Translate

19 Kasım 2017 Pazar

HALK İŞLETMECİLİĞİ, KURULUŞ, ÇALIŞMA GRUPLARI– GÜNLÜK – güncel konular – NOT DEFTERİ.

Türkiye, geçici bir dönem, şu anda biraz alengirlidir!
Türkiye’de bulunan – bu konularda - işe yarar adamları da, geçici olarak, bu çalışmalara katılımda bulunmaları için, Moskova’ya göndereceğiz. 

Hem genel merkez yönetim ofisinde, hem de her çalışma grubunda, standart ölçülerde, herkesin bir not yazabileceği, bir odada, ortak ‘NOT DEFTERİ’ olacak.

İsteyen, iş saati çıkış öncesi ya da yemek saati, dinlenme saatlerinde, günde 10 - 15 dakika, o not defterine istediğini yazacak.
Bu notlar, mesleki de olabilir.
(Bugünkü toplantıda, baca yapımında, hiç fark etmediğimiz bir önemli ayrıntıyı bulduk…. Ve o ayrıntı detayları…. )
O gün üzerinde konuşulan konu özeti de olabilir.
Bir arkadaşınızın anlattığı güzel bir fıkra ya da çalışma arkadaşlarınızdan birisinin çocuğunun doğum haberi…
O ilçe, o bölgedeki bir başka durum, gelişme, haber. Sel bastı. Şunlar oldu  -olmuş.
Örneğin; “Türkmen Evi” Bağımsız Enerji, ısı, su tedariki ile ilgili Mesleki bir yenilik ve görüş notları. ÇÖZÜM SIKINTILARININ GİDERİLME ŞEKLİ.
Bu bir günce değildir. Çalışma raporu da değildir.

Çalışma grubunda, İSTEYENİN, o anda aklına gelen, hayat ile ilgili bir notunu, bir konu, olay hakkında görüşünü, kısa – öz olarak yazdığı bir defter. Mesleki, üzerine çalışılan konunun bir ayrıntısı da olabilir.

Yönetici, yazı yazma yeteneği olmayanın da; “o deftere, şunu da yazınız. Bugün şöyle bir şey oldu. Ya da, şöyle bir çözüm bulduk.” Diye, isteklerini, başkaları da kayda geçirebilir. 5-10 dakika da, el yazısı ile özetlenecek bir konu. Yazısı güzel olanlarda, yöneticinin o talebini yazabilirler.

- RESMİ KAYIT NİTELİĞİ OLMAYACAK.
– KAYNAK ÖZELLİĞİ OLMAYACAK.
Bu nedenle, yazılan notlardan da,  yazılanlardan da, kimse sorumlu olmayacak.

BU defterler, ciltlenerek, Halk İşletmeciliği’nin o dalında çalışan insanların bulundukları yerde - izin verilen – kişilerin, GELECEKTE OKUYACAKLARI GÜNCE  - bu dönemin GÜNCEL NOT DEFTERİ olacak.

Yine gelecekte, izin verilen STAJYER ÖRENCİLER de, MESLEĞE  - İŞE YENİ BAŞLAYANLAR da, bu defterleri, işyerlerinde, boş vakitlerinde, zorunlu olarak okuyacaklar.   

…..
19.11.2017 12:22

Ek: bir kişi, bireylerden, talep eden olur ise, bu standart ölçülerde, boş defter, o kişiye de verilecek. BU DEFTERLERİ, şimdi ve gelecekte, EVE GÖTÜRMEK YOKTUR. Bununla birlikte, o kişinin mesleki – sosyal, not ve görüşleri, günceleri, sadece o kişinin izin verdiği -  vereceği kişilerin not yazabilecekleri, özel yönetimli defter de olabilir. Büfe – kütüphane önünde, küçük çalışma masasında, o notu yazıp, defteri rafa kor. GELECEKTE DE, ONUN ADI İLE, CİLTLENİP, “TAMAMLANMIŞ DEFTERLER” rafında durur.

……..  

17 Kasım 2017 Cuma

“KARADENİZ ÜÇLÜSÜ - EV MODELİ” ya da ‘TÜRKMEN EVİ’ modelinde, SOBA DELİĞİ + AFET – ARIZA DÖNEMİ EKLERİ…

Kalorifer ısıtma sisteminin evlerde uygulanma geçmişi, Türkiye’de 50  - 60 yıldır. Rusya’da bu tarih eski olabilir. Rusya, ısıtma ve ocak kültüründe, bu bölgede en gelişmiş - iyi olan ülkedir. Tarihini bilmiyoruz.

Yine Türkiye’de, doğal gaz kullanım tarihi de, çok yenidir. Son 20-25 yıldır. Ondan önce, Ankara gibi bazı merkezlerde, kömürden elde edilen küçük doğal gaz tesisleri vardı.  (Ankara’ya bir gelişimde, Maltepe’de, oranın her tarafını gezmiştim. İncelemiştim.)
……

Ankara’da, bizim evde, kalorifer ve sıcak su üretiminde, geçmişte hem kömür ve hem de petrole dayalı, fuel-oil yakıt sistemi vardı. Şimdi, doğal gaz sistemi.

Geçmişte ve şimdi, bu yakıt sistemleri olmasa, şehir elektrikleri kesilse bile, hayatı idame ettirebilecek, ısıtma da, YATAK ODASINDA SOBA BORU DELİĞİ – ASANSÖR, MERDİVEN BOŞLUĞU, ev de, BUZDOLABI’nı çalıştıracak, küçük aydınlatmaya yeterli bir JENERATÖR – ELEKTRİK SİSTEMİ VARDIR.  Yeni tip, uzak doğu üretimi, çok çok az elektrik kullanan ocaklar da da, -sanıyorum – yemek yapılabilir. (Kriz süresi - Acil ihtiyaç prizi ile bağlantılı)

SU DEPOSU da, bir süre için yeterlidir. Eksik; savaş anında, SIĞINAĞI YOKTUR.

 ……. 
“KARA DENİZ ÜÇLÜSÜ  - EV MODELİ” ya da ‘TÜRKMEN EVİ’
MİMARI,  İNŞAAT MÜHENDİSİ, ELEKTRİK TESİSAT MÜHENDİSİ, SU TESİSAT TEKNİSYENİ BİR ARAYA GELİNİZ.

DOĞAL GAZ KESİLMİŞ. SU BORU HATTI PATLAMIŞ. Su gelmiyor… ELEKTRİK TELLERİ KOPMUŞ.

En ucuz değil, EN EKONOMİK, bu evde, BU İHTİYAÇLAR, NASIL KARŞILANACAK?
……..

Çevrede, - geçici kullanım için - bağımsız su kuyusu Var mıdır?
O cadde, o ev kümesi,

ya da BAĞIMSIZ, TEK - bir ev – (Bodrum, garaj depo, yan daire.) Giriş kat büyük daire, üstte iki daire.
Buralarda, her dairede, asgari ihtiyacı karşılayacak bir odaya SOBA BORU DELİĞİ. (Muhtemelen, yatak odasına – Kriz geçene kadar, herkes bir oda da yatarlar.)
Bina bodrumu ya da çatıdaki, Su deposundan, ekonomik su kullanım tesisatı, hangi musluklara gelmelidir?  Su basıncını ayarlayan Hidrofor sisteminin, geçici dönemde çalışma şekli.

Su deposu, belirli sürelerde suyu değişen, yedek depo mu olmalıdır? Yoksa sürekli kullanımda olan mı?

Elektrik dış desteği kesilince,  jeneratörden geçici süre yararlanma da, ev içi elektrik donanımı, hangi buattan,  nerelere yapılmalıdır?
……………….

BUNLARIN KALICI OLARAK, ANA PLAN PROJEDE,
“KARA DENİZ ÜÇLÜSÜ  - EV MODELİ” ya da ‘TÜRKMEN EVİ’
 STANDARTLAŞTIRILMASI. 

Bu çalışmanın, gelecek için de,
HALK İŞLETMECİLİĞİ, İNŞAAT BÖLÜMÜ,
Tesislerin lojmanlarının yapımında,
Ev, kamu tesisleri inşaatlarında da,

(eski ve karmaşık yönetmeliklerinin bir tarafa bırakılıp,)
YENİ YÖNETMELİKLERİNİN HAZIRLANMASINA TEMEL TEŞKİL EDECEK BİLGİLERİN, MOSKOVA, RUS HALK İŞLETMECİLİĞİ, İNŞAAT BÖLÜMÜ KÜTÜPHANESİNDE TOPLANMASI ve bu bilgilerin TASNİFİ. 
………………
Değişik yer ve bölgelerde, KONAKLAMA TESİSLERİ YAPIMINDA,
AKDENİZ SAHİLİ, TÜRK – RUS TATİL KÖYLERİ nde, bunlar nasıl olacak?
Yeni dönem, yeni imkânlar, yeni teknolojiye uygun, ana sistemden bağımsız çözümler. 
……..

17.11.2017 10:18

.

“Hasta olmam” diyenler, ailecek, bir hastane ziyaretine gitsinler.
Onlar, hasta olacaklarını biliyorlar mı idi?
Bu bölgede, burada, kriz  - ana ihtiyaçlarda, sıkıntı olmaz diyenler.
Biraz geçmişleri incelesinler. 

“Ölmem!” diyenler, yine bir hafta sonu ‘ailecek’ mezar ziyareti yapıp, çevreyi ve o gün gelen, gömülen tabutların içinde olanları inceleyip - gözleyip, bazı Mezar Taşlarına yazılanları okusunlar.

.

17.11.2017 10:52

5 Kasım 2017 Pazar

NATO (eski- Former) Genel Sekreteri Mr. Lord Robertson : “SİZ, TÜRK DÜŞMANI DEĞİLSİNİZ!”

Saygıdeğer Robertson,

Siz, İngilizsiniz.
Siz de; “Türk Düşmanı” olma ihtimali hiç yoktur.
Türk neslini bitirmek, bazı Türk ailelerini “yok etmek geleneği” de sizlerde yoktur.
Dönem dönem, bölgesel çıkar çatışmalarımız, savaşlarımız olan, saygın, eski ve oyun kurucu bir milletsiniz.
Savaşlarımız sonrası da,  yine masaya oturur, konuşur, anlaşırız.
……
TBMM de, yazı grubuna başladığım dönem de, NATO Genel Sekreteri olarak bazı konuşmalarınızı dinledim. Okudum. Ve Türkiye’de ilk defa, bazı konuşmalarınızı TBMM de yayınladım.  ABD de bile, benim seçip -yayınladığım konuşmalar, - benim yayınım kaynak gösterilerek - başka yerlerde de yayınlandı.
Ben de, NATO’dan bazı yazılı dokümanlar istedim. Onlar, posta ile bana ev adresime geldi. NATO ile ilgili çok konuyu,  detayı, o dönem öğrendim. O YILLARDA, NATO da, çok önemli idi!... NATO ‘ya da ihtiyaçta vardı.

NATO’nun ne olduğu, çalışma alanları, ne yapmak istediği gibi konular da, internet dönemi ile birlikte, toplumun çok kesimi tarafından öğrenildi.

BU YAZDIKLARIM, TA… SİZİN NATO GENEL SEKRETERİ OLDUĞUNUZ YILLARDADIR.

O tarihte, TBMM de, atama - tayin taleplerim, TBMM de ‘Bilgi Merkezi’ kurma talebine dönüştü. Onlardan sonuç alamayınca, size yazdım. NATO’dan, şayet o dönemki çalışmalarım (TBMM BAŞKANLARI ya da YÖNETİMDEKİ SİYASETÇİLER TARAFINDAN) beğenilmiyor - istenmiyor ise; ABD öncesi, kendi isteğim ile istifa ederek ayrıldığım, eski memuriyetime dönüş için, normal prosedür, TRT de göreve başlama talebimi de aktarmıştım. 

Gün, o gündür, o başvurularımdan sonuç alamadım.  O günlerde de, siz; NATO Genel Sekreterliğinden ayrıldınız.  İngiltere, Ankara Büyükelçisine, tayin - atamadaki gecikmenin, yasal hakkımın verilmeyişinin - ne tür sonuçları -olduğunu, nezaket ile, kısa bir not ile aktardım. 

Lütfen, o tarihi - seneyi, yakınlarınıza söyleyiniz.
……
Bu gecikmenin, bireyin neslini, aile geçmişini yok etmek olduğunu da,  -BİR ÖZEL DURUMU DA - geçtiğimiz aylarda, başbakanımız Sayın Binali Yıldırım’a gönderdim. Yazılı, son üç – beş mailim arasında, o özel durum vardır.  Başbakan Sayın Yıldırım ‘Yerli, Milli - Müslüman Ermeni’ dir. Benim geçmiş çalışmalarımı da bilir. Onu aşan, herhangi bir neden ile, onu köşeye sıkıştıran, Türk Düşmanı bir Müdahil mi vardır? Bu işi tam anlayamadım! O duruma rağmen, beni aramıyor.
………………….

Bu kötü durumda, konuyu biraz rahatlatmak için, İNGİLİZLERE SAYGIMI DA ‘SOMUT’ OLARAK GÖSTERMEK İÇİN, BİR ANIMI ANLATAYIM.

Benim Ankara’daki evime, geçmişte, üç defa, İngilizler gelmişlerdir.
Bir sefer de, Çankaya’da bir ev toplantısında, bir güzel İngiliz kızı ile - kısa sohbetimiz - oldu. O zaman, İngilizceyi de tam bilmiyordum J . Yolda da rastlamıştık. Yine konuşmak istemişti ama yanındaki aynı oğlana saygı nedeni ile biraz uzak durmuştum. (O oğlan ile yakınlığını, elçilik çalışanı olduğunu da bana söylemişti. )
Evime gelenler; birisinde tek bayan. İkincisi ve üçüncüsünde, -itfaiye meydanından- üçer bayan, üçer genç kızlardır. Bunların üçünün birleşimini, çok geçmişte, bir yazımda, tek geliş olarak yazmıştım.  
Kayseri’ye gidiş öncesi yıllarda,  bir seferinde üç genç kız, eve geldik.  Gelirken yolda, yakın caddelerden bir kıza daha rastladım. O da, benim eve çıkmış. Beni bulamamış.  Kaçırdığıma üzülmüştüm.

Kızlardan bir tanesi, çok yakın davranıyor ama bir diğeri çok mesafeli olmak istiyor.
Yakın davranan, beni alevlendirdi ama daha dokunmadan.
O kız ile ben başa başa kalmak isteyince, İngilizler hakkında, biraz güzel şeyler söyledi. Ve buraya ‘cinsel birliktelik’ amacı ile gelmediklerini de ilave etti.
İçimden, bunlar İngiliz! Kararlarını; serbest, özgür olarak versinler. Belki de, o kız haklıdır!
‘Ben alevlendim. O na sınır getiriyor isen, saygı duyarım.’ dedim.
Ve vallahi, kendim onları aşağıda taksiye bindirip, -telefon ile rezervasyon yaptırdığımız yere-  yolcu ettim. Yolda rastladığımız, Diğer arkadaşımı çağırdım.

İngiliz’e saygım da, benim böyledir.

------------------------------------------
TALEP :

İngiltere’nin Ankara Elçiliği tarafından, bu notun; Mr. Lord Roberson’a iletilmesidir.

Bu blogdaki, yazılara - yazılanlara, bir göz atması dileğidir.
NATO, bu kadar yıl neden sessiz kaldı?
Neyin Güvenliğini sağlıyor?
NATO yu ben, Mr. Robertson’un konuşmaları ile anladım. Sevdim.
Sonra, neden böyle oldu?
……………….

Önerilerim,  projelerim açık. İstenir ise, yaparım.
….
Ben; sevdiğim  - sevebileceğim bir kız ile evlenmek istedim.
Yasal tayin – atamam yapılmadı.
Ve halen, ….  

Saygılarımla, bilgilerine arz olunur.
…………………..
5.11.2017 16:36

P.s: Belki de, bu sürecin yaşanması gerekiyordu.
İnşallah, bazı projelerim gerçekleşir.
Sayın Robertson, Akdeniz Sahili, Türk - Rus Tatil Köylerindeki evimde, ailecek konuğumuz olurlar. Eşim Rus Kızından olan çocuğumuzu da görürler.
Böyle olmasını dileyelim.
.
Hayat budur.
……

5.11.2017 16:40

AMERİKA – RUSYA, zaman kaybediyorsunuz!

(Bu yazıyı okumadan önce, CUMHURBAŞKANLIĞI MUHAFIZ ALAYI ‘nın yeniden oluşturulması. Yeni düzenlemeler mesajını okumanız dileği.)

Gâvurlar, Rus kızına sarılınca, dünya ile ilişkilerini koparıp, kollarımın arasında kaybolmasını istemiyorlar.

Çok eski bir yazımda, ‘Muhabbet Kuşu’ örneğim vardı.
Eve gelince,  oynar zıplar ve ben de, cinsel uyarı yapardı.
Beni bu kadar severdi. Bunun da nedenleri vardı.

Benim, son çalışma dönemimde, özleyip istediğim, yazdığım projelerin birkaçının yönetim ve oluşturulmasında aktif görev almaktır. Bunu başarır isem; -özellikle var edilen - geçmiş sıkıntılarımı unuturum.  Oradan da evime giderim.

Eve varınca, hanım hoplayıp – zıplayınca, kucağına alıp, yatağa atmak lazım.
Ben, Muhafız Alayını da bunun için düzenlemek istiyorum.
Diğer projeleri de, bunun için yapmak istiyorum.
Bunu bilen ‘Gâvurların beklentisi’, bir hastalık oluşsun, -insan ömrü bellidir.- Rus kızından çocuğu olmasın! Olsa bile büyütemesin!

Bu çok önemli konuyu geçer isek, Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayında, 5 yıl görev yapıp, görev döneminde de, sürekli eğitim kapsamında, İngilizce - Rusçayı da iyi öğrenen bu kişilerin, görev süreleri bitim sonrası, bazı önemli merkezlere de, idari müdür olarak atanmaları, iyi bir çözüm olabilir.

İllerimizin toplam sayısı 80 civarıdır.  İl Savunma Müdürleri, yardımcı personel kadro sayıları sınırlı olacaktır. Her beş yılda bir 400 - 500 kişiden,  100 civarındaki kişilerin, Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayındaki görev süreleri bitecektir. İşte bu personeller,  Genel Müdür ya da ana sorumlu, karar alıcı değil,  bina yönetimi ve personel müdürlüklerinde görev alacaklardır. Kurum içi, idari yönetim görevleri olacaktır.

Örneğin; New York ‘Turkish House’ bina yönetimi.
Ankara’da, Üç Bayraklı, Öğrenci Kredi Merkezi.
Sakarya 7 Göller de, Üç Bayraklı, Kütüphane. İdari, Yönetim Müdürü. 
Türk - Amerikan Lisesi, Personel Müdürü.

Herkesin bir görevi ve ilgi alanları vardır.
Türkiye’nin durumundan bana ne!
Mevcut, güncel sorunlarından bana ne! O işler ile uğraşan bir sürü birim ve kurumlarımız var. 
Ben de, yazdığım projeleri yapmak istiyorum. Bunun hazırlık çalışmalarına katkılarda bulunacağım.
Kuruluş gerçekleşince, eğitim döneminde, sadece, Türk - Amerikan - Rus hocalar yeterli değildir. Haklarında bilgi sahibi olmaları gereken ülkeler;, Almanya, İngiltere ve Fransa’dan de, ara-sıra brifing verecek, konuşmaya gelecek kişilerin, öğretim üyelerinin, kurumların, nerelerden, kimler olacağını araştıracak, o ülkelere ajanlar göndereceğiz.

Çocuk hemen olmuyor. Kızlar, hemen hamile kalmıyor.
Her iki durumda da, bir ön hazırlık, süreye ihtiyaç var. 
Allah nasip etse, çocuğa hamile kalınsa bile,  9 ay,  9 gün geçmeden, çocuk doğmuyor.

Artık benim bu işlere başlamam lazım.
Hatırlatırım.

Saygılarımla,

…. 

5.11.2017 11:09  

4 Kasım 2017 Cumartesi

TÜRKLER İLE GEÇMİŞLERİ OLAN, RUM ve ERMENİ KIZLARI…

New York’ta, evde, okulda, parti, eğlence hazırlığı yaparken, yararlanılacak süs malzemeleri satan bir dükkânda, inceleme yapıyorum. Türkiye’de, yılbaşı süsleri satan reyonlarının daha büyüğü. Halka, gençlere, yaş sınırlaması olmadan açık dükkân. Maskeler ve kıyafet baloları için farklı kostümler vb.

Köşede, üzerinde ‘Greek Girl’ yazan bir naylon poşet var.  İnceledim. Şişirme bayan, genç kız.  Reyon sorumlusu, orta yaş bayana, ciddi olarak, poşet üstünden anlaşıldığı kadarı ile, apıç  - bacak arasında delik var. ‘Orası, işlevli midir? Yoksa espri midir?’ Çünkü, fiyatı da ucuz. 35 - 40 ya da en fazla 60 – 70 dolar da olabilir.
Reyondaki Bayan; ‘Normal, boş delik. Espri olabilir!’  Dedi. 

Ben, başka şeyler inceliyorum. Reyondaki kadın, birkaç soru sordu. Dükkân okula yakın. Concordia’da olduğumu öğrenince de, evler de, okullarda, ‘Parti Hazırlama Ekiplerinden birisine seni alalım. İhtiyaç olunca, seni çağıralım.” Dedi. O dönem de, öyle bir ‘part–time’ işe ihtiyacım olmadığını söyleyip, teşekkür ettim.

Dükkândan çıkar iken, dünyada o kadar farklı milliyet var iken, şişirme kadın da, neden ‘Rum Kızları’nı simge yaptılar? Bunu düşündüm. Rum Kızlarına haksızlık ediliyor. Belki de, bazı ‘iyi’ özelliklerini bilenler, kıskanıyorlardır. 

Türkiye Türklerin de, az da olsa, Rum ve Ermeni Kızları ile evlilikler vardır. 
Geçmişten gelen bilgiler: Rum Kızları; neşeli, damadın diğer aile bireylerine de, kendisini sevdiren  - saydıran özellikleri vardır. Bunlar iyi şeylerdir.

Açık etnik kimlikli, Türk ile evli, orijinal Ermeni kızlarından –geçmişte- tanıdık bazı kişileri de tanırdım. Onların yapıları biraz daha farklı ama insani ve sosyal ölçülerde,  toplumsal uyumları çok iyidir. Aile düzenleri de… Sanıyorum burada etkili olan, önemli ayrıntı: GÜVEN – GÜVENCE VE ORTAM. Öyle bir ortam da, çevrede, Ermeni kızı da, evine - eşine bağlı, sağlam - normal bir yuva yapabiliyor.

KAPALI, ETNİK KİMLİK ile evlenen kişi, eşinden bile etnik kimliği saklanan bir Ermeni Kızı ise, dış müdahalelere daima açık oluyor. Çift kişiliğe zorlanıyor. Bu durum, aile için, sadece cinsel değil, çok başka türlü riskleri de oluşturuyor. TÜRK MİLLETİ İÇİN DE, HESAPTA OLMAYAN ÇOK RİSKLERİ BERABERİNDE GETİRİYOR. BÜYÜK SIKINTI BURADADIR. Bulgaristan Göçmeni, bazı Ermeni kızlarını tanıyordum. Çok şeyi ile mükemmel kızlardı. Türkiye’de aile etnik geçmişi Ermeni olan, kapalı kimlik bazı kızlar da, Rum Kızları gibi, sevgi - sevda konularında, kişilik gelişiminde, aile desteği mükemmel olanlar, iyi yetişenler çoktu. Bunlar okula gidince, iş hayatına atılınca, -karşılaştıkları,  tanıştıkları - KAPALI KİMLİĞİNİ, ÖN PLANA ÇIKARANLARIN BİR KISMI, ÇOK BASİT ve TEHLİKELİ İNSANLAR!!!  Temiz ailede yetişen bir kız, ‘kapalı etnik kimliği’ nedeni ile, onların kapalı çalışmalarına bir bulaştırıldı mı? Artık, o düzenekten çıkamıyor. Kurtulamıyorlar.

Müslüman Ermeni aileler, çocuklarını, onlardan korumak - korunmak için de, açık etnik kimlikli olmalıdırlar.
Rumlar, hiçbir zaman etnik geçmişlerini gizlemezler. Başka milletlerde...
Rumlar ile evlilikte, herhangi bir başka milletten evliliklerde görülebilecek sorunlar dışında, bir güven problemi olmuyor - oluşmuyor.

İnsanın tek dayanağı, geleceği, yuvası, ailesidir. Eşidir. Evidir.
Bu Ermeni için de, Türkler için de, herkes için de doğrudur.
Bazı Müslüman Ermeni kızlarımız bilirler. Örneğin; Kapalı kimlik, Müslüman Ermeni bir belediye başkanının, amirin,  onlara söylem ve davranışlarını, bir Türk; hiçbir zaman yapmaz -yapamaz. Kendi gruplarında da bir şeyler yapıp - söyleyip, Müslüman Ermeni erkekler ile evlendiriyorlarmış. Geleceğe yönelik !…  … Vb.

Bu kapalı etnik kimlik konusu, Türkler kadar,  aile geçmişi Ermeni olanlar için de çok önemlidir. Önümüzdeki dönemlerde, bunun bilinci ile hareket edilir ise, çok sorun ortadan kendiliğinden kalkar. ve bazılarını da başka amaçlı kullanma riski çok aza iner.

Bazılarının, kendi eşi, kendi kızları, gelinleri - oğullarından haberleri yok. Onlara müdahale edemiyorlar.  Bir vesile, devlet yetkisi ya da iş veren konumunda iken, Müslüman Ermeni kızları ya da Türk Gençlerinin evliliklerini düzenlemeye kalkışıyorlar!!! 
Herkes özgür iradesi ile, dış baskı, zorlama, oyun olmadan, istediği, sevdiği ile evlenebilmelidir.

4.11.2017 11:40 

3 Kasım 2017 Cuma

AVRUPA TUTUŞTU…. YANIYOR! YANIYOOOR. Ya RUSYA’da da bu yazılar okunuyor ise!?%*& çünkü Rusya, karşı önlem almış.

1940 lı yıllardan itibaren, - çok kimse tarafından bilinmeyen – Orta Doğu, Arap Ülkeleri, Türkiye, İran, Pakistan’ı sömürgeleştirme ve Avrupa’ya bağlı kılma merkezinin bazı çalışmaları, Amerika tarafından bozuldu. Bu nedenle, ABD yönetimini yanlış yönlendirme birimi faaliyete başlamış olsa gerek ki, sonraki on’lu yıllarda,  - dışarıdan fark edildiği kadarı ile -  ABD de, suyun aktığı istikamette çalışmalar yaptı. Suyun gözünden, ana kaynaktan, başka bir ark açamadı. ABD nin bu bölgedeki ana sorunları başladı. 1960 - 65 lerden sonra da, kendi iç yönetim sorunları.

İran İslam Devriminin bile, nasıl olduğunu anlayamadı. Hatayı, İslam’ın yanlış yorumunda aradı.  Gerçekte ise, o devrimin, İslam ile hiç ilgisi yoktu. Müslüman Ermenilerin, yönetime tam hâkim olma Başarılarıdır. Arkalarında Almanya Devleti ve Fransız Ermenileri vardı.

Türkiye’deki dini gruplaşmaların, cemaatlerin ön plana çıkmasının ana nedenleri de bunlardır. İstenen sonuca gidemediler. Benzeri yöntemler ile Amerikan eğitim sistemini de berbat edeceklerdi. Sonra da, Büyük Doğu Projesi.

New York’taki son terör saldırısını yapan kişi de, Tacik değil, - ismine bakınız (*) – Müslüman Ermenidir.  ABD Yeşil Kartını piyangodan kazanmadan önce de, Ermenilerin,  (Avrupa eksenli ) Tacikistan’da da, Orta - Yakın Asya’da da, dini gruplaşma – cemaat çalışmaları vardı.

………………
Avrupa şirketlerinin, Rusya’daki Bayilik, Temsilcilik Modeli hakkında, hiçbir bilgim yoktur. Dıştan bakış, sanılan – Rusya, sağlam bir devlettir. Her Oblastta, belirli bir geçmişi olmayan Ermeni vatandaşlarının, yeni bir yerde Bayilik, Temsilcilik, araç bakım,  tamir ruhsatı almalarına onay vermez. Eski sistemi böyledir.  Moskova’da da, devlet alımlarında da, etnik bir dengeleme yapıyorlardır. İnşaat ya da diğer devlet ihalelerinde de, dış - iç, etnik geçmiş dikkate alınıyordur.
……………………

Bana göre; Rusya, Avrupa Milletlerini tam bilmiyor! Çok iyi bilseler, II. Dünya Savaşında, o kadar insan kaybı yaşamazlardı. Rusya’nın avantajı, etnik geçmişlerin, açık etnik kimlik olmasıdır. AVRUPA’DA O KAPALI MERKEZLERİN, BURS VEREREK OKUTTUKLARI ÖRENCİLERİN ETNİK GEÇMİŞLERİ BİLİNİYORDUR. BU nedenle, nüfus ile orantılı bir etnik dengeleme vardır.  Türkiye’de, kapalı etnik kimlik nedeni ile, kişilerin etnik geçmişleri bilinmiyordu. Sadece, o etnik geçmişten gelenler, birbirlerini, isimden ya da şifreli cümlelerden tanıyorlardı.  

Türkiye şimdi, ‘üç bayraklı’ öğrenci burs merkezi açıyor.  Bu aksaklık giderilecek.
Türkiye, Sakarya 7 Göller de, (Amerikan - Türk - Rus ) Üç bayraklı, kütüphane yaptırıyor. Yaptıracak.

Yeni Tarih Kitabı, Amerikalılar Coğrafya atlası hazırlıyorlar.
Eski sistem bitiyor. Avrupa, yalnız Türkiye değil, Rusya’yı da elinden kaçırdığını düşünüyor.  AMERİKA, ‘YENİDEN GÜÇLÜ AMERİKA’ OLUYOR.
Bunun böyle olması için de, Türk ve Rus Halkı, kendisine düşen görevi yapıyor.
Avrupa, küplere biniyor. Amerika, yeniden güçlü olacak. Bu durum, Türk ve Rus halklarının işine geliyor.

Hopluyorlar, zıplıyorlar. Kızıyorlar. Köpürüyorlar. Yeni projeler ortaya atıyorlar. Sonuç alamıyorlar. 

Avrupa, yanıp -  tutuşuyor.
Ya bir de, İstanbul, Bursa İş Atölyeleri kurulur ise… 

Halk İşletmeciliği Modeli, Türkiye, Rusya ve diğer Kara deniz Üçlüsü ülkelerde, işler  -çalışır hale dönüşünce, bayilik sistemi de bozuluyor. Çünkü, Halk İşletmeciliği, satış mağazaları olacak.
……………. 

ALMANYA, İNGİLTERE, FRANSA, KİMLER İLE DANS Ettiğinizi biliniz.
Amerikalılar, Ruslar, Türkler; Orta Doğu Ülkeleri, Arap ülkeleri ve İran’a benzemezler!
KİMLER İLE DANS ETTİĞİNİZİ BİLİNİZ.

Tıpış - Tıpış yanımıza geleceksiniz.
Yeni ortaklığımızı, ortak geleceğimizi, bunların koşullarını, sizlere anlatacağız. Bu işte, Kara deniz üçlüsü ülkelerdeki çok kişiler gibi, ben de fazla bedel ödedim ama bu bölge Kızlarının gelecekleri için, helal olsun.

…..
3.11.2017 17:46


(*) İsim sistemi –nadiren – bazı ailelerde, yanıltıcı olabilir. Eğer o aile, kapalı etnik kimlikli Müslüman Ermenilerin ‘Hedef Aile’si ise, çeşitli yöntemler ile, o isimleri almaları sağlanıyor. Aynı isimler, diğerleri tarafından da kullanılıyor. Bununla birlikte, bazı isimler de, Türk ve İslam geçmişinden - tarihi kişiliklerden alındığı için, isim kargaşası olabiliyor.

Örneğin, İslamiyet’te, Hz. peygamber ‘Muhammet’ sonrası, dört halife, Osman, Ali, Ömer, Bekir, tüm Müslümanlar tarafından kullanılır. Genellikle, bu isimler ve Türk Büyükleri isimleri de, ‘saygı’ veya ‘o ismi hak etmedikleri’ düşünülerek, çoğunlukla kullanılmaz. İmparatorluk kurucuları, büyük savaş, zafer kazananların isimleri Türklerde çok kullanılmaz. Sanıyorum ‘ALP ASLAN’ ismi de, asıl adı değil, yaptığı iş – başarısı nedeni ile de verilmiş bir sıfat isim de olabilir. Ermenilerin, İngilizce - Rusça isimlerindeki modele benzer bir sistem ile, Türk - Müslüman isimlerini de alıyorlar.

Sadece Müslüman Ermenilerin kullandıkları, Türkler de hiç olmayan - anahtar- isimler, soy adlar da vardır. Ya da, soy adlara eklenen; -oğlu, -yan –zade ekleri. BUNLAR, GEÇMİŞTE AÇIKTI.


.

AMERİKAN OHIO’LULAR, OTOMOBİL YAPIMINDA, (MÜSLÜMAN ERMENİ, TÜRK ŞİRKETİ) ANADOLU GRUBUNA KARŞI DEĞİLDİR!

Radyo haberlerine göre, dün ya da önceki gün, Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye’deki sanayiciler ile yaptığı toplantı sonrası, Yerli Türk Otomobilini yapacak 5 büyük sanayi şirketini açıklamış.

Eskiden bunu yapamazlardı.
Yeni sistemi anlarlar ise, otomobilde yaparlar, başka şeylerde…
Hatta, İtalyan FIAT Şirketi bile, yeni model araba kalıplarını, bazı hassas parçalarını, Amerikan DET- 34 ile anlaşırlar ise, ona sipariş vererek, Amerikan -  Rus - Türkmen Ortaklığı, Türk Halk İşletmeciliği, İstanbul Boğazı ya da Bursa Atölyelerinde yatırabilirler.

OHIO’LU, (araç imalatında, yeterli deneyim ve bilgi birikimine sahip olan)  AMERİKALILARIN, AMERİKAN SAVUNMA BAKANLIĞI İLE  ‘CONTRACTOR’  OLARAK YAPTIKLARI – YAPACAKLARI ANLAŞMA İLE, ‘SUB – CONTRACTOR’ İŞ ATÖLYELERİNİN, DET-34 ile yapacakları anlaşmaya uygun olarak verilen sipariş ile,  Türkiye Özel Sektörü de, çok dal da, çok iş - üretim yapabilirler. Bunun için gerekli olan, bazı siparişleri, Halk İşletmeciliği, İstanbul ve Bursa İş Atölyelerine verebilirler.

Kafanız fazla karışmasın. Bu siparişi atölyelere değil, Atölyeler bölgesindeki Yönetim Binasına gelince, taleplerinizin, siparişlerinizin yapılıp -  yapılamayacağı size bildirilir. Bu işe, Halk İşletmeciliği Yönetimi karışmayacaktır.    

Halk işletmeciliklerinin, dış satışları yoktur. Üretimde, ABD Savunma ve Ticaret Bakanlığına bağlı olacaklar. Rusya ile, üretim,  uyum boyutu onlar arasında konuşulur.

Bu yeni durum, Türk Halk İşletmeciliği, Türk Özel Sektörü işbirliği olacaktır. Başka bir deyiş ile de; Türkiye’de, özel sektörde, etnik olarak Türk sanayici bırakılmamıştır. Yoktur. Tamamı Müslüman Ermenidirler. Dolaylı olarak, Türkiye Türkleri ile, Türkiye Müslüman Ermenilerinin, sanayide - üretimde işbirliği olacaktır.

BMC yi bilmiyorum. Sanıyorum Alman Şirketidir. Türkiye’de otomobil yapma yetkisi verilen 5 şirketten birisidir. Yetki verilen 4 şirkette, Müslüman Ermenidir. Bazı ana ya da teknik parçalarda,  bizim atölyelere sipariş vermeyip, AVRUPA’DA, KENDİLERİ DE İMAL EDEBİLİRLER. OHIO’LU SANAYİCİLERİN, AMERİKAN  - RUS - TÜRKMEN ORTAKLIĞI İLE ÜRETİLECEK ARAÇLAR İLE, İÇ PİYASADA YARIŞIRLAR. Serbest rekabet.

Dünya, anlaşma - uzlaşma dünyasıdır.
Siz de kazanınız. Biz de kazanalım.

İşini iyi yapan, Tüketiciyi memnun edip, gelecek güvencesi veren kazansın.
Avrupa - BMC de çok deneyimlidir.
OHIOLULAR DA, Türk mantık ve bakım sistemine daha yakındırlar. Yıllardır, BMC Satış  - Bakım Servislerinde, - bir tane bile – etnik olarak Türk Bayii yoktur. Bu kesindir. Hepsini inceleyiniz. BMC Bayilerinin tamamı, Müslüman Ermenidirler. Her satışta, çok iyi komisyon veriyorlar. Çok kişiyi zengin ettiler.
Ohio’lular da, etnik olarak Türkmen olanları bayi yapacaklar. Bir denge getirecekler.

…..
O haberi Radyodan duyunca sevindim. Bununla birlikte, Koç ve Sabancı Gruplarının,  -geçmişteki – (Amerikan Elçiliği, Ticaret Müsteşarının elinde boş adam var ise, bu konuyu da inceletmesi dileği) EN İYİ ÇELİK _ SA konusu aklıma geldi. Türkiye’nin en büyük iki holdingi, dünyanın en iyi çelik imalatı yapacakları söylemleri ile,  dönemin hükümetinden çok büyük teşvik almışlardı.  Daha sonra da, ortada ‘çelik’ yok. Bu şirkette kurtarılmıştı. Dönemin Hükümeti ‘büyük para ödedi’ diye duyulmuştu.

Amerikalı Ticaret Uzmanı arkadaş, bir de bu işin, Devlet Arazisi boyutu var mı Yok mu? Ona da bakmasını dileriz.

Araba üretim konusu da, dileriz ona benzemez! BMC, zaten bazı çalışmaları – yerli üretimi, yıllardır yapıyor.

….. 
3.11.2017 10:52



Katkıda bulunanlar

Share it