Translate

17 Kasım 2019 Pazar

O YILLARDA, ETNİK KONULARI BİLMİYORDUM. ( Eski Web)


Aşağıda okuduğunuz, bazı olaylar ve durumlar, eski yüzyılda yaşanmıştır.
( 2000 yılı öncesi, bunun anlamı: 20 yy. da. )
AK Parti, 21. yy. başında iktidar oldu.
Ömrümün, en sıkıntılı dönemi de, böylece başlamış oldu.
Ankara’da, en önemli görevlere, kapalı etnik kimlikli, Ermeniler gelmişler.
Siyasi partilerin yönetimlerinin, Milletvekillerinin, Belediye Başkanlarının, Bakanlık Temsilcisi, il müdürlerinin,  Üniversite Rektörlerinin hepsi de, - istisnasız hepsi - Ermeni yapılmış.
TÜRKİYE’DE, TÜRKLER; BU DURUMU, HİÇ BİLMİYORLARDI.  

O yıllarda, İçişleri Bakanlığı hariç, ( Bu bakanlıkta, görevde olanlara, risk alanlara, - bilmeden – haksızlık yapmamak için ) diğer bazı bakanlıklara, bakan olarak, davet - atanma ihtimalim var sanıyordum.
Vali ya da Belediye Başkanı olmaya da razı idim.
Bunların arasında, etnik olarak, hiç bir tane bile, Türk bırakılmamış.
Sadece Türkiye Türkleri değil,  ABD, NATO, Rusya’da bu durumu bilmiyordu.

Avrupa’da, bu durumu bilen bazı merkezler; “ TÜRKLERDEN KURTULDUK! KURTULUYORUZ.” Diye, kıs kıs gülüyorlarmış! 
Zil takıp oynayanlar, göbek atanlar olmuş.
Bu arada, Avrupa’nın, bu bölge ve ülkemiz üzerinde, başka hesapları da başlamış.

Türkiye bitmiş, Gürcistan ve Azerbaycan üzerinde hesaplar başlamış.
Eski Rusya (SSCB) dağılmadan önce, Rusya’nın son Dış İşleri Bakanı ve Gürcistan’ın ilk Devlet Başkanı,  Şıvartnadze, bir söyleşi de şöyle diyordu:
Gürcistan’da, bu bölgede mağdur olan Ermenilere bir bölge vermiştik. Orada kalacaklardı.
Biraz rahatlayınca, biraz palazlanınca, sorun kaynağımız oldular!  Demişti.

(Gürcülerin etnik geçmişleri, Ermenidir. Uzun süreçte, onlar yeni bir bölgesel kişilik, kimlik ve karaktere kavuşmuşlardır. Bununla birlikte, hem Ruslar ve hem Türkler, onları Ermeni olarak görmezler. Çünkü, hayat tarzları, insan ilişkileri daha güvenli, daha sistemli ve daha temizdir.
Bölge Ermenilerine karşı da, Gürcüler; geçmişte, Ruslar ve Türklerden yanadır -lar.  Ermeniler, onları sevmez, istemez ve kıskanırlar. )

Azerilerde de, biraz farklı ama başka bir durum vardır.
Azerilerin de etnik geçmişleri Ermeni ama Hıristiyanlığı da bilmezlermiş. Geçen dönemde, Müslüman olmuşlar. ‘AZERİ’ diye yeni bir kimlik oluşturmuşlar.

SSCB Dağıldıktan sonra, özellikle Azerbaycan İçişleri Bakanlığı ve Dış İşleri Bakanlığı, dışarıdan sonradan gelen Ermenilerin eline geçmiş. Ermenistan, orayı çatışarak değil, yönetim kadroları ve siyasetçileri, sonradan gelen Ermenilerden yaparak, orayı – kapalı işgal yolunu seçmişler. Bu yöntemin, Avrupa ülkelerinden bazı destekçileri de varmış.

Macaristan. Macarlarında geçmişleri de Ermeni ama son onlu yıllarda, Avrupa’ya, çeşitli sahte etnik isimler ile sokulan Ermeniler, Macaristan’a giremiyorlar. Dışarıdan gelen Ermenileri, Macarlar, ülkelerinden hemen kovuyorlar. Macarlar dışında kimse, o ülkede barınamıyor. Polonya’da, tamamen Ermeni imiş ama oradaki durumu hiç bilmiyoruz.

Bu durumun şöyle de bir tanımı var:
Amerika Birleşik Devletleri, 1930 ya da 1960 tan sonra ABD ye gelen, sahte etnik geçmiş beyanlar ya da çeşitli hileler ile vatandaş olanlardan, “Amerikan” olamayanların bir kısmının, Güney Amerika’da kurulacak yeni bir Ermenistan’a gönderileceği söylentisi var. O yeni Ermeni Devletine, Gürcistan’dan, Azerbaycan’dan, Macaristan’dan,   Gürcü, Azeri ya da bir Macar gitmez. Bu üç ülkeye, sonradan gelenler ise, biraz sıkıştırılırlar ise, Güney Amerika’da o yeni ülkeye giderler.
Kısaca, bu üç ülkenin, Gürcistan, Azerbaycan ve Macaristan olarak, kendi bölgelerinde, sonradan gelenler de, iç temizlik yapıldıktan sonra yer almalarından, komşu ülkelerin bir sıkıntısı yoktur.
…….

YUKARIDA YAZILAN KONULAR GİBİ ÇOĞU KONUYU, BEN HİÇ BİLMİYORDUM.
Aşağıdaki web, o şartlarda, o yıllarda böyle yapıldı.
Rusya’da ki Ermeni Gruplar, basın –Tv tarafından, geleceğe yönelik, etnik yanıltma yapılmak için,  Türkiye’de bizlere; ‘Türk - Türkmen’ olarak tanıtılıyordu. Galiba ‘Tuva Türkleri’ denilenler de Ermenidir-ler.  Buna benzer yanlışlar da düzeltilmedi. KISACA, HİÇ DOKUNMADAN, ESKİ DÖNEM WEBİ:


17.11.2019 11:00
.

10 Kasım 2019 Pazar

TÜRKMEN ve RUS GENÇLERİNE, DİNİ KONULARDA, BAZI TAVSİYELER…


Aşağıdaki paragraflar okunurken, şunlar açık olarak bilinmelidir:
Dini konularda, otoriter ( yetkili ) bir kişi değilim.
Bu satırlar, tamamen bireysel görüş ve önerilerdir.
Bir başka deyim ile, toplumsal ilişkilerde, gerçek hayatta, bireysel gözlem ve deneyimlerin sizlere aktarılmasıdır.

Okul yatakhanesine getirmemek kaydı ile, - sadece – evinizde, Rusça bir Kur’an ve İncil olmalıdır. (Rusya’daki, Türkçe Kur’an çevirisi hakkında, yeterli bilgim yoktur. Rusça Kur’an Çevirisinin iyi olduğunu duymuştum. Türkiye’de de, Türkçe çevirilerin bazılarını ben de yeterli bulmuyorum.)
Şimdilik, bu yaşlar da,  yalnızken, ortam olunca, bir sayfayı açıp, okuyunuz. Ev de, başkaları var ise, (anneniz – babanız, kardeşleriniz) onlara; “Burada şöyle yazıyor. Bu ne demektir?” Diye sormayınız. Daha iyisi, onlar bile, ara – sıra, o kitaplarda, bazı yerleri okuduğunuzu bilmesinler. KISACA, HİÇ KİMSE İLE, OKUDUKLARINIZI TARTIŞMAYINIZ. BAŞKALARINA SORU SORMAYINIZ. 
Okuduğunuz bölümü, anlayıp – anlamadığınızı da düşünmeyiniz.

(Bireysel gözlem: o bölümü, çok yıllar sonra, açıp – okuyunca, “İncil’de, burayı ben okumuştum. O satırları, paragrafı tam fark edememişim.” Bunu kimseye söylemezseniz, Kutsal kitaplarda, bu durum, gelecekte, hayatınızda çok olur.)

Şimdilik, başka dersi çalışırken, dinlenmek için, ders aralarında, 10 -15 dakika, rast gele yerler okuyunuz. Bir ay da, 3 -5 defa. Ya da, mutlu – sevinçli, üzüntülü olduğunuz günler de, anlar da, kısa süreli, rast gele birkaç sayfa okuyabilirsiniz. ONLARI OKUDUĞUNUZU, KİMSE İLE KONUŞMAYINIZ. Başkaları bilmesinler.

Okulda, yatakhanede, çarşıda gezer iken, bir toplantıda; ‘ din – inanç ’  konusunda konuşanlar olur ise, hiç yanıt vermeden, dinleyiniz. Başka görüşte de olsanız, bildiğiniz bir konu da olsa, o tür sohbet ve tartışmalara, kesin olarak katılmayınız. Katılımcı olmayınız. Fırsat olur ise, o ortamdan uzaklaşınız.

Bu bir başlangıçtır.

İkinci basamak:

Geçmişten biliyorum. Rusya’da, bir yıl da 52 hafta vardır.
Türkiye’de de 52 hafta var. Enteresan! Amerika’da da, bir yıl da, 52 hafta var.
Bunun anlamı; Rus Kilisesinde, bir Papaz, 52 Pazar Günü, Kilisede ayin – dua yapıyor. Kürsüden konuşuyor. Aynı şekilde, bir Cami Hocası da, bir yıl da, 52 Cuma günü,  Minber – Kürsü’ye çıkıp, konuşuyor. Dua ediyor.
BUNLAR NEDİR?  NE SÖYLÜYORLAR?
Bu blogdan, gizli bir yazı ile, Rusya Diyanetine, - sadece son 40 – 50 yıl değil -, çok eski yıllardan beri,  Türk Camilerinde, “Hutbe” denilen, okunan bu metinlerin kitaplarını, almaları talebimi iletmiştim.
Dış duyum; Türkiye’de, o dönemin en yetkili kişisinin, kendi kitaplığında olanlar da dâhil, hepsini,  Rusya Diyanetine gönderdiğini öğrenmiştim.
Rusya Diyaneti, diyelim 1500 Hutbe’den, 500 ‘ünü seçip,  Rusçaya çevirmiş ve kitap olarak basılmış.  
Aynı şekilde, Rus Kiliselerinde, Pazar Ayinlerinde okunan ve söylenen metinlerin içinden, 500 ünün seçilip, ( Belki de vardır. Var ise, yeniden düzenlenip ) kitap olarak basılması için, bireysel talebi, onlara iletiniz.

Bu kitaplarda olanların hepside,  1 – 2 sayfa, ayrı ayrı konulardır.
Bazen de, bunlara göz atınız.
Yine aynı şekilde, başkaları ile bu konuları konuşmayınız.
Ev dışında, başka yerde okumayınız. Başkalarına göstermeyiniz.
Oralarda eksikler olabilir. Fazlalıklar olabilir. Bu konularda, hiç konuşmayınız.
BU İŞİN UZMANLARI, (Kesinlikle Rusya Diyaneti onaylı ) KAPALI TOPLANTILARDA, YEN BİR BASKI DA, ONLARI DÜZELTİRLER.

Üçüncü basamak:  

İkinci basamaktaki kitap ile aynı ebatta, Cami, Kilise ya da Ev de, yapılacak dua – dualar ve ibadet nasıl olacak? Nelere dikkat edilecek? gibi, genel bilgi notları olan, sadece Rusya Diyanet onaylı, bir kitap vardır. Eksikleri var ise, düzeltilir. 

BUNLAR, BAŞKA HİÇ BİR YERDE TARTIŞILIP, KONUŞULMAYACAKTIR.

Konuşan olur ise, dinlemeyip,  oradan, o kişi ve çevrelerden uzak durulacaktır.

…..

BENİM, BİREYSEL UYGULAMAM NEDİR?

Çocukluktan beri, fırsat ve ortam olur ise, Cuma Namazına giderdim.
Şimdilerde, o çevrelerden uzak duruyorum.

Her gün, düzenli, 5 vakit namaz kılmadım.
Sabah namazları, ya da bazen, 2-3 rekât, kimse yok iken, ev de namaz kıldığım çok olmuştur.
Bazen de, yalnızken, bazı duaları okurum.
Sizler de, böyle şeyler yaparsanız, kimseye söylemeyiniz.
Türkmen bir genç, merak için, arkadaşları ile ya da yalnızken,  Kiliseye gider ise, abdestli olmak zorundadır. (Çevreye fark ettirmeden, bunu yapınız.) Kilise'ye girişte, kimseye fark ettirmeden, içinizden, "Ayet-el Kürsü" duasının okunması gerekir.
…..

10.11.2019 15:02
.

8 Kasım 2019 Cuma

ŞİİR ÇEVİRİLERİ, NASIL YAPILABİLİR? ÇEK KIZLARI ....



ŞİİR ÇEVİRİLERİ, NASIL YAPILABİLİR? 

Yazıldığı dilden, bir başka dile çeviriler yapılırken, en çok sıkıntı, şiir çevirilerinde olur.

Şiirlerde, bazen bir satır, TÜM HAYATINIZI ETKİLER!
O çeviri tam yapılamaz, o satır tam anlaşılamaz ise, - ya da, yanlış kelime seçilir ise – çok başka anlam yüklenip, o satır sizi, başka anlayışlara götürebilir. Ana mesaj, tam anlaşılmaz.

İngilizlerde, eski İngilizce var.
Aynı kelimenin, zaman-süreç içinde, anlam – kavram değişiminde, her dil de bazı sıkıntılar var.
Şiir; uçan kelimelerdir.
Geçmiş kültür birikimine, yaşam tarzınıza, hayat beklentinize göre, etnik geçmişinize göre, DNA’nıza göre, aynı kelimeyi, melek ya da başka şey olarak görebilirsiniz. Aynı satır; bazen sizi rahatlatır, bazen sizi güldürür, düşündürür, bazen de sizleri üzebilir.
Yine aynı satıra, üniversite örgencisi iken, başka anlam – anlamlar yükler iken, hayat deneyimi arttıkça, o satırın anlamı daha da zenginleşebilir.

Durum böyle iken,  şiirler, bir başka dile nasıl çevrilmelidirler?

Çok kısa, benim bireysel görüş ve önerim:
Her iki dil’i çok iyi bilen bir çevirmen, o satırı, anladığı şekilde çevirmelidir.
O satır altına ya da dip not olarak, orada kullanılan kelimenin, başka anlamları ile birlikte, çok kısa, iki satır not düşmelidir.
Her paragraf, dize, bölümün, altına da, parantez içerisinde, üç – dört satır, şiir özelliği olmayan, düz yazı anlam verilmelidir.

Kısaca, ortak bir dergi de, öncelikle, şiirin, yazıldığı orijinal dil -  de, şiirin aslı verilmelidir. Onun altında ya da üstünde, birebir, çevrilen dildeki, şiir olarak okunulacak özellikteki metin. 
O sayfa altında da, her satır ve bölümün anlaşılmasını sağlayacak, destekleyici bilgi satırları.   
Bana göre, bu model dışında şiir çevirisi yapılamaz. Yayınlanamaz.

Anlayış değiştirme amaçlı, güncel bilgilere – döneme uygun satır, kelime anlamlandırmalarda da, okuyan kişi, orijinali görmelidir.
….

BAŞKA BİR NOT: 8.11.2019 10:13

İSTANBUL ve BURSA’da, AMERİKAN SİTELERİ yakınındaki tepenin arkasındaki arazi, çit ile çevrilmiş. Maliye Bakanlığından, düşük ücretli ama kira sözleşmesi var. Üretilecek sebze – meyve tanımlı, kapasite ve üretim oranı sınırlı olan bölgede, -geçici- iş ortağı olarak çalışacak kızların, Çek Cumhuriyetinden getirilmesine karşı olanlar varmış!
Onların vizelerini ve geçici çalışma izinlerini, Türkiye verecek. Açık tanımlı,  sadece o bölgeye has, o projeye has, Amerikan tercihine, Türkler saygılılar.
Türklerin ana talebi: üretilecek sebze – meyve’den, belirli bir oranın, sebze – meyve olarak verilmesi idi. Bu oran belirlendi. Anlaşma yapılır.

Sizler ne karışıyorsunuz?
Dünyanın en güzel kızları arasında, Çek Kızları da vardır. Onların yetiştirecekleri sebze ve meyve de güzel ve iyi olur. Neler ile uğraşıyorlar? Size ne?  Sadece, o bahçeciliğe has –geçici- iş ortakları.

O bölgeye, onların yanına, Amerikan olanlardan başkaları gitmeyecekler.  O bölgeye giremeyecekler. Birlikte, onlar ile çalışamayacaklar.
Belki de, Türk – Amerikan – Rus (TAR) Lisesi öğrencilerinden de, isteyenler, (sadece Amerikan olanlardan), isteyenler, hafta sonları o bahçelere gidip, saat ücretli, o bahçelerde çalışabilecekler. Bunu neden tartışma konusu yapıyorsunuz? Tartışılacak – konuşulacak, başka konu kalmadı da, bununla mı uğraşıyorsunuz? Abesle iştigal!
….
&&&&&&&&&&&

AMERİKAN, RUS, TÜRK, RUM, İNGİLİZ, ALMAN, FRANSIZ DÜŞÜNÜRLER…

1789 Fransız Devrimi ile somutlaşarak gelişen “CUMHURİYET” rejim ve anlayışı, İngiltere’yi sarsmıştı.
Ruslar; kendi ülkelerinde, yönetimden uzaklaştırılmalarının sonuçlarını, 1917 Devrimi ile somut olarak gördüler.
Türklerin, etnik ama yönetim ilkeleri İncil ve Kuran’a dayalı sistemlerinin bozulması, Osmanlı İmparatorluğunun dağılması sonucunu ortaya çıkardı.

Dünya görüşü ve etnik bilinci, o dönmelerden 50 – 60 yıl önce –yeni- gelişen Almanya, Cumhuriyet’ anlayışı karşısında, şaşkınlığını, başka bölgeleri, ülkeleri işgal ederek gidereceği yanılgısına düştü. Etnik Milliyetçilik anlayış değişimi, Almanlar dışında başkalarının eline geçmişti.
I. Dünya Savaşında, bu şaşkınlık tam giderilemedi.
30 yıl sonra, II. Dünya Savaşı çıktı.
Gelişmek, kendini geliştirmektir. Halkının geçim düzenini sağlamaktır. Onlara, güven içerisinde, insanca yaşayabilecekleri bir düzen verebilmektir. “Vatandaşlık” kavram ve tanımı, başkaları tarafından, başka şekilde yapılınca, İngiliz de, Alman da, Fransız da, şap’a oturdular. Üretim yaparak, başkalarına mal satarak, çözüm bulacaklarını sandılar. -J Ellerinde, ne vatanları, ne milliyetleri kaldı. Bir kısmının da, avratları ellerinden kaçtı. Çocukları, kendilerine yabancı oldu. 

Amerika, - bir dönem - vurdum mu? Alırım. Anlayışına kaydırıldı.
Bir gün, Amerika; Kimin için? Ne için? Nereye vuracağım?
Vurdum. Aldım. Bana yaramadı! Bunu düşündü.

Türklerin, Rusların, Amerikalıların, inançlı insanları var. Bunlar, kiliseye de, cami’ye de gitmekten korkar oldular. Oraları bile, şov yerine dönüştürenler olmuştu. Evlerinde, başkalarından gizli, ibadet – dua edenler, Tanrı’ya yalvardılar: Yeni bir çözüm, yeni bir dönem istediler.
 ……
…….
…….
Dünya Güvenli Bölgesi, 7 ülke, 7 millet’in işbirliği, böylece ortaya çıktı.
Bu bölgede, Yönetim Konseyli yeni yönetim sisteminin adı ne olacak?
Bunu bulup, söyleyiniz.
Almanya, Federal Yönetim. Rusya, Federal Yönetim.
Yunanistan,  bu gelişmelere uygun, diğer 6 devletin, 6 ülkenin, 6 milletin dış destek ve güvencesi ile; ‘Kurucu Meclis’i kurdu ve Yunanistan’ın adını: ‘Rum Devleti’ olarak açıkladı diyelim. Diğerlerinin, yeni vatandaşlık tanım ve durumları ne olacak?
Rusya, toplam üç etnik gruptan oluşuyor. Orada işler ve tanımlar daha kolaydır. Amerika Birleşik Devletleri’ni bir yana bırakınız Almanya’da durum nedir? Bunu bilmiyoruz. Almanya, neden Federal?

Mevcut devletlerin, bu yedi ülkenin, bilgi merkezlerindeki bilgilerin –bazılarından- kendilerinin de şüpheleri var.

Böyle bir ortam da, şaşkınlıkla, yeniden ‘dünya savaşı’ na gidiliyordu.

KISACA, 1800 LERDE BAŞLAYAN SÜREÇ, ARKA ARKASINA DÜNYA SAVAŞLARI GETİRİYORDU.

Dünya Güvenli Bölgesi, kuruluş ön çalışmalarında, “Ortak Bilgi Merkezi” nin, biraz daha öne alınması gerekiyor mu? 

BÜRÜKSEL arşiv ve anlayışından, Brüksel kadrolarından, Brüksel’den kurtulmak için, Washington DC de; “DÜNYA ORTAK GÜVENLİK TEŞKİLATI” kurulmadan, Rum ve Türk Uçaklarının, Brüksel’i bombalamaları yanlış olur!

Brüksel, Rus Kızına kavuşmamı istemiyor!
Lütfen, buna bir barışçı çözüm bulunuz.

Bu kadar. 8.11.2019 13:54


Katkıda bulunanlar

Share it