Bazıları, “Nuh Tufanı öncesi ve sonrası” diye, bu
gelişimi, ikiye ayırırlar.
Bir başka yaklaşım, Nuh Tufanı, üçüncü aşamadır. Yedinci aşama da, dördüncü kutsal mesajlar (
Zebur, Tevrat, İncil, Kur’an ) geldikten sonra, bu aşamalar tamamlanmıştır.
Tanrı tarafından insanlara, bireysel, toplumsal davranış
bilgileri, insan – insan ilişkileri, yaşam tarzı, insanın gelişimine uygun
olarak, güncellenerek gönderilmiştir.
Bu nedenledir ki, bu kutsal kitaplardan birisine uygun
yaşayan birey, Tanrı inancı olan, inançlı bir insandır. Bu yaklaşım ile; Tek Tanrılı bu kitaplara –
mesajlara inananlar kardeştirler. Son mesaj kitabı Kur’an-ı Kerim de de, açık
ayet, bu kitaplardan birisine inananlar
ile, - din değiştirmeden - evliliğe izin vardır. Başka inanç sisteminde olanlar ya da ateist –
inançsız kişilerden birisi, bu kitaplardan birisini seçer ise, ancak o durumda,
o kişi ile evlenilebiliyor. Kısaca, kutsal
kitabı olan dinlerde, aile yaşam tarzı – evliliklerde, büyük ayrıntı – farklar
yoktur.
Nuh öncesindeki yaşam tarzı ve insan
ilişkilerinde, yeterli bilgi ve bilinç yokmuş.
(Bu notlar, bu işin uzmanı tarafından
yazılmıyor. Geleneksel, genel bilgilerin özetlenmesidir.) Yaşam Tarzı ve davranış ölçüsü, gelişmiş insan
tarafından uygulanır. Uyulur. Daha iyi anlaşılır.
İnsan ve insanlıktaki bu yenilenmede, tüm insanların
ataları, o gemide olan Nuh Peygamberin oğullarıdır. Ham, Sam, Yafes, iki ya da bir oğlu daha var.
O oğlu da, büyük tufan – sel gelir iken; “Karşı tepeye çıkar, Tufan’dan
kurtulurum.” Diye, baba sözü dinlemeyen,
suya karışan oğludur. Hazreti Nuh’un eşleri, hepimizin anneleridirler. Oğullarının
eşleri de, farklı millet – milliyetlerin anneleridirler.
Afrika’da yaşayanlar – sanıyorum – Sam’ın
çocuklarıdırlar. Sam, gemide, çok yaşlı ( 950 Yaşında ölmüştür. ) babasının, o
karmaşada, pantolon yırtığından cinsel organını görünce, ona gülmüş vb.
alayları sonucu, biraz cezaya çarptırıldığı, kötü söz duyduğu için, Afrikalı
olmuşlar.
Ham’ın çocuklarından, peygamberler gelmesi için, Nuh Peygamber
dua etmiştir.
Yafes’in oğullarından birisinin adı da ‘Türk’ tür. Gemi yolculuğunda, Yafes için de; onun
soyundan, insanlık için, büyük hakanlar, hükümdarlar gelmesi için, iyi dualar
alıcı işler yapmış.
İşte, hepimizin geçmişi buradan geliyor.
…….
Hazreti İsa dönemi, insanlığın gelişimine uygun olarak,
ahlaki ve toplumsal yaşam – davranış ölçüleri ile ilgili, yeni hükümler gelince, bundan çok rahatsız
olanlar, çarmıha germişlerdir. O acı gün ve bu olay, inanan herkes için, hüzün
günüdür.
Hz. İsa’nın doğuş günü de, tüm inananlar için, sevinç
günüdür.
O dönem ve daha sonraki yıllarda, İncil hükümlerinden,
Tanrının kutsal mesajlarından rahatsız olanlar, bazı bölümleri değiştirmişler,
bir ara piyasada 104 ayrı İncil olmuştur.
İznik Toplantısında, bu sayı 4 ‘e indirilmiştir. Türkler;
Tanrı kelamlarını, Tanrı’nın koruduğuna inanırlar. Bu nedenle, bu seçimin doğru
olduğunu söylerler.
……
Toplam 25 Büyük Peygamber ya da Tanrı Mesajları ileticisi
vardır. 25 bin de, bilinmeyen Peygamber
ya da Kutsal Mesaj ileticiler vardır. TÜM BUNLAR; İNSANLARI, İNSANLIĞI BİR
DÜZEYE GETİRMİŞLERDİR.
Ayrı ayrı milletler, milliyetlerin olması gerekiyordu.
Nuh’un oğulları arasında bile, yapı, davranış - anlayış farkları vardı.
Başkalarını yargılama hakkımız yoktur. Bu kutsal mesajlar
ölçülerine, olabildiği kadar uyumlu olanlar, kendi ailesine, kendi yurduna ve
daha ilerisi, insanlığa yararlı olurlar. Bu kuralları, yaşam tarzını – yaşam
alanı vatan’ı bozan ve fazla zorlayanlara karşı da savaş, Tanrı emridir.
Önceki üç kutsal kitabın ana özeti; Kur’an – ı Kerim de
vardır. Tanrı ister ise, bunu insana - insanlara gösterir. Bu nedenle, genel
anlamda, dini konular da ve bu konuda, TARTIŞMALARDAN KAÇINMAK GEREKTİĞİNE
İNANIRIZ.
Zebur hakkında detay bilgim yoktur. İncil ve Kuran’ın,
her evde olması yararlıdır. İyidir.
Ev de, aile bireyleri ile bile, bazı bölümleri konuşmadan
– tartışmadan, isteyen, istediği zaman okumalıdır. Herkesin ulaşıp, ara – sıra okuyabileceği bir
yerde durmalıdır.
Hayatın gizemleri, sırları, bazen sizi seven eşinizin,
bir gülümsemesi, çocuğunuzun karne getirme sevinci ile anlaşılacağı gibi, bazen
de, orada bir ayet sizleri sevindirebilir. Ufkunuzu açar. Hayatı öğretir.
.
17.04.2018 00:36
…….
ASYA TOPLUMLARI ve ASYA MİLLETLERİNDEKİ, DİĞER İNANÇ
SİSTEMLERİ.
Bu farklı inanç sistemlerinden, Tek Tanrılı olanlar,
hangileridir?
Acaba? Bunlardan bazıları, bilinmeyen 25 bin Peygamber
öğretilerinden midir? Yoksa tamamen
farklı bir yapıda mıdırlar?
Bazıları; kültürel, yöresel, davranış – düşünce düzenleme
öğretileri midir?
Olabildiği kadar yorumsuz ve olduğu şekilde, O İNANÇ
SİSTEMİNİN ÖZETLENMESİ.
ve o sistem içindeki grupların, bir milletin farklı
parçaları mıdırlar? Yoksa başka bir etnik grup mudurlar?
Yine yorumsuz olarak:
Aynı milliyet içinde iseler, bu inanç farkı ne zaman? –
Nasıl oluşmuş?
Farklı bir etnik grup iseler, onlar bu inanç yapısına, Ne
zaman? Nasıl geçmişler? Ya da dışarıdan oraya – ne zaman? Nasıl? Hangi gerekçe
– neden ile gelmişler.
Buna benzer, genel bilgi verici, o farklı inanç modellerinin,
yaşam tarzlarına, insan ilişkilerine, kadın – erkek ilişkilerine, aile yaşamına
vb. etkilerinin özetleri.
Böyle bir ortak çalışmadan bahsediyoruz.
Olabildiği kadar yorumsuz. Olduğu şekilde.
…
17.04.2018 02:35
……………….
Bu konu ile
bağlantılı, önceden yayınlanmış, yan sutun notu:
.
BİR ÇİN YAZARIN, ÇİNLİ BİR UYGUR TÜRK’ü ile ortak çalışması.
....
.....
(*2) Din ve inanç sistemlerinin, ETNİK GEÇMİŞ, KÜLTÜR ve YAŞAM TARZI ile bağlantısı.
Aynı toplumda, aynı din de olan bireyler de bile, etnik geçmiş ile bağlantılı, din de anlayış farkı olduğunu, ‘İngiliz bilirdi!’ ama Amerikan, Rus ve Türk toplumlarının bilmelerini istemezlerdi. Buna benzer nedenler ile de, Amerikan – Rus toplumu elindeki hazır bilgiler; yeniden bir incelemeye alınmalıdır.
Kapalı etnik kimlikte olanlarda, milliyet saklama da kullandırdıkları yöntemlerden birisi de, mezhep ve bu tür yöntemlerdir. BU yaklaşım, din’i – inanç sistemini; yaşam tarzı ve kültür olmaktan çıkarıyor. Asya toplumları dışında, Avrupa içinde de, benzeri ama biraz farklı durumlar vardır.
Bu araştırma sonucu elde edilecek bilgilerin bir kısmı, sadece ‘Kara Deniz Üçlüsü + ABD’ ye ait olacaktır. Avrupa’dan gizlenecektir.
Ben; din – inanç konuları dışında kalacağım.
Geçmişte, toplumları sömürgeleştirme, yönetimi, kapalı etnik kimlik bir gruba devretme de çok kullanılan bir yöntemdir. Bugün orta dogu ve orta asya’da olanlar da, benzeri bir durum vardır. Türk – Rus, Amerikan –Rus savaşı çıkarılabilmesi ön çalışmalarında da, bu yöntemin bazı öğeleri çok kullanılmıştır. BU KONU, AYRI BİR UZMANLIK DALIDIR.
…….
16.04.2018 20:03
KONU DIŞI:
Bu blog da yayınlanan projeler gerçekleşir ise; ( Kara deniz üçlüsü + ABD de kurulur ise ) TÜRKİYE – YUNANİSTAN İLİŞKİLERİ NASIL OLACAKTIR?
Cevap: Yunanistan, coğrafi olarak Avrupa içerisindedir. Karadeniz üçlüsü’ de genişlemeyecektir. Türkiye olarak bizlerin, Yunan Hükümetlerinden dileğimiz:
Etnik olarak Rum olanların, yaşadıkları şehirlerde ve Atina’da, bir Rum Mahallesinin oluşturulması ve o mahallelerinin yapımında, Rusya’daki Rus Mahallelerinden örnek proje yardımları, ölçü ve ölçekler aynı ama Rum Mahallelerine yapılacak, Bahçeli Türk Evleri’nin dış görünüşlerinin, Rum kimliği – Rum özelliklerini taşıması.
BU KONUDA ISRARLI OLACAĞIZ.
17.04.2018 10:04
..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder