Translate

10 Mayıs 2017 Çarşamba

GELECEĞE YÖNELİK NOTLAR:

GELECEĞE YÖNELİK NOTLAR:


-          ABD ve RUSYA’dan ilk beklenti;

Vali, kaymakam, bakanlılarda üst görevlere yeni atanacak kişilerin, tamamlayıcı kurs ve gözlem gezilerini, ABD ve RUSYA’ya yapmaları idi. Bunun ön hazırlık çalışmaları.


-         İkinci ana konu; Çevirmen – Tercüman ve Mütercim.

Eskiden hatırladığım, Ankara’da bir “DEVLET LİSAN OKULU” vardı. Bakanlıklarda, Devlet Memurlarından torpilli olanlar, hem aylık maaşlarını alırlar ve hem de tam gün, orada, bir sene yabancı dil eğitimi alırlardı. Sakarya 7 Göller, Yabancı Dil Eğitim Merkezi faaliyete geçmeden önce, bu yaz tatili döneminde, ABD’nin ‘AMERİKANCA’ sistemlerinden birisi ve ‘RUSÇA’ Eğitim şekline dönüşmesi – dönüştürülmesi için, okul yönetimi dâhil, o yapının bir gözden geçirilmesi.  Değişik seviye ve kurlar da, değişik amaçlı ve değişik süreli eğitime alınacak kişilerin, geliş – öğrenci alış sistemleri üzerinde bir ön çalışma.


      - Sakarya 7 Göller, ‘TÜRK – AMERİKAN LİSESİ’ kontrolünde, yeni dönem için, Türkiye’de, İlk Okul, Orta Okul ve Liselerde okutulan ‘Türk Edebiyatı’ – ‘Türk Tarihi’ ders kitapları yenileneceklerdir. Bu komisyonunda görev alacak olan, Üniversite Mezunları arasından seçilecek, etnik olarak Anadolu Türk’ü olan 3-5 kişinin, Ankara- Dil Tarih Coğrafya Fakültesinde, ‘ESKİ TÜRKÇE HARFLERİN, DİL YAZIM KURALLARI, KELİME ANLAMLANDIRMA” dallarında, Yüksek Lisans Öğretimine alınmaları.

İstanbul yakınlarında yerleşkesi olan, Sakarya 7 Göller, Türk – Amerikan Lisesi Öğrencilerinin geliş yerleri; Yakın Asya Türk Ülkeleri, Rusya, Gürcistan, Ukrayna, Moldova ve Amerika Birleşik Devletleri olacaktır.  Lisenin Öğretim Üyeleri de – öğretmenleri de, bu ülkelerden geleceklerdir.

Sakarya Üniversitesi ile de bağlantılı, bir – kaç dış “Çalışma Grubu”nun olması – oluşturulması, konuların daha objektif ve doğru değerlendirilmesi sonucunu ortaya çıkaracaktır. Bu tür çalışma gruplarında,  örneğin, yeni bir ‘Türk Edebiyatı’ – İlk ve Orta Öğretim ‘Tarih Ders Kitabı’ hazırlanma komisyonunda, bu dallarda iyi yetişmiş, ‘Müslüman Ermeni’ etnik geçmişleri olan Öğretim Üyelerimizde –asli- üye olacaklardır.

Türkiye’deki durumun kısa hikâyesi şöyledir:
1789 Fransız İhtilal inde, planlama ve uygulama da görev alan, Kraliyet Sarayı bağlantılı bazı İngiliz Uzmanlar, 1800 lü yılların ilk çeyreğinde,   Fransa İhtilal’i içinde görev alan, Fransa vatandaşı Ermeniler ile bir kapalı toplantı yaparlar.  Hedef: Osmanlı İmparatorluğu Coğrafi alanındaki ülkeler ve toplumlar. Herkese bir görev verilir. Ekonomik bütçe, iş dalları çizelgesi vb. Daha sonra, Osmanlı İmparatorluğu sınırları içerisinde yaşayan Ermeniler ile, kapalı – özel toplantılar yapılır. Harekât Liderleri, yönetim grupları belirlenir.

1840 lı yıllarda, Osmanlı İmparatorluğu yönetiminde – topraklarında, bir hareket başlatacak hâkimiyet sağlanır.  Bununla birlikte, Osmanlı vatandaşı bazı Ermeni Grupları, Osmanlı - Türkler aleyhine kullanma güçlükleri ortaya çıkar.  Bu güçlükleri ortadan kaldırmak için, 1850 – 60 lar da, üzerinde çalışılan Kafkasya Ermenilerinden bazı gruplar; Anadolu’ya, Orta Doğu’ya, Kuzey Afrika’ya göç ettirilirler. Cumhuriyet döneminde, Balkan Ülkelerinden getirilen göçmelerin, bir kısmı da, çok alengirlidirler!

Geçmişi o yıllara – o dönemlere dayanan şekilde, etnik olarak Türk olanlar, Edebiyat, Sanat ve Tarih konuları dışına itilirler. Bir kısmı da yok edilirler. İngiliz Kraliyet Sarayı Uzmanlarının, yetenekli ve yeterli gördükleri bazı Ermeniler, Türk-Türkmen, kapalı etnik kimliği ile, ‘Müslüman Ermeni’ etnik geçmişlerini gizleyerek, devreye girerler. Yeni Türkiye Cumhuriyeti döneminde ve halen, bu ekolden gelen kişilerin hazırladıkları Edebiyat ve Tarih ders kitapları okutuluyor.

BU yeni KİTAPLARIN HAZIRLANMASIN DA, SADECE AMERİKAN ve RUS UZMANLARIN DEĞİL, AVRUPA’nın diğer MİLLETLERİNİNDE KATILIMDA BULUNMALARINI ya da KOMİSYONLARDA OLMALARINI, TÜRK MİLLETİ ARZU EDER.

Bununla birlikte, ANADOLU TÜRKLERİ’nin, büyük temel eksikleri de şuradadır.
Bu dalda yetişmiş yeterli elemanları yoktur.  Yetişmeleri –etnik olarak- engellenmiştir.  Var olanların tamamı, ‘Müslüman Ermeni’dirler.  Anadolu Türklerinin, eski Türkçe Yazı okuma- sadeleştirme, kaynaklara ulaşma sıkıntılarını aşma dönemini yeni yakalıyoruz.

(1880 de, Anadolu Türkleri’nin yaptıkları kapalı toplantıda, alınan karar; günümüz ‘Misak-ı Milli’ ülke sınırlarıdır. Tarih ve Edebiyatta, Kültür de, Sanatta öz’e, gerçeğe, aslına dönüş görevi, daha ileri, uygun bir tarihte, yeni nesillere bırakılır.)

Şu açıdan bu konu çok önemlidir. Bir başka kültür ve etnik yapıdan gelen bir kişi, eski bir eserde, aynı yazarın bile, farklı dönemlerde, farklı eserlerini seçerler. Bazı edebiyat yazarlarını, eserlerini, şiirlerini ve şarkı sözlerini göz ardı ederler.

Aynı edebi eseri, bir Türk, günümüz diline göre sadeleştirme yapar ise, başka sonuçlar çıkar, Bir başka aile, milliyet – kültürel geçmişi olan kişi sadeleştirir ise, daha başka anlayış ve düşünce ekolü ortaya çıkar. Eser seçimi – yazar seçimi ve anlamlandırmaların; ‘aslına uygunluğu’ tartışma konusu olur.

(Günümüzde, -uzaktan tahmin- Türkmenistan’da da,  EDEBİYAT ve TARİH ders kitaplarındaki seçimleri, Avrupa’da bazı merkezler ile bağlantılı, ‘Müslüman Ermeniler’in yaptıklarını sanıyoruz. – Devlet Başkanları, İç İşleri, Dış İşleri, Savunma ve Maliye Bakanlarının etnik geçmişlerine bakınca, Orta Asya Ülkelerinin, dış genel görüntüsü – dış algılanması böyledir.- O kitapların da, Ruslar ile birlikte, gözden geçirilmesi gerekiyor. Edebiyat ve Tarih Ders Kitapları; ‘KARADENİZ ÜÇLÜSÜ + ABD’ Formatına uygun şekle dönüştürüleceklerdir. ) 

SONUÇ: Sakarya 7 Göller, Türk - Amerikan Lisesi Organizasyonunda, ilköğretim ve lise düzeyinde, yenilenecek; ‘Türk Edebiyatı’ ve ‘Tarih’ ders kitaplarının hazırlanmasında görev alacak, eski Türkçe‘yi okuma ve kelime anlamlandırma konularında yeterli olacak, etnik olarak Türk bir-kaç uzmanın, Yüksek Lisans eğitimine, bu amaçla başlamaları – başlatılmaları.  Belki bu komisyon, yine Türk – Amerikan Lisesi koordinasyonunda, Sakarya Üniversitesinde de oluşturulabilir.

Duyum ve sanı – Sakarya Üniversitesinde, şu anda bile, bu konuda – konularda uzman, gerçekte ‘Müslüman Ermeni’ aile geçmişinden gelen, ‘Türk- Türkmen’ ya da başka etnik gruplardan olduğu söylenilen - sanılan öğretim üyeleri vardır.
KONUNUN DOĞRU ANLAŞILIP, ONLAR İLE İŞBİRLİĞİ İLE  - AÇIK ETNİK KİMLİK İLE - , YENİ DÖNEME BİRLİKTE HAZIRLANILMASI DİLEĞİ.
BU ÇALIŞMALAR BİRLİKTE YÜRÜTÜLECEKTİR.

(bu kadar)
8.05.2017 12:15:04


-

 

SAVAŞLAR – İHTİLALLER!

Ana sütunda, “AMERİKA ile RUSYA’NIN, NÜKLEER SİLAHLAR İLE ÇATIŞMALARINI ÖNLEME KOMİTESİ. (Gayrı Resmi – Ülkelerin Savunma ve Dış İşleri Komisyonlarınca, detayları bilinen.)” diye bir yazı vardır.

Tarih kitaplarında okunulan ‘SAVAŞLAR – İHTİLALLER!’ in –bazı gerçekleri- çoğu zaman bilinmezler ve yazılmazlar. Savaşı yöneten komutan ve o savaşta ölen askerler bile – bazen- bu gerçekleri bilmezler.

Bazı savaşlarında, ortada bir şey yokken, küçük bir kıvılcım ile başladığı sanılır. 

Ana sütundaki öneri, bu tür bir “oldu – bitti” durumunda, küçük bir çatışmadan, aniden oluşacak alevi küllendirmek, büyümesini önlemek, aynı zamanda, her iki büyük ülkenin Savunma ve Dış İşleri Komisyon üyelerinin, konuya müdahil olmalarını sağlamak için de bir zaman kazandırmaktır.

Bundan başka bir amaç yoktur.


  


BİR DÖNEM KAPANIRKEN, Ben de; yazı – blog işlerini bırakırken…

Bundan 17 yıl önce, TBMM – Bilgi Merkezi’ni kurmak istemiştim.
Ana amaç; Bölgemiz ile ilgili kararlar alırken, o kararlara dayanak olacak bilgilerin temelini sağlamlaştırmak – doğrulamaktı.
Birlikte çalışmayı arzu ettiğim ana ülkeler ise; ABD, Rusya, Almanya idi.
Geçen sürede, Almanya’nın biraz geride tutulması gerçeğini gördüm!

Karadeniz ülkeleri konusunda; -bölge ve dünya barışı için- Coğrafi esaslara dayalı, Doğu- Batı Karadeniz ülkeleri diye ikiye ayırmanın, önem ve gereğini anladım.  Kısaca, AVRUPA’NIN GİRİŞ KAPISI’nın, İstanbul’daki Sirkeci Tren İstasyonu değil, SOFYA TREN İSTASYONU olduğu gerçeğini kavradım. Bulgaristan ve Romanya, Avrupa’ya ait ülkelerdi. Ukrayna, Moldova ve Gürcistan ise, Doğu Karadeniz ülkeleri idiler. Durum böyle olunca, ortaya; ‘KARADENİZ ÜÇLÜSÜ + ABD’ çıktı.

Varsa bundan daha iyi bir çözüm: Onu da sizler söyleyip, yazınız.

Önümüzdeki yıllarda, yazdığım projelerden, önerilerden –bir kısmının -  içinde olacağım. Diğerlerini başkaları yapacaklar.

9.05.2017 21:27

Bir başka deyiş ile; Dünyada, her yeni geçiş dönemlerinde, bazı sarsıntılar olur. Ülkeler, toplumlar, milletler yerlerine otururlar. Bu dönemde, kendi iradesini, kendi çözümünü ortaya koyabilenler, hayatta kalırlar. Başkalarından çözüm bekleyenler, bu güç ve iradeyi kaybedenler, yok olurlar.

Türkiye Cumhuriyeti hükümetinde, bu güç ve irade vardır.
Belki bazı politikacıların canları yanacak. Belki, bazı işadamlarının mallarına – servetlerine, arazilerine, kısmen ya da tamamen el konulacak ama –normalleşme- için, gerekli olan bu uygulamaların süreci, önümüzdeki seçim dönemine kadar tamamlanacak gibi. Ondan sonra, “Karadeniz üçlüsü + ABD” olarak, yolumuza devam edeceğiz. Dünya toplumları ve ülkelerinin içerisinde var olan yer – konum ve amacımız net olarak ortada olacak. Aynen, Halk İşletmeciklerimizin hesaplarının netliği - açıklığı gibi… 

Önümüzdeki bir-kaç yıl, ben de ortalarda çok gözükmeyeceğim. İç güvenlik konularını bilemem. Ruslara şu mesaj ve amacımı, çok açık olarak, yazdım – söyledim:
Türkiye’de halen, geleneksel yöntem ile çocuk yapılıyor.
Evleneceğim kızları ile yatmak, cinsel birliktelik yaşamak durumundayım. Biz de adet böyledir.
Bir odada, kafanıza tas gibi bir şey geçirip, makineye bağlanarak çocuk yapmak değil, yatak odamızda, sarılarak yatmak istiyoruz.
 Şimdiden açık olarak belirttim. Amerika’da da böyle yaptım.

ÖNÜMÜZDEKİ SEÇİMLER SONRASI, çok daha demokratik, adil, çok ayrıntısı, Rusya ve ABD tarafından bilinen, sosyo-ekonomik projelerimizin,  tüm halkımıza, tüm vatandaşlarımıza, huzur, refah ve güvenlik getireceğinden eminim.

Halk İşletmeciliklerinin, ilk kuruluşta, yönetim yapılanması, biraz farklı ve kapalı olacak ama, ikinci ve üçüncü aşamalarda, bu işletmeler, tüm vatandaşlarımızın yararlananacak ları,  işyerleri olacaklardır. Genel alan ve iş – işyeri dallarda, genel ekonominin ne kadarının bu model de olacağının üst sınırını, hükümetler belirleyeceklerdir.  

İnsanlar, hayatlarını sürdürebilmek için, temel ihtiyaçlarını karşılayabilmek için, yeterli ve güvenli gelire sahip olacaklardır. Emeklerinin karşılığını alacaklardır. Çoğu alan da, genel ekonominin yüzde 40 ‘ı civarında bir oran ile, farklı bir seçenek – model olacaktır

Yeni bir döneme de, böylece geçilmiş olacaktır.   10.05.2017 11:21

=========  

Bağımsız bir not konusu:

“HALK İŞLETMECİLİĞİ ÜST YÖNETİMİ” nin, alınan işler ve alınan sipariş gelirlerinden alacağı pay ne kadar olacak? Nasıl olacak?

“KARADENİZ ÜÇLÜSÜ” ile irtibatlı her ülkenin, birbirlerinden bağımsız, o ülke ile ilgili bir üst yönetimi olacağını, daha önce belirtmiştik. Bununla bir birlikte, bir sistem model – çalışma aynılığı - benzerliği olacak. Ortak eğitim alacak ve eğitim verecekler. Belli periyodik dönemlerde, BİRBİRLERİNİ DENETLEYECEKLER.

HESAPLAR, BAĞIŞ YAPILABİLECEK KURUM  - KURULUŞ NETLİĞİ VE AÇIKLIĞINDA OLACAK.
…..

Bir iş, sipariş alınca, her hak edişte, -yani para alımında- % 3, yerel sosyal fon’a para verecekler. BU ÖDEME, MUHSEBE KAYITLARNDA; AÇIK OLARAK GÖRLECEK. YAZILACAK.

Rusya’da, yine yerel, Oblast ya da Subject idari bölümlerinde, Türkiye’de de vilayetlerin, özel koşullarına uygun olarak, üç –beş seçenekli, daha sonra hazırlanacak yönetmeliklerden birisine uygun olarak (Hangisine uygun olacağına; Moskova ya da Ankara’da Halk İşletmeciliği Merkezi, Cumhurbaşkanı – Başbakan ortak değerlendirmeye alıp, öyle karar vereceklerdir. ) 
Bu paradan pay alacak yöneticilerin, bölüm başkanlarının, harcama şekli serbest olacak. Hesap sorulmayacak. İster, kendisine ev – araba alır. İsterse, bir okulun yapısını yeniler. Ya da, bazı öğrencilerin giderlerini karşılar. Başarılı personeline para ödülü verir. Belki de bir kısmı ile, yeni evlenen çiftlere, maddi yardımda bulunur. Belki de, o para ile çocuğunu Türkiye’de okutur.  (Yöneticilerin çoğunluğunun, Özel yönetmeliklere uygun harcama yapılacaklarından eminim.)

Bunun dışında, HALK İŞLETMECİLİĞİ, ÜST YÖNETİMİ,  Gelir – kazançtan, nasıl pay alacak? Ne kadar?

Son üç aydır. Gerçekte, kafamdaki en önemli sorunlardan birisi de bu idi!
Vardığım sonuç:

Her sipariş, para alımında, Halk İşletmeciliği kasasına her para girişinde, başlangıçta, Halk İşletmeciliği üst Yönetim Hesabına para yattığında, her hangi bir pay – ödenti olmayacak.

İş bitimi, ya da yılsonu, İş ortakları kesin hesapları ortaya çıkınca da, kazanç – kar’dan, % 10 ‘u, Halk İşletmeciliği üst yönetimine aktarılacak.

Yine bu para da, kanun – yönetmeliklere uygun olarak, muhasebe hesabına – defter kaydına- geçecek. Ve bu paranın kullanımı, genel giderler ve yeni Halk İşletmecilikleri açılmasında kullanılacak.
Hesap – harcama yerleri, açık – net ve kayıtlı, denetime tabi olacak.

İKİNCİ SEÇENEK:  Bu yüzde 10’u, kazanç - kar’dan değil, yüzde 7 olarak, her iş – sipariş alımı, genel ödentiden almak.

Ya da, İş durumuna göre; bazı işlerde; birinci seçenek. Bazılarında ise, ikinci seçenek uygulanacak.  9.05.2017 23:04:52




Hiç yorum yok:

Katkıda bulunanlar

Share it