GELECEĞE YÖNELİK
NOTLAR:
-
ABD ve RUSYA’dan ilk beklenti;
Vali, kaymakam, bakanlılarda üst görevlere yeni atanacak kişilerin,
tamamlayıcı kurs ve gözlem gezilerini, ABD ve RUSYA’ya yapmaları idi. Bunun ön
hazırlık çalışmaları.
-
İkinci ana konu; Çevirmen – Tercüman ve Mütercim.
Eskiden
hatırladığım, Ankara’da bir “DEVLET LİSAN OKULU” vardı. Bakanlıklarda, Devlet
Memurlarından torpilli olanlar, hem aylık maaşlarını alırlar ve hem de tam gün,
orada, bir sene yabancı dil eğitimi alırlardı. Sakarya 7 Göller, Yabancı Dil
Eğitim Merkezi faaliyete geçmeden önce, bu yaz tatili döneminde, ABD’nin
‘AMERİKANCA’ sistemlerinden birisi ve ‘RUSÇA’ Eğitim şekline dönüşmesi –
dönüştürülmesi için, okul yönetimi dâhil, o yapının bir gözden
geçirilmesi. Değişik seviye ve kurlar
da, değişik amaçlı ve değişik süreli eğitime alınacak kişilerin, geliş – öğrenci
alış sistemleri üzerinde bir ön çalışma.
- Sakarya 7 Göller, ‘TÜRK – AMERİKAN
LİSESİ’ kontrolünde, yeni dönem için, Türkiye’de, İlk Okul, Orta Okul ve
Liselerde okutulan ‘Türk Edebiyatı’ – ‘Türk Tarihi’ ders kitapları
yenileneceklerdir. Bu komisyonunda görev alacak olan, Üniversite Mezunları
arasından seçilecek, etnik olarak Anadolu Türk’ü olan 3-5 kişinin, Ankara- Dil
Tarih Coğrafya Fakültesinde, ‘ESKİ TÜRKÇE HARFLERİN, DİL YAZIM KURALLARI,
KELİME ANLAMLANDIRMA” dallarında, Yüksek Lisans Öğretimine alınmaları.
İstanbul yakınlarında yerleşkesi olan, Sakarya
7 Göller, Türk – Amerikan Lisesi Öğrencilerinin geliş yerleri; Yakın Asya Türk
Ülkeleri, Rusya, Gürcistan, Ukrayna, Moldova ve Amerika Birleşik Devletleri
olacaktır. Lisenin Öğretim Üyeleri de –
öğretmenleri de, bu ülkelerden geleceklerdir.
Sakarya Üniversitesi ile de bağlantılı, bir –
kaç dış “Çalışma Grubu”nun olması – oluşturulması, konuların daha objektif ve
doğru değerlendirilmesi sonucunu ortaya çıkaracaktır. Bu tür çalışma gruplarında, örneğin, yeni bir ‘Türk Edebiyatı’ – İlk ve
Orta Öğretim ‘Tarih Ders Kitabı’ hazırlanma komisyonunda, bu dallarda iyi
yetişmiş, ‘Müslüman Ermeni’ etnik geçmişleri olan Öğretim Üyelerimizde –asli-
üye olacaklardır.
Türkiye’deki durumun kısa hikâyesi şöyledir:
1789 Fransız İhtilal inde, planlama ve
uygulama da görev alan, Kraliyet Sarayı bağlantılı bazı İngiliz Uzmanlar, 1800
lü yılların ilk çeyreğinde, Fransa
İhtilal’i içinde görev alan, Fransa vatandaşı Ermeniler ile bir kapalı toplantı
yaparlar. Hedef: Osmanlı İmparatorluğu
Coğrafi alanındaki ülkeler ve toplumlar. Herkese bir görev verilir. Ekonomik
bütçe, iş dalları çizelgesi vb. Daha sonra, Osmanlı İmparatorluğu sınırları
içerisinde yaşayan Ermeniler ile, kapalı – özel toplantılar yapılır. Harekât
Liderleri, yönetim grupları belirlenir.
1840 lı yıllarda, Osmanlı İmparatorluğu
yönetiminde – topraklarında, bir hareket başlatacak hâkimiyet sağlanır. Bununla birlikte, Osmanlı vatandaşı bazı
Ermeni Grupları, Osmanlı - Türkler aleyhine kullanma güçlükleri ortaya çıkar. Bu güçlükleri ortadan kaldırmak için, 1850 –
60 lar da, üzerinde çalışılan Kafkasya Ermenilerinden bazı gruplar; Anadolu’ya,
Orta Doğu’ya, Kuzey Afrika’ya göç ettirilirler. Cumhuriyet döneminde, Balkan
Ülkelerinden getirilen göçmelerin, bir kısmı da, çok alengirlidirler!
Geçmişi o yıllara – o dönemlere dayanan
şekilde, etnik olarak Türk olanlar, Edebiyat, Sanat ve Tarih konuları dışına
itilirler. Bir kısmı da yok edilirler. İngiliz Kraliyet Sarayı Uzmanlarının,
yetenekli ve yeterli gördükleri bazı Ermeniler, Türk-Türkmen, kapalı etnik
kimliği ile, ‘Müslüman Ermeni’ etnik geçmişlerini gizleyerek, devreye girerler.
Yeni Türkiye Cumhuriyeti döneminde ve halen, bu ekolden gelen kişilerin
hazırladıkları Edebiyat ve Tarih ders kitapları okutuluyor.
BU yeni KİTAPLARIN HAZIRLANMASIN DA, SADECE AMERİKAN
ve RUS UZMANLARIN DEĞİL, AVRUPA’nın diğer MİLLETLERİNİNDE KATILIMDA
BULUNMALARINI ya da KOMİSYONLARDA OLMALARINI, TÜRK MİLLETİ ARZU EDER.
Bununla birlikte, ANADOLU TÜRKLERİ’nin, büyük
temel eksikleri de şuradadır.
Bu dalda yetişmiş yeterli elemanları
yoktur. Yetişmeleri –etnik olarak-
engellenmiştir. Var olanların tamamı, ‘Müslüman
Ermeni’dirler. Anadolu Türklerinin, eski
Türkçe Yazı okuma- sadeleştirme, kaynaklara ulaşma sıkıntılarını aşma dönemini
yeni yakalıyoruz.
(1880 de, Anadolu Türkleri’nin yaptıkları
kapalı toplantıda, alınan karar; günümüz ‘Misak-ı Milli’ ülke sınırlarıdır.
Tarih ve Edebiyatta, Kültür de, Sanatta öz’e, gerçeğe, aslına dönüş görevi,
daha ileri, uygun bir tarihte, yeni nesillere bırakılır.)
Şu açıdan bu konu çok önemlidir. Bir başka
kültür ve etnik yapıdan gelen bir kişi, eski bir eserde, aynı yazarın bile,
farklı dönemlerde, farklı eserlerini seçerler. Bazı edebiyat yazarlarını, eserlerini,
şiirlerini ve şarkı sözlerini göz ardı ederler.
Aynı edebi eseri, bir Türk, günümüz diline
göre sadeleştirme yapar ise, başka sonuçlar çıkar, Bir başka aile, milliyet –
kültürel geçmişi olan kişi sadeleştirir ise, daha başka anlayış ve düşünce
ekolü ortaya çıkar. Eser seçimi – yazar seçimi ve anlamlandırmaların; ‘aslına
uygunluğu’ tartışma konusu olur.
(Günümüzde, -uzaktan tahmin-
Türkmenistan’da da, EDEBİYAT ve TARİH
ders kitaplarındaki seçimleri, Avrupa’da bazı merkezler ile bağlantılı,
‘Müslüman Ermeniler’in yaptıklarını sanıyoruz. – Devlet Başkanları, İç İşleri,
Dış İşleri, Savunma ve Maliye Bakanlarının etnik geçmişlerine bakınca, Orta
Asya Ülkelerinin, dış genel görüntüsü – dış algılanması böyledir.- O kitapların
da, Ruslar ile birlikte, gözden geçirilmesi gerekiyor. Edebiyat ve Tarih Ders
Kitapları; ‘KARADENİZ ÜÇLÜSÜ + ABD’ Formatına uygun şekle dönüştürüleceklerdir.
)
SONUÇ: Sakarya 7
Göller, Türk - Amerikan Lisesi Organizasyonunda, ilköğretim ve lise düzeyinde,
yenilenecek; ‘Türk Edebiyatı’ ve ‘Tarih’ ders kitaplarının hazırlanmasında
görev alacak, eski Türkçe‘yi okuma ve kelime anlamlandırma konularında yeterli
olacak, etnik olarak Türk bir-kaç uzmanın, Yüksek Lisans eğitimine, bu amaçla
başlamaları – başlatılmaları. Belki bu
komisyon, yine Türk – Amerikan Lisesi koordinasyonunda, Sakarya Üniversitesinde
de oluşturulabilir.
Duyum ve sanı –
Sakarya Üniversitesinde, şu anda bile, bu konuda – konularda uzman, gerçekte
‘Müslüman Ermeni’ aile geçmişinden gelen, ‘Türk- Türkmen’ ya da başka etnik
gruplardan olduğu söylenilen - sanılan öğretim üyeleri vardır.
KONUNUN DOĞRU ANLAŞILIP, ONLAR İLE İŞBİRLİĞİ
İLE - AÇIK ETNİK KİMLİK İLE - ,
YENİ DÖNEME BİRLİKTE HAZIRLANILMASI DİLEĞİ.
BU ÇALIŞMALAR BİRLİKTE YÜRÜTÜLECEKTİR.
(bu kadar)
8.05.2017 12:15:04
-
SAVAŞLAR –
İHTİLALLER!
Ana sütunda, “AMERİKA
ile RUSYA’NIN, NÜKLEER SİLAHLAR İLE ÇATIŞMALARINI ÖNLEME KOMİTESİ. (Gayrı
Resmi – Ülkelerin Savunma ve Dış İşleri Komisyonlarınca, detayları bilinen.)”
diye bir yazı vardır.
Tarih kitaplarında
okunulan ‘SAVAŞLAR – İHTİLALLER!’ in –bazı gerçekleri- çoğu zaman bilinmezler
ve yazılmazlar. Savaşı yöneten komutan ve o savaşta ölen askerler bile – bazen-
bu gerçekleri bilmezler.
Bazı savaşlarında,
ortada bir şey yokken, küçük bir kıvılcım ile başladığı sanılır.
Ana sütundaki öneri,
bu tür bir “oldu – bitti” durumunda, küçük bir çatışmadan, aniden oluşacak
alevi küllendirmek, büyümesini önlemek, aynı zamanda, her iki büyük ülkenin
Savunma ve Dış İşleri Komisyon üyelerinin, konuya müdahil olmalarını sağlamak
için de bir zaman kazandırmaktır.
Bundan başka bir
amaç yoktur.
…
BİR DÖNEM
KAPANIRKEN, Ben de; yazı – blog işlerini bırakırken…
Bundan 17 yıl
önce, TBMM – Bilgi Merkezi’ni kurmak istemiştim.
Ana amaç; Bölgemiz
ile ilgili kararlar alırken, o kararlara dayanak olacak bilgilerin temelini
sağlamlaştırmak – doğrulamaktı.
Birlikte çalışmayı
arzu ettiğim ana ülkeler ise; ABD, Rusya, Almanya idi.
Geçen sürede,
Almanya’nın biraz geride tutulması gerçeğini gördüm!
Karadeniz ülkeleri
konusunda; -bölge ve dünya barışı için- Coğrafi esaslara dayalı, Doğu- Batı
Karadeniz ülkeleri diye ikiye ayırmanın, önem ve gereğini anladım. Kısaca, AVRUPA’NIN GİRİŞ KAPISI’nın,
İstanbul’daki Sirkeci Tren İstasyonu değil, SOFYA TREN İSTASYONU olduğu
gerçeğini kavradım. Bulgaristan ve Romanya, Avrupa’ya ait ülkelerdi. Ukrayna,
Moldova ve Gürcistan ise, Doğu Karadeniz ülkeleri idiler. Durum böyle olunca,
ortaya; ‘KARADENİZ ÜÇLÜSÜ + ABD’ çıktı.
Varsa bundan daha
iyi bir çözüm: Onu da sizler söyleyip, yazınız.
Önümüzdeki
yıllarda, yazdığım projelerden, önerilerden –bir kısmının - içinde olacağım. Diğerlerini başkaları
yapacaklar.
9.05.2017 21:27
Bir
başka deyiş ile; Dünyada, her yeni geçiş dönemlerinde, bazı sarsıntılar olur.
Ülkeler, toplumlar, milletler yerlerine otururlar. Bu dönemde, kendi iradesini,
kendi çözümünü ortaya koyabilenler, hayatta kalırlar. Başkalarından çözüm
bekleyenler, bu güç ve iradeyi kaybedenler, yok olurlar.
Türkiye
Cumhuriyeti hükümetinde, bu güç ve irade vardır.
Belki
bazı politikacıların canları yanacak. Belki, bazı işadamlarının mallarına –
servetlerine, arazilerine, kısmen ya da tamamen el konulacak ama –normalleşme-
için, gerekli olan bu uygulamaların süreci, önümüzdeki seçim dönemine kadar tamamlanacak
gibi. Ondan sonra, “Karadeniz üçlüsü + ABD” olarak, yolumuza devam edeceğiz.
Dünya toplumları ve ülkelerinin içerisinde var olan yer – konum ve amacımız net
olarak ortada olacak. Aynen, Halk İşletmeciklerimizin hesaplarının netliği -
açıklığı gibi…
Önümüzdeki
bir-kaç yıl, ben de ortalarda çok gözükmeyeceğim. İç güvenlik konularını
bilemem. Ruslara şu mesaj ve amacımı, çok açık olarak, yazdım – söyledim:
Türkiye’de
halen, geleneksel yöntem ile çocuk yapılıyor.
Evleneceğim
kızları ile yatmak, cinsel birliktelik yaşamak durumundayım. Biz de adet
böyledir.
Bir
odada, kafanıza tas gibi bir şey geçirip, makineye bağlanarak çocuk yapmak
değil, yatak odamızda, sarılarak yatmak istiyoruz.
Şimdiden açık olarak belirttim. Amerika’da da
böyle yaptım.
ÖNÜMÜZDEKİ
SEÇİMLER SONRASI, çok daha demokratik, adil, çok ayrıntısı, Rusya ve ABD
tarafından bilinen, sosyo-ekonomik projelerimizin, tüm halkımıza, tüm vatandaşlarımıza, huzur,
refah ve güvenlik getireceğinden eminim.
Halk
İşletmeciliklerinin, ilk kuruluşta, yönetim yapılanması, biraz farklı ve kapalı
olacak ama, ikinci ve üçüncü aşamalarda, bu işletmeler, tüm vatandaşlarımızın
yararlananacak ları, işyerleri
olacaklardır. Genel alan ve iş – işyeri dallarda, genel ekonominin ne kadarının
bu model de olacağının üst sınırını, hükümetler belirleyeceklerdir.
İnsanlar,
hayatlarını sürdürebilmek için, temel ihtiyaçlarını karşılayabilmek için,
yeterli ve güvenli gelire sahip olacaklardır. Emeklerinin karşılığını
alacaklardır. Çoğu alan da, genel ekonominin yüzde 40 ‘ı civarında bir oran
ile, farklı bir seçenek – model olacaktır
Yeni
bir döneme de, böylece geçilmiş olacaktır.
10.05.2017 11:21
=========
Bağımsız bir not
konusu:
“HALK
İŞLETMECİLİĞİ ÜST YÖNETİMİ” nin, alınan işler ve alınan sipariş gelirlerinden
alacağı pay ne kadar olacak? Nasıl olacak?
“KARADENİZ ÜÇLÜSÜ”
ile irtibatlı her ülkenin, birbirlerinden bağımsız, o ülke ile ilgili
bir üst yönetimi olacağını, daha önce belirtmiştik. Bununla bir birlikte, bir
sistem model – çalışma aynılığı - benzerliği olacak. Ortak eğitim alacak ve
eğitim verecekler. Belli periyodik dönemlerde, BİRBİRLERİNİ DENETLEYECEKLER.
HESAPLAR, BAĞIŞ
YAPILABİLECEK KURUM - KURULUŞ NETLİĞİ VE
AÇIKLIĞINDA OLACAK.
…..
Bir iş, sipariş alınca,
her hak edişte, -yani para alımında- % 3, yerel sosyal fon’a para verecekler.
BU ÖDEME, MUHSEBE KAYITLARNDA; AÇIK OLARAK GÖRLECEK. YAZILACAK.
Rusya’da, yine yerel,
Oblast ya da Subject idari bölümlerinde, Türkiye’de de vilayetlerin, özel
koşullarına uygun olarak, üç –beş seçenekli, daha sonra hazırlanacak
yönetmeliklerden birisine uygun olarak (Hangisine uygun olacağına; Moskova ya
da Ankara’da Halk İşletmeciliği Merkezi, Cumhurbaşkanı – Başbakan ortak
değerlendirmeye alıp, öyle karar vereceklerdir. )
Bu paradan pay alacak
yöneticilerin, bölüm başkanlarının, harcama şekli serbest olacak. Hesap
sorulmayacak. İster, kendisine ev – araba alır. İsterse, bir okulun yapısını
yeniler. Ya da, bazı öğrencilerin giderlerini karşılar. Başarılı personeline
para ödülü verir. Belki de bir kısmı ile, yeni evlenen çiftlere, maddi yardımda
bulunur. Belki de, o para ile çocuğunu Türkiye’de okutur. (Yöneticilerin çoğunluğunun, Özel
yönetmeliklere uygun harcama yapılacaklarından eminim.)
Bunun dışında, HALK
İŞLETMECİLİĞİ, ÜST YÖNETİMİ, Gelir –
kazançtan, nasıl pay alacak? Ne kadar?
Son üç aydır.
Gerçekte, kafamdaki en önemli sorunlardan birisi de bu idi!
Vardığım sonuç:
Her sipariş, para
alımında, Halk İşletmeciliği kasasına her para girişinde, başlangıçta, Halk İşletmeciliği
üst Yönetim Hesabına para yattığında, her hangi bir pay – ödenti olmayacak.
İş bitimi, ya da
yılsonu, İş ortakları kesin hesapları ortaya çıkınca da, kazanç – kar’dan, % 10
‘u, Halk İşletmeciliği üst yönetimine aktarılacak.
Yine bu para da,
kanun – yönetmeliklere uygun olarak, muhasebe hesabına – defter kaydına-
geçecek. Ve bu paranın kullanımı, genel giderler ve yeni Halk İşletmecilikleri
açılmasında kullanılacak.
Hesap – harcama
yerleri, açık – net ve kayıtlı, denetime tabi olacak.
İKİNCİ SEÇENEK: Bu yüzde 10’u, kazanç - kar’dan değil, yüzde
7 olarak, her iş – sipariş alımı, genel ödentiden almak.
Ya da, İş durumuna
göre; bazı işlerde; birinci seçenek. Bazılarında ise, ikinci seçenek
uygulanacak. 9.05.2017 23:04:52
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder