Özelikle
son haftalarda yayınladığım somut uygulama ve gözlemlerden, Türkiye’de, ortak
ülkemizde, son 60 -70 yıldır hepimizi
etkileyen bazı olumsuzlukların, yanlış anlayış ve düşüncelerin ana neden ve
kaynaklarını vermeye – anlatmaya çalıştım.
Bunları
açık konuşabilen toplumlar, ortak geleceklerini daha sağlam temellere dayalı
olarak yönetimlerini iyileştirirler. İyileştirebilirler.
Bu
tür konuları konuşamayan toplumlar – ülkeler ise; kahramanlık nutukları – dini
söylemler ile, ikinci, üçüncü, hatta beşinci sınıf sömürge ülkeleri ve sömürge
toplumları olurlar. Bir süre, bir dönem kazanmış olanlar bile, bir sonraki
dönem kaybederler. Kazancınızın da bir
anlamı kalmaz. İnsan ilişkilerinin de… İbadetlerinizin de…
Güvenceler
arar iken, aile yaşamınızı kaybedersiniz. Evlatlarınızı kaybedersiniz. Doğruların
ne olduğunu anlayamazsınız. Yönetimdekilerin yanlışlarını da…
Başkaları
da, yeni doğrular – yeni dönemin doğruları olarak, sizleri başka yanlışlara
götürecek yeni anlayış, yeni düşünce ve yeni uygulama yanlışlarına sürüklerler.
Sonuçta,
hepiniz birden, korunağınızı, barınağınızı, ortak vatanınızı kaybedersiniz.
İnsanların,
güvenli vatanları olunca, ihtiyaçları çok fazla değildir.
İnsan
ömrü de, bu dünyaya pamuk ipliği ile bağlıdır. Her şeyiniz yerindedir. Bir
bardak su içerken bile, yanlış açı – dalgınlık sonucu, on bin de bir olan kaza
başınıza gelir ve ölürsünüz.
(Nedenini tam
bilmiyorum ama eskiden, su içilir iken bile, bazı kural ve ilkeler vardı.
Bunları da unuttuk! Akıtırken de öyle… Örneğin açık arazi de, -küçük su-
denilen, tuvalet ihtiyacında, çevreden görülmeyecek, önü kapalı bir yere
varılırdı. Sağ diz kapağı yere konulurdu. Sol ayak, ters “v” şekline gelir ve
ondan sonra pantolon düğmesi açılır, rahat rahat akıtılırdı. Bitince de, yerden
temiz bir küçük taş alınır, ucuna sürülürdü. Delikte kalan son damla, ona
sıkılır ve böylece, içeri alınca, don’a damlayacak son damlada, taşa sürtülünce
biterdi.
Bu gelenek ve
kültüre uygun akıtılacak yer seçimi de çok önemlidir. Düştüğü nokta aşağıda
olmalıdır ki, üzerinize sıçramasın! Esen rüzgâr da dikkate alınmalıdır. Bu işin
zevki de, sahilde, yüksek bir tepeye çıkıp, denize doğru akıtmaktır. Taş
bölümlerin üzerinde yosun vardır. Oradan bir parça koparınca, yosunlu kısım
daha emici ve yumuşak olur. Rahatlarsın da… Güzel manzarayı seyrederek
rahatlarsın. Hayattan daha başka ne isteyeceksiniz? Bununla birlikte, toplu yaşama
– bir arada olma, başkalarına saygı boyutunda, oradan bir tekne geçiyor ise, o
tepede, orada, o iş yapılamaz! Aşağıdan bakılınca anlaşılmayacak şekilde,
belden – göğüsten üst taraf aşağıdan görülür. Taşların arasındaki bir boşluğa
akıtırsınız. )
Hayat
böyledir. Yaşamak böyledir. Bazı temel ilkeler ve kurallar vardır.
Farklı
ya da aynı yapılardaki insanların birlikte yaşamaları içinde, birlikte, huzurlu
– güvenli yaşamanın, bazı ilkeleri ve kuralları vardır. Toplumların – ülkelerin
yönetimlerinin de. Yönetmenin de…
….
11.06.2017
10:59
* * *
BAĞDAT’IN
KAPISINI AÇAN, ‘GENÇ OSMAN’ IN HEYKEL’İ, AKDENİZ SAHİLİ, TÜRK – RUS TATİL
KÖYLERİNDE, RUSYA - BAŞKURT TÜRKLERİ KÖYÜ ÖNÜNE DİKİLECEK İSE…
Genç Osman, Başkurt
Türk’ü müdür? Ya da eski dönem Türklerinde, Genç Türk askerlerine verilen ‘BAŞ
KURT’ diye bir deyim – söylem var mıdır?
Rusya Başkurtistan’a o isim nasıl verildi?
- Her durumda, GENÇ
OSMAN heykeli, BAŞKURT TATİL KÖYÜ Girişine yakışır. -
“Kelle koltuğunda üç
gün savaştı?” deyimi, “büyük risk – tehlike altında üç gün savaştı. Sonuçta, Bağdat’ın
kapısını o açtı.” Anlamında mıdır? Ya da, eski anlatı da olduğu gibi, “kılıç
darbesi ile başını kaybetti, sol kolu ile düşen başını yanda tutup, Bağdat’ın
Kapını açtıktan sonra mı? Şehit oldu?” Yakın Asya’da, buna benzer, başka anlatılar var mıdır? Bağdat şehrinin, Türkler tarafından ilk fethinin
hikâyesi. O dönemin olayları ve o bölgedeki etnik, toplumsal yapı.
…
11.06.2017 11:32
* * *
ALPSLAN, NASRETTİN
HOCA, YUNUS EMRE vb. tarihi kişiler ve kişiliklerin, TEMSİLİ RESİMLERİNİN YENİLENMESİ.
Eski dönem de, çizim
fotoğrafları da olmayan tarihi kişi ve kişiliklerin, çok eski eserlerdeki
–temsili- gravür resimleri olanlar dâhil, çoğunun orijinali kaybolmuş ve/ veya
yok edilmişlerdir. İsmin önüne veya
sonuna ekler getirilerek, yeni ek isimler konularak, çok şeyin aslı kaybolmuştur. Çok çok sonraki dönemlerde ise, bir-kaç
çizim, sanki o tarihi kişinin resmi-fotoğrafı gibi her yerde kullanılmaktadır.
Yakın dönem, tarihi
tablolarda bile, birkaç fırça darbesi ile, yüz ifadesi - görüntü, giysi
farklılaştırmaları olduğu söylenilir. Tüm bu nedenler ile, günümüz ressamlarına
modellik yapacak, bir-kaç Türkmen General, Öğrencilik yıllarında cami hocalığı
yapmış, daha sonra gerçek hayatın için de yaşayan birkaç kişi (iki-üç hanımlı,
Rus Kızı görünce de, vidaları gevşeyen – dördüncü, nikahlı eş için niyetlenen, ama
‘sözlü-nişanlı’ olduğunu öğrenince de, hemen birden toparlanıp, bakış ve
tavırlarını sadece arkadaşlığa – dostluğa dönüştüren) vb.
Türkiye’den daha
çok, Türkmenistan, Yakın Asya Ülkeleri, Rusya ve Ukrayna’dan, eski Türk
Büyükleri, komutanları, yazarları, şairleri, yöneticilerinin temsili
resimlerine fotomodellik yapacak insanların seçilmeleri. Onlardan çeşitli
alıntılar ile, ortak bir analiz tabloları.
Bu seçimleri,
gelecek yıl yapalım ve Sakarya 7 Göller, Türk-Amerikan Lisesi duvarlarına
asalım mı? Sizler bilirsiniz. Benimki, sadece bir öneridir.
…
11.06.2017 14:10
* * *
* *
TÜRKİYE’DE,
AMERİKAN – RUS MALLARI DIŞINDA, diğer ülkelerin imalatları, ELEKTRONİK ALETLERİN,
SATIŞLARININ KISITLANMASI.
Bu
çok önemli bir konudur.
Rusya’yı;
domates’in ana vatanı, ABD ve Güney Amerika’dan yeni tohumlar getirip, kendi
domatesini yetiştiremeyecek kadar (Tarım dışı).
mısınız? Ya da, “Tacikistan’a su
satıp, orada arazi kiralayıp, Tacik halkı ile birlikte, Rusya’nın ihtiyacı
sebze – meyve’yi, orada yetiştirmeniz daha iyi olur.” (*1) Ukrayna halkı, geçim
sıkıntısında. Eski dönem, Ukrayna tarım çiftliklerinin, –farklı bir ismi vardı.- Oralardan aktif hale getirip, bazı temel gıda
ihtiyaçlarınızı da oradan karşılama imkânı var mıdır? KIZINIZ İLE EVLENECEK İSEM, BUNLARI TALEP ETME
– ÖNERME HAKKIMDA VARDIR.
Ki
o durumda, Tacik ve Ukrayna halkı da, elektronik eşyalarını, sadece Rusya’dan
alacaklardır. (*2)
Elektronik
eşya konusu, yukarıdaki konu başlıklarından çok çok daha önemlidir.
Türkiye
sınırları içerisinde de, Amerikan ağırlıklı, alet – edevat kullanımı.
Günümüzde, bunu yasal olarak zorlamak –yapmak çok zor veya imkânsızdır. Bununla birlikte, bilgi –bilinç aktarımı ile,
yeterli oranlara ulaşmak mümkündür.
Sizlere,
bir - kaç konu aktarayım.
TRT
de çalıştığım yıllar, BETACAM Kamera kayıt sistemi dünyada yenidir. Türkiye, 40
tane o kameralardan satın aldı. Japon Malı. Çok amaçlı aksesuarları incelendi.
Eğlence olarak yapılan bir-kaç denemeden birisi.
Eski
TRT binası arkası, açık alan, otobüs durağının yakınında bir ağaç var. İş çıkış
saatlerinde, kadın-erkek iki kişi, o ağacın altında buluşup, konuşup,
sözleşiyorlar.
Arkadaşlardan
birisi, ağacın dalına, onlara yakın bir yere, bir telsiz mikrofon yerleştirdi. Normal
mikrofonun içindeki bir bölüm. Kol düğmesinden daha ince, düğme büyüklüğünde.
Onların konuşmalarını –hatta fısıltılarını, çok netleştirerek alıyor. Uzaktan,
pencereden kamera da zoom yaptırıldı. Sürekli kayıtta. Sanki yanınızda imiş
gibi, sohbetleri dinlenip, kayda alınıyor. Yalnızca eğlence, deneme amaçlı arkadaşlar
yaparlardı. JAPONLAR bu konuda, düşleri zorlayan boyuta ulaştılar!
…
Amerika’da,
kız arkadaşımın evindeyiz. Evlenme amaçlı birlikteliğimiz, tüm aile bireyleri
tarafından biliniyor. Hep beraberiz.
Arkadaşımın
babası, o döneme göre gelişmiş, yeni bir kamera kayıt makinesi almış. Yatak
odasındayız. Kamera kitapçığını, yeni okuyup, bitirmiştim. Oda da kurdum. Gırgırına
önünde poz veriyoruz. Biraz sonra, iş ilerledi. Yatağa geçtik. İki saatlik
kayıt.
Aşağı
salonda, o dönem Türkiye’de olmayan, büyük ekran Tv var. Evde kimse yok iken,
orada izleme – gülme amaçlı, ara sahneler de yaptık!!!
Çekim
bitti. O saatte ev’e aile bireylerinden birisi geldi. Biz de oda da, küçük
kamera ekranından, çekimi izledik. Harika teknoloji.
-
Ben bunu sileceğim. Dedim.
-
Dursun, saklayalım. Cevabını verdi.
Kaldığım ev’i ben bilirim. Benden, o ailenin saklanan bir şeyi yoktu. O kadar yakınız. Doğal olarak, özel dolaplarına da bakmam.
Kaldığım ev’i ben bilirim. Benden, o ailenin saklanan bir şeyi yoktu. O kadar yakınız. Doğal olarak, özel dolaplarına da bakmam.
O
an aklıma, Lise’de okuyan kız kardeşi geldi. Onun dışında, onun okul arkadaşı, bir
kız daha vardı. Bana da çok yakındı ama yakın arkadaşının kız kardeşinin, erkek
arkadaşı olarak.
“Bir
yol ile, onların eline geçer ve izlerler ise!” Durumunu düşününce, terledim ve
hemen başa alıp, o odada, çekim bandını, baştan sona silmeye ayarladım. İtiraza
rağmen, sildim.
O
yılların teknolojisinde, (1987) bunlar yapılabiliyordu. Çok hızlı bir gelişim
ile, bugün –örneğin,- anahtarlık ile de, bu iş çok gelişmiş olarak yapılıyor.
Kızlar,
bu konularda, sevip-güvendiler mi? Ya da günümüzde, konunun önemini anlamadan –
bilmeden, rahat davranabiliyorlar. Önünü-sonunu düşünemiyorlar – görmüyorlar. ERKEK
SORUMLULUĞU, ERKEK BİLGİ ve BİLİNCİ, günümüzde, bu konulardan kaçınmalarını
ZORUNLU hale getiriyor. Neden?
Bugün,
cep telefonunun kaydettiğiniz her filmi, başkaları alabiliyorlar. BAZI MERKEZLERDE,
BUNLARIN HEPSİ TOPLANIYOR. Bilgisayara kaydettiğiniz her görüntü, başka yere –
sizin isteğiniz dışı, aktarılabiliyor. Benim geçmişte yaptığım gibi, O an izleme
ve SİLME imkânı da yok. Sizdeki kopyasını silersiniz!!!
ÇOCUKLARINIZA, BUNLARI ANLATINIZ.
---------
BU
KONUDA BİLMEDİKLERİNİZ: (Yapılması
gereken)
1.
Dünya Savaşı sonrası, Amerika Birleşik Devletleri (ABD), Japonların, Hava Kuvvetleri kurmasına yasak ve
kısıtlama getirmişti. Günümüzde, Japonların, -sanıyorum- sadece haberleşme
amaçlı, fırlattıkları uydu var. Belki, füze teknolojisini de sahipler. O uydu
ile, sattıkları her elektronik aletten, evinizi anında dinleme, video kayıtlarını,
fotoğrafları, anında alma imkanları da vardır. Aynı imkân, Avrupa ülke
uydularında da vardır. Belki, Türkiye uydularını o amaç ile kullananlar da vardır.
Başkalarına uydu yaptıran, o imkânı verdiğini bile bilmez-bilemez. Bilecek kişilerde,
o işlerden uzak tutulur.
Bizler;
Türkiye olarak seçimimizi, ABD ile gelecek işbirliğine göre ayarladık. Bu tercihi
yaptık. Bunda açık ve net olur isek, ABD’nin, konu yetkili ve uzmanları ile, bunun
özeline bir sistem ve –aile koruması- kısıtlaması getirebiliriz. Herkes bu
bilgileri alamazlar. Kullanamazlar.
Ukrayna
için ise, Rusya seçeneği doğru olandır. Onlar ile bu konunun önlem ve
detaylarını düzenlerler. Başka ülke ya da merkez, evinizde – günlük hayatınızda,
yanınızda kullanımda, onların imalatı alıcı – kaydedici bir elektronik alet
olmayınca, güvenlik risk oranı, yüzde 50
azalır.
Rusya’nın
bu konuda, kendisini daha da geliştirmesi için, zorlanmaya ihtiyacı vardır.
İşin
içerisine yabancı cip katmayacak, kullanmayacaklar.
Karadeniz
Üçlüsü+ABD de, düzenek, bu şekilde olacaktır.
Uzun
hikâye ama bu çok gereklidir.
Brifing
aletlerinde bile, Türkiye olarak bizler, iki merkeze güvenip, sadece Amerikan ve
Rus malı, alet-edevat kullanmalıyız. İsteyenlerin de, Japon ya da Avrupa Malı kullanmalarına
bir sınır getirilmeyecektir. AMERİKA İLE TÜRKİYE, BU KONU DA ÖZEL BİR ANLAŞMA
YAPMALIDIR. Rusya ile de, ayrı bir anlaşma.
Daha
açıkçası, ev de ya da yanınızda kullanılan elektronik aletlerde, ABD ve Rusya
ile, üçlü bir –kapalı- görüşmeye ihtiyaç vardır.
….
Ondan sonra –belki-
Türkiye’de, günlük ev – birey kullanımında olan, yeni elektronik aletler,
ekranlar, telefonlar, BİLGİSAYARLAR – Montaj fabrikası yapılacaktır. HALK İŞLETMECİLİĞİ
OLACAKTIR. İsteyenler, Amerikan Malı seçeneğini kullanacaklardır.
Özetle, Anadolu Türkleri’nin
temel ihtiyaçlarını karşılayacak, Amerikan Cep Telefonu, bilgisayar, ekranı ve video
kayıt sistemlerini kullanmaları, ülke içi haberleşme güvenliği için de daha
doğru olandır. Halk İşletmeciliği Satış Mağazalarının açılması dönemine kadar,
bu amaca uygun montaj sistemi – fazla yatırım ve Ar-Ge’ye de ihtiyaç yoktur.
(Kayıt sistemleri,
alıcıları, elektrik bağlantıları, Türk Sistemine uygun olacak. Mümkün olduğu oranda,
ABD ve Rusya’da bazı –bilinen- merkezler dışında başka yerler sisteme
giremeyecekler. )
Diğer
seçenek, Rus Malları olacaktır.
Türkiye’de,
‘AMERİKAN MALI’ diye satılan çoğu ürün, Amerikan Devleti onaylı olmayan, başka tür
üretim gibi… ???????
11.06.2017 16:28
-------------
(*1) Rusya, Avrupa’nın
önemli ülkeleri: Bu SERA ‘da sebze yetiştirme işini halen tam anlayamadım. En
son Tv seyrettiğimde görmüştüm. Bir boru,
topraksız, kilolarca domates yetiştiriyorlar! Biz uzayda mıyız?
Tadı farklı ama
besin değerlerinde bir eksiklik var mıdır? Normal çiftçi üretimlerini, nasıl
etkiliyor? SERA ÜRETİMİNE, bir kısıtlama, sınır, yeni tanım yapmaya ihtiyaç var
mıdır?
‘KARADENİZ ÜÇLÜSÜ
+ ABD’ olarak, yeni bir düzen - sistemimizi kurana kadar, Avrupa’nın önemli
ülkeleri ile mesafeli ve küs olsak ta, sistemimiz oturunca, Avrupa ülke
yönetimlerinden, aklı başına gelenler ile, yeniden normal ilişkilere başlayacağız.
Güvenli Gıda, hepimizin sorunudur.
Hepimizin güvenliğidir.
Türkiye’de, bu
konuyu, 3-5 yıl sonra, Rusya başta, ortak bir değerlendirmeye almak gerekiyor. AB
ile değil, Avrupa ülke yönetimleri ile…
(*2) Rusya
Türklerinde olduğu gibi, Orta Asya Türk Cumhuriyetlerindeki Türkleri de, yeterince
yakından tanımıyorum. Bildiğim kadarı ile, bu kadar çok fonksiyonlu, cep telefonunu
istemezler. Çocuklarını – gençleri, öğrencileri bir yana ayırır isek, tahminim, Ruslar da da, bu
özellik vardır. Telefon dediğiniz, konuşmayı sağlayacak. Gerektiğinde, fotoğraf
ve film çekecek. Birazcık daha kalın, kaba olabilir. Yeter ki, düşünce
kırılmasın. Bozulmasın. Sağlam olsun.
Uzun ömürlü olsun. Rus yapısı olsun.
Evde kullanılan TV
ve diğer elektronik aletlerde, bilgisayarlarda da, temel ihtiyaçları karşılayan
özellikleri olur ise, yeterlidir. BU YAKLAŞIM ÖNPLANDA TUTULARAK, HALK’A
YÖNELİK, YENİ BİR ÜRETİM ANLAYIŞI. İsteyenler
için, diğerleri de piyasada olacak. Bunu özel sektör değil, ‘HALK İŞLETMECİLİĞİ’ yapılanmasında, bir
elektronik sanayi kurumsallaşması.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder