir kısmını, ABD sistemi ile Anadolu’da üretmektir. Bu konuda dış satım yetkisi, Türkiye’de olmayacaktır. ABD sipariş verir ise, ancak bu yol ile, ihtiyaç fazlası üretim yapılacaktır. Ürün, fabrika kapısında, ABD Savunma, Ticaret ya da ilgili Bakanlığına teslim edilecektir. Özellikle araç-gereç konusunda, bu tür bir yatırım ve çalışma Türkiye’de yeni bir işyeri, iş alanı ile birlikte, mülkiyet hakkı olmayan, ABD Yatırımlarının, ihtiyaçlara göre yenilendiği bir Türk Kasabası, oluşturulmasına da zemin hazırlayacaktır.

Zaman içerisinde, Sivil amaçlı; ABD – Rus ortaklığı, Resmi kurumların, Belediyelerin, özel şirket ya da kuruluşların temel araç ihtiyaçlarına yönelik –KALICI- bir yatırım yapılması arzu edilmektedir. O fabrika alanındaki iş makineleri, gelecekte de çok amaçlı kullanılabilecektir. O yatırım çevresinde, yine Mülkiyet hakkı olmayan, o tesislerde çalışanların oturacakları, Türk Kasabası.  

O fabrika da – her yatırıma uygun – geçici olarak Türkiye’de ikamet edecek Amerikan çalışanları – Rus çalışanlarının yararlanacakları, (ikamet edecekleri) -KALICI- bir Amerikan Sitesi ve bir de Rus Sitesi yapılmasının da, bu yatırımın sürekliliğini sağlayacak – döneme – ihtiyaçlara uygun, farklı üretim çeşitleri de yapılacaktır.

Mobilya, Tekstil – giyim gibi farklı alanlarda, Halk İşletmeciliklerin de de, bunların eğitim çalışmalarında da, yine – KALICI- Amerikan ve Rus iş ortakları için,  sabit yerler yapılması arzu edilmektedir. Yine bu yatırımlar da da, Avrupa; Pazar hedefi olmayacaktır. Dış Satış olmayacaktır.  Böylece, Avrupalı üreticiler ve çalışanlarını dolaylı olarak koruyacağız. Bunu açık bir madde olaraktan yazıp, altını imzalamaktan, Türk Halkı çekinmez!

--------------  
TURİZM KONUSU.

Yeni dönemin, yeni anlayışı, Türkiye’deki Turizm, Tur- Şirketleri egemenliğinden kurtarılıp, Devletler – halklar arası, anlaşma ve yatırımlara dönüşecektir.

Akdeniz Sahili, TÜRK _ RUS TATİL KÖYLERİ, özel durumdur.  Orta Asya Türk Cumhuriyetleri, Anadolu’daki Türklerden çok daha fazla sayıda Türk vatandaşı olan Rusya ve Rus Halkının,   gelecek kişilerin belirlenmesi, geliş-gidişleri devlet destekli olacaktır. Çin – Uygur Türkleri Tatil Köyünde de, benzeri bir durum vardır.

BUNLAR DIŞINDA, örneğin Kıbrıs Türk Bölgesindeki, MOĞOL TÜRK Tatil Sitesinde, Amerikan kurumları, isterler ise NATO, AB, bir başka Avrupa ülkesine, dönem dönem, ya da sürekli,  BLOK işletme hakkı da verilebilecektir. Bu sistemi Moğollar ve Sakarya 7 Göller Bölgesinde ilk – Halk İşletmeciliği – Konaklama Tesisi yatırımını yapacak olan, Ukrayna Türkleri geliştirebileceklerdir. Bir anlamda, bağımsız karar alıcı olacaklardır.  Personel ve iş ortakları, Karadeniz üçlüsü ülkelerden olacaklardır. KİMİN – KİM OLDUĞU, KESİN OLARAK BELLİ OLACAKTIR. Konukların, Avrupa devletlerinin, resmi kurumlar ile yapılacak anlaşmalardan, ailecek gelecek kişiler olması özendirilecektir. Anlaşma yapılan dönemlerde, isteyen Aşçısını da yanında getirebilecek, geçici iş ortağı verebileceklerdir.

Bu konuda biraz deneyim arttıktan sonra İzmir Bölgesi, MERYEM ANA KİLİSESİ gibi yerler, konuyu –anlayış ve geçmiş olarak konuyu bilenlerin görüşleri alınarak geliştirilecektir.

Mevcut tesisler ve diğer model de çalışanlarda yine aynen devam edeceklerdir. Özel sektöre karışılmayacaktır.. Onlara bir kısıtlama getirilmeyecektir.

HALK İŞLEMECİLİĞİ TESİSLERİNDE; YENİLEN ET, SEBZE – MEYVENİN bile KİMLİK KARTI OLACAKTIR. Unları bile, kendi fabrikaları üretimi olacaktır.

……. 

EĞİTİM KONUSU:

Şu anda, Türk Eğitim Derneği kapsamındaki, İngiliz öğretmenlerin geldikleri, Kayseri – Ankara ve diğer yerlerdeki liselerin -  öğrencilerinin tamamı, Müslüman Ermeni ailelerden gelenlerin çocukları imiş. BİZ BUNU BİLMİYORDUK! Öğretmenler ve yönetimler de öyle....

İstanbul Bölgesi ağırlıklı, Alman Liseleri öyle imiş.  Hiç, etnik olarak Türk öğrencileri yokmuş. Öğretmenler de öyle... 
Bunlar son, 50 – 60 yıldır açık faaliyetteler. Bizim haberimiz olmadan, bize fark ettirmeden neler yapmışlar? Neler?

Şimdi kapalı olan, geçmişteki ‘Amerikan Kolejleri’ de, bunların yönetiminde imiş. Adı Amerikan, ABD den gelen öğretmenler ve Türkiye’den katılan öğrenciler; Müslüman Ermeni imişler. ABD Yönetimi, ABD Eğitim Bakanlığı ve bizlerin haberi yokmuş. Etnik çalıştıklarının farkında değilmişiz!

Türk – Amerika Lisesi, bu açık kapatılıncaya kadar, etnik olarak Türk çocuklarına hizmet verecektir.

……………………………………..   

Buna benzer şeyler… Aklıma gelince, son gün, son mesajlarda bir-kaç ilave yapılabilir.

……… 

29.07.2017 10:30:46

  ================== 

RUSYA’YA KAPALI MESAJ : (Lütfen başkaları okumasınlar.)

Rusya grubunda, Orta Asya Türk Cumhuriyetlerinde,  -beklenmeyen acil bir Savaş – Çatışma çıkmadığı sürece,  şu anki yönetimler ve liderler, normal seyirde, normal zaman sürecinde, barış içerisinde değişeceklerdir.  Başkan oldukları kendi ülkelerinde, Türkiye ve Rusya’da, eski Devlet Başkanı – Kurucu Devlet Başkanı Statüsünde, saygın ve güven içerisinde yaşayacaklardır. Bu taahhüdümüz geçerlidir. Sağlamdır.

Önümüzdeki dönemde, Orta Asya ülkelerinden ana dileğimiz, Türkiye’deki Büyükelçilerinin, etnik olarak Türk olmalarıdır. Özellikle Türkmenistan.  

Türkiye’de, Yüksek öğrenim görmüş çok Türkmen Genci, kendi eğitim alanında iş bulamayıp, başka iş yapmaktadırlar.  Ya da, belki köylerinde yaşamaktadırlar.

Halk İşletmeciliği – İşe hazırlama ve Eğitim Kursunda, Rusya Elçiliği biraz fazla yük taşıyıcı olsa da, eğitime alınacak elemanların duyuru ve tespitlerini, Türkmenistan Elçiliği aracılığı ile yapmanın, bazı yararları ve kolaylıkları vardır. ONLARIN İMKÂNLARINI KULLANMAYA ÖZEN GÖSTERİLECEKTİR.

Diğer Orta Asya Türk Cumhuriyetleri elçiliklerinde, uygun olanlar da bu işte aktif olacaklardır. Yine de, Türkmenistan Türkiye Büyükelçiliğinin, elçi ve çalışanlar düzeyinde, şimdiden Türkleştirilmelerin yararları çoktur. Bu konu da, Türkmenistan ile bir görüş alış-verişinde bulunulması dileği.

….. 
29.07.2017 17:38


…………………………..
GİZLİ OLMAYAN – AÇIK MESAJ:

İNŞAAT TEKNİKERİ – ya da İNŞAAT ARA ELEMAN KONUSU.

Duyum, kuruluştan bu güne dek, bu konu da Kazakistan’da yeterli ve iyi çalışmalar yapıldığıdır. Rusya ve diğer Türk Cumhuriyetlerinde de aynı iyi haberler var.
Başlangıçta, sıkıntı olmaz. Onlar hazır elemanlardır.

Türkiye’de, çok geçmişte Yapı – Sanat Liseleri vardı.
Ticaret Liseleri, Maliye Meslek Liseleri gibi…
Daha sonra; “bunların yönetimleri ve öğrencileri etnikleştirildi. Eski eğitim kalitesi de kalmadı.” Deniliyor.  Üniversitelerde, Meslek Yüksek Okullarının, -bu konuda- yetiştirdiği öğrenciler ve bölümler hakkında da yeterli bilgi elde yoktur.

Yüzeysel de olsa, bu konuda Türkiye’deki durum hakkında, bir ön bilgi toplanması dileği.
………..
İstendiği an, onların bulunabileceği bir yöntem araştırılması.
.
Kazakistan – Rusya ya da diğer Türk Cumhuriyetlerinde, inşaat ara eleman ve inşaat teknikeri yetiştirme yol ve yöntemlerinin Türkiye’de uygulanabilirliği. UYGUN OLANI. Hangi yaş ve durumda bu eğitime başlanılıyor?

……..  
29.07.2017 17:56

……………….


…..
 MESAJ İLAVESİ.

İŞE BAŞLAYINCA; BU TÜR MESAJ YAYINLAYAMAM!
Yazı – blog konularından uzak kalacağım.
İki ek konu daha buldum.
ilave ettim.

26 Temmuz 2017 Çarşamba

AMERİKALI AKADEMİSYENLERE DUYURU : İŞ GARANTİLİ, ARAŞTIRMA KONUSU

GECE,  + 3 KONU İLAVELİ  

…….
Yazacak bir şey yok. İşe başlamanın ertesi günü, kısa bir-kaç paragraf olsa daha iyi olur.
Bu konuyu yazayım.
…………….

GERÇEK – ÜRETEN- AMERİKALI BİR AKADEMİSYENE – İŞ GARANTİLİ – BİR ARAŞTIRMA KONUSU.

ÇOK İYİ ve SAĞLAM BİR TEMELE OTURTULAN, AMERİKA ve ANADOLU TÜRKLERİNİN BAĞLARI, NEDEN – NASIL, YÖNETİM DÜZEYİNDE KOPARILDI?

Hafif geriye gidelim.
1840 larda, -o tarihte, daha çok İngiltere- Osmanlı İmparatorluğu yönetiminde, Ermeniler, kapalı etnik kimlik ile, -dış yönlendirme ve destekli - etkili görevlere gelmelerinin başlangıç yılı olarak kabul edelim.

1860 larda, varılmak istenen sonuçlara, Anadolu’nun yerli Ermenileri ile varılamayacağı anlaşılınca, Kafkasya’dan yeni Ermeni göçlerinin yaptırılması. Sonraki yıllarda, Müslüman Ermeni kimliği ile bazı Kilit görevlere, onlardan bazılarının getirilmeleri.

Mali sistem, Askeri sistem tam bir kontrol altına alınınca, şaşkına dönen halk – yönetim. Bu işin nasıl olduğunu bir türlü anlayamıyorlar!..

SON ÜÇ – BEŞ YILDA ORTAYA ÇIKAN BİLGİLERİ BİLEBİLSELER, KAPALI ETNİK KİMLİĞİN ŞİFRELERİNİ ÇÖZEBİLSELER; ÇOK KONU DAHA KOLAY OLURDU.
……..

Yeni Türkiye Cumhuriyeti kurulmadan önceki çok özet görünüş.
Ermenilerden, yerel milliyetçi, Türkler ile birlikte ortak gelecek düşünenler de, Mustafa Kemal Atatürk’ün yanındalar. Bunlar arasında, geleneksellikten daha çok, -kendilerine göre modern- Avrupa Tarzı yaşam ve düşünce şeklini isteyenler, daha çoklardı.

Üsttekiler ile aynı vatanseverlikte ve sorumlulukta olan Müslüman Ermenilerin bir kısmı da, Kazım Karabekir Paşa çevresindekilerdir. Bunlar, biraz daha -dini- uygulama yönünden, muhafazakârdırlar. Bazı yeniliklere de karşı oldukları söylenilir.

Üstteki iki grup ile de, Anadolu Türklerinin bir problemleri yoktu. “Farklı görüş ve yaklaşımları olan insanlar.” diye hoşgörü ile karşılanıyorlardı. Savaştan çıkılmış olmanın psikolojisi ve birlik – beraberlik ruhu ile, yeni Türkiye Cumhuriyeti kuruldu.

‘Sinsi’ demek yanlış olur. Anadolu Türklerinin ‘Misak-ı Milli’ sınırlarına karşı oldukları –kapalı olarak- bilinen, Türkiye’nin Doğu Bölgesinde, ya da Güneyinde, Ermenistan kurmayı planlayanlar olduğu da – kapalı olarak – gözleniyor. Bazı açık ifadeler de var. O ifadeleri kullanan Müslüman Ermeniler; ‘Ermenistan’ deyimi yerine, ‘Kürdistan’ demeyi tercih ediyorlardı.

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) yi kuranlar, ilk iki grup ve üçüncü gruptan temsilciler de var.

Galiba kapatılmıştı. CHP den ayrılıp, İlk Demokrat Partiyi (DP) kuranlarda, ikinci gruptan gibiler. İkinci DP de de, birkaç –sinsi- var gibi ama yine ikinci gruptan gibiler. Bunlar, ilk defa 1950 de iktidar oldular.

SİZE VERİLECEK KONU – GÖREV:

1940 lı yıllardan itibaren, ABD Dış İşleri Bakanlığı, Savunma Bakanlığı ve CIA de,  en önemli görevlerdeki Ermeni etnik geçmişinden gelen,  Türkiye Masası ya da bu bölgeye bakan, Amerikan vatandaşı Ermenilerin listeleri.

Bulunabildiği oranda, bunların Türkiye bağlantısı isimleri.
Yine bunlardan, Beyaz Saray da, politika oluşturanlar ile bağlantıları.

Bu satırları yazdığım yerde, internet yok. Tarihine bakamadım. İsmet Paşa’nın, Washington ziyareti öncesi, Türkiye – Washington arası, gelen – giden Ermeni diplomat, asker trafiği.

Şu ihtimal sizleri şaşırtabilir. O dönem, ABD Dış İşleri Bakanlığı, Savunma Bakanlığı ve CIA da, Rum ya da Yahudi sandığınız bazı üst düzey kişiler, hatta senatörler, Ermeni etnik geçmişinden gelenlerin olması. Bu işi, dünyada en iyi yapan ve başaranlardır. Hatta, Fransız, İtalyan sanılanlar, öyle bilinenler arasında bile –kesin olarak- Ermeni olanlar vardır.

Sanıyorum, Türkiye’de 1960 tan sonra, yani Türkiye’deki Askeri Yönetim den sonra Başbakan olunca, (İsmet İnönü’nün) ABD ziyareti olmuştu.

VARILMAK İSTENEN SONUÇ:

ABD de; ‘Türk Milleti’ olarak genel anlam da bilinir ama Türkiye Cumhuriyeti detayları çok bilinmezdi. Bunu akıllı değerlendiren, ABD Ermenileri – ya da, belki- Avrupa’da bazı merkezlerler, ABD Dış İşleri Bakanlığı, Savunma Bakanlığı ve CIA de oluşan boşluğu, eski kadronun değişme dönemini – Ermeniler çok iyi değerlendirdiler. Türkiye Masalarında, ya da bu bölge Masalarında, Kapalı bir örgütlenme yaptılar.

Onlara en yakın, İsmet İnönü ve CHP olabilir. Ya da, CHP buna dönüştürülebilir.

Kısaca, 1945 – 1965 yılları arasında, ABD Yönetiminde, anlayış – bakış değiştiren Ermenilerin tespiti. Teker teker değerlendirmeye alınmaları.

------------------ 
Şimdi, bu konuların dışındasınız.
Genç Akademisyen ve Bekâr olduğunuz, tahmin ediliyor.

Bu araştırmanız, Senato Dış İlişkiler ve Savunma Komisyonunda, beğenilir ise, sizin ile kızlar evlenirler.  Sizi de; ‘part-time’ işe alırlar, geliriniz artar.
ABD Savunma Bakanlığı, Dış İşleri Bakanlığı ya da CIA da göreve başlamadan önce, iyi çözüm, evlenmiş olmanız gerekir. Çocuğunuz da biraz büyüyene ya da ikinci çocuk gelene kadar, oralarda ‘full time’ işe başlamayınız. Bu dönemde, fazla seyahatten uzak durunuz.

ŞU AN DA, MEVCUT bu Görevlerde olanların DEĞİŞİM DÖNEMİNE, üç – beş kişi de siz hazırlayınız.
---------------------

Sizler ile tanışma dönemimiz:

Uzun sayılabilecek bir dönem, -dış irtibatların- bu konuların dışında kalacağım.

Kıbrıs Türk Bölgesinde, Moğol Türk Tatil Sitesinde bir blok, ABD Dış İşleri Bakanlığı’nın olacak. Sizler de göreve başlamış olursunuz. Ben de, Akdeniz Sahili, Türk-Rus Tatil Köylerinde olurum.  Orada tanışmak, görüşmek – konuşmak dilekleri ile…

………… 
26.07.2017 15:34


Uykum kaçtı.
Üç konuyu, üç gündür düşünüyorum.

1 - KATAR’da, Türk Askeri, yerel Arap Halkına karşı, Ermeni yönetimini mi koruyor? Böyle bir yanlış algılama oluşuyor mu? Çözüm ne olabilir?

2 - Azeriler, etnik olarak nedirler?

3 - Moğolistan ve Çin – Uygur Türkleri’nin – Halk İşletmeciliği, Konaklama Tesisleri’nin,
New York ‘Concordia College’ yerleşim planı esas alınarak,
ondan ilham alınarak,
onların yapacakları, o bölgedeki tesislerin, kendi mimari anlayış ve özelliklerini de ilave ederek,  öyle olmasının da bir –değerlendirmeye alınması. –

…….                                  
Çok kısa olarak:

1 – Belki, basın açıklamalarını düzenli takip edemediğim için, -yeterli açıklama yapıldı- benim haberim yoktur. Katar’a, Türk Askeri gitmesi konusu, elbette çok yönlü değerlendirilmiş, şimdilik, -geçici- isabetli bir karar da olabilir. Konunun detayını bilmeden, bu satırlar yazılıyor.

Birey olarak, ilk algılama beni biraz rahatsız etti.
İsim analizinden anladığım kadarı ile, bir Arap ülkesinde, Müslüman Ermeni etnik geçmişinden gelen bir liderin olduğu bir Körfez ülkesi, ya da Orta Doğu ülkesinde Türk Askeri!

Bunlar orada, Koruma ya da Muhafız olamazlar!

O bölgede, güvenlik ihtiyacı var ise, Türkiye’nin yeni konumu, bana göre şunu gerektirir:

ABD ve Rusya ile masaya oturulur. Bölge değerlendirmesi yapılır. Körfez ülkelerinin orta yerinde, ya da birisinde yapılır, hepsine hizmet verilir. Uygun bir arazi de, iki -  üç bloklu, konaklama tesisi benzeri, özel güvenlik önlemli bir yer yapılır. BÖLGE TOPLANTILARINA, Görüşmelere gelenlere hizmet verilir. Türk Askeri orada, belki olabilir. Bu konudaki gelenekleri, yasal statüleri de bilmiyorum.

(Burada, NATO kelimesi kullanmıyorum. Biraz o konudan uzak durup, NATO’nun –belki isim değiştirerek- yeniden şekillenmesi döneminde, ABD nin kapalı sözcüsü olup, ABD nin söylemek istediği ama söyleyemediği konuları, - kapalı olarak Rusya’nın da görüşünü alarak- Türkiye’nin gündeme aldırması için, ‘NATO’ konu dışı imiş gibi, politika!.. )
………………………  

2 – Azerbaycan halkı, genel çoğunluk, Azeri Türk’ü olarak bilinir. Ya da bazıları, onların geçmişlerinin ‘Ermeni’ olduğunu söylerler. Ülkemizdeki Müslüman Ermeniler ile de, ‘isim akrabalıkları’! vardır. Bununla birlikte, -şu an hatırladığım- 1900 lü yılların ilk çeyreğinde, Bakü’de bile, Türk oldukları için, Ermeniler tarafından soykırıma uğramışlardır.  Daha 20-25 yıl önce Hocali Katliamında, Ermeniler tarafından yapılan; -sözlüklerdeki – SOY KIRIM TARİFİNE - tam uygun olarak, yeniden soykırıma uğramışlardır. Bu durumda, bunlar, net olarak ‘AZERİ’ dirler. Ayrıca Azerbaycan’da, Türkmen, Özbek, Kazak, Tacik, Rus, kısaca başka Türk Boyları da vardır. Orta Asya’daki her Türk gruptan vatandaşları vardır.

Kayseri’de bulunduğum son dönem de, bir Azeri arkadaş ile sohbet ediyoruz.  (17 – 18 yıl olmuştur. )
-         Şu anki, İçişleri Bakanı Ermeni! Demişti.

Orada, yakın geçmişte, bazı önemli yönetim hataları ve diplomatların gittikleri ülkelerde, farklı yakınlıklarını duymuştuk. Bazı yönetim hataları – sorunları dışında, Azeri Türkleri, ait oldukları geçmişin, çevrenin, saygın bir üyesidirler.  Çözümlenmeyecek, geleceğe taşınacak bir sorunları yoktur.
………..  

3 -  Moğolistan bir bağımsız ülkedir. Halk İşletmeciliği konusunda, bazı yeniliklerimizden\ beğendiklerini alacaklardır. Yeri, birlikte kararlaştırılacak, Türkiye’de, bir de Tatil Köyleri olacaktır.

Çok detay bilmediğim, Mimarlık Fakültesi bölümü de olan, iyi bir üniversiteleri vardır.

Çin Uygur Bölgesindeki Uygur Türklerinin, Akdeniz Sahili, Türk – Rus Tatil Köyleri arasında bir köyleri olacaktır. Arzu ederiz ki; o köy içinde, Çin Devlet Başkanının da bir ‘Çin Sarayı’ ve o bölgede görev yapan Çin Yetkililerinin de rahat gelebilecekleri, Devlet Konuk Evleri de olsun. Takdir kendilerinindir.  Yanılmıyor isem, 35 Milyon Türkmen… Çin vatandaşıdırlar. Devlet Başkanları da, aralarında, konukları olsunlar.  Birlikte tatil yapsınlar.

(Köy arazisi; kullanım amaç tanımlı, süreli – her süre bitiminde yenilenebilir. Sembolik kira ile verilecektir.)

Türkiye Tatil Köyleri için değil, Moğolistan ve Çin – Uygur Türkleri bölgesinde yapılacak, Halk İşletmeciliği -  Konaklama Tesisleri denilince, o tür bir yerleşim anlayışının, o bölgeye çok daha uygun olacağını ya da bu modelin de (NY – Concordia College, bina yerleşim modeli) bir değerlendirmeye alınmasını önereceğim.

O okulun binasını yapan Mimarın, başka binaları da incelenerek, bir başka analiz, bir başka yaklaşım ve yerleşim şekli için.  
……… 
27.07.2017 02:36



21 Temmuz 2017 Cuma

YAYINLANMAMIŞ KARALAMA NOTLARI ve BAŞBAKANIMIZDAN BİR İSTEK.

YAYINLANMAMIŞ KARALAMA NOTLARI ve BAŞBAKANIMIZDAN BİR İSTEK.

Ev de internet var iken, çoğu zaman direk bloğa yazardım. Ya da, biraz daha düzenli olması için, paragraf - paragraf, ‘word’ sayfasına yazar, yine anında, bloğa, halka açık yayınlardım.

Evde internet bağlantısı olmayınca, ‘word’ programında, yazıyı yazıp, flash disk ile yanıma alıp, fırsat olunca, dışarı da bloğa ilave ediyorum. Yayınlıyorum.

Bu iş; ‘KABAK TADI’ verdi. Bıktım artık.
Bilgisayarımda, yayınlanmamış, alttaki notlar dışında hiçbir şey yok!
Bunlar, olgunlaşmamış ve şimdi de, düzeltme – ilave yapmadığım karalama notlarıdır.
Olduğu şekli ile yayınlayım. Bunlardan da kurtulayım. Eksiği – fazlası var ise, takdir sizlerindir.

Normal seyirde, (önümüzdeki 20 yıl içerisinde)  Harp Akademileri Komutanı ve Genelkurmay Başkanının, etnik olarak Türkmen olmasının, çok yönlü yararları olacağını düşünüyorum. Hatta, Orgeneral Rütbesinde olanlarında… Bununla birlikte, somut başarıları olan, aile geçmişi Müslüman Ermeni olan bir Generalimizde, Orgeneral olabilmelidir. Bu uygulamanın, Müslüman Ermeni etnik geçmişinden gelen subaylarımızı da, Generallerimi de, kanun ve tanımlara uygun çalıştıkları sürece, onları koruyucu bir özeliği de olacaktır. Tam ‘Türk Subayı’ olacaklardır. Doğru iş yapınca, hiçbir şeyden çekinmeyecekler. ve birey aile gelecek güvenlikleri – güvenceleri de sağlam olacaktır.
Dış güç ve merkezlerin, hem algıları değişecek ve hem de ‘yönetim müdahalesi’ ortam ve istekleri de asgaride olacaktır.

…………………………………………………  

KARADENİZ ÜÇLÜSÜ + ABD ‘de, ‘DİN’ nasıl olmalıdır?

Elbette herkesin mevcut din’i kendisinedir. Bu bölgeye has bir ‘din’ olmaz!

Başlık biraz farklı çağrışım yapsa da, -bireysel görüş- isteyenler için, şöyle bir uygulama olabilir mi?

Dünyada, Semavi mesajların olduğu dört kitap vardır.
İncil, Tevrat, Zebur, Kur’an-ı Kerim.
İncil ve Tevrat, tek kitap halindedir. Eski Ahit bölümü, Tevrat’tır. Yeni Ahit bölümü; İncil’dir. Birbirlerini tamamlayan bilgiler vardır.
Daha sonraki dönemde, insanın - insanlığın gelişimine uygun olarak, eski üç semavi mesajların özetlerinin de olduğu son kitap; Kur’an-ı Kerimdir.

Semavi dinler dışında, başka inanç sistemleri de vardır. Bunlardan, bireysel anlatı ve iyi mesajların olduğu diğer inanç sistemlerini yayanların arasında, kutsal kitaplarda bahsi geçen, Peygamber, Aziz, Nebi gibi, -bilinen 25 Peygamber dışında-  sayıları 25 bin’i aşan, seçilmiş, uyarıcı, öğretici, kutsal mesajlar taşıyıcı –bilinmeyen- insanlar da vardır.

Tüm bunlar; insanın, diğer insanlar ile ilişkilerini düzenlerler. İnsanın kendisi ile, uyum ve ruhsal sağlığını – dengesini düzenleyen öğretilerdir. Yaşam sevinci, yaşama anlam katma, başkalarına değer vermeyi, insanın- insanlığın sürekliliği, dayanıklılığını artıran, başkaları için de yaşamayı, var olmayı – yok olmayı öğreten, Tanrı’nın insana verdiği yükümlülükleri- sorumlulukları öğreten bilgilerdir.  ve Tanrı ile birey arasında iletişimi sağlayan ve bir yaşam tarzı öğreten, bilgi - bilinç veren kutsal bilgilerdir.

….
Bu konuda, diğer insanlara verilecek açık mesaj şu olmalıdır.

Dini konuları, KUTSAL KİTAPLARI, başka insanlar ile tartışmayınız. Yakınlarınızda olanlar ile de… Aile bireyleri ile de… Sadece okumalarını öneriniz. Mevcut düşüncesine ters gibi gözüken bazı bölümleri, satırları, cümleleri, aynı kişinin, 3-5 yıl sonra, hayat deneyimi, bilgi- görgüsü arttıktan sonra yeniden okumalarını yakınlarınıza söyleyiniz. BU KONULARI TARTIŞMAK YANLIŞTIR.  Bireysel görüşler, bireyin kendisinde saklı olması gereken bir konudur. BUNA ÖZEN GÖSTERİLMESİ KAYDI İLE, her evde –elbette kendi dilinizde- bir İNCİL ve KUR’AN olmalıdır. Yalnızken, başkaları ile tartışılmadan okunmalıdır.

////
BU YAZIYI BOŞVER _ BÖYLECE BIRAK.
YENİ YAZI YOK… Konulardan düşünce olarak ta uzaklaş… 26.06.2017 14:54:46

-------------   



ACABA?

1917 Rusya Ekim devrimi öncesi, Rus Ordu yönetiminde, İngiliz etkisi çok fazla mı idi? Rus Ordusu, bu nedenle mi Ardahan’a indi?

İstanbul’da da, Enver Paşa hesapları var. Enver Paşa’nın aile geçmişi, Müslüman Ermeni olabilir!  Tüm hesaplar, Rus etkisi çok zayıflamış, Çarlık Rusyası ile, Türklerin arasını açıp, Orta Asya’da ‘BÜYÜK DOĞU’ yu kurmak, buna uygun olan Enver Paşa yatırımı.

Rus Ordusundan bu bölgeye gelenler de ise, neden geldiklerini bilmeyen çok ordu mensubu var. O dönem Ordu yönetimine hâkim olan bazı Ermeni komutanların aksine, eli silah tutabilecek bu bölge Ermenileri, sadece Kura Nehri Köprüsü üstünde değil, farklı yerlerde toplatılıp, Rus Kazakların, kılıç eğitim çalışması gibi yok ediliyorlar!

Kazım Karabekir Paşa, daha sonra Mustafa Kemal Paşa’nın da dâhil olacağı Enver Paşa grubunda değil, Türkler ve Milli Ermeniler ile birlikte hareket edenler gibi… Daha ortada –galiba Yarbay- Mustafa Kemal Paşa çok yok.

Bu konuları çok bilmiyorum. Sarıkamışta, Türk Askerini soğuktan donduracak emri veren paşa kim ise… bazı bu tür yanlış kararlar dışında Güneydoğu’da, Müslüman Ermeni yerel halk, bilgili ve bilinçli olarak, İngiliz ve Fransız ordusunun saldırılarına karşılık veriyorlar. Onların yanında olan yerli Müslüman Ermeniler ile de çatışma var.

Kısaca, İngiliz – Fransız bağlantısı olmayan, temiz komuta heyetinde Müslüman Ermeni olduğunu şimdi daha anladığımız subaylar var.  Her şeye rağmen, Güneydoğu ve Kuzeydoğu’da, İngiliz ve Fransız ile işbirliği yapan şüpheli subay çok çok az!!!...  Tam detaya bakma imkânım yok. Eğer o komutan da Müslüman Ermeni ise, Kurmay heyeti ve yardımcıları etnik olarak Türk ve o bölgede, halkı çok iyi örgütlemişler. Halk desteği çok yüksek.  Birkaç tanede, resmi kayıtlarda bilinen, Türklere karşı halk ayaklandırmalarını yöneten subay da var ama bir-kaç kişi.

Bir başka açıdan, Rus karşıtı, Büyük Doğu Projesi, o yıllarda da gündemde. Doğu Cephesi, Türk Ordusu Komuta kademesinde görev alan subaylar arasındaki Müslüman Ermenilerde, Türkler ile tam bir işbirliği, güven ve Misak-ı Milli ağırlıklı bir çalışma var. Büyük Doğu’ya eğilim ve istek yok.

Çok daha sonraki yıllarda, İsmet İnönü (Paşa)  ile, sorun ve çekişmeleri olduğu söylenilen, komutanlara - subaylara bakınca, acaba İsmet Paşa’nın bildiği! Güneydoğu’da iki Ermenistan ve bir Kürdistan isteyen başka bir grup (üçüncü grup) olabilir mi?

Daha sonra, Kazım Karabekir Paşa, Mustafa Kemal ile birlikteler. Atatürk’e yapılan İzmir Suikastına, Karabekir Paşanın adı karıştırılıp, İsmet Paşa’nın bildiği başka bir grup, başka bir sonuca mı gitmek istiyorlardı?
1917 Rusya Bolşevik Devrimi öncesi ve sonrasında da, benzer bir şekilde, Rus Ordusunda da gruplar var gibi.
Bunlardan ders çıkarılmalıdır. Ders alınmalıdır.


(bu kadar)
30.06.2017 05:32

BOŞ VER ŞİMDİ! Konu değiştirebilir. Kafa karıştırabilir.

YAYINLAMA!

15.07.2017 05:12:53

……………………………………..

İşe başlayınca, Rus Kızına odaklanacağım.
Bu fırsat bir daha ele geçmez.
Onu da yazayım. Kurtulayım.
O yıllarda, Rusya’dan korkuyordum.
Rusya, çok dış kontrol altında gibi idi.
Anadolu Türkleri için, bunun anlamı : (açık yazayım mı?) Ermeniler, çoğu konu ve dalda çok etkili gibi idiler ve ben de, kimin kim olduğunu bilmiyorum. Halen de bilmiyorum!
(Bu korkunun bir nedeni de, Rusya’nın en seçkin Paraşütçü Birliği Komutanının Cehar Dudayev gibi, etnik olarak Rus olmayan birisinin olduğunu öğrenmemdi. )

TBMM de yayınlanan, bir Çerkez hikâyesini –aynen- hiçbir ilave yapmadan, Rus Genelkurmayına, göndermiştim. Amaç, o dönem, TBMM deki yayınlarımı takip etsinler. Onlar da bana Rus Genelkurmayında, gerektiği an, mail göndereceğim adresi gönderdiler. Ben de hiç yazışmadım. Kısaca, başka hiç mail göndermedim.

……………….


İKİ ÇOK ÖNEMLİ ÜLKE İLE İLGİLİ, BU İKİ FARKLI KONUYU NEDEN YAZDIM?

1 – Almanların, (normal) Genç Alman Generallerin ve Genç Alman Diplomatların, konu özeti ile birlikte, Ostim Belgesi’ni okuyup, o durumda – Türkiye gibi geçmişleri olan bir ülkede, nasıl tavır almaları ve ne yapmaları gerekirdi? 

2 – (Bunu yazmak biraz zor ama yazmak gerekiyor. İşe başlayınca, bu konuları düşünmeyeceğim. Konuşamayacağım. Şu anda, bu saatte, daha serbestim. Devlet Memuru değilim. Türkiye ya da Rusya tarafında olmak fark etmez. Bir defa da olsa, bunun yazılması gerekir. )

Önce, Türkiye’den başlayayım.
Önümüzdeki süreçte, Genelkurmay Başkanlarının, -bundan böyle- etnik olarak Türk olmalarının, tüm ordu mensuplarımıza yararları vardır. Herkes, kanunlar ölçüsünde, görev tanımlarına uygun çalışınca, korkmazlar. Haksızlığa uğramazlar.  SON YIL YAŞADIĞIMIZ (detaya girmeyeyim.) konular, daha yaşanmadan önlenirdi. Sürekli olarak düzenleme buna göre yapılmalıdır.

Rusya’yı tam bilmiyorum. Önümüzdeki süreçte, Rusya için de böyle olması gerekiyor. Yani, Genelkurmay Başkanlarının etnik olarak Rus olmaları. (Şu anda, bağımsız – bağlantısız olduğum için, bunu - bir defada olsa - yazma hakkım vardır.)  Genelkurmay başkanlığı politik bir görev değildir. O ülkedeki her etnik grup, her etnik kökenden olan subaylar, Rus etnik geçmişinden gelen ile daha rahat olurlar. BU DURUM TÜRKİYE İÇİN DE GEREKLİDİR. Etnik gruplaşmalar, etnik dayanışmalar, böylece önlenmiş olur. Tüm Karadeniz üçlüsü ülkeler de, (+ABD ye bir şey yazıp – söyleyemem. ABD farklıdır.)  bu kuralın uygulanması, Gürcistan da ‘Gürcü’, Azerbaycan’da ‘Azeri’, Özbekistan’da ‘Özbek’ gibi.

BU NOTU YAYINLAMALI MIYIM? Yoksa, BÖYLECE KALSA MI?
Yat uyu. Sonra ya da yayınlamasam daha iyi gibi…  Her ikisi de kalsın. Bilgisayardan alan, lütfen uygun kişilere yayınlasın.  Başkaları duymasın. İlgililer okurlar.

---------- 
15.07.2017

(bilgisayarınızda internet bağlantısı olmasa bile, WI – FI açık ise, daha kolay, kapalı olsa da, istenirse alınabiliyor. Benim heveslim çoktur. Bilgisayarımda koruma da yoktur.  )

--------- 

SAYIN BAŞBAKANIM,

Belki siz daha o yıllarda doğmamıştınız!
TBMM Başkanı Bülent Arınç ve o dönemin Başbakanına hitaben, yol ayrımı – resimli kapağı olan bir açıklayıcı bilgiyi  –galiba üç sayfa- TBMM Başkan Vekili Sadık Yakut’a FAKS ile göndermiş ve muhataplarına iletmesini rica etmiştim. 

Takdirleri, hiç birisini dikkate almamak oldu. Yapabileceğim bir şey yoktu.
Şimdi de önümdeki seçenekler şunlardır:

Birincisi, yazdıklarım – PROJELERİM.
Bunlar için; ABD – Türkiye - Rusya üçlüsünün yönetimlerinin, bu işlere hevesli – istekli olmaları gerekiyor. Bu durumda, Türkiye’nin Rusya Büyükelçisi olarak atama – tayinimi yapmanız, uygundur. Ben de o görevi kabul ederim. Moskova’da, dolu Rus kızı var ama ben –sanıyorum- kafamdaki bölgelere gidip, oralardan, evlenecek bir Rus kızı bulurum. Hem Rus tarafında çalışırım ve hem de Türk tarafında. Faaliyet alanlarım, net ve açıktır. 

İkincisi: Ankara’da, -şu an bekâr olduğum için- HALK İŞLETMECİLİĞİ – ÜST YÖNETİMİ ‘nde olan Türklerden birisi olurum. Rus kızı ile evlenene kadar…
Evlenince, o koşullara uymadığım için, ayrılır, danışman olarak yine katkılarda bulunurum. Rusya’nın Ankara elçiliğinde lojmanım olur.

Üçüncüsü : (Buna ihtiyacım var.) TBMM Başkanımız, galiba TBMM yi, TRT Genel Müdürümüz de TRT yi Türklerden koruyor gibi… Beni davet etmediler.

Maliye Bankımız ve yeni Savunma Bakanımız, Personel – atama konularını da çok iyi bilirler.

Maliye Bakanlığı’nın, Kızılay ‘da vergi dairesi üstünde, “kızaktaki müşavirler’ bekleme yeri var. Ya da, yerini tam bilmiyorum. Sıhhiye’de Başbakanlığın, bu tür bir yeri varmış. Başbakanlık müşaviri olarak, son çalışma süremi - dönemimi orada –sessizce- tamamlamak istiyorum. BAŞKA ALAN DA, BAŞKA YERDE,  ÇALIŞMA İSTEK ve HEVESİM YOKTUR. Normal, müşavir imkânları  - geliri de, bana yeter.

Yazı – yayın konularını tamamen bırakırım.

Tazminatta istemiyorum.
Hiç kimse ile de görüşmeden, hayatımın kalan yıllarını, orada tamamlayıp, sessizce de emekli olurum.
Lütfen insaflı olunuz. Daha fazla rezil etmeyiniz. Rezil edenlere de fırsat vermeyiniz.

Saygılarımla, Arz ederim.

21.07.2017 13:38


  

19 Temmuz 2017 Çarşamba

Subay ve Generallerimizin, DOĞU ANADOLU BÖLGESİ İLE İLGİLİ NOTLARI VE RAPORLARI

Ülkemizin Doğu - Güney Doğu Anadolu Bölgelerinde,  görev yapmış SUBAY ve GENERALLERİMİZİN, geçmişe yönelik bilgi notlarının, TÜRK GENELKURMAYINDA TOPLANMASI.

Bir tarihte, hem de yakın tarihe kadar, bizim subay ve generallerimizde normallerin oranı çok yüksekti. Son 20 -25 yılda ise, bu oranın azaldığına dair şiddetli kuşkular olan bir süreci yaşadık. Şimdi yeniden normale dönüyor gibiyiz. Devletler ve devletin bazı kurumları süreklidir. O yıllarda, yeni öğrenci ya da alt rütbelerde subay olanların bir kısmı, halen ordumuzdadırlar. Kuşkulu süreç çok geçmişte değildir. Şimdi ise, hızlı bir iyiye dönüş var.

Halen görevde olanlar dışında, emekli olmuş Subay ve Generallerimizi de kapsayan bu talep sonucu, isteyen bir sahife, isteyen de asgari üç sahife, ya da 30 – 300 sahifelik,  o bölgede, çalışma – çarpışma, geçmişe yönelik eleştiri – bulgu ve geleceğe yönelik önerileri içeren bir rapor yazmaları.  

Bunun askeri ya da kapalı yönleri olan kısımlarına sansür getirilmiş, o bölümleri kopyadan çıkarılmış olması kaydı ile, yerel halktan, Kürt ya da Müslüman Ermeni kökenlilerden, kendilerine görev anında yardımcı olanlar… Grup – köy olarak iyi olanlar. Kısaca, o bölgedeki Türkler de de görülen eksik – fazlalıkların da işlendiği, toplumsal analiz bölümlerini incelemeyi, -izin verildiği ölçüde- arzu ederiz. Bunu inceleyecek arkadaşlar, ‘HALK İŞLETMECİLİĞİ’ Personel – İnsan Kaynakları – bölüm yöneticileri ve karar vericileri olacaklardır.
Kısa analizler, bireyleri, sülaleleri, aşiretleri, köy korucularını da kapsayabilir.

HALK İŞLETMECİLİKLERİ – ÜST YÖNETİMİ, Türkmen aile geçmişinden gelenler olmakla birlikte, -BAZI İŞ DALLARINDA- iş ortakları - ya da –geçici iş ortakları- arasında, Kürt ve Müslüman Ermeni vatandaşlarımızda olacaklardır.

Bunlardan ilk’i, Enerji iş dalında ve bir diğeri de, Hayvancılıktır.
Erzurum, Urfa, Diyarbakır merkezli, Türkmenistan _ Kazakistan kaynaklı, bir ön hazırlık çalışması vardır. Öncelikle, Akdeniz Sahili, Türk – Rus Tatil Köyleri, ülkemizin çeşitli vilayetlerinde yapılacak, Halk İşletmecilikleri – Konaklama Tesisleri, talep eden resmi kurum ve elçiliklerin yemekhaneleri için, ET ÜRETİMİ.

ÖZET TALEP:

Bu HALK İŞLETMECİLİKLERİ’nin çeşitli bölümlerinde, Kürt ve aile geçmişleri Müslüman Ermeni vatandaşlarımızda, -iş ortağı- olabileceklerdir. BU İNSANLARI SEÇER İKEN, O BÖLGEDE GÖREV YAPMIŞ, subaylarımızın –bilgi notları -ndan yararlanmak istiyoruz. Gerekirse, aile, köy, birey isimleri de verebilirler.

        Genel Kurmay ya da Savunma Bakanlığında belirlenecek, “GEÇMİŞE YÖNELİK, DOĞU ANADOLU BÖLGESİ İLE İLGİLİ NOTLAR VE RAPORLAR” bölümünün oluşturulması.

Türk Genelkurmayının bilgisi dâhilinde, yalnızca bu detayı kapsayan bir bilgi notu, bir nüshası, Gnkur. da o bölüme verilmek kaydı ile, kuruluş sonrası, direk HALK İŞLETMECİLİĞİ ÜST YÖNETİM BİNASINA DA, bu bilgi notu bırakılabilir. Bizlere de çok yardımı olur.

İmkânlar, doğru insanlara verilmiş olur.


İş sırası:

Genelkurmay ya da Savunma Bakanlığı’nda, bu amaca yönelik, bir birimde, küçük bir çalışma grubu oluşturulması.
Emekli Subay ve Generallerimize, bu çağrının yapılması.
İşimize yarayacak bilgileri – bölümleri, o çalışma grubundan alabilmemiz.

……. 

19.07.2017 17:45

18 Temmuz 2017 Salı

AMERİKA – RUSYA, ORTA-DOĞU’DA, yeni bir ERMENİSTAN OLABİLİR Mİ?

Ya da sadece bir ülke ya da bir bölgede değil, Orta Doğu'da, iki üç ülkede, -özerk- Ermeni Yerleşim yerleri. 

Orta – Doğu’yu, o bölgeleri, o ülkeleri hiç bilmiyoruz. Unutturulduk.
İngiltere, Fransa, Almanya’nın haberleri yokken, onların bir ağzını yoklasanız.
Osmanlı İmparatorluğu’nun dağılma döneminde, Türklerin Misak-ı Milli Sınırları dışında, buna benzer Ermenistan plan – projeleri var mı idi?

Ürdün, Lübnan, hatta Mısır gibi ülkelerde, mevcut Ermeni yerleşim yerleri. Onların arasında bir bölge.  Ya da o bölgede uygun bir yerde.

Türkiye’ye sonradan gelenlerin de, gönderilebilecekleri bir alan. Bağımsız da olabilirler. Özerk te olabilirler.  

Böyle bir seçeneğin, farklı versiyonları.  Bu bölge hep kriz ile yönetilemez. Bu bölge ülkelerinde, her devlet başkanları ve üst yönetimleri de, Ermeni olmaz! Olamaz. (Yönettiği toplumdan gizlenen kapalı etnik kimliğin vebali, tüm insanlığındır. )

(Sanıyorum, kökeni İngilizlere dayanan, son yüzyılda da Almanlarca geliştirilen,)
Bu sürecin – uygulamaların bitmesi gerekiyor. İnsanlara yazık.
Her toplum – topluluk, kendisini yönetsin ve kişilikler normal gelişsin. Din – inanç sistemleri de, normal seyrine geçsin. Normal işlevine dönsün. İsteyen, istediği yaşam tarzını –kendi bölgesinde- seçmekte de serbest olsun.

Geçiş döneminde, ölen ölür – kalan sağlar için…
O bölge – Orta Doğu - insanlarının da, huzurlu – güvenli yaşayacakları bir istikrar dönemine geçişten bahsediyoruz.
…..
Bu konuya –yeterince- hâkim değiliz. Bölge ve nüfus dağılımları hakkında (güncel – gerçek) yeterli bilgilere de sahip değiliz.  
Başkalarının verdikleri bilgilere sizlerde inanmayınız! Yeni, güncellenmiş, ABD ve Rusya’nın,  ortak – doğrulanmış bilgileri ile.)

Türkler; ‘Kara Deniz Üçlüsü + ABD” grubundadırlar.  O bölge dışındadırlar. O bölgenin, diaspora Ermenileri ya da Avrupa Merkezli bazı düşünce kuruluşlarının öngörülerine göre değil,  Amerika – Rusya kaynaklı, yeni bir yaklaşım ile, yeniden yapılandırılması ve belki, sınır değişimlerinden bahsediyorum.
Ya da belki, o ülkelerde, Ermeni bölgeleri.

Hadi, Kolay gelsin…

…….. 

18.07.2017 10:04

14 Temmuz 2017 Cuma

YAYIN KAPANIŞ NOTLARI…

DÜNYANIN DERT VE SIKINTILARI BİTMEZ.
Yaşayan – nefes alan her canlının; umut, özlem ve beklentileri vardır.  
Bunlara kavuştuğu oranda mutlu olur. Ona sahip olunca, yeni bir umut ve yeni bir beklenti başlar. Bu çark döner gider…

İnsanlar da nefes alırlar.
Çoğu zaman, bunun bile bir ‘nimet’ olduğunu bilmezler.
Sıhhatiniz yerinde olur. Bu kez; gıda, güvenlik, yarın kaygısı başlar.
Toplumsal gruplar içinde, birlikte yaşama ihtiyacı, bilgi- bilinci ve bunun gerekleri…

Beklentiler, çoğu zaman gönlünüzce olmuyor. Ya da belki zamanında olmuyor.
Her durumda, mevcudu iyileştirme çabaları.

Birden, aklıma GÜNEY AMERİKA geldi.
Çok uzaktalar ama bize yakınlar.
Duygu olarak yakınlar.

Yeterli bilgi ve araştırmam yok ama ben bunu –nedense- başlangıçlarının İspanyol bilgi kaynakları ile oluşmasına bağlarım. İspanyollar, genel olarak Türkleri iyi tanıtırlar. Kültürel temeller de, (Eski dönem İspanyolları) Avrupa milletlerinde, “İncil’e en yakın olanı” diye bilinir.  Belki de bu bir iyi ‘ön yargı’dır.
………..

ÜRETEN AMERİKALILARDAN
       BAŞKAN TRUMP YÖNETİMİNDEN,
       GÜNEY AMERİKA ÜLKELERİ İÇİN,
       BEKLENTİ ve DİLEKLERİMİZ.

İçlerinde, Güney Amerika kökenli Amerikalılarında olduğu, üreten Amerikalılardan yeni bir grubun; yeni bir yaklaşım ile, yeni bir - GÜNEY AMERİKA ÜLKELERİ dokümanı  - BİLGİ DOSYASI hazırlamaları.  

(Bu öneriler, bölgeyi hiç bilmeyen bir kişinin, geleneksel yaklaşımlar ile konuyu tanıma – tanımlama önerileridir.)

O bölgedeki her ülkenin…
a) Yerli Nüfus (kaç çeşit etnik yapı ve tanımları var?)
b) İlk sonradan geliş ve gelenlerin etnik dökümü.
Hangi Avrupalı ülke ya da toplum, hangi amaçlı gelmişler?
O ülkede, ne kadar süre hâkim olmuşlar?
El değiştirme nasıl yapılmış?
(O ülke için belirlenecek bir tarihten sonra) Ülke politik liderleri ve bakanlar kurullarının, gerçek etnik dokümanları ve –sonradan gelenlerinde- o ülkeye geliş tarihleri.

O ülkenin 1960 – 1970 döneminin –politik, sosyal, ekonomik, göç- analizi.

1975 lerden sonra, Uzaktan bakış, sağlam olmayan video, haber - bilgi kaynaklarından gözlem – yaşam tarzlarında, Asya uzak doğu – gece hayatı! Onu bir geçim – geçinme tarzı olarak görme anlayışı… Türüne bir kayış var gibi.
Bunun nedenleri, yönetimlerde kimlerin oldukları?

--------------------------  

Bundan önceki ABD Yönetimi, bir iyi iş yapmıştı.
Güney Amerika ülkelerinden 100.000 Yüksek Öğrenim öğrencisine, ABD de Eğitim Bursu vermişti?
BU DOSYANIN, YENİDEN ELE ALINMASI.
Hangi ülkelerden, kimlere, hangi okullarda, hangi tür öğrenci bursu verildi?
Uygulamada, bunların sonuçları ne oldu?

Bu öğrencilerin, geldikleri ülkelere göre, etnik dökümü.
ABD Vatandaşı, İspanyol kökenli – üreten Amerikalardan, konum – durum geçmişleri o bölgede çalışmaya müsait olanlar ile bir ekibin oluşturulması.

KISACA, GÜNEY AMERİKA ÜLKELERİNİN, yerel – kaynak ve imkânları, bunlar kimlerin elinde, bunun araştırılıp – soruşturulması ve o kaynaklar ile, daha iyi bir yönetim oluşturmanın temel çalışmaları.

Daha da özeti, 100.000 öğrencinin ABD ye getirildiği yıllarda, hem dünyada ve hem de ABD de başka bir anlayış ve bakış vardı. Bu geçen kısa sürede, ABD de yönetim değişmesinde de etkili olan, yeni bir anlayış ve bakış, -kendiliğinden- ortaya çıktı. Daha yerel ve daha kendine yeterli olma anlayışı.

O öğrencilerin mezun olma dönemleri yakın ya da yeni mezun oldular.
-nedenini tam bilmiyor ve izah edemiyorum.- İspanyol kökenli Amerikalılar ağırlıklı, yeni çalışma grupları oluşturmanın, konuları –YENİ – KENDİ BİLGİLERİ İLE- yeniden değerlendirmeye almalarının, belki o ülkelerde, YENİ BİR EĞİTİM MODELİNİ de geliştirerek, çok şeye yeniden başlanılmasının, hem ABD ve hem de o bölge ülke halkları için iyi olacağı iyimserliğindeyim.  

……………….. 

14.07.2017 22:08

================================


Yukarıdaki yazıyı yayınladım. Daha sonra eve geldim. Ufak – tefek uğraşlardan sonra, yatağa yatmıştım. Uyuyamadım. Yazı yazma döneminin en büyük dezavantajı, uyku sisteminiz bozuluyor. “O halde, yazı yazmamak gerekiyor.” Diye düşündüm. 

Ben bu derde düşmeden önce, ne güzeldi.
Gece 10.00 -11.00 (22.00 ) civarı yatağa girerdim. Sabahta, çok erken uyanırdım. Erken saatte, maillere bakardım. Okurdum. Güne öyle başlardım.
Şimdi, hiç uyumadan sabaha ulaştığım günlerde oluyor ama bunun bir nedeni de, gündüz uykusu. Bazen de, sabah bu saatlerde uyuyup, öğle vakti uyanıyorum. Bu durum bile, rahatsız edici. Evde internet olmayınca da, zaman geçirecek uğraş bulmak güç oluyor.

……
15.07.2017 04:39:15

Bunu yazsam mı? Yazmasam mı? Sabaha kadar bunu düşündüm.
O Alman General, iyi ve başarılı bir General midir? Yoksa, sonucu görmeden – göremeden; “Bu Türk’ü hakladım!”  diye erken sevinmesi mi bunca yılımı aldı? 
Bir anlamda yallarımı  ‘Hakladı’.
Belki, çocuğumda olmayacak. Olsa da belki büyütemeyeceğim.
… ama sonuç ne oldu?

Ortada bir şey yokken, sevdiğim bir milletin, aklı başında olacağını sandığım –biraz da kısa yol- askeri ataşesine; ‘lütfen aracı olup, işime başlatır mısınız?’ diye, durumu samimi olarak aktarmış olmam mı? Bu kadar uzun süre, normal- yasal hakkım, küçük bir tayin-atamayı yaptıramayışıma neden oldu?

Buna neden gerek duymuştum?
O zamanın, o yılların bakış alışkanlığı, Politikacı Mesut Yılmaz’ın, ‘Almanların Adamı’ olduğu söylenilirdi. Mesut Yılmaz’a konuyu aktarıp, sonuç alamayınca mı Almanlar aklıma geldi?  Ya da, bilemediğim bir Generalimizin engellediğini sanışım mı?
Demirel gitmişti. Ahmet Necdet Sezer’den de sonuç alamamıştım.

Acaba; “Bu Türk’ü hakladım!”  diye düşünmüş-müdür?
Böyle davranışı,  bu işi Almanya’nın çıkarlarını düşündüğü için mi yaptı? Yoksa, - her millette her çeşit General olur – olabilir! Türkleri mi sevmiyor – istemiyor.

O OSTİM BELGESİNE DE, SESSİZ KALAN ALMAN DİPLOMAT, (Kafamızdaki) ALMAN DA DEĞİLDİR. DİPLOMATTA DEĞİLDİR.

Kusura bakmayınız ama ALMAN HALKI başka, General ve diplomatları başka imiş.
Bunu, Türkler ve Ruslar iyi bilsinler.

ALMANYA’DA MEVCUT YÖNETİM ve UYGULAMALARI, ‘MECBUR KALMADIKÇA’, TÜRKLERE ve RUSLARA NORMAL DAVRANMAZLAR MI?!!!

‘MECBUR KALMADIKÇA’ nazik bir deyim değil ama bunun yumuşatılmışı, Ruslar ve Türkler öyle olmalıyız ki, Almanya Yönetim Temsilcilerine bir konu aktarılınca, o sorunu çözme - giderme ‘İHTİYACINI HİSSETMELİDİRLER.’
‘HAKLAMAYA’ kalkışmasını önleme metotlarından birisi de çok açıktır.
Yıllar yıllar önce, çok açık olarak yazdım. ABD ye, dünyanın ihtiyacı vardır.  Yoksa, dünyanın hali haraptır.
Bir – kaç kötü örneği – duyumu, bireysel (uygulama – anlayış) yanlışlarını büyütmeyiniz. ABD interneti icat etmese, bunlar yazılamaz dı. Bu bile, ABD nin ne olduğunu gösteriyor.
Almanya –İngiltere, bu imkânı bizlere vermezdi.

‘KARADENİZ ÜÇLÜSÜ+ABD’ Bu bölgeden, ABD ye sorun gelmeyeceğini iletmenin bir başka yoludur.  ABD ‘AGAIN GREAT’ Olmalıdır.  Türkiye olarak, sorun iletmeden, ABD ye – şartlar elverdikçe- imkânlar ölçüsünde, ticari olarak, sanayi olarak, Avrupa’dan daha yakın olmalıyız.
Hayat ve bu bölgede var olmanın yolu budur.
Bu örnekleri unutmayınız.
O durumda bir sorun iletince, Almanya Yönetimi hemen çözer.
Bu kadar.
…….
15.07.2017 05:12:53

……………………………………..

İşe başlayınca, Rus Kızına odaklanacağım.
Bu fırsat bir daha ele geçmez.
Durup dururken de, geçmişe yönelik bir konuyu açmak – yazmak ortamı da olmaz. Gereği de yoktur.  Şimdi yazma zamanı.
……………….
BU ÇOK ÖNEMLİ ÜLKE İLE İLGİLİ, BU FARKLI KONUYU NEDEN YAZDIM?

Almanların, (normal) Genç Alman Generallerin ve Genç Alman Diplomatların, konu özeti ile birlikte, Ostim Belgesi’ni okuyup, o durumda – Bir Alman Diplomat ya da bir Alman Generalin- Türkiye gibi geçmişleri olan bir ülkede, nasıl tavır almaları ve ne yapmaları gerekirdi?  
Bu, At ile Deve değildir!..

SEN HANGİ DURUMDA, BİR TÜRK İLE İYİ OLACAKSIN?  TÜRK’E İYİ OLACAKSIN?

…….. 

15.07.2017 13:10:21

=============
……

TÜRKİYE’DE, ALEVİ KONUSU

Çok eski çağlarda leylekler, döşlerindeki torbadaki çocuğa sorarlarmış.

-         Sen hangi ülkede ve hangi etnik geçmişteki bir ailenin evine, bacadan konulmak istersin?

Leyleğin uçuş mesafesine göre, gidilebilecek ülkeler de sınırlı olurmuş. O bölgedeki ülkelerden birisinde. O dönemlerde doğan çocuklarda, ailenin etnik geçmişini seçme imkânı varmış. Sonra ne oldu ise, kadınlar çocuğunu karnında taşımaya başlamışlar. Bu durumda, çocuğun, dünyaya gelir iken, aile etnik geçmişini ve inanç sistemini seçme hakkı elinden alınmış.

Kayseri’de, çok yakın arkadaşlarımın bir kısmı, Kürt Alevi’si idiler.
Geçmişte, Sivas iline bağlı iken, sonradan Kayseri Sarıoğlan İlçesine bağlanan, Kara özü başta, 3-4, belki 7 köy de, o dönem bize söylendiğine göre Türk Alevisi idiler. Bu köylerden de, Kayseri’de çok sevip – sayıp, güvendiğim arkadaş ve yakın tanıdıklarım vardı.

Bunların Pir’i, Şeyh’i, dedesi ya da din öğreticisi, Hacı Bektaş Veli ve öğretileri hakkında, eskiden bir-kaç kitap okumuştum. Çok ta beğenmiştim. Bana göre, aykırı hiçbir öğreti yoktu. Benim tanıdıklarımın yaşam tarz ve ölçütlerinde de, bir fark yoktu. Bu samimiyetten kaynaklanan yakınlık ve güven ile, Kayseri Hava İkmal de bile, bir yakın tanıdık, geçmişte Alevi iken, sonra Sünni olan, bizim bölge de, Bünyan yöresinde, bir-kaç köy ismini de bana söylemişti. Kürt ya da Türk, Bizlerin birbirleri arasında, gizli - saklı çok olmaz. Dini gruplar çıktıktan sonra, bu işler karıştı!

Ben bu konuyu sormamıştım. Tam Bilmiyordum  - Olabilir.- diyordum. Türkiye’deki tüm Alevilerin, etnik aile geçmişleri Ermeni imişler. … de, bu arkadaşların hepsi, Cumhuriyetin kuruluşundan öncesine dayanan, yerleşimi eski, bu bölge insanları.  Bunlar uzaydan ya da sonradan gelmediler.
….
Atatürk, İstanbul’dan Anadolu’ya geçtikten sonra, Savaş öncesi, Kırşehir deki Hacı Bektaş Veli grubu ile bir toplantı – görüşmesi vardır. Bunun ayrıntıları, hiç anlatılmaz denilir. Bizler biliriz. Detayı unuttum, tam hatırlamıyorum ama o görüşmede, Atatürk ile birlikte gelen, Balkan kökenli birisine, bir başkası, ‘Bu da Ermeni’ der. O kişinin aile yaşam tarzı Türk Tipi ve inancı da sağlamdır. Vatansever, cephelerde de savaşmış bir kişidir. O kişinin, açıklayıcı ve neden öyle gözükmeleri değil, öyle olmaları gerektiğini içeren bir anlatı da vardı. Sözlü aktarım ve anlatımlar, hep unutuldu.

Günümüzde, etnik geçmiş kadar önemli bir diğer konu da, o dönem deki birlik ve beraberliği sağlayan insanların, inanç ve kişiliklerinin, sağlam yapısı da hatırlanılmalıdır. Hepsi de, temiz niyetli, temiz insanlardı. Onlara, çok şey borçluyuz. Ortak mücadeleyi birlikte verdiler. “Misak-ı Milli” onların da ortak eseridir.

Dış duyumlar ile, başka bölge insanları hakkında anlatılanlar, - bana göre- Kayseri bölgesinde olanlardan çok farklıdırlar. Kimsenin de, bir başkasının inancına – yaşam tarzına müdahale etme hakkı yoktur. Ortak vatan değerlerinde, ortak sorumluluklarımız ve yükümlülüklerimiz aynıdır. BUNLARIN AÇIK BİLİNMEMESİNİN – geçmiş dönem de, bazı nedenleri de olabilir. Bununla birlikte, günümüz şartları, bunların açık bilinmesini gerektiriyor. Siyaset, yönetim ve ortak vatanımızda, ortak geleceğimizde, çok şeyin doğru bir dengelemeye kavuşması için. Daha çok dış kaynaklı, aynı ülke insanlarının, çeşitli amaçlar ile,  birbirlerine karşı –kapalı örgütlenmesini- önlemek için. Tüm mesele bundan ibarettir.

……….
16-Jul-17 00:18

-----------------------------------

ACABA?

KURTULUŞ SAVAŞI – Kimden kurtulduk?
BAĞIMSIZLIK (İSTİKLAL)  SAVAŞI? Biz bağımsızdık!  

Yeni TÜRKİYE CUMHURİYETİ kuruluşu öncesi Savaşlar da, isimlendirme yanlışımı var?

Doğru olanı: MİSAK – I MİLLİ (Milli Yemin) SAVAŞI-MIDIR?

“MİSAK-I MİLLİ, SINIR BELİRLEME SAVAŞI”

I. Dünya Savaşı, Osmanlı İmparatorluğunun bitişi.
Osmanlı İmparatorluğu son Meclis (Meclisi Mebusan – Milletvekilleri Meclisi) Toplantısında da okunan, MİSAK-I MİLLİ SINIRLARINI garantiye almak için yapılan savaşlara farklı isimler veriliyor.  O isimlendirmeler yanlış gibi…

Savaşan taraflar:
İngilizler, İstanbul Bölgesi.
İngilizlerin finanse ettikleri, Yunanistan Ordusu.  Karadeniz sahilinde, bazı şehirler.

Şimdi, Ukrayna’nın Konaklama Tesisleri kuracakları, Sakarya Bölgesinde, Anzavur Mehmet komutasında, yerel Çerkez - Ermeni Halkın ayaklandırılması.

(Bunlar, 1915 te, halen Osmanlı Toprakları olan ama Misak-ı Milli sınırları dışında, Orta doğu’da bir bölgeye yaptırılan, BÜYÜK ERMENİ GÖÇ’ünden sonra olanlardır. Bu ayaklandırmayı yapan ekip başkanları idam edilmişlerdir. Bir kısmı da, ‘150 likler’ diye anılan, 150 aile ya da 150 kişi, vatandaşlıktan çıkarılmış olanların arasındadırlar.
Korkulan, Cumhuriyetin ilanından sonraki dönemlerde, Balkan ya da Avrupa’ya geçen 150 liklerin bir kısmının ve Orta Doğu’ya, BÜYÜK ERMENİ GÖÇ’ü  ile gönderilenlerin de, çeşitli vesileler ile, Anadolu’ya yenide dönüş yapıp, vatandaşlığa geçmiş olmaları, önemli makam ve görevlerde, rütbelerde  olmaları, o tür görevlere gelmeleri ihtimalidir.

BUNLARIN BİR KISMI DA, ORTA DOGU dan, ABD ye göç etmişlerdi. ABD Ermeni Lobisinde, ABD Politikasını oluşturanlardır. TÜRKİYE – RUSYA ERMENİLERİ ile iş ilişkisi – çocuklarına eğitim gibi gözüken, bazı Avrupa ülkeleri Merkezli, Türkiye’nin de içinde olacağı, ABD – RUSYA savaşını çıkarmak isteyenler olabileceği korkusudur.

Kısaca, korkulan; o dönem Anadolu Türkleri ile işbirliği yapan, yerel Müslüman Ermeniler değildir!)


Çukurova (Adana – Mersin) , Gaziantep, Maraş, Urfa’da, yerel Ermenilerin – Fransız ordusu ile birlikte ayaklanmaları. Bu bölgede, yerel Müslüman Ermeniler’in önemli kısmı da, Türkler ile birlikte, Fransız ordusuna karşı savaşmışlardır.

İşte bu savaşlara,  Kurtuluş – Bağımsızlık savaşı ismini veren tarihçiler, acaba yanlış isimlendirme mi yapmışlar?

Tek amaç; 1880 de, bir kapalı Türkmen toplantısında belirlenen, I. Dünya Savaşı dönemi de,  Osmanlı Meclisinde açıklanan ve kabul edilen, Misak-ı Milli Sınırlarını garantiye almaktır.

O halde, o dönem de, bu amaçla yapılan savaşların adı da, SAKARYA 7 GÖLLER, TÜRK – AMERİKAN LİSESİ, yeni Tarih Kitaplarında,  ‘Kurtuluş’ ya da ‘İstiklal Savaşı’ yerine,   “MİSAK-I MİLLİ SAVAŞLARI” başlığı ile, bir bölümde toplanmalıdır.  

…………..
16.07.2017 04:01



Katkıda bulunanlar

Share it