NATO’da,
ALMANYANIN ERMENİ TEMSİLCİSİ İLE, TÜRKİYE’NİN NATO‘daki Ermeni
Temsilcisinin, çok korktukları, Alman
Devleti içindeki, etnik olarak tam Alman Devlet Adamı kimdir?
Bu yazı, somut bazı olaylar, anlatılar,
gözlemler ve duyumlar kaynaklıdır. Bu nedenledir ki, yayın sonrası, bu konuları
ve dönemleri bilen, etnik olarak tam Alman yetkililerin, ek bilgiler ile
desteklemelerine muhtaçtır.
Bu şartlarda, bu yazının yüzeysel bakış,
hatta ‘öyle sanılıyor’ – ‘öyle biliniyor’ olarak değerlendirilmesi gerekir.
NATO’nun
kuruluşu sonrası, -sanıyorum o yıllarda NATO Merkezi Paris’tedir.- her ülkeden
diplomatlar, kendi ülkelerini tanıtıcı – kapalı - raporlar sunarlar.
Türkiye’den
giden raporlar ise; Türkiye Ermenilerinin hazırlayıp, çeşitli diplomatları, hatta
hükümeti, bakanları aracı olarak kullanıp, tek sonuca gitmeyi amaçlayan
niteliktedirler.
Almanya’nın
o dönem, NATO’daki en üst düzey temsilcisi de, Almanya Ermenisidir. BU
RAPORLARA, ÇOK ÖZEL İLGİSİ vARDIR.
Almanya’da
bir eyalet, başka isim söylense bile, onlar nüfus, etnik geçmiş olarak,
Ermenidirler. Uygulama, anlayış, hayat tarzı olarak ta, öyle oldukları
söylenilir.
Bu eyalet, II. Dünya Savaşından sonra, Almanya
yönetiminde\ çok –aşırı - güçlendiği iddiaları da vardır.
NATO kuruluş dönemi\ Türkiye Raporlarından
sonuca gitmek işlemlerini, Almanya Ermenileri değerlendirmeye alırlar.
Ana
kaynak: NATO ‘nun Türkiye Temsilcisinin, kendi ağzından çıkan cümlelerin, üç,
belki beş adamdan sonra bana nakledilen anlatı, aynen şöyledir:
Bu kapalı
değerlendirmelerde, fazla ileri gidildiğini anlayan bir Alman yetkili, NATO’ya
gelir. Gelen kişinin, etnik olarak tam Alman olduğu, Almanya’nın NATO
Temsilcisi tarafından, Türkiye Temsilcisinin kulağına fısıldanır. O kapalı
toplantıda, her ikisi de, süt dökmüş kedi gibi pısarlar.
ALMAN
DEVLET ADAMI, ŞÖYLE DER:
“TÜRKİYE CUMHURİYETİNİN KURULUŞ DÖNEMİ
ÖNCESİ, ALMANYA MİSAK-I MİLLİDEN YANADIR.
MİSAK-I MİLLİ SINIRLARINI GARANTİYE ALMA
SAVAŞLARINDA, o dönem, MOĞOLİSTAN’DAN GELECEK 50 BİN ASKERDEN DAHA ÇOK GÜNDEMDE
OLAN, UYGUR TÜRKMENLERİNİN TÜRKİYE’YE GETİRİLMESİ İDİ.
Türkiye Temsilcisi Büyükelçiye döner: ‘EĞER
ONLAR TÜRKİYE’YE GELİRLER İSE; ANKARA – ULUS MEYDANINDA, AYAK BASACAK YER
BULAMAZSINIZ!’ diyenlerin raporları ile, MEŞK ETMEYİNİZ.”
O kapalı
toplantılardan sonra, abes düşünceli insanlar, gündemi anormalleştirmekten
kaçınırlar. O Alman Devlet Adamından korkarlar.
8.06.2020
16:47
……………………….
NATO’nun,
o dönemki anlayışına göre, Türkiye’yi daha iyi tanıması için, istatistikî
bilgileri toplayıp, düzenleyecek, Türkiye’nin sosyal refah artışını artıracak
bir programını devreye sokması için, Ankara’da, Devlet Planlama Teşkilatı (DPT)
kurulur. Bu kuruluş, siyasi partiler ve politikacılar tarafından ise, ‘Yatırım
Planlama’ olarak anlaşılır.
SOMUT BİR
OLAY: (Bir örnek)
İllerde,
spor sahası ve kapalı spor salonları yaptırılması kararını duyunca, Ermeniler
Komitesi, Kayseri’de, spor kompleksi için yer ararlar.
Stadyum,
Askeri Lojmanlar, yeni belediye Bina yerinden başlayarak, çevre yola kadar
bölümü, yoksul Müslüman Ermenilerin kulaklarına bir şeyler fısıldayarak, tarla,
bahçe olarak, bunlara paylaştırırlar.
“Oralarda
iyi çalışmalar yapın. Marul, ıspanak, maydanoz vb. sebze bahçeleri yapın.
Önümüzdeki 5 – 10 ya da 15 yıl içerisinde, orası, stat, kapalı spor salonu,
koşu yolu yapılmak için, istimlâk edilecek. Bizim önerdiğimiz avukata vekâlet
vereceksiniz. Başka bir şeye karışmayacaksınız.
Üç – beş kuruş ya da bir ev size veririz. Hiç kimseye de bir şey
söylemeyiniz.”
Bu yöntem
ile, DPT de her yatırım çeşidi duyulunca, o alan – arazi, kendi adamlarının
kullanımına veriliyor. DPT ye, etnik olarak Türk olanların, işe başlamalarını
önlüyorlar.
ARAZİ ONLARIN DEĞİL! Ya direk istimlâk parası alıyorlar. Ya da, istimlâk
bedeline itiraz edip, değer artışı istiyorlar. DEVLETİN AVUKATLARI DA HEP ERMENİ. Bu tür alanlarda olan, bir
tane Türk Avukatı, işe – memuriyete almıyorlar.
‘Buralar onların değil, Hazine – Devlet Arazisi’ diye itiraz etmiyorlar.
DAVANIN REDDEDİLMESİNİ İSTEMİYORLAR. Sadece,
istimlak bedelini, bilirkişi yolu ile, biraz düşürmeye çalışıyorlar.
Daha sonra, dağıtılan o alanı, devlete,
spor salonu ve stadyum yapımına vermeye kıyamıyorlar. LÜKS APARTMANLAR
YAPIYORLAR.
O bölgede, o apartmanlarda oturanların, o
daireleri, kirasız – ömür boyu – oturmak üzere, Ermenilere dağıtıldığını, 3 – 5
yıl önce, Türkler, YENİ ÖĞRENDİLER. Onların, Ermeni olduklarını
bilmiyorlardı. Orada, boş bir daireyi,
bir Türk’ün kiralaması çok güç, kiralayınca da pahalı!
Tüm komşularınız, sizin Türkmen olduğunuzu
öğreniyorlar. Siz onların Ermeni
olduklarını bilmiyorsunuz. İNSAN İLİŞKİLERİNDE ve KOMŞULUKTA, çok enteresan bir
durum ortaya çıkıyor. ( O evlerde oturanlar da Müslüman Ermeni ama ev
kendilerinin olmadığı için, o evi kendilerine verenlere karşı boyunları bükük ve
bazı aile –kız- dedikoduları. Bazılarında da, ev de kendilerinin değil,
hanımları da kendilerinin değilmiş! Onların dedikleri dışında, başka kız ile
evlenir ise, o evden çıkarılma riski açık olarak var. Çalıştıkları kurumlarda,
onların dediklerini yapmak zorundalar.
ÇÖZÜM: Şu anda, tapusuz ya da sahte tapulu
bu evler, Maliye Bakanlığının topladığı – toplayacağı formlar ile, Maliye
Bakanlığına geçiyor. Mülkiyet, devletin olacak. Çok düşük kira verecekler. O
evler yıkılacak ise, başka semtte, o kişiye ev verilecek. Etnik mahalleler
oluşunca da, buna benzer uygulamalar ile, kişilerin bazı stresleri ve sorunları
giderilecek.
Şu anki stadyum ve kapalı spor
salonu yeri bataklık, deredir. Oradan sel geldiğini ben hatırlarım. ‘M2 si 50
kuruş, 75 kuruşa istimlâk ettik!’ diye, öğünürlerdi! Bataklığı nasıl istimlâk ettiler! Bizler
anlayamazdık. Bir kaç tane, karpuz – kavun satma yeri varmış.
Erciyes
Dağının yanındaki Ali Dağının eteğinden geçen yol dada aynı durum vardır. -J Bütçe İSTİMLÂK BEDELİ SOYGUNU, AYNI
ŞEKİLDE, BARAJ YAPIMLARINDA DA VARDIR.
Devlet
Bütçesi, sadece bir etnik grubu, (Kapalı etnik kimlik) hileli yol ile ZENGİN
ETMEKTE KULLANILDI.
8.06.2020 17:34
----------------------------
SONUÇ NE
OLDU? NE OLACAK?
Almanya’daki
Alman nüfusu yok edip, başka şey yapmak istiyorlardı.
Varşova
Paktının yıkılması ve NATO’nun işlevini tamamlaması sonrası, Almanya’ya TAZE
ALMANLAR GELDİLER. (Doğu – Batı Alman, nüfus buluşması.) PAKTLAR Dönemi ( Varşova – NATO ) bitişi,
Almanların kurtuluşu oldu. Gözükmeyen, bilinmeyen neden bu idi.
Almanya’nın
o eyaletinden olanlar, ya Milli Alman Ermenisi olacaklar … …
Yeni
savaş çıkarma, başka ülkeleri işgal politikalarını değiştirecekler.
Türkiye’deki
bazı konuların, bunlarla da bağlantısı vardır.
UYGUR
TÜRKLERİ ANKARA’YA GELECEKLER.
(Ankara –
Ulus Meydanında adım atacak yer kalmayacak oranda değil. Makul bir sayı. )
Ankara –
Hacettepe Üniversitesi arkasındaki, Saman pazarı dâhil, tepeye kadar olan
bölüm, üniversite arazisi olacak.
Başbakan Adnan Menderes dönemi, işgal edilen arazidir. Ankara Üniversitesi
– Dil – Tarih Coğrafya fakültesi, sıhhiye’den o tepeye kadar büyüyecek. Şehir
merkezi olduğu için, öğrencilerin ulaşımı kolay olacak.
8.06.2020
18:05
TÜRKİYE’DE,
SANAYİCİ ve MİLLİ OLMAK İSTEYEN BİR ERMENİYE NELER YAPILDI?
Türkiye’de
SANAYİ BAKANI olan, Sayın Cahit ARAL ile sohbetlerimiz, iş hayatı üzerine
olurdu. Hem yakındık. Hem mesafeli idik.
Sayın Aral’ın,
sadece son dönemlerini bilenler, onun da, organize sanayi siteleri ve şeker
şirketindeki bazı uygulamalarını eleştirirler. O bölümleri çok bilmem. Daha sonra
milletvekili olan, İlk Özel Kalem Müdürü Fevzi Bey, iyi, temiz, devlet bilgi –
bilinci olan, ama biraz konu dışı bir arkadaştı. Karadenizli, İkinci özel kalem
müdürü ise, biraz başka idi! BU nedenle, daha önce MKE Genel Müdürlüğü de
yapmış, iyi bürokrat, o dönemin Sanayi Bakanlığı Müsteşarı, gülerek bana bir
şeyler söyledi. “Bunlar, biraz farklı!” dedi. Sohbeti, başka konuya çevirmiştim.
Çünkü, benim derdim de başka idi.
Sayın ARAL,
Elazığ yada Erzincan’da, normal bir aile çocuğu olarak dünyaya gelir. Doğduğu evin
fotoğrafını, ya göstermişti ya da anlatmıştı.
Kısaca, o
şartlarda hayata başlayan bir insan için, iyi bir sonuç, Makine Mühendisi olur.
Karayollarında mühendis iken, o dönemini de bana, aynı işyerinde, inşaat
mühendisi olarak çalışan, MESA Genel Müdürü Atilla Şenol anlatmıştı.
“Bizler;
bürokrat, biraz çekingen, yol mühendisi olmak isterdik ama o hep sanayici olmak
ister, dış ilişkilerini ona göre düzenlerdi. Biraz da bizlere ters giderdi. “
diye bir yorum dinlemiştim.
* * *
Sonuçta,
Kayseri’de, Meyve Suyunu, meyveden çıkaran bir fabrika, sanayi tesisi kurdu. Sanıyorum.
Türkiye’nin ilk meyve suyu fabrikası.
Kayseri –
Arazi Mantığı ile işi yönetmek isteyen; Kayserili diğer iş ortakları, emmi –
dayı çocuklarını yönetime almak isteyince de, bazı sorunları oldu.
Benim ‘NANE’
önerimin olduğu dönemde de, evinde bir görüşmemizde, bir – iki somut olayı
anlatmıştı.
Bu yazının
devamı var. 9.06.2020 12:09
Göreve başladıktan sonraki, ilk günlerde
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder