Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan,
geçen bayram öncesi yaptığı konuşmada, Malazgirt Meydan Muharebesini, bir
‘İSLAM ZAFERİ’ olarak ilan etti. İyi de, bu savaşta, Türkler ile birlikte
savaşan Ruslar; Hıristiyan!!!
Savaşılan Rumlar da, iyi bir Hıristiyan,
kısaca, onlar da; ‘Mümin’
Ermeni etnik kökeninden gelen ve
sonradan Müslüman olan kişilerde, bizim anlam veremediğimiz bir farklı anlayış
var!
O savaşa katılan askerler, her iki
tarafta da, inançlı insanlar.
Bir taraf, Rum tarafı, kendi vatanında,
imparatorluğun sorumluluk alanında, düzen bozanlara, inançlı insanlara zarar
veren, onları huzursuz eden, güven ortamını bozanlara karşı bir temizlik
harekâtı yapıyor.
Ayrıca, kendi bölgesine, dışarıdan,
düzenli bir ordu ile girmek isteyen, - bildiği -bir yeni gruba da ders vermek
istiyor.
Bir tarafta da, Rusya’nın, deniz yolu,
İstanbul Boğazını rahat kullanmasını güvenceye almak amacıyla, Akdeniz
Hâkimiyeti için bu bölgeye gelince, bir başka konuyu görüyorlar. Asya’da ve bu
bölgede, daha geniş bir alanda yaşayan Türkmenler için, yeni bir vatan bulma
ortamı ve fırsatını yakalıyorlar. Bunu da değerlendirmeye çalışıyorlar. Aynı
zaman da, hedef bölgede, önceden beri Türkmenler ile birlikte yaşayan Rumlara
da zarar vermeden!
BURADA, bir DİN SAVAŞI değil, STRATEJİK
BİR SAVAŞ VAR!
Bununla birlikte, bu savaşı yapan
Türkmenler, kendi milletlerini, kendi halklarını, kendi kızlarını güvenceye
alma, kısaca kendi hayat tarzlarını, yaşam ölçütlerini güvenceye alma, Rusya ve
Yakın Asya’daki, Türkmenler ve Ruslara, gelecekte gelebilecek riskleri önleme
savaşı olduğu için de, bu bir KUTSAL SAVAŞTIR. İnançlı insanlar, bu savaşa
katılabilirler. Çünkü, savaşta, ölüm mukadderdir. Senden sonraki nesiller için,
verilen bir savaştır. Tanrı ilkeleri ve yaşam düzeni için de verilen bir
savaştır. DİNİ YÖNÜ, BURADADIR. O bölgedeki, Hıristiyan Rumları da koruyacak
bir anlayış - uygulama ile.
Çok Büyük Şair, Mehmet Akif Ersoy, -
sanıyorum o‘dur. – bir dönem, Kur’an-ı Kerim’i tercüme eder. Sonra, kendi
çevirilerinin hepsini yakar. ONUN KAFASINDA, bir – ASIM’IN NESLİ – ideal bir
birey, grup, millet anlayışı vardır. Onu bulamaz! İntihar eder, mermi, kafatasında, milim fark ile, beyine
ulaşmaz. Kurtulur. UTOBİK BİR ARAYIŞ VARDIR. Gerçekler, farklıdır. Samimi,
dürüst, vatansever, Müslüman inançlı Ermenilerde, bu tür ütopik anlayış daima
vardır. Türkler gerçekçidirler.
Kısaca anlatmaya çalıştığım özetten,
varmaya çalışacağım nokta şudur:
TÜRK TARİHİNİ RAHAT BIRAKINIZ!
Ertuğrul Gazi Şenliği oluyordu. (Duyum:
Galiba şimdi yasaklanmış.) Türkmen rolünde, Ermeni vatandaşlarımız, Ermeni
politikacılarımız, toplanıp, Osmanlı İmparatorluğunun kuruluşunu kutluyorlardı.
Bir sürü; imaj, izlenim, görüntü ve söz – tanım yanlışları ile…
Bu 30 Ağustos mesajında ya da
konuşmasında, Cumhurbaşkanımıza ait bir cümle duydum: Malazgirt Bölgesinde, bir
büyük alana TÜRK OTAĞI kurulacakmış! Bu bir reklam işi değildir. Kısa, dürüstçe
yazar isem; bir Ermeni Müteahhit’in, para kazanmak için düzenleyeceği bir iş
değildir.
Sayın Cumhurbaşkanımızdan dileğim şudur:
Türk – Amerikan Lisesi için, ( alt
mesajda detayları olduğu gibi ) konu ile ilgili ülkelerden, eğitimciler
ülkemize gelecekler.
‘TÜRK OTAGI’ konusunu, gündem maddesi
yapalım.
O ülkelerden gelenler, bu konuyu – kendi
ülkelerinde - bir incelesinler.
Türk Otağı’nın gerçeği nasıl oluyor?
Onlardan, doğru, yeterli alt yapı
bilgileri geldikten sonra da; Türkmenistan, Rusya, Türkiye, - Halk
İşletmeciliği -, ertelenen bu otağı, önümüzde seneye yetişmez ise, gelecek
yıllarda yapsınlar.
Kısaca, bundan sonra, bu tür Tarihi
konuları, doğru insanlara verelim.
Saygılarımla,
Arz olur.
.
1.09.2018 11:39
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder