Translate

8 Temmuz 2020 Çarşamba

BEN ‘DELİ’ OLSAM, ‘RUS KIZI’ İSTERMİYİM?



Birileri bana ‘Deli’ demişler!
Yıllardır, bir sevda peşinde demişler.
‘Rus Kızı’ sayıklıyor, Ankara’nın göbeğinde.
Bir Türkmen böyle yapıyorsa,
Bu iş’te bir ‘iş’ var demişler.
Acep bu ‘ iş’ nedir? Demişler.

Eller, böyle şeyleri çok söylerler.
Bilmezler ki, o Türkmen’in derdini.

Bir köyde doğmuşum.
Evcilik oynadığım kızlar, başka şeymiş.
Ben ‘Türkmen’ sanırmışım.

Dedem, düğün davulcusu gelince,
‘Düğünleri Seyretmez’ başka köye gidermiş.
Babam, hiç folk oyunu bilmezdi.
Düğünlerde oynamazdı. Uzaktan seyrederdi.
Ben oyunda, halayda, ayakkabı eskitirdim.
‘Bir kız bakıyor!’ diye, damda çok oynamıştım.
Yeni fotinimin topuğu kopmuştu.  

*   *   *

İstanbul’da bir Rum Kızına rastlamıştım.
Sevinçle zıplayıp, üç takla atmıştım.
Birbirimizi tanıma fırsatı bulamadan,
“Bir Türkmen’i yolcu edeyim”  diye,
Şehir hatları vapur iskelesine gelen,
Rum Kızının, el sallayışını hiç unutamam.
Birbirimize; ‘hayatta başarılar’ dilemiştik.   

Kayseri, etnik konularda yalancı imişler.
Bizler bunu bilemez, düşünemezdik.
‘Sahtekârlar’ iki yüzyılımızı yediler.
Hangi adet – gelenek Türkmen,
Hangisi başka şey, bunları ayıramadık.
Bizlerde, ne olduğu belirsiz bir nesil olduk.

Az gittik, uz gittik. Dere, tepe, düz gittik.
Sonunda, bir Rus Kızının gönlünü kazanmak için,
Ülkemizi, yeni bir konuma geçirip, düzen değiştirdik.
Yeni bir toprak düzeni kurduk ve Halk İşletmeciliği. 

Gel Rus Kızı.
Şimdi sana sarılma zamanı.
Anne bir, baba bir, iki kardeş bile,
Beş bin yıldır birliktelikte, sorunlar yaşarlardı.
Bu iki millet, neden hep birlikte oldular?
İşte şimdi bunu çözme zamanı.
Sende sarıl bana.
Birlikteliğimizi on bin yıla çıkaralım.
Sevişirken, bunun için de dua edelim.

Yalnızca güvenlik – güvence değil,
Çok başka şeylerde bir araya gelince,
Biz Türkmenler;
Rusları ve Rumları çok seviyoruz.

Ankara, 7.07.2020 12:52


BU ŞİİRİ BEN YAYINLAMAYI DÜŞÜNMÜYORUM: GELECEKTE BELKİ.
ÇÜNKÜ, GERÇEK BUDUR.
ERMENİLERE, BU GERÇEĞİ BİRİLERİ, ONLARI SEVENLER ANLATMALIDIRLAR. 
…Kİ, ETNİK GEÇMİŞLERİ KONUSUNDA, YALAN SÖYLEYİP,
İNSANLARIN; ÖZEL HAYATLARINI, EVLİLİKLERİNİ, VATANLARINI, 
SEVDALARINI, SİYASETLERİNİ BERBAT ETMESİNLER.
AÇIK ETNİK KİMLİK, BU KADAR ÖNEMLİDİR. 7.07.2020 13:30

Yine de; ‘Sevdiğim bazı Ermeni arkadaşlara haksızlık olmasın’ diye, yayın da birkaç gün belki kalabilir. Yayından, hemen kaldırabilirim de. Onların da suçu yok. Doğduklarında, çevrede, okulda, askerlikte ve işyerlerinde böyle bir düzen bulmuşlar.
Dilerim, bu şiir, onların hazırda buldukları eski düzenin bitirilmesine katkıda bulunur.
Bu özlem ve dileklerle, kısa süreli yayınlanmıştır. 7.07.2020 13:49
………   

Kayseri’de bir Mimar, Turan Elmaağaçlı vardı.
Ankara’da olduğu yıllarda, Maltepe’deki evlerine uğrardım.
(Şimdi anlıyorum ki, o ev de onlara, arazi dağıtıcıları tarafından verilmişti.)  
Özel sohbetlerimizde, etnik geçmişini bana açık söylemişti.
İsmi Turan ama kendisi CHP li idi.
Gerek parti içinde ve gerekse iş hayatında, kendi etnik dayanışmalarından söz ederken, Türkmenlerin bu konularda, neden yavan kaldıklarından da bahsederdi.
O dönemler, ben de; ‘etnik dayanışmaya’ karşı olduğumu söylerdim! -J

Kayseri’ye dönüşünden sonra, kardeşi ile, süt toplayıp, dağıttıklarını söylemişlerdi. Mesleği dışında, o tür işler ile de uğraştı. Erciyes Üniversitesi, Mimarlık Fakültesinde, öğretim üyesi olduğunu öğrenince, en çok sevinenlerden birisi olmuştum.
.
Bir görüşmemizde, evli değilim ama –düzenli- bir kız ile yaşıyorum demişti.
.
Açıkta kaldığımı anlayınca, Erciyes Üniversitesinde göreve başlatılmam için, rektörle de görüşmeler yapmıştı. İşim olmayınca üzülmüş, nedenini sormuştu.

Ondan önceki dönem, ister isem; ‘Ankara TRT ye ya da Kayseri’de Erciyes Üniversitesinde bir göreve başlayabileceğim.’ biliniyordu. Benim, bir süre serbest yazı yazıp, ilerde ikisinden birisini tercih edeceğim de biliniyordu. O dönemin polisi, siyasi parti değil, devlet polisi idi. O dönemin Başbakanı da, İçişleri Bakanı tarafından, hanımının kaçırılacağını – dağa kaldırılacağını,  Tv bile söyleyip, halktan yardım istiyordu. 

İrtibatlarımız çok sık değildi.  Kayseri’den Ankara’ya, yeniden döndüğüm yıllarda, bu arkadaşın, bir kira alış – verişi yüzünden, genç yaşta öldürüldüğünü duymuştum.  
Üniversite kampus çıkışı, Talas girişinde, öğrencilerin gidip – geldikleri bir cafe ya da pastanemsi bir yeri varmış.  (Elbette tapusuz ve bina ruhsatsızdır.)  az bir düzenli + gelir. Kiracıları ile bir sorun yaşamışlar. Kaçak Arazi değerlendirme konusunda,  onun Kayseri’de olmasını istemeyenlerin bir oyunu da denmişti.   

Sosyal kişilikli ve yakın arkadaşlarına, açık etnik kimlikli olanların da, bu tür sorunları vardı.

Onu da – bu vesile - rahmetle anayım. 7.07.2020 15:44

… …… ……..

DELİLİĞİME KANIT OLARAK, anlatılan olay:

Ankara – Günaydın Gazetesinde olduğum yıllar.
Gazetenin sahibi Haldun Simavi’nin en yakın adamlarından birisi olduğu söylenilen, İstanbul’dan gelen Erdoğan Arıpınar ile bir iş konusu vardı. Onu çözümlemiştik.
Sayın Arıpınar; ‘İstanbul’da piyasayı hiç bilmeyen adamlar, çok para kazanıyorlar.’ – Emin Cankurtaran’ı örnek göstermişti.- “Sen bir iş kur, bizler de para kazanalım.” Demişti.

Haldun Beyin, etnik geçmişi hakkında, duyduklarımı söyleyip, gerçeğini sordum.
Erdoğan Bey : - Haldun bey Türkmen’dir. Dedi.
Üsteledim. ‘Kesin olarak Türkmen’ dedi.
Üç gün, yapabileceğimiz iş araştırması yaptım.

O yıllarda, Türkiye’de üretilen malların ithalatı, o ürünü üreten şirketlerde idi. Ticaret Bakanlığı, o ürün çeşidini, başkalarının ithalatına izin vermiyordu.
Yurt dışında kurdukları şirkette, naylon fatura ile, yüksek fiyata alış yapıyor + Gümrük vergisi, tüketiciye o ürün, Türkiye’de yine pahalı satılıyordu.

Temel ihtiyaç 7 kalem ürünün, ithal iznini Ticaret Bakanlığından biz alabilirdik. Bu yeni şirketin başına getireceğim adamı da bulmuştum.

Buna karar verdiğim gün, Maltepe’de oturan, çok güzel bir kızı yemeğe davet etmiştim. Vakit geç olunca, eve gidip – gelmeye zaman kalmamıştı. Kızı, kendi evine bırakmak zorunda idim. 
Kızılay Meydanı, biraz değişikti. Ortada tercihli yol vardı.
Tam meydan göbeğinde, o kıza sarılıp, ayakta öpmeye başlamışım. 
O kararı kutluyorum. Birbirimize sarılmışız.
Tesadüf budur ya!... Hep o gün oradan mı geçtiler?
Merkez Bankası Başkanı bile, yakın aylarda, aile yakınlarıma, orada o kızı öperken, kendisinin de gördüğünü söylemiş.
Ertesi gün, Ankara’da, hiç ummadığım kişiler telefon açıp, tam meydan göbeğinde, bizi öpüşürken gördüklerini söylemişlerdi.

Nereden, nereye geldik?
Bizde, - o yıllarda- kültürel ve politik, ticari zihniyet değişimi yapmışlar.
Davranış modlarımızı – kodlarımızı değiştirmişler. HABERİMİZ YOKMUŞ.
Daha yeni, Rus Kızı ile evlenebilecek, olgunluğa, doygunluğa ulaştık.
DAHA YENİ, KENDİMİZE GELEBİLDİK.
Temel ihtiyaç, o 7 ürünü, Amerikan – Rus  - Türk İşbirliği ile, kendimiz, ülkemizde üreteceğiz. Şehir Meydanı göbeğinde de öpüşmeyeceğiz.
İşte, kültürel, özüne dönüş budur.

7.07.2020 17:07

………………….
NORMALİ BULABİLMEK İÇİN, BELKİ DE TÜM BUNLARIN YAŞANMASI GEREKİYORDU.
O SÜREÇ ve DENEYİMLER YAŞANMASA,
AMERİKAN, İNGİLİZ, ALMAN, FRANSIZ, RUS, RUM, TÜRK bir araya gelip; ‘DÜNYA GÜVENLİ BÖLGESİ” kurma çalışmalarına başlayamazlardı.

7.07.2020 17:24
……… ………

 Konu dışı - EK NOT:
(Bu bölüm, sadece AMERİKA ve RUSYA içindir. Kapalı bir mesajdır. Lütfen başkaları önemsemesinler.)

AMERİKA ve RUSYA’DA OLAN BİR MAL, BAŞKA YERDEN ALINAMAYACAK!
(Rusya = Kara deniz üçlüsü)

Devlet Malzeme Ofisi (DMO) ni, yeniden kurumsallaştırma çalışmaları öncesinde, Ticaret Bakanlığından, son 30 yıldaki, ithalat izinlerinin özellikleri.

Yeni döneme geçerken, sadece ABD ve RUSYA’DAN alınma serbestliği olacak, ürünlerin listesi. Başka bir anlatım ile, bu ürün çeşitlerinin, başka kaynaklardan temininin yasaklanması.

Bunları tedarik edenler, Türkiye’de kimlerdir?

ABD ve RUSYA’DA, bu ürünleri Türkiye’ye ihraç eden kaynakların da bir listesi. Gerçek işleri bu mudur? Var ise, kaçakçılık oranları. Türkiye’de, bu ürün çeşitlerindeki kaçakçılık!

Bu kadar.

8 Temmuz 2020 Çarşamba   

KONUNUN BİR BAŞKA YÖNÜ:

Normal döneme geçişte, DMO’nun da, illerde ana muhatabı, Bakanlık Temsilcisi Sanayi ve Ticaret İl Müdürlükleri olacaktır.

Şu anda, bu İl Müdürleri, sanki Sanayi ve Ticaret Odaları alt memurları gibi çalışıyorlar. Tüm Türkiye’de, etnik olarak hiçbir Türk, oralara girmeyi ve oralarda çalışmayı başaramamıştır.

Yeni dönemde, illerdeki, Bakanlık Temsilcileri, Sanayi ve Ticaret İl Müdürleri – Müdürlükleri, nasıl yapılandırılacak? Bu konunun bir ön taslak çalışmasının, Ankara’da, Sanayi ve Ticaret Bakanlık uzmanlarınca yapılması dileğidir.
………………….
..

Hiç yorum yok:

Katkıda bulunanlar

Share it