Translate

12 Haziran 2017 Pazartesi

BLOG YAYINLARINA SON VERİRKEN…



Özelikle son haftalarda yayınladığım somut uygulama ve gözlemlerden, Türkiye’de, ortak ülkemizde,  son 60 -70 yıldır hepimizi etkileyen bazı olumsuzlukların, yanlış anlayış ve düşüncelerin ana neden ve kaynaklarını vermeye – anlatmaya çalıştım.
Bunları açık konuşabilen toplumlar, ortak geleceklerini daha sağlam temellere dayalı olarak yönetimlerini iyileştirirler. İyileştirebilirler.

Bu tür konuları konuşamayan toplumlar – ülkeler ise; kahramanlık nutukları – dini söylemler ile, ikinci, üçüncü, hatta beşinci sınıf sömürge ülkeleri ve sömürge toplumları olurlar. Bir süre, bir dönem kazanmış olanlar bile, bir sonraki dönem kaybederler.  Kazancınızın da bir anlamı kalmaz. İnsan ilişkilerinin de… İbadetlerinizin de…
Güvenceler arar iken, aile yaşamınızı kaybedersiniz. Evlatlarınızı kaybedersiniz. Doğruların ne olduğunu anlayamazsınız. Yönetimdekilerin yanlışlarını da…

Başkaları da, yeni doğrular – yeni dönemin doğruları olarak, sizleri başka yanlışlara götürecek yeni anlayış, yeni düşünce ve yeni uygulama yanlışlarına sürüklerler.
Sonuçta, hepiniz birden, korunağınızı, barınağınızı, ortak vatanınızı kaybedersiniz.

İnsanların, güvenli vatanları olunca, ihtiyaçları çok fazla değildir.
İnsan ömrü de, bu dünyaya pamuk ipliği ile bağlıdır. Her şeyiniz yerindedir. Bir bardak su içerken bile, yanlış açı – dalgınlık sonucu, on bin de bir olan kaza başınıza gelir ve ölürsünüz.

(Nedenini tam bilmiyorum ama eskiden, su içilir iken bile, bazı kural ve ilkeler vardı. Bunları da unuttuk! Akıtırken de öyle… Örneğin açık arazi de, -küçük su- denilen, tuvalet ihtiyacında, çevreden görülmeyecek, önü kapalı bir yere varılırdı. Sağ diz kapağı yere konulurdu. Sol ayak, ters “v” şekline gelir ve ondan sonra pantolon düğmesi açılır, rahat rahat akıtılırdı. Bitince de, yerden temiz bir küçük taş alınır, ucuna sürülürdü. Delikte kalan son damla, ona sıkılır ve böylece, içeri alınca, don’a damlayacak son damlada, taşa sürtülünce biterdi.

Bu gelenek ve kültüre uygun akıtılacak yer seçimi de çok önemlidir. Düştüğü nokta aşağıda olmalıdır ki, üzerinize sıçramasın! Esen rüzgâr da dikkate alınmalıdır. Bu işin zevki de, sahilde, yüksek bir tepeye çıkıp, denize doğru akıtmaktır. Taş bölümlerin üzerinde yosun vardır. Oradan bir parça koparınca, yosunlu kısım daha emici ve yumuşak olur. Rahatlarsın da… Güzel manzarayı seyrederek rahatlarsın. Hayattan daha başka ne isteyeceksiniz? Bununla birlikte, toplu yaşama – bir arada olma, başkalarına saygı boyutunda, oradan bir tekne geçiyor ise, o tepede, orada, o iş yapılamaz! Aşağıdan bakılınca anlaşılmayacak şekilde, belden – göğüsten üst taraf aşağıdan görülür. Taşların arasındaki bir boşluğa akıtırsınız. )

Hayat böyledir. Yaşamak böyledir. Bazı temel ilkeler ve kurallar vardır.
Farklı ya da aynı yapılardaki insanların birlikte yaşamaları içinde, birlikte, huzurlu – güvenli yaşamanın, bazı ilkeleri ve kuralları vardır. Toplumların – ülkelerin yönetimlerinin de. Yönetmenin de…

….
11.06.2017 10:59


*   *   *

BAĞDAT’IN KAPISINI AÇAN, ‘GENÇ OSMAN’ IN HEYKEL’İ, AKDENİZ SAHİLİ, TÜRK – RUS TATİL KÖYLERİNDE, RUSYA - BAŞKURT TÜRKLERİ KÖYÜ ÖNÜNE DİKİLECEK İSE…

Genç Osman, Başkurt Türk’ü müdür? Ya da eski dönem Türklerinde, Genç Türk askerlerine verilen ‘BAŞ KURT’ diye bir deyim – söylem var mıdır?  Rusya Başkurtistan’a o isim nasıl verildi?

- Her durumda, GENÇ OSMAN heykeli, BAŞKURT TATİL KÖYÜ Girişine yakışır. -

“Kelle koltuğunda üç gün savaştı?” deyimi, “büyük risk – tehlike altında üç gün savaştı. Sonuçta, Bağdat’ın kapısını o açtı.” Anlamında mıdır? Ya da, eski anlatı da olduğu gibi, “kılıç darbesi ile başını kaybetti, sol kolu ile düşen başını yanda tutup, Bağdat’ın Kapını açtıktan sonra mı? Şehit oldu?” Yakın Asya’da, buna benzer, başka anlatılar var mıdır? Bağdat şehrinin, Türkler tarafından ilk fethinin hikâyesi. O dönemin olayları ve o bölgedeki etnik, toplumsal yapı.
11.06.2017 11:32

*   *   *

ALPSLAN, NASRETTİN HOCA, YUNUS EMRE vb. tarihi kişiler ve kişiliklerin, TEMSİLİ RESİMLERİNİN YENİLENMESİ.

Eski dönem de, çizim fotoğrafları da olmayan tarihi kişi ve kişiliklerin, çok eski eserlerdeki –temsili- gravür resimleri olanlar dâhil, çoğunun orijinali kaybolmuş ve/ veya yok edilmişlerdir.  İsmin önüne veya sonuna ekler getirilerek, yeni ek isimler konularak, çok şeyin aslı kaybolmuştur.  Çok çok sonraki dönemlerde ise, bir-kaç çizim, sanki o tarihi kişinin resmi-fotoğrafı gibi her yerde kullanılmaktadır.

Yakın dönem, tarihi tablolarda bile, birkaç fırça darbesi ile, yüz ifadesi - görüntü, giysi farklılaştırmaları olduğu söylenilir. Tüm bu nedenler ile, günümüz ressamlarına modellik yapacak, bir-kaç Türkmen General, Öğrencilik yıllarında cami hocalığı yapmış, daha sonra gerçek hayatın için de yaşayan birkaç kişi (iki-üç hanımlı, Rus Kızı görünce de, vidaları gevşeyen – dördüncü, nikahlı eş için niyetlenen, ama ‘sözlü-nişanlı’ olduğunu öğrenince de, hemen birden toparlanıp, bakış ve tavırlarını sadece arkadaşlığa – dostluğa dönüştüren) vb.

Türkiye’den daha çok, Türkmenistan, Yakın Asya Ülkeleri, Rusya ve Ukrayna’dan, eski Türk Büyükleri, komutanları, yazarları, şairleri, yöneticilerinin temsili resimlerine fotomodellik yapacak insanların seçilmeleri. Onlardan çeşitli alıntılar ile, ortak bir analiz tabloları.

Bu seçimleri, gelecek yıl yapalım ve Sakarya 7 Göller, Türk-Amerikan Lisesi duvarlarına asalım mı? Sizler bilirsiniz. Benimki, sadece bir öneridir.

11.06.2017 14:10


*   *   *   *   *

TÜRKİYE’DE, AMERİKAN – RUS MALLARI DIŞINDA, diğer ülkelerin imalatları, ELEKTRONİK ALETLERİN, SATIŞLARININ KISITLANMASI.

Bu çok önemli bir konudur.
Rusya’yı; domates’in ana vatanı, ABD ve Güney Amerika’dan yeni tohumlar getirip, kendi domatesini yetiştiremeyecek kadar (Tarım dışı).  mısınız?  Ya da, “Tacikistan’a su satıp, orada arazi kiralayıp, Tacik halkı ile birlikte, Rusya’nın ihtiyacı sebze – meyve’yi, orada yetiştirmeniz daha iyi olur.” (*1) Ukrayna halkı, geçim sıkıntısında. Eski dönem, Ukrayna tarım çiftliklerinin,  –farklı bir ismi vardı.-  Oralardan aktif hale getirip, bazı temel gıda ihtiyaçlarınızı da oradan karşılama imkânı var mıdır?  KIZINIZ İLE EVLENECEK İSEM, BUNLARI TALEP ETME – ÖNERME HAKKIMDA VARDIR.
Ki o durumda, Tacik ve Ukrayna halkı da, elektronik eşyalarını, sadece Rusya’dan alacaklardır. (*2)

Elektronik eşya konusu, yukarıdaki konu başlıklarından çok çok daha önemlidir.
Türkiye sınırları içerisinde de, Amerikan ağırlıklı, alet – edevat kullanımı. Günümüzde, bunu yasal olarak zorlamak –yapmak çok zor veya imkânsızdır.  Bununla birlikte, bilgi –bilinç aktarımı ile, yeterli oranlara ulaşmak mümkündür.

Sizlere, bir - kaç konu aktarayım.
TRT de çalıştığım yıllar, BETACAM Kamera kayıt sistemi dünyada yenidir. Türkiye, 40 tane o kameralardan satın aldı. Japon Malı. Çok amaçlı aksesuarları incelendi. Eğlence olarak yapılan bir-kaç denemeden birisi.

Eski TRT binası arkası, açık alan, otobüs durağının yakınında bir ağaç var. İş çıkış saatlerinde, kadın-erkek iki kişi, o ağacın altında buluşup, konuşup, sözleşiyorlar.
Arkadaşlardan birisi, ağacın dalına, onlara yakın bir yere, bir telsiz mikrofon yerleştirdi. Normal mikrofonun içindeki bir bölüm. Kol düğmesinden daha ince, düğme büyüklüğünde. Onların konuşmalarını –hatta fısıltılarını, çok netleştirerek alıyor. Uzaktan, pencereden kamera da zoom yaptırıldı. Sürekli kayıtta. Sanki yanınızda imiş gibi, sohbetleri dinlenip, kayda alınıyor. Yalnızca eğlence, deneme amaçlı arkadaşlar yaparlardı. JAPONLAR bu konuda, düşleri zorlayan boyuta ulaştılar!
Amerika’da, kız arkadaşımın evindeyiz. Evlenme amaçlı birlikteliğimiz, tüm aile bireyleri tarafından biliniyor. Hep beraberiz.
Arkadaşımın babası, o döneme göre gelişmiş, yeni bir kamera kayıt makinesi almış. Yatak odasındayız. Kamera kitapçığını, yeni okuyup, bitirmiştim. Oda da kurdum. Gırgırına önünde poz veriyoruz. Biraz sonra, iş ilerledi. Yatağa geçtik. İki saatlik kayıt.
Aşağı salonda, o dönem Türkiye’de olmayan, büyük ekran Tv var. Evde kimse yok iken, orada izleme – gülme amaçlı, ara sahneler de yaptık!!!
Çekim bitti. O saatte ev’e aile bireylerinden birisi geldi. Biz de oda da, küçük kamera ekranından, çekimi izledik. Harika teknoloji.
- Ben bunu sileceğim. Dedim.
- Dursun, saklayalım. Cevabını verdi.
Kaldığım ev’i ben bilirim. Benden, o ailenin saklanan bir şeyi yoktu. O kadar yakınız. Doğal olarak, özel dolaplarına da bakmam.
O an aklıma, Lise’de okuyan kız kardeşi geldi. Onun dışında, onun okul arkadaşı, bir kız daha vardı. Bana da çok yakındı ama yakın arkadaşının kız kardeşinin, erkek arkadaşı olarak.
“Bir yol ile, onların eline geçer ve izlerler ise!” Durumunu düşününce, terledim ve hemen başa alıp, o odada, çekim bandını, baştan sona silmeye ayarladım. İtiraza rağmen, sildim.

O yılların teknolojisinde, (1987) bunlar yapılabiliyordu. Çok hızlı bir gelişim ile, bugün –örneğin,- anahtarlık ile de, bu iş çok gelişmiş olarak yapılıyor.

Kızlar, bu konularda, sevip-güvendiler mi? Ya da günümüzde, konunun önemini anlamadan – bilmeden, rahat davranabiliyorlar. Önünü-sonunu düşünemiyorlar – görmüyorlar. ERKEK SORUMLULUĞU, ERKEK BİLGİ ve BİLİNCİ, günümüzde, bu konulardan kaçınmalarını ZORUNLU hale getiriyor. Neden?

Bugün, cep telefonunun kaydettiğiniz her filmi, başkaları alabiliyorlar. BAZI MERKEZLERDE, BUNLARIN HEPSİ TOPLANIYOR. Bilgisayara kaydettiğiniz her görüntü, başka yere – sizin isteğiniz dışı, aktarılabiliyor. Benim geçmişte yaptığım gibi, O an izleme ve SİLME imkânı da yok. Sizdeki kopyasını silersiniz!!!

ÇOCUKLARINIZA, BUNLARI ANLATINIZ.

---------   

BU KONUDA BİLMEDİKLERİNİZ:  (Yapılması gereken)

1. Dünya Savaşı sonrası, Amerika Birleşik Devletleri (ABD),  Japonların, Hava Kuvvetleri kurmasına yasak ve kısıtlama getirmişti. Günümüzde, Japonların, -sanıyorum- sadece haberleşme amaçlı, fırlattıkları uydu var. Belki, füze teknolojisini de sahipler. O uydu ile, sattıkları her elektronik aletten, evinizi anında dinleme, video kayıtlarını, fotoğrafları, anında alma imkanları da vardır. Aynı imkân, Avrupa ülke uydularında da vardır. Belki, Türkiye uydularını o amaç ile kullananlar da vardır. Başkalarına uydu yaptıran, o imkânı verdiğini bile bilmez-bilemez. Bilecek kişilerde, o işlerden uzak tutulur.

Bizler; Türkiye olarak seçimimizi, ABD ile gelecek işbirliğine göre ayarladık. Bu tercihi yaptık. Bunda açık ve net olur isek, ABD’nin, konu yetkili ve uzmanları ile, bunun özeline bir sistem ve –aile koruması- kısıtlaması getirebiliriz. Herkes bu bilgileri alamazlar. Kullanamazlar.

Ukrayna için ise, Rusya seçeneği doğru olandır. Onlar ile bu konunun önlem ve detaylarını düzenlerler. Başka ülke ya da merkez, evinizde – günlük hayatınızda, yanınızda kullanımda, onların imalatı alıcı – kaydedici bir elektronik alet olmayınca,  güvenlik risk oranı, yüzde 50 azalır.  

Rusya’nın bu konuda, kendisini daha da geliştirmesi için, zorlanmaya ihtiyacı vardır.
İşin içerisine yabancı cip katmayacak, kullanmayacaklar.

Karadeniz Üçlüsü+ABD de, düzenek, bu şekilde olacaktır.
Uzun hikâye ama bu çok gereklidir.
Brifing aletlerinde bile, Türkiye olarak bizler, iki merkeze güvenip, sadece Amerikan ve Rus malı, alet-edevat kullanmalıyız. İsteyenlerin de, Japon ya da Avrupa Malı kullanmalarına bir sınır getirilmeyecektir. AMERİKA İLE TÜRKİYE, BU KONU DA ÖZEL BİR ANLAŞMA YAPMALIDIR. Rusya ile de, ayrı bir anlaşma.

Daha açıkçası, ev de ya da yanınızda kullanılan elektronik aletlerde, ABD ve Rusya ile, üçlü bir –kapalı- görüşmeye ihtiyaç vardır.
…. 

Ondan sonra –belki- Türkiye’de, günlük ev – birey kullanımında olan, yeni elektronik aletler, ekranlar, telefonlar, BİLGİSAYARLAR – Montaj fabrikası yapılacaktır. HALK İŞLETMECİLİĞİ OLACAKTIR. İsteyenler, Amerikan Malı seçeneğini kullanacaklardır.  

Özetle, Anadolu Türkleri’nin temel ihtiyaçlarını karşılayacak, Amerikan Cep Telefonu, bilgisayar, ekranı ve video kayıt sistemlerini kullanmaları, ülke içi haberleşme güvenliği için de daha doğru olandır. Halk İşletmeciliği Satış Mağazalarının açılması dönemine kadar, bu amaca uygun montaj sistemi – fazla yatırım ve Ar-Ge’ye de ihtiyaç yoktur.

(Kayıt sistemleri, alıcıları, elektrik bağlantıları, Türk Sistemine uygun olacak. Mümkün olduğu oranda, ABD ve Rusya’da bazı –bilinen- merkezler dışında başka yerler sisteme giremeyecekler. )

Diğer seçenek, Rus Malları olacaktır.

Türkiye’de, ‘AMERİKAN MALI’ diye satılan çoğu ürün, Amerikan Devleti onaylı olmayan, başka tür üretim gibi… ???????


11.06.2017 16:28

-------------
(*1) Rusya, Avrupa’nın önemli ülkeleri: Bu SERA ‘da sebze yetiştirme işini halen tam anlayamadım. En son Tv seyrettiğimde görmüştüm.  Bir boru, topraksız, kilolarca domates yetiştiriyorlar! Biz uzayda mıyız?
Tadı farklı ama besin değerlerinde bir eksiklik var mıdır? Normal çiftçi üretimlerini, nasıl etkiliyor? SERA ÜRETİMİNE, bir kısıtlama, sınır, yeni tanım yapmaya ihtiyaç var mıdır?
‘KARADENİZ ÜÇLÜSÜ + ABD’ olarak, yeni bir düzen - sistemimizi kurana kadar, Avrupa’nın önemli ülkeleri ile mesafeli ve küs olsak ta, sistemimiz oturunca, Avrupa ülke yönetimlerinden, aklı başına gelenler ile, yeniden normal ilişkilere başlayacağız.  Güvenli Gıda, hepimizin sorunudur. Hepimizin güvenliğidir.
Türkiye’de, bu konuyu, 3-5 yıl sonra, Rusya başta, ortak bir değerlendirmeye almak gerekiyor. AB ile değil, Avrupa ülke yönetimleri ile…

(*2) Rusya Türklerinde olduğu gibi, Orta Asya Türk Cumhuriyetlerindeki Türkleri de, yeterince yakından tanımıyorum. Bildiğim kadarı ile, bu kadar çok fonksiyonlu, cep telefonunu istemezler. Çocuklarını – gençleri, öğrencileri  bir yana ayırır isek, tahminim, Ruslar da da, bu özellik vardır. Telefon dediğiniz, konuşmayı sağlayacak. Gerektiğinde, fotoğraf ve film çekecek. Birazcık daha kalın, kaba olabilir. Yeter ki, düşünce kırılmasın. Bozulmasın.  Sağlam olsun. Uzun ömürlü olsun. Rus yapısı olsun.


Evde kullanılan TV ve diğer elektronik aletlerde, bilgisayarlarda da, temel ihtiyaçları karşılayan özellikleri olur ise, yeterlidir. BU YAKLAŞIM ÖNPLANDA TUTULARAK, HALK’A YÖNELİK, YENİ BİR ÜRETİM ANLAYIŞI.  İsteyenler için, diğerleri de piyasada olacak. Bunu özel sektör değil, ‘HALK İŞLETMECİLİĞİ’ yapılanmasında, bir elektronik sanayi kurumsallaşması. 

Hiç yorum yok:

Katkıda bulunanlar

Share it