Orgeneral Hasan KÜÇÜKAKYÜZ
Komutanım,
Son senelerde, Fetullah
Kutusu açıldı.
Ben onların iç yüzünü bilmiyorum.
Çok daha önceki yıllarda, Alman Milli Görüş Teşkilatı var idi.
Onların bir kısmını
tanırdım. Sanıyorum, o dönem, onlardan bir zarar gelmedi.
Bununla birlikte, aşağıda
açıklayacağım nedenler ile, topluma açık internet yazı - bildiri dönemimde, Başbakanlığa
gitsem, atama-tayinimi hemen yatırırdım. O dönemin Başbakanı Necmettin Erbakan’ın
Basın Baş Müşaviri Fikret Bey, benim eski çalışma arkadaşımdı. Bir diğer kişi,
başbakanlık ikinci katta, - yerinde görünce, şaşırmıştım.- demir parmaklıklarla
ayrılan, tüm koridor bölümü olan, Türk Cumhuriyetlerinden sorumlu –galiba –
müsteşar pozisyonundaki bürokratta, New York’tan, Türk Denizcilik şirketinden tanıdığımdı.
Ona da yaptırırdım.
Ortalık karışık,
benim atama – tayin de gümbürtüye gidiyor.
SON ON’LU YILLARDA
OLAN OLAYLAR HAKKINDA; BENİM BİLGİMDE YOKTUR. İLGİM DE YOKTUR.
Ülkemiz
şartlarını, bölge ve dünya koşullarını değerlendirerek, bu blogda detayları
olan projelere odaklanmıştım. Onları olgunlaştıracak, bilgiler ile uğraşıyordum.
Sizlerin de bilgileri
dâhilinde, benim konumun, sorunlarımın geçmiş özeti, başlangıcı, aynen
şöyledir:
Ankara’da TAI, F-16
Uçaklarını yapıyordu.
O uçaklar, bizim
Kayseri’de yaptığımız, Yardımcı Görev Teçhizatları olmasa, silah kullanamaz. Ateş
gücü olmaz. Tek çözüm, uçağı kullanan pilotun, camı açıp, kolunu dışarı
çıkararak, hedefe tabanca ile ateş etmesidir.
Biz Kayseri’de Hava
İkmal de idik ama bu işi alt kontraktor olarak bize veren, Amerikan Hava Kuvvetleri
idi. Kısaca, biz onlarla iş yaptık. Bu projede, benim dışımda, diğer bölüm
yöneticileri hep subaydı. Onlar, kadro maaşlarını alıyorlardı. ABD ile yapılan
sözleşmeye göre, benim maaşımın; bu proje için oluşturulacak döner sermayeden verilmesi
gerekiyordu. TÜRKİYE STANDARTLARINDA ÇOK İYİ BİR MAAŞTI.
Bu nedenle, o projede
işe başlamıştım.
Hem savunma sanayini öğrenecektim
ve hem de, Kayseri’den evlenecektim.
Beni, oradaki düz
işçi maaşı ile göreve başlattılar.
Sabrettim.
Teksas FW ‘den gelen,
işimi, iş başında bana öğretecek arkadaş ile işe odaklandık.
Biraz da şans, hem
bana işi öğreten, bu eğitimi veren hocam ve hem de Amerikan GD şirketi yönetimi,
Savunma Bakanlığı, ABD Hava kuvvetleri tarafı, konum hakkında bilgi edinmemde,
bonkör davrandılar. Eğitim sürem bitti. Eksik personellerimi tamamladım.
PROJE BAŞLADI.
Assy. detay imalat
öncesi, ilk dönemini, başarı ile bitirdik.
Teçhizatlarımızı,
Türk Hava Kuvvetleri kullanmaya başladı.
Proje başlangıcından
o döneme kadar olan, yaptığımız işler, yönetim modelimiz, Proje Program Yönetim
(PMR) denetimi oldu.
BU DENETİMDE, BENİM
BİRİMİM; PROJEDEKİ 5 BİRİM ARASINDA, EN AZ EKSİĞİ OLAN VE EN İYİ YÖNETİLEN
BÖLÜM SEÇİLDİ.
ERTESİ GÜN, HADİ
BAKALIM! BEN EVLENECEĞİM. KONTRATTA YAZILI KADRO MAAŞIMI, HAK ETTİĞİMİ DE İSPATLADIM.
MAAŞ SÖZLEŞMEMİ, YENİ, YASAL ŞEKLE UYGUN,
YENİLEMEK İSTEDİM.
KAVGA BURADAN ÇIKTI.
Projedeki o görevden,
karargâhta, aldığım eğitim ile hiç ilgisi olmayan, Teknik Geliştirme bölümüne
alındım. İstifa etmemi sağlayacak, bazı uygulamalar da oldu.
Bununla birlikte, o yıllarda,
Türk Ordusu, haklı ve doğrudan yana idi.
Kadın – kız, arazi sahipleri ile
irtibat ve ilişkiler yoktu.
Belki Fetullahçı dalışlar olabilir ama benim ilgi -
bilgi alanım değildi. Kısaca ordumuz personeli, subaylarımız ve generallerimiz,
sonraki yıllarda olanlar kadar alengirli değillerdi.
Ya istifa edeceğim ya
da,
Maliye Bakanlığında
olanlar,
TRT de başıma
gelenler,
Sağlık Bakanlığındaki
kadro yazısının, başbakanlıkta 8 ay bekletilmesi
ve son F-16 YGT projesinde,
eksik maaş verilmesi…
BUNLARIN NEDENLERİNİ BULACAĞIM.
O kadro maaşı ile F-
16 projesine geri döneceğim.
O DÖNEMİN
KOMUTANLARININ HEPSİNE KONUYU AKTARDIM.
Sonuç alamayınca, bildiğiniz
bildirileri, önce hava kuvvetlerine gönderdim. Jandarma karargâhlarına,
nizamiyelerine elden götürüp verdim.
Hava İkmal de SSK
sözleşmeli idim. Anayol hükümeti sonrası, seçimler bitince, en kötü ihtimal; “TRT
de eski memuriyetime döner, orada gazeteciliği bırakır, iyi bir yönetici pozisyona
gelirim ya da başka bakanlığa naklen geçerim.” Hesabında idim.
İş hayatımda, Bildiri
dağıtma, TBMM de Yazı yazma döneminde, BİREYSEL, hiçbir SUBAY ve GENERALİMİZLE
SORUNUM OLMADI.
Kayseri’den ayrılmadan,
iş sözleşmemi fesheden Generalimiz ile, bir vesile, bizim köye gittik. Silahım
belimde, namlusu dışarıda, çok güzel bir kabı vardı. Normal oturduk. Sohbet
ettik. Yemek yedik. O gün, Komando Tugay komutanımız Fikri Paşa’da orada idi. Daha
sonra, Anayasa Mahkemesi üyesi olan Valimiz Mustafa Yıldırım da orada idi.
Ankara’ya geldim.
F-16 Projesinde, beni görevden, karargâha aldığı dönemde, düello’ya davet ettiğim
Ergün Paşayı aradım. ‘Elinizi öpmeye geleceğim.’ Dedim.
Özel, ev-ofisinde, nezaket
– büyüklük gösterdi. Çay servisini de kendisi yaptı.
Benim tabancamdan, Ergün Paşa korkmazdı.
Sanıyorum, Ergün PAŞA
‘da; CUMHURBAŞKANIMIZ RECEP TAYYİP ERDOĞAN’I ARAYIP, BELKİ DE YANINA GELİP, - o
dönem – HAKLI OLDUĞUMU, İŞ – TAYİNİMİ YAPMASI GEREKTİĞİNİ, BİZZAT SÖYLEMİŞTİR.
Seçim oldu. Ak Parti
İktidar oldu.
Çok kısa özet.
“TRT de tayin
atamasını geciktirelim. Biraz sıkıntı yasasın.
(O yıllarda, Türkiye’de
alengirlilik başlamıştı.) Bizim çevreden bir kız ile de evlenir ise, iyi bir yerde de çalışma süresini tamamlar.”
Hesap bu idi.
BEN KIZLARDAN KAÇTIM.
Atama – tayinim yapılmadı.
Hazıra dağ dayanmaz. Param
bitti.
SİLAHIMI İSTEDİLER.
"TÜRK MİLLETİ ADINA" ,
diye mahkeme kararı çıkarıp, SİLAHIMA EL KOYDULAR.
Madem öyle, işte
böyle... dedim.
Bu blogdaki alt
mesajlarda olan bulgular ortaya çıktı.
Sormayın daha ötesini…
………
Normal süreçte sonuç
alamayınca, BU YAZI işleri ile de, günümüz politikacılarının politikaları ile
de uğraşmayıp, tam kenara çekilmek istediğimi, o yıllarda, Almanya’nın Ankara Büyükelçiliğine
aktarmıştım. O yıllarda gâvurluk ettiler.
Daha sonraki yıllarda
da; ‘tıpış, tıpış’ yine bize, tükenmiş olarak gelecek!” sandılar. Buna göre
düzenleme yapmışta olabilirler.
Benim, çok sıradan
bir görev için, yaptığım samimi başvuruyu, Alman İstihbaratı, “Tüketilecek adam”
olarak görmüşte olabilir. Ben, istihbarat işlerinden anlamam.
O anlayışın neden olduğu
nedenler de olabilir… Eski dönem başbakanının korumalarının bazı işgüzarlıkları
ya da, belki, savcılara, siyasi baskı - müdahale…
Hiç tahmin etmediğim,
gecikmeler ortaya çıktı.
Komutanım, talebim
şudur:
Uygun olur ise, TBMM
Başkanımız Binali Yıldırım ile bir görüşme yapıp, durumumu aktarmanız.
Dış bir güç müdahalesi
olmadan, TBMM de çalışarak, ‘İŞ
BAŞI EĞİTİMİ’ aldığım dönemden bu güne, ( Yıl kayıplarımı ödeyemezler.) maddi kayıplarımda
dikkate alınarak, uygun görecekleri toplu tazminat parası öderler ise, etnik
olarak, bir Rus Kızı ile evlenmek istiyorum. Konu geçmişini bilen konumda olan,
Hava Kuvvetleri Komutanımızca, bu mesajımın TBMM Başkanımız Binali Yıldırım’a
iletilmesi, sorunumu çözebilir. Bu yardımlarınızı, umar ve beklerim.
TBMM den sonuç
alınamaz ise, Yunanistan Ankara Büyükelçiliği ( onlara da çözüm yolunu, yazılı
olarak aktardım.) ya da, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile bir görüşme yapmanız
da, işimi kolaylaştırabilir.
Durumumu bilgilerinize
sunar, Yardımlarınızı beklerim.
Saygılarımla arz
ederim.
4.10.2018 13:44