Translate

1 Eylül 2018 Cumartesi

MALAZGİRT MEYDAN MUHAREBESİ, BİR TÜRK – RUS ZAFERİDİR.


Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan, geçen bayram öncesi yaptığı konuşmada, Malazgirt Meydan Muharebesini, bir ‘İSLAM ZAFERİ’ olarak ilan etti. İyi de, bu savaşta, Türkler ile birlikte savaşan Ruslar; Hıristiyan!!!
Savaşılan Rumlar da, iyi bir Hıristiyan, kısaca, onlar da; ‘Mümin’

Ermeni etnik kökeninden gelen ve sonradan Müslüman olan kişilerde, bizim anlam veremediğimiz bir farklı anlayış var!

O savaşa katılan askerler, her iki tarafta da, inançlı insanlar.

Bir taraf, Rum tarafı, kendi vatanında, imparatorluğun sorumluluk alanında, düzen bozanlara, inançlı insanlara zarar veren, onları huzursuz eden, güven ortamını bozanlara karşı bir temizlik harekâtı yapıyor.
Ayrıca, kendi bölgesine, dışarıdan, düzenli bir ordu ile girmek isteyen, - bildiği -bir yeni gruba da ders vermek istiyor.

Bir tarafta da, Rusya’nın, deniz yolu, İstanbul Boğazını rahat kullanmasını güvenceye almak amacıyla, Akdeniz Hâkimiyeti için bu bölgeye gelince, bir başka konuyu görüyorlar. Asya’da ve bu bölgede, daha geniş bir alanda yaşayan Türkmenler için, yeni bir vatan bulma ortamı ve fırsatını yakalıyorlar. Bunu da değerlendirmeye çalışıyorlar. Aynı zaman da, hedef bölgede, önceden beri Türkmenler ile birlikte yaşayan Rumlara da zarar vermeden!

BURADA, bir DİN SAVAŞI değil, STRATEJİK BİR SAVAŞ VAR!
Bununla birlikte, bu savaşı yapan Türkmenler, kendi milletlerini, kendi halklarını, kendi kızlarını güvenceye alma, kısaca kendi hayat tarzlarını, yaşam ölçütlerini güvenceye alma, Rusya ve Yakın Asya’daki, Türkmenler ve Ruslara, gelecekte gelebilecek riskleri önleme savaşı olduğu için de, bu bir KUTSAL SAVAŞTIR. İnançlı insanlar, bu savaşa katılabilirler. Çünkü, savaşta, ölüm mukadderdir. Senden sonraki nesiller için, verilen bir savaştır. Tanrı ilkeleri ve yaşam düzeni için de verilen bir savaştır. DİNİ YÖNÜ, BURADADIR. O bölgedeki, Hıristiyan Rumları da koruyacak bir anlayış - uygulama ile.

Çok Büyük Şair, Mehmet Akif Ersoy, - sanıyorum o‘dur. – bir dönem, Kur’an-ı Kerim’i tercüme eder. Sonra, kendi çevirilerinin hepsini yakar. ONUN KAFASINDA, bir – ASIM’IN NESLİ – ideal bir birey, grup, millet anlayışı vardır. Onu bulamaz! İntihar eder,  mermi, kafatasında, milim fark ile, beyine ulaşmaz. Kurtulur. UTOBİK BİR ARAYIŞ VARDIR. Gerçekler, farklıdır. Samimi, dürüst, vatansever, Müslüman inançlı Ermenilerde, bu tür ütopik anlayış daima vardır. Türkler gerçekçidirler.

Kısaca anlatmaya çalıştığım özetten, varmaya çalışacağım nokta şudur:
TÜRK TARİHİNİ RAHAT BIRAKINIZ!
Ertuğrul Gazi Şenliği oluyordu. (Duyum: Galiba şimdi yasaklanmış.) Türkmen rolünde, Ermeni vatandaşlarımız, Ermeni politikacılarımız, toplanıp, Osmanlı İmparatorluğunun kuruluşunu kutluyorlardı. Bir sürü; imaj, izlenim, görüntü ve söz – tanım yanlışları ile… 

Bu 30 Ağustos mesajında ya da konuşmasında, Cumhurbaşkanımıza ait bir cümle duydum: Malazgirt Bölgesinde, bir büyük alana TÜRK OTAĞI kurulacakmış! Bu bir reklam işi değildir. Kısa, dürüstçe yazar isem; bir Ermeni Müteahhit’in, para kazanmak için düzenleyeceği bir iş değildir.

Sayın Cumhurbaşkanımızdan dileğim şudur:

Türk – Amerikan Lisesi için, ( alt mesajda detayları olduğu gibi ) konu ile ilgili ülkelerden, eğitimciler ülkemize gelecekler.
‘TÜRK OTAGI’ konusunu, gündem maddesi yapalım.
O ülkelerden gelenler, bu konuyu – kendi ülkelerinde - bir incelesinler.
Türk Otağı’nın gerçeği nasıl oluyor?
Onlardan, doğru, yeterli alt yapı bilgileri geldikten sonra da; Türkmenistan, Rusya, Türkiye, - Halk İşletmeciliği -, ertelenen bu otağı, önümüzde seneye yetişmez ise, gelecek yıllarda yapsınlar.

Kısaca, bundan sonra, bu tür Tarihi konuları, doğru insanlara verelim.

Saygılarımla,
Arz olur.
.
1.09.2018 11:39

Hiç yorum yok:

Katkıda bulunanlar

Share it