Translate

23 Eylül 2018 Pazar

VATANINA ve KADININA GÖZ KOYMADIĞINIZ İNSANLARLA BİRLİKTE OLABİLMEK!


(Bu yazıyı, göreve başladıktan sonra yayınlamak özlem ve dilekleri ile… )

Hayatın tanımı çok zor değildir. Belki de; “Güven içerisinde yaşayabilmek.” diye özetlenebilir.
Bu güvenlik nedir? Milletlere, toplumlara, bireylerin kültür ve yaşam tarzlarına göre bu kavram değişse de, bunun; Türkler ve Ruslarda ortak tanımını yapmak kolaydır.
Ya birlikteler ya da ayrı vatanlarda yaşasalar bile, birbirlerinin vatanlarında gözleri yok.
Sahip oldukları, sevdikleri kadınlara da, arkaları dönülünce göz kırpılmıyor.

Bu basit kural, milletlerce de iyi analiz edildiği, yaşam tarzına – davranış ölçülerine dönüştürüldüğü durumlarda, insan ilişkileri daha rahat ve güven içerisinde oluyor.
Öncelikle, bunu bilen ve kabul eden bireyler ve milletler ile yakınlık, dostluk kurulduğunun anlaşılması!  

Arazi de, kuralsız ve tanımsız özel mülkiyet, vatanının elinden alınmasıdır.

Vatanında; ‘Benim’ diyebileceğin, Türk Evleri bölgeleri dışında, ortak kullanım alanlarında, o şehir ya da başka şehirlerde; ev, bağ, bahçe için tahsis edilmiş alanlarda, tapulu, özel mülkiyetinin de olması gerekir. Genellikle, çocuk sayınız kadar ya da onun iki katı ile sınırlı.
 
Rusya’da, Rus Mahallesi’nde, ya da Türkiye’de; ‘Türk Mahallesi’ndeki, “Türk Evi” tipi, küçük bahçeli evlerin, bir aileye devlet tarafından verilmesi, o ailenin; ebeveynde ve çeşitli meslek dallarındaki evlatlarında, “vatan” bilgi ve bilincini – sevincini artıran, somutlaştıran, bir göstergedir.  Bunda; ‘güven’ – ‘güvenlik’ te vardır. 

Bu güven içerisinde bir Rus ya da Türk, bir başka millet – milliyet ile irtibatlarında, ortak iş hayatında, aile ilişkilerinde, karşı tarafın; vatanına ve kadınına göz koymasını önleyici bir tedbir de vardır. Bu kurallara uymadığından şüphe duyduğunuz bir irtibatta, geriye çekilme, araya mesafe koyma güç ve fırsatınızda vardır.

Acaba? Bir başka açıdan, konuya yaklaşır isek, zaten bireyler, başka modelde de olsalar, bazı evlere ve ekonomik güç’e sahiptirler. Bazılarında, ilişkiler normal değil! Neden?

.
O dönem, en fazla satan günlük gazete ‘Günaydın’ da çalıştığım yıllarda, yine o dönemin, en etkili günlük gazetesi ‘Hürriyet’ Gazetesi çalışanları ile ortak yemekhanemiz vardı. 
Başkaları anlatmışlardı. O dönemki kız arkadaşım, -okul, kolej forma kıyafetli imiş- ile birlikte yemekhaneye girince, birileri, çatala takılı yiyeceklerini, ağız yerine, hayretle burnuna dayayanlar olmuş. O derece, Türkiye standartlarında güzel bir kız idi. İşveren, gazete sahipleri ile ilişki ve bağlantılarım da çok iyi idi.  Evim de var idi.
İşte o an, yemekhaneye giriş anım; o dönemki sıkıntılarımın başlangıcı olmuş!

İyi bir vatanınız ve güzel bir kadınınız var ise, sıkıntı ve sorunların, kimden – kimlerden, ne zaman ve nasıl geleceğini de, tam hesap edemiyorsunuz.
Vatan ve kadın güzeldir. Senin olursa…
Rusya’yı gezip – görenlerin bir kısmı, bazı object ya da şehirlerin, 1970 öncesi Türkiye’ye benzediğini, gelişmediğini söylüyorlar!
1985 ama özellikle son 15 – 20 yılda Türkiye’de, küçük kasabalar da bile, öylesine çok apartmanlar yapıldı ki, bunu “gelişmişlik” olarak görüyorlar. Hâlbuki tüm bunlar; arazi işgali, kanunsuz imar oyunları, vatanın da çirkinleştirilmesidir.
Şehir içlerinde de; tarihi eserlerin, eski camilerin bahçe duvarlarının bile yıkılıp, imar planlarında gözükmeyen, kaçak yapılan, sonra kılıf uydurulan, merkez ana caddelerde de, bulunan her boşluğa, devlet arsasına, kimsenin haberi olmadan! yapılan apartmanlardır!

Vatan; arazidir. Şehirdir, köydür, kasabadır. Mera, ova, orman, açık alan, dağ – tepedir.
Her isteyenin, her istediği yeri çevirip – sınır taşları koyup; “ben buraya, otel, iş hanı, iş yeri, ev – apartman yapıyorum. Diyebileceği yer değildir.
1978 Ecevit Hükümetinin, bir otel de, orman arazilerini paylaşmak amaçlı kişilerin istek ve destekleri ile de kurulduğu, açık olarak söylenirdi. Aynen, Ak Parti’nin, yasaklı iken, birden serbest bırakılıp,  seçime girmesi, seçim sonrası ilk çıkardığı kanunlardan birisinin,  orman arazilerine af ya da imara açmak amaçlı yeni düzenleme olduğu da…
AVRUPA’DA BAZI MERKEZLER, BİREYLER, VATANIMIZA GÖZKOYDULAR!
Bu nedenle de, bir den bire, arsa – arazi gaspları, kurum ve kuruluşların tek etnik gruba dönüşmesi sağlandı. Kanunlar göz ardı edildi. Bir kısmı da, haksız af - kılıf kanunları oldu.

ŞİMDİ, BUNLARI DÜZELTENLER, İYİ BİR İŞ YAPIYORLAR.  
ÇOK ŞEY, NORMALE DÖNÜYOR.
SAĞ OLSUNLAR, VAR OLSUNLAR.
Rusya, çok daha geniş bir alandır.
Türkiye gibi, yol üstü, kıtalar arası geçiş noktalarında da değil.
Bizler, küçük bir alan olan Türkiye’de bile, yabancılara kapalı alanlar ve bölgeler yapacağız. Rusya, bu geçiş dönemini bizden daha akıllı ve iyi değerlendirmelidir. Yabancılara kapalı alan ve bölge sayıları – sınırları çoğalmalıdır.
Türk Evleri yapılan Rus Mahallelerini, herkes görememelidir.
Yakın dönemlerde, yer değiştirenler, o bölgelere gelenler, geldikleri yerlere yeniden gönderilmelidirler.

Kara Deniz Üçlüsü ülkelerde, eski dönem ‘Turizm Anlayışı’ bitti. Yeni döneme uygun, yeni şekle dönüştü ve dönüşüyor. Türkiye’deki Tatil Köyleri, Ukrayna’nın yapacağı yeni Konaklama Tesisleri ve blok sistemi gibi…
Bunların hepsi, yasal, mülkiyet hakkı verilmeyen, kullanım amaç tanımlı, kiraya verilmiş araziler olacaktır. Sanayi tesisleri ve atölyeler de bile… İmar planlarında, yerleri net, 500 yıl sonra bile, orada o iş yapılacak. O tesis, o an, o işi yapanların olacak.

Kızlarınız; “arazimiz var” diye kasılmayıp, kolay koca bulacaklar. Koca bulmak için de, belli bir ‘hayat tarzı’ düzenleri olacak.

VATANINIZ VE KADININIZ VAR İSE, PARA KAZANIRSINIZ.
PARA İLE, VATAN VE KADIN KAZANAMAZSINIZ.
Başkaları, başka düşünebilirler. Bizim doğrumuz budur.

23.09.2018 06:47


Ek, bir başka konu:

AMERİKAN KÜLTÜRÜNDE, ÖĞRENCİ’ nin ayrı bir yeri var!

New York itfaiyesinde, yaşadığım bu olayın kaydı da vardır. Sizler de hemen, öyle bir durumda itfaiyeye gitmeyiniz. Sanıyorum, asli görevleri arasında, böyle bir “görev tanımı” da yoktur. İyi bir insana denk geldim: “Türk, okulunu kaybetmiş.” Deyip, ismimi aldı. Görev kâğıdı yazıp, beni itfaiye aracı ile okuluma, Concodia’ya göndermişti.
Siren çalmadan, okula getirdi. Teşekkür ettim. Geri, itfaiye merkezine döndü. 

Okula gidişimin ikinci günü.

O çevreyi hiç bilmiyorum.
İlk gün, okul görevlisi Curtis ile birlikte, okulun arabası ile  (Türkiye’de, Alış – veriş Merkezi denilince, iş hanı benzeri, onun büyük şekli akla geliyor. New York’ta, Türkiye’deki AVM lere benzer yerlere ‘GALERIA’ deniliyor. Alış Veriş Merkezleri, şehir dışı, daha geniş alanda, tek katlı, farklı bölümleri var. ) yakın çevrede, bir alış – veriş merkezine gitmiştik. Orada, ihtiyacım olan bazı şeyleri görmüştüm. Her gün okuldan araba alamazsınız. İlkinde de denk gelmişti.

İkinci gün, ders çıkışı, o istikamete giden bir otobüse bindim. Yanımda, harita olup-olmadığını şimdi hatırlayamıyorum. Göz kararı ile, önce mi inmiştim. Sonraki duraklarda mı indim? Yürüyerek, bir yere doğru gidiyorum. O bölgede, yol kenarları orman gibi geniş ağaçlık. Dün gördüğüm yeri ve bölgeyi bulamadım. Evler, genellikle büyük bahçeli villalar. Önceden hiç düşünemediğim yerler.

Çok uzun süre dolaşmış olacağım ki, hava kararmak üzere… ve karardı.
İleride, itfaiye araçlarını gördüm. O istikamete yürüdüm.
İtfaiye merkezine vardım. Durumu özetlemeye çalıştım.
Onlara söylemedim ama benim niyetim; o bölgede – bilinen bir taksici ya da taksi durağı bulmak.
Durumu anlattığım kişi, beklemediğim bir şekilde güldü.
‘Türk, okulunu kaybetmiş.’ Diye, görev kağıdı imzalayıp, resmi itfaiye aracı ile, beni okula gönderdi. Öğrenci Merkezi önünde olan öğrenciler, bir yeni öğrencinin, itfaiye aracı ile okula bırakılmasının şaşkınlığını yaşıyorlardı.

Gerek ABD de ve gerekse F-16 Projesindeki iş arkadaşlarımızı düşününce, ABD nin YÖNETİM KONSEYİ olsa, başka bir anlatım ile, ana politikayı, ana ilkeleri, POLİTİKACILAR – SİYASETÇİLER dışında, önceden belirlenmiş açık – bilinen kurallara göre seçilmiş, AÇIK BİR MERKEZ BİREYLERİ tarafından belirlense, çok şey daha iyi olur gibi…

Demokratik seçim sistemi, parti – delege sistemi içine, orada da, normal insanlar, normal Amerikalılar, girmiyorlar ya da giremiyorlar gibi…

BU ÇOK ÖNEMLİ EKSİK, KİMLİKLERİ – GEÇMİŞLERİ AÇIK, belirlenme ilkeleri kurallı, YÖNETİM KONSEYİ ile çözümlenir. ABD de, örneklik özelliğini, yeniden kazanabilir. Yine, bir başka anlatım ile, ABD Yönetim Modeli, sadece ABD Güvenlik Konseyi ilkelerine göre değil, ‘AMERİKAN’ özelliği taşıyan bireylerden oluşan, Yönetim Konseyi kararları, ABD Senatosu ve Başkanını yönlendirmesi, çok daha doğru olur gibi…  Bana göre; ABD de ana sıkıntı buradadır. Ondan sonra, sorunlarının hepsini çözer, atar. Yeter ki, güvenilen –AÇIK- bir kurul tarafından, sorun iyi tanımlansın! Çözüm kapalı olabilir. Amerika, iyi bir toplum, iyi bir ülkedir. ABD Yönetiminde, siyasi partilerinde,  siyasi yapısında var olduğu söylenilen eksikleri giderme yolu da bu olabilir.

23.09.2018 10:38
.

17 Eylül 2018 Pazartesi

RUS ATI!


Geçmiş dönem de, biraz farklı olsa da, kafamda bir araba modeli vardı.
Geçen dönem de, bunu da biraz netleştirdim.
BU BİR HALK ARABASIDIR.

RUSYA’DA, AYRI BİR MODEL:
Rusya, bu model arabayı, Türkiye’ye satamayacak.
Bu garantiyi verecek. Karadeniz üçlüsü diğer ülkeler dışında,  başka bir ülkeye de satışı olmayacak.
BENİM HAYALİMDEKİ ARABA BUDUR.

Ruslar, ihtiyaç duyarlar ise, isterler ise; yeni bir motor modeli için, Amerikan ve Çin Teknik elemanları ile ortak çalışacaklar. Model çiziminde de, bu yardımlaşma olabilir.
Araba, mekanik olacak.
Göstergeler hariç, genel çalışma sistemi elektronik olmayacak.
Rus gibi sağlam kaportası olacak.

Araba model çeşitlerinde, “buna ne deniyor” tam bilmiyorum. Şoför mahalli arkasında, bir sıra daha koltuk. Arkadaki koltuklara kolay geçmek için, üç kapı da olabilir.

Arkadaki koltuk, gerektiği an, çocuklarınız ya da ölçü, orta şişmanlıkta eşiniz ile rahat yatabilecek, rahat hareket edebilecek genişlikte olacak. Yükseklikte öyle.

Gerektiği an, ay ışığı altında, göl, nehir kenarında, hanım ile birlikte uyunabilecek konforda. Güvenlik standardında.  
Köy – Kasaba arabası. Daha çok bunlar kullanacaklar. Hem binek ve hem de, bağ, bahçeye gidip - gelir iken, iş arabası. Taşıma ihtiyacını karşılayacak. Ailecekte; ön ve arka koltukta, rahatlıkla, istenilen yere de gidip – gelecekler.

Daha arka taraf, kamyonet modeli. İstenirse açık, istenir ise, çadır ile kapatılacak, eski Amerikan arabalarındaki rahatlıkta olacak. Uzak doğu modelleri gibi, küçük bir taşıma aracı değil. Orta boy diyelim.

Rus Mahallesinde, Türk Evi olan bir ailenin, hayvan ahırlarına gidip – gelen kardeş ya da kişinin de satın alabileceği düzeyde fiyatı olacak.
………………

TÜRKİYE’DE, OHIOLULAR İLE YAPILACAK, BİRAZ DAHA LÜKS BİR MODEL.

Motoru da farklı olacak. Görüntüsü de…
Bu modelin, dış satışı olup – olmayacağına, Amerika karar verir.
Büyük ihtimal; Suriye, Irak, İran, Afganistan, baş müşterilerimiz olurlar. OTO BAKIM SERVİS ve iŞLETMESİNİ DE, - o ülke halklarından – BUNA GÖRE KURARIZ. Halk İşletmeciliği.
Çok detayı olmayan, her mevsim, düzenli, ekonomik,  periyodik bakımı olunca, uzun dönem, problemsiz kullanılacak – çok amaçlı kullanımlı – İHTİYAÇLARI KARŞILAYAN, bir yeni aile otomobili. Bu araba Amerikan’dır. Amerikan Arabasıdır. Türkiye’de yapılıyor. Fabrikada, Ruslar da çalışıyorlar.

BENİM DİLEĞİM: AVRUPA PAZARINA BU MODEL ARAÇ SATILAMASIN!
Avrupa’da, kendi pazar bölgesine uygun, kendi modelini geliştirsin.
……..
17.09.2018 10:16
……

Dünyanın dert ve sıkıntıları bitmez.
Bizim bölgemizin de, bireylerin de…

Biraz da mecbur kalarak, zorunlu olarak, bu sıkıntılara çözümler bulunması için, bir şeyler yazdım. İnşallah, bunları uygulama fırsatını da buluruz.

……..
.

Ek: 23.09.2018 01:17
Yukarıdaki araba model önerisinde, en önemli sıkıntı: arka koltuklarda birey yatay yatınca,  ayaklarını uzatınca, ebat genişliği yeterli değil! Koltukların başka şekilde düzenlenmesi ile de, istenen sonuç elde edilemez ise, biraz daha rahat edilebilecek ortam – durum oluşturulabilir mi?. Aynı modelin, 3- 4 ayrı versiyonu da olabilir. … 01:27

3 Eylül 2018 Pazartesi

YENİ KONU YOK!


En üstteki mesajın konusu; - güncel bir konuşmadan – alıntıdır.
Üst mesaj böyle olmasın! “Başka bir konu bulayım.” Diye biraz düşündüm ama yeni bir konu bulamadım. Böyle kalsın.

Tanıdıkların, benim için yapabilecekleri şudur:

İşime başlayana kadar, her gün, Mesut Yılmaz, Tansu Çiller ve Devlet Bahçeli’yi aramaları. TBMM Başkanı, Binali Yıldırım ile görüşmelerinin sonucunu, sonuçlandırmaya çalışmalarıdır.

Tek talep, özlem ve dileğim budur. İlerisini ben hallederim.

Saygı ve Sevgilerimle,
.
3.09.2018 12:23
.

1 Eylül 2018 Cumartesi

MALAZGİRT MEYDAN MUHAREBESİ, BİR TÜRK – RUS ZAFERİDİR.


Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan, geçen bayram öncesi yaptığı konuşmada, Malazgirt Meydan Muharebesini, bir ‘İSLAM ZAFERİ’ olarak ilan etti. İyi de, bu savaşta, Türkler ile birlikte savaşan Ruslar; Hıristiyan!!!
Savaşılan Rumlar da, iyi bir Hıristiyan, kısaca, onlar da; ‘Mümin’

Ermeni etnik kökeninden gelen ve sonradan Müslüman olan kişilerde, bizim anlam veremediğimiz bir farklı anlayış var!

O savaşa katılan askerler, her iki tarafta da, inançlı insanlar.

Bir taraf, Rum tarafı, kendi vatanında, imparatorluğun sorumluluk alanında, düzen bozanlara, inançlı insanlara zarar veren, onları huzursuz eden, güven ortamını bozanlara karşı bir temizlik harekâtı yapıyor.
Ayrıca, kendi bölgesine, dışarıdan, düzenli bir ordu ile girmek isteyen, - bildiği -bir yeni gruba da ders vermek istiyor.

Bir tarafta da, Rusya’nın, deniz yolu, İstanbul Boğazını rahat kullanmasını güvenceye almak amacıyla, Akdeniz Hâkimiyeti için bu bölgeye gelince, bir başka konuyu görüyorlar. Asya’da ve bu bölgede, daha geniş bir alanda yaşayan Türkmenler için, yeni bir vatan bulma ortamı ve fırsatını yakalıyorlar. Bunu da değerlendirmeye çalışıyorlar. Aynı zaman da, hedef bölgede, önceden beri Türkmenler ile birlikte yaşayan Rumlara da zarar vermeden!

BURADA, bir DİN SAVAŞI değil, STRATEJİK BİR SAVAŞ VAR!
Bununla birlikte, bu savaşı yapan Türkmenler, kendi milletlerini, kendi halklarını, kendi kızlarını güvenceye alma, kısaca kendi hayat tarzlarını, yaşam ölçütlerini güvenceye alma, Rusya ve Yakın Asya’daki, Türkmenler ve Ruslara, gelecekte gelebilecek riskleri önleme savaşı olduğu için de, bu bir KUTSAL SAVAŞTIR. İnançlı insanlar, bu savaşa katılabilirler. Çünkü, savaşta, ölüm mukadderdir. Senden sonraki nesiller için, verilen bir savaştır. Tanrı ilkeleri ve yaşam düzeni için de verilen bir savaştır. DİNİ YÖNÜ, BURADADIR. O bölgedeki, Hıristiyan Rumları da koruyacak bir anlayış - uygulama ile.

Çok Büyük Şair, Mehmet Akif Ersoy, - sanıyorum o‘dur. – bir dönem, Kur’an-ı Kerim’i tercüme eder. Sonra, kendi çevirilerinin hepsini yakar. ONUN KAFASINDA, bir – ASIM’IN NESLİ – ideal bir birey, grup, millet anlayışı vardır. Onu bulamaz! İntihar eder,  mermi, kafatasında, milim fark ile, beyine ulaşmaz. Kurtulur. UTOBİK BİR ARAYIŞ VARDIR. Gerçekler, farklıdır. Samimi, dürüst, vatansever, Müslüman inançlı Ermenilerde, bu tür ütopik anlayış daima vardır. Türkler gerçekçidirler.

Kısaca anlatmaya çalıştığım özetten, varmaya çalışacağım nokta şudur:
TÜRK TARİHİNİ RAHAT BIRAKINIZ!
Ertuğrul Gazi Şenliği oluyordu. (Duyum: Galiba şimdi yasaklanmış.) Türkmen rolünde, Ermeni vatandaşlarımız, Ermeni politikacılarımız, toplanıp, Osmanlı İmparatorluğunun kuruluşunu kutluyorlardı. Bir sürü; imaj, izlenim, görüntü ve söz – tanım yanlışları ile… 

Bu 30 Ağustos mesajında ya da konuşmasında, Cumhurbaşkanımıza ait bir cümle duydum: Malazgirt Bölgesinde, bir büyük alana TÜRK OTAĞI kurulacakmış! Bu bir reklam işi değildir. Kısa, dürüstçe yazar isem; bir Ermeni Müteahhit’in, para kazanmak için düzenleyeceği bir iş değildir.

Sayın Cumhurbaşkanımızdan dileğim şudur:

Türk – Amerikan Lisesi için, ( alt mesajda detayları olduğu gibi ) konu ile ilgili ülkelerden, eğitimciler ülkemize gelecekler.
‘TÜRK OTAGI’ konusunu, gündem maddesi yapalım.
O ülkelerden gelenler, bu konuyu – kendi ülkelerinde - bir incelesinler.
Türk Otağı’nın gerçeği nasıl oluyor?
Onlardan, doğru, yeterli alt yapı bilgileri geldikten sonra da; Türkmenistan, Rusya, Türkiye, - Halk İşletmeciliği -, ertelenen bu otağı, önümüzde seneye yetişmez ise, gelecek yıllarda yapsınlar.

Kısaca, bundan sonra, bu tür Tarihi konuları, doğru insanlara verelim.

Saygılarımla,
Arz olur.
.
1.09.2018 11:39

Katkıda bulunanlar

Share it