Ek : Yeni TÜRK Devleti, ORTA DOĞU politikası
....
Bu
yazı, Dünya Güvenli Bölgesi, üst yönetimini oluşturacak olanlar, 7 ülke
yöneticileri için hazırlanacak bilgi dosyasına konulacak, tamamen dışa kapalı,
TOP SECRET bir çalışmanın ilk başlangıç, alt yapı notlarıdır. Sonuçta, sadece o
7 ülke, bu rapora tam metin sahip olacaklardır.
İlk
çalışmada, Amerikan ve Rus temeli olacaktır. Temelin sağlam olması için,
başlangıçta sadece bu iki ülke uzmanları, baş başa verip, Alman ve Fransız
saptırmalarından uzak, sağlam temel atılacaktır. İngiliz uzmanına, bu yazıyı
okuduktan sonra sadece dinlenip, genel yaklaşım görüşü alınacaktır. Ön çalışma
sonrası, yine bir araya gelinerek, yine kendi yaklaşımları tam
hissettirilmeden, bakış ve görüşleri öğrenilecektir.
%
30 Temel iskelet ortaya çıktıktan sonra, Alman ve Fransız uzmanlardan da, açık
görüş istenecektir. Amerikan – Rus ortak çalışmaları, rapor metni, % 70 ‘e
ulaştıktan sonra, diğer 5 ülkeden de uzmanlar alınıp, her paragrafta, AÇIK
KARŞI GÖRÜŞLER ilaveli, rapor tamamlanacaktır. Bu rapor hiçbir zaman, dışarıya
sızdırılmayacaktır.
Gelecekte,
7 ülke uzmanları da, gerek görürler ise, ana metne dokunmadan, yeni uzmanlar,
yeni sayfalar, yeni görüş ilaveleri yapabileceklerdir.
Bu
yazı; dikkatsiz, pervasız, sadece, alt – ön metin amaçlı yazılmaktadır.
Göreve
başlayınca, BİR GÜN SONRA, üzerinde, metinde, Allah Kısmet eder ise, yanımdaki
insanlar arasında, etnik - gerçek Rus Kızı olur ise, ‘BAŞIN BELAYA GİRMESİN!’
diye onun da çekinmeyeceği ölçülerde, ilaveler yapılıp, yazının tamamı gözden
geçirildikten sonra, bu yazı tamamlanmış olacaktır. Kısaca, bu yazıya özel, bu
metin tam ya da tamamlanmış metin değildir.
Osmanlı İmparatorluğu kuruluş döneminde, ana
nüve, tek etnik gruptur. Selçuklu Türkmenleridir. Konu hakkında bilgi sahibi
olan görüş veren bir başka millet, Selçuklu Ruslarıdır.
Bir konu, merak konusudur. Kur’an-ı Kerim, o
dönemin Türkçesine çevrilmiştir.
İncil, (aynı kitapta eski ahit bölümü Tevrat)
Latinceden Türkçeye çevriliyor.
Acaba, o çeviriyi yapan Rum’mudur. Çünkü,
sanıyorum Ruslar da da, Türklerde de, böyle zor bir sorumluluğu alacak oranda,
“Latince bilen kişi” olma ihtimali çok az mıdır? Bunu hep düşünmüşüzdür.
İlk 350 sene, Osmanlı İmparatorluğu, tamamen
tek etnik grup; Türkmen’dir. Gerek devlet içinde ve gerekse özel Türkmen
bölgelerinde yaşayan Rus ailelerin olduğu da bilinen bir gerçektir. Onlar; ayrı
- yabancı bir etnik grup olarak görülmüyorlar.
O bölgeden, somut bir davet, istek olmadan,
Türkler Viyana’ya gitmezler di!?
O tarihten sonra, tek etnik devlet olan
Osmanlı İmparatorluğunda, din kavramı, etnik yapı önüne yapı önüne geçirilmek
isteniyor!!!
*
* *
Ben, Kaddafi’yi ‘ARAP’ olarak biliyordum.
Daha doğrusu, mevcut basın – yayın organları
yönlendirmeleri, düşünce düzenlemeleri ile, halkı için çalışan, Araplar
içerisinde, halkın refah ve gelişmesinden yana, bir iyi lider olarak
görüyordum.
Muammer El- Kaddafi, Müslüman Ermeni imiş!
Türkiye’deki inşaat müteahhitleri, dışarıda,
ilk büyük inşaat işlerini Libya’dan aldılar.
Onları, Kürt diye bilsem de, kendi ülkemizin insanlarını – o zamanki mantık, Türk Şirketlerini geliştiren bir ülke ve lider olarak görüyordum.
