Translate

29 Mayıs 2017 Pazartesi

BALKAN ERMENİLERİ, BALKANLARDA: TÜRKLER ve MÜSLÜMANLARIN YERLERİNE Mİ GEÇİYORLAR? NEDEN? ÇÖZÜM NEDİR?

BALKAN ERMENİLERİ, BALKANLARDA: TÜRKLER ve MÜSLÜMANLARIN YERLERİNE Mİ GEÇİYORLAR? NEDEN? ÇÖZÜM NEDİR?

Bu tür konuların işlendiği, bu yazı, aşağıdaki yazıların sonuncusudur.
Bununla ilgili, Avrupa Ülkelerine haber vermeden, o bölge ülkelerinde görevli iki Amerika’lı, iki Rus ve ,(Sanıyorum, o bölge ülkelerinin Türk Büyükelçiliklerinde, etnik olarak Türk birisini bulmak zordur! ) Anadolu’dan yanlarına alacakları, etnik olarak bir Türk ile birlikte  -yerleşim yerlerinde- ortak çalışmaları sonucu, net rakamların, AÇIK YAYINLANMASI ve BİLİNMESİ AMAÇLI bir alt yapı notudur.

Eski dönem siyasetçilerinin bir kısmı Balkan ülkelerinden gelmiş ‘Türkler’ idiler! Kendilerini öyle tanıtırlardı.
TBMM Başkanları da öyle… Son Askeri Yönetim Başkanı, Orgeneral – Cumhurbaşkanı Kenan Evren de öyle…

Balkan Göçmenlerinin bir kısmını, ben çok yakından tanıdım.
Eniştemin bir tanesi de, Balkan – Bulgaristan Göçmeni idi.
Hayatımda tanıdığım, sevip – güvendiğim,  çok iyi bir insandı.
Allah Rahmet Eylesin. Malını, canını, emanetini teslim edeceğiniz bir insandı. ve hastanede son döneminde, yanına vardığım da, hayatında en çok üzgün olduğu konunun, benim aile düzenimdeki eksikliğim olduğunu da açıkça söyledi. Vatan – ülke, insani ve sorumlulukta bir eksiği yoktu. Cuma namazlarına giderdi. Orucunu tutardı. Normal bir Anadolu Kasabalısı gibi idi. İyi bir Çiftçi idi. Kendi arazilerini sürüp, işlerini yapacak bir traktörleri de vardı.
Şimdi, isminden öğreniyorum ki, o da, aile geçmişi olarak Ermeni! (*)

ABD Dönüşü, Sağlık Bakanı Danışmanı iken, evlilik amaçlı, aracılı bir kız tanımıştım – tanışmıştım. Kız bana bir sarıldı mı, vücudundaki her hücrede, her noktada, teslimiyet ve sevinç kımıltıları olurdu. Yugoslavya göçmeni. Belki bazıları –bilmeden-, Türklerin neslini, geleceklerini ve vatanlarını tehdit eden kötü amaçlılar ile bağlantılı olabilirler ama çoğunluk kötü niyetli değiller. Türklere yakınlıkları ve güvenleri de var. Çoğunluğu, samimi insanlar.

Balkan, Müslüman Ermenisi kızların, Anadolu Türklerine yakınlığı, içtenliği ve güvenmelerine bir başka örnek:
Kayseri’den Ankara’ya son taşındığım yıllarda, Batı Trakya Türk’ü olduğunu yazan bir kız. Fotoğrafında da, güzel bir kız. İstanbul’da, öğrenimini tamamlıyor. Bir işletmede, yönetici pozisyonda bir göreve başlıyor. Kendi bölümünde çalışan çok erkekte var. Halen, hiçbir erkek ile cinsel birlikteliği olmamış bir kız!

Yaşı biraz ilerleyince, evlenecek birisini de bulamayınca, akşamları ev de, Tv izler, kitap okur, sarılanı yok. Evlenme tav’ı, dönemi geçecek.  ‘Cafer, bir yol bul ve İstanbul’a gel!’ diyor. “Sen Atla gel!” Desem, atlayıp Ankara’ya gelecek. Biraz oynar iken, iş bitecek. Sanki, o ona da razı idi… Ara – sıra gelip gitmeye… İyi de, ben; iş – tayin derdindeyim ve öyle bir birlikteliğe hazır değilim. Karşımdaki aklı başında, işini kurmuş, beklentilerine uygun yaşamış, bakire bir kız!... 

Bana anlattığı – yazdığı sıkıntılarının ve hayat beklentilerinin bir kısmını sansürleyip, geri kalanlarını, -kendisinden izin alarak- TBMM ‘de Milletvekillerine, yayınladım. Bunun, kanunlar ile değil, sosyal yapımıza uygun, yeni tür düzenlemelere ihtiyacımız olduğunu da anlatmaya çalıştım. Ciddi ve iyi sosyal faaliyetler, toplumu yönetmenin ihtiyacıdır. Şimdi, Türkiye’de, gençlere, olgun insanlara, sosyal faaliyette bulunulan yerlerde, o bölgede, bekâr kız ve erkeklerin, birbirlerini, -sadece arkadaşlıkta- tanımalarına imkân verecek bir yapılanmamız yok, eksik. Okul dönemi bitince, o mahalle de bekâr insanlar, iyi niyet ve iyi beklentilerine uygun birisi ile, birbirlerini nasıl tanıma ve konuşma fırsatı bulabilecekler?

Batı Trakya Türklerinin bir kısmının da –aile geçmişleri- Müslüman Ermeni imişler! Kızın yaşam tarzı, hayat beklentisi, aradığı erkekte yukarıda özetlediğim gibi...

Batı Trakya Türkleri lideri, Rahmetli, Dr. Sadık Ahmet.  Eşi ve çocuklarını da o yıllarda, bir vesile tanımıştım. Başkentte, o günlerde, Grip Salgını vardı.  Tatlı bir torunu, 3-5 yaşında çocuk vardı. Öpüp – öpmemekte, tereddüt yaşadım.

Ad – soy ad – O da mı? Müslüman Ermeni Aile geçmişinden geliyor? 

Yukarıda, bir-kaç, somut örnek var!
Buradan Buyurunuz!.....
……
….

Dönemin Başbakan Yardımcısı, Müslüman Ermeni Ali Babacan, Türbanlı eşi hanımefendi ile, Batı Trakya’yı ziyarete gittiler. Neden hep ….

ÇÖZÜM NEDİR? Nasıl olmalıdır?
O insanların tanımları nedir? Nasıl olmalıdırlar?
………………..

-          Öncelikle, ABD Büyükelçiliklerindeki, o ülke ve bölgelerde yaşayan Türkler ve Müslümanlar ile ilgili, var olan bilgileri alıp okuyacaklar.

-          Ondan sonra, Avrupa’nın bazı ülke ve merkezlerinden gizli ama ilgili ülkenin Başbakanlık ve Dış İşleri bakanlığı ile _AÇIK KOOORDİNELİ_  görüşmeler yapılarak, onlardaki somut – kayıtlı, resmi bilgiler.

-          Güncellenen bilgiler ile ilgili bir ortak analiz toplantısı.

İki Amerikan, İki Rus, bir Türk ve üç Jeep.
Türk’ün Jip’ine, kısa mesafe otostop yapanlar ile o yöreden bulacağı arkadaşlar eşlik edecekler.  Ya da, ilgili ülkenin vereceği bir gözlemci – rehber ile birlikte.

Öncelikle, Yunanistan, Bulgaristan, Romanya.
Sonra, eski Yugoslavya alanında yer alan ülkeler. Ve Makedonya, Arnavutluk, Kosova dâhil,  daha iç kısımlar.
Eldeki bilgilerin, yerleşim yerlerinde bizzat kontrol edilmesi. 
Bazı sohbetlerin de, anlatılan kısa geçmiş ve hikâyelerin de,  isterler ise  - isim kapatılarak – yayınlanacak raporda yer alması.

O Ülkelerin hangi bölgelerinde, Kaç tane Türk var? Kaç tane Müslüman var?

(Misak-ı Milli İlkelerine göre; aile geçmişleri, gerçekten etnik olarak Türk olanların, Türkiye Cumhuriyetinde, vatandaşlık hakları vardır. )

Bunlardan, kaçı etnik olarak Türk? ve diğerleri, Ermeni veya hangi etnik gruplardan.  Oranlar ve sayıların yerinde kontrolü ve gözlem notları. Kısa notlar halinde, geçmişleri. 

…… 
Sanıyorum ilgili ülke yönetimleri de, bu bilgilerden memnun olacaklardır. Çünkü, Avrupa’da bazı merkezler, bu çalışmaların sonuçlarının net olarak bilinmesini istemezler!!!

Ondan sonraki dönem, herkes gerçek durumunu bilerek, Türkiye, Amerika ve Rusya’nın da, vatandaşı oldukları ülke yönetimlerinin de, kendi durumlarını net olarak bildiklerini bilerek, kendi ülke yönetimleri ile de ilişki ve bağlantıları daha iyi, açık ve net olacaktır.

Bu raporu hazırlayan arkadaşlar, Ankara’ya, hep birlikte bir gelişlerinde de, benim bir akşam yemeği davetime teşrif ederler ise, benim kazancımda bu olacaktır.
……………

Ertesi gün de, onların, vatandaşı oldukları ülkeler ile, sorunları asgari de olacak şekilde, açık etnik geçmiş ve açık etnik kimlik ile, nasıl yaşayacakları konusunda, bir-kaç çalışma ve sohbet toplantısı.
…………….

24.05.2017 13:45

…….
(*) Bazı durumlarda, özellikle Müslüman Ermenilerin yoğun olarak yaşadığı bölgelerde, az oranda da olsa, duyuş – alışkanlık, Türklerden de, bu isimleri koyanlar vardır. Çünkü isimler; Türk tarihi geçmişinden önemli kişiler. Kur’an-ı Kerim’deki geçen isimler, Peygamberlerin - surelerin isimleri. (Normalde bunları, saygı nedeni ile, Türkler çocuklarına bu isimleri vermezlerdi.)

Gök cisimleri. Doğa- kuş - hayvan isimleri, sıfatlar gibi toplam 50 – 100 anahtar isim – soy adlar.

Çok az sayıdaki, ‘HEDEF AİLE’ iseniz; haberi olmadan, bu isimleri koyanlar da vardır.  Çevrenizdeki kişilerin Türk olduğunu sanıyorsunuz. Öyle olduklarını söylüyorlar. Erkek ve kız çocuklarınızın isimlerini, o bölgedeki saygın ve iyi insanlar öneriyorlar. Anlamı da iyi olunca, çevrenizdeki –önceden bilgili- bazı kişiler de, -pohpohlayınca!- bilmeden, o grubun isim üyesine dâhil oluyorsunuz. Artık, oğlunuz – kızınız; haberiniz olmadan –söylenmeden, bilmeden- o gruptan Müslüman Ermeni ile evleniyorlar.  Bu sistem daha yeni öğrenildi. Öğrenince de, çoluk-çocuk, iş işten geçiyor. Çünkü aile de ‘Müslüman Ermeni’ olmayan kimse kalmamış oluyor.

Böyle durumlar dışında, bir kişinin, kendi ismi, anne-baba, eş’i, çocukları, gelin – damatları, torunlarının ismine bakınca, etnik sonuç,  net olarak ortaya çıkıyor.

=====================

ERTESİ GÜN,  EK BİR KONU:

AMERİKA’DAKİ TÜRKİYE LOBİLERİ ve DOSTLUK DERNEKLERİ:

Uzay çalışmaları başlamadan önce, Uzay Çalışmalarının yan ürünü, İnternet yoktu. Mektuplar, posta idaresine atılırlardı.

Amerikan Posta Sistemi de çok iyi idi. Buna rağmen Türkiye’yi yönetenler, Amerika’daki Ermenilere; senatörlere, kongre üyelerine, Amerika’dan mektup atmaları için, ‘KUCAK DOLUSU PARA’ verirlerdi.

-          Bu para ne için verilirdi? 
-           
Türkiye’nin Ermeni Politikasını, ABD yönetimi ve senatörlere anlatmaları için.

(O paraların tamamı, onlara verilmiş olarak gösterilip, yarısının da, iç edildiği dedikoduları da vardı. )

O lobilerin yaptıkları iş; bir mektup ile konuyu, ABD de bazı kişilere göndermeleri idi.

O mektupları; Anadolu Türkleri yazsalar, konuları doğru anlatırlar, zarfın üstüne de ‘AIR MAIL’ yazarlardı. 
Konuların doğru anlatıldığı o mektuplar, Amerika’ya – hem de uçak ile- yine giderdi.

BUNLARI YAPACAK ADAMLARI, TÜRKİYE’DE YOK ETTİLER.

Kusura bakmasınlar! Türk-Amerikan Derneklerinin de, böyle kişiler tarafından yönetildiği, yönetimde bulunanların çoğunluğunun böyle olduğu söylentileri de var.

Kısaca, “Türkiye’yi, Amerika’da Türkler tanıtmıyorlar. Amerika’daki Ermeniler, Türkiye’yi tanıtıp, Türkiye ile ilgili toplantılar düzenliyorlar.  BU İŞİ YAPANLAR DA, TÜRKLERİ TANIMIYORLAR ve BİLMİYORLAR!” İddiaları.


25.05.2017 06:20

======================  

Yan Sutun notu:

2 Amerikan, 2 Rus, 1 Türk. - BEYAZ SARAY – Bu ‘harcırah’ı ödemeye, mevzuat müsait midir?

(ABD – RUSYA, bu konu, Anadolu’yu tanıma ve Balkan ülkelerinin geleceği için çok önemlidir. Ortak Çalışma, Avrupa’dan –GİZLİ- ama Özet Rapor ve kitap; HERKESE AÇIK OLMALIDIR. )

Amerika birleşik Devletlerinde, devletin –dolu- araştırma fonları var.
Üstteki yazıda bahsi geçen konuda görev alacak, o işleri yapacak;

2 Amerikan, 2 Rus, 1 Türk için, ABD Devlet Araştırma fonundan, para talebi:

Bu parayı alacak olan, 2 Amerikan, 2 Rus ve 1 Türk’ten, üç ay sonra beklentimiz:  BALKAN MÜSLÜMANLARI (Balkan Ermenilerini de içine alacak şekilde) ve BALKAN TÜRKLERİ’ni anlatacak olan, haritalı, canlı fotoğraflar ile destekli, -yerinde görülmüş- bir BELGESEL KİTAP.

Bu kitap; gelecekte, Balkanlarda, o bölge ülkelerindeki, Müslüman Topluluklar ve Balkan Türkleri için, ana kaynak – başvuru kitabı olacaktır.

………………….. 

ŞAŞKINIK YARATAN BAZI UYGULAMALAR ve ORTAK ALIŞKANLIKLAR.

Bireylerin, aile geçmişlerini seçmek ellerinde değildir. Bu nedenle de hiç kimse suçlanamaz. Ya da, her etnik grubun içerinde iyisi de vardır.  Kötüsü de. Bireyin etnik geçmişi, o kişinin iyi ya da kötü olmasının göstergesi değildir.

YANLIŞ OLAN, Kapalı etnik kimlik ile, hem o etnik çalışmaların içinde olmak ve hem de, etnik geçmişinizi - kimliğinizi gizleyerek, ait olduğunuz etnik kimlikten kişileri suçlamak. Onlar hakkında kötü söz ve cümleler kullanmaktır.

Kayseri’de, şehir içinde, çoğu konuda dürüst, saygın ve aydın bir kişi. Çok geçmişte, o kişi ile –ortak tanıdığımız- bir kişi hakkında konuşuyoruz. O kişinin, ‘Müslüman Ermeni’ olduğu, olabileceğini söylediğimde, o kişi ve Ermeniler hakkında, hiç te hoş olmayan çok kötü cümleler ve kelimeler kullanmıştı. Şaşkınlıkla, sessiz kalıp, bir şey söylememiş ve yanıt vermemiştim.  Yıllar sonra öğrenim ki, o; çoğu konu da dürüst olan kişi, ‘Ermenicik’ yapanların başında geliyor ve kendisi de ‘Müslüman Ermeni’!

Bunun politik hayta bir-kaç örneği.
Balkan Göçmeni, Meral Akşener. DYP de milletvekili idi. Bazı partili arkadaşlarını ‘Ermeni’ kapalı etnik kimlikli olmakla suçladı. Bununla da yetinmeyip, daha ağır cümleler kullanmış olmalıdır ki, mahkeme kararı ile, o arkadaşlarına, o tarihe göre yüksek oran da tazminat ödedi. Daha sonra, kendisinin de; ‘Müslüman Ermeni’ olduğu ortaya çıktı.

Bir dönemin Milli Eğitim Bakanı, Hüseyin Çelik. Van Üniversitesi Rektörünü, ‘Ermenilik – Ermenicilik’ yapmakla suçladı. Görevden alındı veya aldırdı. Sonra anlaşıldı ki, kendisi de ‘Müslüman Ermeni’... 

Bunlara benzer çok örnek vardır. Kendi etnik kimliklerini gizlemek için, buna benzer, aklın almayacağı çok uygulama ve alışkanlıkları var. Büyük şaşkınlık buradadır. 

=====================================
BEKLEMEK!

Ankara’ya ilk geldiğim, Maliye Bakanlığında çalıştığım yıllar.
Bakan Özel Kalem, sekreterler beni aradılar. Haberdar ettiler. Onların bulunduğu odadan geçiş olan odaya girdim. Bakanlık Teftiş Kurulu Başkan Yardımcısı, Kayser’li ve bakanın, mesleki konularda danışmanı Tuğrul Bey, kolu ovuyor.   Kalp Krizi geçirme ihtimali var ya da Kalp Krizi geçiriyor. Nedeni; Müsteşar Yardımcısı olacakmış. Haber bekler iken ya da olmayacağı söylenince, kriz geçirmiş. Bana da şunu söylemişti.

-          Beni, öyle bir göreve atayacak kadar, ellerinde (kötü sicil, suç) dosyam yok!

Merkez Bankası, Müşavirler Odasının bulunduğu bir odadayım.
Merkez Bankası Başkanlığına atanması beklenen, İsmail Hakkı Aydınoğlu’ndan, sigara içmek için, koridora geçme iznini söyleyince, belki; ‘Cafer, ben de seninle geleyim. Biraz hava alayım.’ Demişte olabilir. Pencere açılınca, havası temiz oluyordu. Manzarası da güzeldi. Beraber, ayakta sohbet ediyoruz. Benim derdim; O Merkez Bankası Başkanı olur ise, oradan ABD ye tahsile gideceğim. Onun alt yapısını hazırlıyorum. 
-          Yine de, Merkez Bankası Başkanlık görevine başkası atanır ise, üzülmeyiniz. dedim.
Elini döş cebine attı. Kâğıda sarılmış, üç küçük hap – tablet gösterdi.
Eğer kötü haber alır, Merkez Bankası başkanlığına atanmaz ise, Kalp Krizine hazırlık. Dilinin altına koyacakmış.

O da bana, o yıllarda, Aydın’lı, Türkmen olduğunu söylemişti. Çok sonraki yıllar, isim – soy ad listesinden çıkan sonuç; ‘Müslüman Ermeni’ imiş. Ecevit İktidarında, o yıllar da da, Merkez Bankası ya da Maliye Bakanlığı’ndan, (Bakan ya da Merkez Bankası başkanı istese bile) eğitim amaçlı yurt dışına, Amerika’ya, bir ‘Türkmen’in gönderilmesi –etnik olarak-  imkânsızmış!  Hep ‘Müslüman Ermeni’leri gönderme zorunluluğu varmış.

Ben bu geçen sürede, çok uzun sürede, böyle bir durumda – durumlarda, sevdiğim bir Rus Kızına sarılmayı, onu öpmeyi, sayfiye yerinde onu kovalayıp, yakaladığım yerde, sarılıp, birlikte yuvarlanmayı düşleyince, krize girmiyor ya da krizi atlatıyordum. Ondan sonra da; ‘Allah’ım, hayırlı ve iyi olanı nasip et.’ Deyip, normal hayat akışına dönüyorum.

O tür durumlar da, bu aklınızda olsun. Bir an, saniyenin 20 de bir’i ya da bazen toplam 20 saniye,  krize girmeden geçirir iseniz, ondan sonra, her şey normale döner.

27.05.2017 09:07

……………..
 BİR KAÇ İLAVE NOT ve GÖRÜŞ:

Türkler uyuyorlar!
Ben bile, Muammer El Kaffadi’nin, ‘Müslüman Ermeni’ olduğunu bilmiyordum!
“Vatandaşımız Kürtlere, inşaat işleri  – ihale veriyor, onları ekonomik olarak geliştiriyor.” diye seviniyordum.
Türkiye, Ecevit dönemi ilk kez, yurt dışında, Libya’da büyük inşaat işleri almıştı.
Maliye Bakanlığında da, etnik olarak Türk olduğum anlaşılınca, başıma gelmeyen kalmamıştı.

Avrupa’da, bazı merkezler var.  Bağımsız gibi gözükseler de, bunların ABD uzantıları. Düşünce kuruluşları deniliyor.
Ayrıca, İsrail ile; İngiltere ve Almanya, istedikleri gibi oynuyorlar. ABD de, olayları – konuları yanılmak için, onları kullanıyorlar.  Haberleri yok. Kendilerini, oyun kurucu sanıyorlar.

Amerika Birleşik Devletlerine en büyük darbeyi, Türkiye ve Rusya ile de ilişkileri bozarak vurmak istiyorlardı.  (Amerikan elçiliğinde, benim tayin-atamamı engelleyen salak –birey- bunu anlayamaz! ABD ‘nin, korkunç, iş yapılamaz bir ülke olduğu kanaatini -perde arkasında Almanların _ İngiltere’de bir merkezin-  her taraf yayama sonucunu da hesap edemez.)
Azerbaycan – Türkmenistan ve daha başka iki Türk Cumhuriyetini savaştırabilselerdi. Çok konu daha da kolaylaşacaktı. Rusya Ermenilerin den bir kısmını da, bu işte, kendilerinin oyun kurucu olmaları hissi – hissesi, belki maddi ödülü verilmiş olabilir.

Rusya Yönetimi ve Vladimir Putin, bu oyunu, erken kavrayıp – anlayıp, onların arasındaki sorunu anlaştırarak önlediler.  Yoksa, Orta Asya ile Türkiye ve Rusya’nın ilişkileri bozulacak, halkın, orada yaşayan Türklerin güveni sarsılacaktı. Daha sonra da, kapalı etnik kimlikli, Türk sanılan, Türkiye’deki yöneticiler, Orta Asya’nın kurtarıcısı olacaklar ama her iki yerde de Rus – Amerikan düşmanı olacaklardı.  İşte bu işlemden sonra, Gürcistan ve Ukrayna sorunu çıkarılsa, Rusya Savaşına, Almanya’da, Avrupa bölümünden girecekti.  Rusya Parçalanabilirdi.  Türkiye dâhil, tüm Türk Cumhuriyetleri de, Avrupa ülkelerinin sömürgesi olacaklardı. Aynen, Arap ülkeleri gibi, dini ve milli söylemler çok kullanılıp, ne yönetimler, ne halk, ülkede neler olup bittiğini, bir türkü anlayamayacaklardı. Ölmeyip kalan Rusya’daki kızlar, ahırlarda, görücüye çıkarılacaklardı.  Beğen – beğendiğini…

Alternatif Ermeni yöneticiler çoktur.
Yönetimdekiler, kanlı olarak görevden uzaklaştırılacaklar ama öldürülenlerin hepsinin Ermeni olduğunu halk anlamayacak – bilmeyeceklerdi. Çünkü onların yerine gelenler de, kapalı etnik kimlikli Ermeniler olacaklardı.
Amerika’daki yönetim problemleri – sosyal problemler artırılacak ve eğer Rusya ile büyük bir Savaş çıkarılabilir ise, Rus halkı ile birlikte, Amerikan halkı için de, yeni bir çözüm planlanmıştı. Artık Avrupa, dünyayı yönetecekti.

ÇÖZÜM NEDİR? NEREDEN BAŞLANILMALIDIR?

Orta Asya Türk Cumhuriyetlerinde, şu anda yönetim ve yöneticilerin hepsi (Kapalı etnik kimlikli) Ermenidir-ler.  Bununla birlikte, Ermeni olmak bir suç değildir. Konularında tam farkında değiller. Bu nedenle, yönetimlerin; Arap ülkeleri – Kuzey Afrika sömürge ülkeleri gibi olmayıp, yumuşak geçiş için, bir önerim olmuştu. Mevcut yöneticilere ve yönetimlere, başkan oldukları ülkede, Rusya’da ve Türkiye’de serbest yaşama – ikamet hakkı karşılığı, yönetimlerin Türkleştirilmesine katkılarda bulunmaları. Sanıyorum – duyum; Orta Asya’da,  en önemli ülkelerden Türkmenistan, bu geçişi sağlamak için, Türkmenlerden, bir yönetim konseyi oluşturulmuş. Bu modelin, diğer Türk ülkelerinde de yaygınlaştırılması.

Türkiye’de açık etnik kimlik, en önemli önlemdir. Sonradan yapılan vatandaşlıklar bitirilince, Anadolu halkında bir anlayış ve anlama sorunu kalmaz. Savaş ya da başka nedenler ile ülkeye gelenler de, ülke dışına çıkarılacaklar.

Orta Asya ülkelerinde de, benzeri bir çalışma. Oralarda yönetim, Rusya ve Türkiye’nin kalıcı güvenliği için, tavizsiz olarak, -etnik olarak- Türk olacaklardır.

Olayların akışının değiştirilmesi için, “KARADENİZ ÜÇLÜSÜ + ABD” nin bir an önce kurumlaştırılması. 

Türkiye ve Rusya’da, “HALK İŞLETMECİLİĞİ” kurumsallaşmasına bir an önce geçilip, bu modelin, Ukrayna, Moldova ve Gürcistan da da, işler hale getirilmesi.

Ben Rus kızına sarılıp, yatarken, bunları yaptığınızı duyar isem, hiçbir şeye karışmadan,  kenardan sizleri izlerim.  Amerika – Rusya, önemli ülkelerdir. Yazdıklarımın ne olduğunu bilip- anlayacak süper ülkelerdir. Halkları da böyledir. Onlara havale edilen işler, iyi biter.

29.05.2017 10:22:59

….. 
Ankara’da, TBMM – Bilgi Merkezini kurmaktaki kapalı-gizli amacım, evlenecek bir Rus bulmak içindi.  Ak Parti iktidarında, gerçek Rus Kızlarından neden korkuldu ve neden bana kendi kızlarını vermek, kendi kızları ile evlendirmek istediler, halen anlayabilmiş değilim!!!!  Bir Rus Kızı ne yapacaktı ki…..
……  
           




Hiç yorum yok:

Katkıda bulunanlar

Share it