Onları, Kürt diye bilsem de, kendi ülkemizin insanlarını – o zamanki mantık, Türk Şirketlerini geliştiren bir ülke ve lider olarak görüyordum.
Gerçek: Hep, Ermeni olanlara iş vermiş.
Kaddafi, sanıyoruz İngiliz desteği ile
yönetime getirilmiş, Suriye merkezli, dış görüntü ARAP Milliyetçiliği, BAAS
Partisi anlayışında bir Ermeni hareketi imiş.
CIA’ya düşen görev bölümü: Libya
petrollerinde, İngiliz hâkimiyeti
kaybettiren Amerikan Şirketi, Ermeni midir?
O tarihten sonra, yalnız Petrol Şirketleri
değil, çok alanda Amerikan Ermenileri, diğer Amerikan Şirketlerinin ve diğer iş
alanlarının, Amerikan Ermenileri eline geçmesi arasındaki bağlantı –
bağlantılar. Gerçek Amerikalılar ise, o
yeni şirketleri ‘Amerikan’ olarak düşünüyorlardı. Amerikan olmadıklarının,
çeşitli emareleri listesi.
BU maddi kaynağın, Rusya’daki simetriği.
Rusya’da, devlet yönetiminde, siyasette,
bürokrasi de, diplomaside, Libya, maddi bağlantılı - destekli bireylerin teker
teker incelenmeleri. BU GÖREV de, kapanmadı ise KGB ‘nindir.
Her iki ülke – bazı bölümleri, belki dışa
kapalı – raporlarında, dışa açık bölüm; “ABD ve Rusya’nın, Devlet Şirketleri,
neden, yeniden düzenlenip, güçlendirilmelidirler?”
Bu bölümü, - kimseye söylemeden - okumayı dileriz.
Türkiye’de, eski mevcut adı, Orta Doğu Teknik
Üniversitesi (ODTÜ ) olan, yakın gelecekte, adı, Yakın Asya Teknik Üniversitesi
(YATÜ-NATU) olacak olan, İngilizce Eğitim veren üniversite ile, Kaddafi ilişkileri! ve geleceğe yönelik,
siyaset, siyasi ortam oluşturma ilişkileri. BU konunun, İngiltere ile, İngiliz
Ermenileri ile bağlantısı olup – olmadığı bilinmiyor.
…..
Suriye Devlet Başkanı, Hafız ESAT’I, bizler,
belki Çerkez, belki Alevi diye biliyorduk.
Çünkü, Türkiye’deki Çerkezlere ve Alevilere,
sadece Lise düzeyinde, öğrencilere burs vermek ile sınırlı değil, Amerika’ya,
Türkiye’den, üniversite eğitimine öğrenci gönderiyorlardı. Yönetim Merkezi
Fransa’da, Fransız Ermenileri sanıyorduk.
Hafız Esat Ailesi de, tam Ermeni çıktı!
Rusya’daki ilişkileri de, bu kapsamda incelenmelidir.
Rusya vatandaşı Ermenilere de, ülke içi öğrencilere
burs ve ülke dışı, başka ülkelere Ermeni öğrenci gönderme listeleri
çıkarılabilir mi? Rusya, Siyasi
Partiler, maddi - etnik ilişkileri de.
Bu ülke yönetiminin, o dönemlerde,
Amerika’daki, Amerikan Ermeni Şirketleri ile bağlantıları.
Neden, tüm Amerikan Halkının çıkarlarını
gözetecek ve koruyacak, yeniden düzenlenmiş, Amerikan Devlet Şirketlerine
ihtiyaç var?
*
* *
Türkiye’de,
SADDAM da, Arap sanılıyordu.
SADDAM HÜSEYİN de, Müslüman Ermeni çıktı!
Saddam unutulur ama “Kıyamet Topu” unutulmaz!
Bizler Kayseri’de, uçak fabrikasında bile, o
top ile bir mermi fırlatırsa diye, saklanacak yer arıyorduk. Dağın yamacına,
bir uzun, çelik, galiba bir kısmı da sarı çelik, bronz kaplı parçalı boru
uzatılmış, Almanlar iyi para kazanmış, bir silahı vardı. Kaddafi bile hayran
kalmış.
Ecevit ve partisinin, Saddam ile ilişkileri,
halen tam bilinmiyor.
Irak ve Suriye’de, “Türkmenler” var sanıyor
idik.
İran halkının hakkını yemeyelim. İran hariç,
o ülkelerde ve bölgelerde, hiç Türkmen yok deniliyor. Olanlar; sahte Türkmen ve etnik olarak Ermeni
imişler. Bu konuda, yeterli ve ciddi bir araştırma yok.
Hacettepe Üniversitesi kurucusu, rahmetli bir
akademisyenimiz, Musul – Kerkük Petrollerinde hissesi olduğunu, bizzat bana
söylemişti. Hacettepe’de, Saddam dönemi, Türkmen gününe sanatçılar gelirdi.
Kutlamalar olurdu. Toplantılara katılanların hepsi Müslüman Ermeni,. Aralarında
hiçbir tane bile, Türkmen yokmuş!
İngilizce eğitim veren, Türkiye’nin en iyi
üniversitelerinden birisi olan Hacettepe’de de, açık etnik kimliğe geçişten
sonra, bu konuda, açık anons, ‘Iraklı Müslüman Ermeni Kardeşlerimiz’ deyiminin,
bundan sonra uygulanması. Ve dürüst olunması.
Yeni Irak, bizleri ilgilendiriyor. Çünkü, komşuyuz.
Belki, ABD, o petrollerdeki % 15 hakkımızı
da, sosyal projelerimize - kendi kontrolünde - ana kaynak olarak verecektir.
Tüm gelecek ilişkilerimiz de, Irak halkı ile iyi olacaktır. Türkiye’nin bazı
Müslüman Ermenileri de, belki, Irak’a yerleşip, Irak vatandaşı olacaklardır.
Savaş Mağdurları da, ülkelerine geri döneceklerdir.
------------------------------------
Cumhurbaşkanı
Recep Tayyip Erdoğan’ın, Ak Parti kuruluş öncesi, bir oğlu iki kızı bekârdı.
Galiba, oğlu önce evlendi, onun düğün takılarını borç alıp, hayatını öyle idame
ettirdiğini, ekranda duymuş ve görmüştüm.
O günden bu güne,
yasal, eski memur, her vatandaşın hakkı bana verilmedi.
Oğlunun da
arkadaşı, başbakanlıktaki baş basın müşavirine, kendisine iletilmek üzere,
verdiğim mesaj ve talebimi hatırlarlar. O günden bu güne doğan, 7 torunu var.
Bir tanesi de, geçen günlerde, ilkokulu bitirmiş. Radyo haberlerinden duydum.
Kısaca, Rus Kızı
ile benim işim çok. Başka işler ile uğraşamam.
YUKARIDA YAZDIĞIM ÖLÇÜLERDE,
O ÜLKELERDE DE AÇIK ETNİK KİMLİK OLMASI İÇİN, etnik konularda, bundan sonra
dürüst –açık olunması için, konuşma ve girişimleri olur ise, dışarıdan seyreder
ve memnun olurum. Geleceğe yönelik, bu bir hatırlatma, samimi bir dilek ve
talep notudur. Kendi eski vatandaşlarını
da, ülkelerine kabul etsinler.
.
----------------------------------------
Şimdilik bu kadar.
Saygı ve sevgilerimle,
.
15.07.2019 17:16
===========================
ARA NOT: 17-Jul-19 01:52
PM
Gelecekte bu notun, Türk – Amerikan – Rus Lisesinde
okunup, üç bayraklı, öğrenci burs merkezi tarafından, TAR Lisesinden seçilecek
olan, üçer kişiden oluşacak, üç grup tarafından, ABD de gerçekleştirilmesini
dilerim. Elbette bu üçer kişilerin, okul dönemi iyi anlaşan, birisi Amerikan,
birisi Rus, bir diğeri Türk, erkek öğrenciler olacaklardır.
AMERİKA’DA BİR AHDİM
KALDI.
Bunu yapacaktım. Ortam ve
imkân oluşmuştu.
Çok sonradan devreye
girenlerin engelleri nedenleri ile, yaz tatilinde, üç ay, daha çok tren yolculuğu
ağırlıklı, ABD içinde bir seyahat, heves ve isteğimi ben gerçekleştiremedim. Bu
gençler; üç ayrı grup, belki ayrı istikamet, belki paralel, belki birlikte, belki
ayrı, her dönemde, aynı yerlere ya da farklı eyaletlere, üçer, üçer gidecekler.
Bu güzergâhlar; ABD yönetiminin, sakıncalı görmeyip, izin verdiği, onadığı
bölgelere ve yerlere yapılacaktır. Bunun
dışında, bir yerde konaklama süreleri, gidiş yerleri, güzergâhları serbest olacaktır.
Bu seyahat dönüşü, bir
hafta sonu, diğer örgencilere; brifing, fotoğraf
sergisi, resim altlarında, bazı özel anlatılar. ve belki, masa üstü yayıncılık ile, bilgisayar
çıktılı, çok az sayıda basılacak bir gezi notları kitapçığı.
Amerika, alan olarak,
haritada gözüktüğünden çok daha büyük bir ülkedir. İzinli bölgeler de olsa,
gezmekle – görmekle bitirilemez. Bu program, yıllarca sürer.
Ankara, MESA Şirketi
kurucusu Sayın Aykut Mutlu, o yıllarda, o dönem, Milli Müslüman Ermeni olma olasılığı, en güçlü
kişi idi. Bir dönem, en yakını da bendim.
ABD ‘ye gitme planımda,
bu konuyu kendisine yazılı olarak ta vermiştim. Sanıyorum – tahmin, ABD elçiliğinde,
o notta vardır. Yaz tatilinde, Türkiye’ye
gelmeyip, üç ay bu geziye çıkacaktım. Maddi destek, gönüllü – istekli, teşvik
edici, hem oradan vardı ve ABD de, okuldan bu fırsat ortamı oluşmuştu. Hem
Aykut Bey’de, hem de Amerikan sisteminde, etnik olarak ‘Türk’ asıllı olmamın, dezavantajı
yoktu. Aksine avantajdı.
İşte bu durumda bile, Ankara’dan
ve ABD den, devlet dışı, başka bazı merkezler, bunu açıktan ve çok sert bir
şekilde engellediler.
Gelecekte, yukarıda
tanımlanan şeklin, biraz daha ayrıntısına inerek, bu ahdimin, başkaları tarafından gerçekleştirilmesini
dilerim.
ABD, mevcut sıkıntı ve
sorunlarını, kendi başına aşabilecek kabiliyet ve yeterliliktedir.
Bu sıkıntılar, sorunlar
olmasa, Amerika kendisini yenileyip; “Yeniden, Güçlü Amerika” olamaz. Güncel
durumu, hayra yorunuz. 17.07.2019 14:59
ARAP YARIMADASI ve ORTA DOĞU’NUN GELECEĞİ!
Öncelikle şunu belirteyim.
Bu bölgedeki çalışmalar içinde; Türkiye, yeni “Türk Devleti” olmayacak.
Dedelerimiz, bu bölgeyi de kapsayan, Selçuklu
ve Osmanlı, iki imparatorluk kurmuşlar. Sonra, selameti böyle bulmuşlar. O iki imparatorluğu
kuran Türkler için, bir alan belirleyip, bu sınırlar içerisinde kalmayı uygun
görmüşler.
Türkiye’nin ‘MİSAK-I MİLLİ’ sınırları değişmeyecek.
Türkiye genişlemeyecek. Yazdığımız ortak projeler, bizlere yeterlidir.
Yeni oluşturulacak olan, Dünya Güvenli
Bölgesi üst kurulundaki 7 ülkenin, bu bölgede, ortak çalışmaları da
olmayacak.
Bu yedi ülkeden birisi ‘Dünya Güvenli Bölgesi’
adlandırması yerine, yeni ve daha iyi bir isim bulmuş olabilir. Bulunabilir.
Bununla birlikte, bu yeni yapılanmanın, tanım ve çalışma, KAPSAM ALANI değişmeyecek.
Sanıyorum Yunanistan’da, kendi iç
düzenlemeleri, yeni yapılanma ile uğraşacaklar. Onlar da, o bölge ile uğraşmazlar.
7 ülkeden, diğer 5 ülke hakkında da, bizim konuşma yetkimiz yoktur. Onlar,
kendileri bilirler. Dünya Güvenli
Bölgesi üst yapısındaki ülkelerinde, -BÖLGE DIŞI- birbirlerini bağlayıcı bir
yapılanması da yoktur.
İnsanlar gibi ülkelerinde dostları olması
gerekir. O yapılanmadaki 7 ülke ve o 7 ülke halkları dost olarak kalacaklardır.
Gerektiği an da da, belki, küçük bölgesel savaşları – çatışmaları olacaktır. Bu
ihtimal olmaz ise, dost olunmaz.
Arap Yarımadasında, geçmişte olduğu gibi,
gelecekte de Türklerin, dost olarak kalma sorumluluğu olan milletlerden ilki, Araplardır.
Bizler bunu açık olarak söylemekten kaçınmayız.
YÜZEYSEL BİLGİ: TÜRKLER, BU BÖLGEYİ NASIL
KAYBETTİLER?
Suudi Arabistan’daki petrol yataklarını ilk
keşfeden ülke, İngiltere oldu.
Belki 1800 ya da belki daha sonra, o
bölgelere Ermeni göçleri başladı.
1800 lerden günümüze, o bölgeye dışarıdan
gelenlerin, 10’ar yıllık ara ile listeleri çıkarılır ise, bu nüfus kaydırması
hakkında yeterli bilgilere ulaşılır.
1900 lere doğru, Osmanlı İmparatorluğuna
karşı, “ARAP AYAKLANMALARI” denilen hareketin kaynağı ve bu ayaklanmaları
yapanlar, işte o Ermenilerdir.
İNGİLİZ AJAN, LAWRANCE KONUSU…
İngiliz Ordusuna mensup, Albay rütbesindeki
Lawrance, gerçekte, çok önemli bir subay değildir. Bu konularda görev alan
subaylardan birisidir. Özelliği, Ermeni olmasıdır.
O bölge olaylarından sonraki yıllarda,
Amerikalı bir Ermeni Gazeteci, Lawrance’i dinler, olayı biraz süsleyip, o
dönemi de tam bilmeden, Lawrance’i popüler yapar. Bu popülerlik, İngiliz Devletini
rahatsız eder. Bir otomobil kazasında Lawrance’de hayatını kaybeder. Kısaca, o
dönemi çok iyi bilenler yoktur. ARAPLARIN TARİH KİTAPLARINI DA BAŞKALARI YAZIYORLAR.
Onlarda da, o dönem konuları çok iyi bilinmediği gibi, etnik bilinçleri de
kaybettirilmiştir.
Türkiye Ermenilerine göre; Suudi Arabistan’dan,
Türkiye’nin bu günkü sınırlarına kadar olan bölgedeki ülkelerin çoğunluğundaki
yöneticiler, Türklere karşı o ayaklanmaları idare eden, yöneten Ermeni
gruplardır.
Yine, Türkiye Ermenilerine göre; o ülkelerin
sınırları, bir İngiliz General tarafından,
cetvel ile çizilmiştir.
O dönemlerde, Osmanlı İmparatorluğu’nun
İngilizlere karşı, Almanlar ile işbirliği vardır.
Almanlar o bölgelere sokulmak istenmeyince, Bağdat
ve Medine Demiryolları, özellikle Almanlara verilmiştir.
Türkiye Cumhuriyeti kurulduktan sonra da,
Almanlar ile, iyi amaçlı sanayi işbirliği var. Geçmişte, etnik olarak,
Türklerden yana idiler.
Somut bir anlatı: Cumhuriyet dönemi,
demiryolları yapımında Palas Tuzlası yakınından geçen demir yolları yapım
şantiyelerinde olanların, sigara – tütün başta, bazı temel ihtiyaçlarını,
Bünyan ve Kayseri’den temin eden kişi; Türkmen’dir. O kişiden dinlemiştim. O kişi de, kendisini o görevden
- konumdan aldırmak için, şantiyelere gelenleri tanıyor, biliyor ama onların, etnik
olarak, Ermeni olduklarını da bilmiyordu.
Şantiyeler sorumlusu Alman mühendis, onları kovuyor:
“Bu bölgede, bu Türkmen, o ihtiyaç malzemelerini tedarik edecek.” Diye de,
arkalarından bağırıyor.
Kısaca, o
ülkelerde, etnik nüfus dağılımını, başka bir anlatım ile, etnik olarak Arap olanları
merak ediyoruz. Öğrenmek istiyoruz. Bunun dışında, ister ülke sayısı
azaltılsın, ister sınırlar değiştirilsin, Türkiye, o bölge ile çok ilgilenmeyecektir.
Sadece, genel bilgi sahibi olmak ile yetinecektir.
Son yıllarda, Amerika hakkında, o bölgedeki
anlatımların birisi şudur: (Doğru mudur? Yanlış mıdır? Tam bilmiyoruz. Belki,
Araplar ile Amerika arasında, güven sorunu yaratmak için söylenmişte olabilir.)
Usame Bin Laden, etnik olarak Arap imiş. Amerika ile iş hayatına birlikte
başlamışlar. Önemli Amerikalılar ile iş yapmışlar. Sonra, terörist diye adamı
kovalamışlar. Araplar ile bu tür güven sorunlarını, ABD gidermelidir. Bu da bir
iyi dilektir. Türkiye’yi, Türkleri, bu işin içine hiç
katmadan, yalnızca o bölgeye yönelik, bir Arap Haber Tv kanalı, yaklaşık 5 yıl
sonra, faaliyete geçer ise, yanlışlar
da, orada anlatılır.
17.07.2019 23:55 Devam edecek… Kim bilir ne
zaman? Son paragrafları, iş yerinde yazmak dilekleri ile…
……………………………..